Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/381 E. 2021/1340 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 18/11/2021

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde,taraflar arasında 01/04/2014 tarihli “…. imzalandığını, bu sözleşmenin 4/a maddesinde yer tesliminin yapılması13. maddesinde ise, sözleşmenin 15 gün içinde tapuya tescil edilmesi gerektiği hususlarının kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşme gereği cezai şart ödemesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL alacağın işlemiş ve işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 20/12/2016 tarihinde davasını ıslah ederek yeni bir dava dilekçesi sunmuş ve talep sonucunu tamamen değiştirmiştir.
Davacı vekili 20/12/2016 tarihli ıslah dilekçesinde,…. sayılı Yönetim Kurulu kararı ile kullanma ve yararlanma hakkı 49 yıllığına davalı …Ş’ye tahsis edilen alanda, davacının akaryakıt ve likit petrol gaz istasyonu ile sosyal tesisler yapma işini üstlendiğini, buna ilişkin olarak 01/04/2014 tarihli “…” imzalandığını, ancak sözleşmenin davalı tarafından haksız yere feshedildiğini, gelir paylaşımı sözleşmesinin 28/1 maddesinde haksız fesih halinde sorumluluğun düzenlendiğini, her ne kadar dava dilekçesi ile cezai şartın tahsili talep edilmiş ise de, sözleşmenin davalı tarafından haksız yere feshedilmesi nedeni ile dava dilekçesindeki taleplerini haksız fesih nedeni ile mahrum kalınan kâr talebi şeklinde ıslah ettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000,00 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan gelir paylaşımı sözleşmesine göre, yapımı planlanan iş için davalı tarafından koordinat noktaları belirtilerek sözleşme imzalandığını, davalının yapı ruhsatı alınması için … resmi müracaatta bulunmasına rağmen …. orman alanı haline getirildiğinden bu talebin reddedildiğini, bu nedenle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 30. maddesinde, mücbir sebepler ve sair ifa hallerinin düzenlendiğini, sözleşmenin kesin hükümsüz hale gelmesi nedeni ile davalıya kusur izafe edilemeyeceğini belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğini, sözleşmeyi haksız yere feshettiğini, bu nedenle davalının sözleşmeden doğan zararlarını tazmin etmesi gerektiğini, mahkemece bilirkişi raporlarına yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini, denetime ve hakkaniyete aykırı olarak düzenlenen hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, davacının uğradığı zararın sözleşme kapsamı ve yasal mevzuata göre incelenerek yeniden hesaplanması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı ve davalı arasında imzalanan 01/04/2014 tarihli gelir paylaşımı sözleşmesinin davalı tarafından feshedilmesi nedeni ile davacının uğradığı kâr kaybına ilişkin zararın davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
16/06/2014 tarihinde davalı … ile davacı …… arasında” …” imzalandığı, bu sözleşme kapsamında sözleşmede belirtilen alanda davacı tarafından tesisler yapılarak bu tesislerin işletilmesi, kiraya verilmesi ile elde edilecek gelirin paylaşılacağının kararlaştırıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Uyuşmazlık, 01/04/2014 tarihli ….. davalı tarafından haksız yere feshedilip edilmediği, eğer haksız fesih var ise, davalının bu haksız fesih nedeni ile kâr kaybına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
01/04/2014 tarihli “…”‘nin “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 28/1 maddesinde “sözleşmenin haksız feshi”, 28/2 maddesinde ise “sözleşmenin haklı feshi”ne ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Aynı sözleşmenin”Ruhsat alınamaması Sebebi ile Fesih” başlıklı 28/3 maddesi ise; “Taraflar projeye konu işlerin, yapım ve işletim ruhsatının alınması için azami gayreti göstereceklerdir. Ancak tarafların elinde olmayan sebeplerle ruhsatın alınamaması durumunda, bununla beraber inşaat ruhsatı iş sahibinden kaynaklanan her hangi bir sebeple alınamaz ise, iş sahibi, yüklenicinin zararlarını karşılaması için iş bu sözleşmenin 28.1 maddesi hükümlerinin uygulanacağını kabul, beyan ve taaahhüt eder.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda … Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 07.12.2006 tarihinde…. karşı dava konusu taşınmazın da içerisinde bulunduğu bir grup taşınmazın orman olarak tescil edilmesi işleminin iptali talebi ile dava açılmış, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih, … sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilerek 81 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan çalışmada orman alanı olarak belirlenen…. yer alan taşınmazın orman sınırlamasının iptali ile arsa olarak … Üniversitesi adına tesciline karar verilmiştir. Verilen bu karar Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 11.02.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu durumda, her ne kadar sözleşmeye konu edilen alan, Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile orman vasfı niteliğini yitirmiş ise de, taraflar arasındaki “Gelir Paylaşımı Sözleşmesinin” imzalandığı tarih itibariyle mahkeme kararının henüz kesinleşmediği ve taşınmazın orman vasfının değişmediği dönemde sözleşmenin imzalandığı, “orman alanı” içerisinde kalan kısım için sözleşme yapan ve basiretli bir tacir olan davacının bu durumun sonuçlarına katlanması gerektiğinin anlaşılması karşısında, mahkemece davanın reddinei ilişkin olarak hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gerekli maktu 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, fazla yatan 1.660,70 TL nispi harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 36/1. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde temyiz yolu açık olmak üzere 16/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….
İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.