Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/238 E. 2021/315 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/238 – 2021/315
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/238
KARAR NO : 2021/315

TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
KA R A R

BAŞKAN : . . (.)
ÜYE : . . (.)
ÜYE : . . (.)
KATİP : .

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2017
NUMARASI :.

ASIL DAVADA:
DAVACI : .
VEKİLİ : Av..
.
DAVALI : .
VEKİLİ : Av. . .

BİRLEŞEN ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN . ESAS SAYILI DOSYASINDA:
DAVACI : .
VEKİLİ : Av..
.

DAVALI : .
VEKİLİ : Av..
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN :TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH :15/03/2021

Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP:Davacı vekili asıl dosya dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında elektrik satışına ilişkin abonelik sözleşmesinin bulunduğunu, davacı tarafından kullanılan elektrik bedeli hesaplanırken parekende satış hizmet bedeli altında davacıdan fazla bedel alındığını, Danıştay 13.Dairesinin 06/04/2011 gün ve 2008/2695 E. sayılı dosyasında verilen karar uyarınca parekende satış hizmet bedeli sabit olması gerekirken nispi olarak taahhuk ettirildiğini, bu nedenle Temmuz 2007 dönemine ilişkin olarak fazla tahsil edilen 2.525,61 TL’nin ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen dosya dava dilekçesinde ise, asıl dosya dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, Temmuz 2007 dönemi hariç olmak üzere Eylül 2006-Aralık2010 dönemleri arasındaki haksız yere tahsil edilen PSH bedelleri olan 119.137,32 TL’nin ödeme tarihinden itibaren gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili asıl ve birleşen dosya cevap dilekçelerinde ve aşamalardaki beyanlarında, yetki, husumet itirazı ve zaman aşımı def”inde bulunmuş, esas yönünde ise yapılan tahsilatların EPDK kararlarına göre yapıldığını, davacının ödeme yaparken ihtirazi kayıtta bulunmadığını belirterek, haksız açılan asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 2.522,82-TL’nin dava tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca gecikme cezası ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine; birleşen Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi….. E. sayılı dosyasında; davanın kısmen kabulü ile 117.348,93 TL’nin dava tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunun 51.maddesi uyarınca gecikme cezası ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf talebinde, faizin ödeme tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, ayrıca asıl alacağa uygulanan gecikme zammına KDV tatbik edilmesi gerektiğini belirterek, kararın bu yönler itibariyle düzeltilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ise istinaf talebinde, usule ilişkin itirazlarını tekrar ederek açılan davanın haksız olduğunu, yapılan tahsilatların mevzuata uygun bulunduğunu, kabule göre ise, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini, asıl alacağa gecikme zammı uygulamasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, haksız yere tahsil edildiği iddia edilen PSH bedellerinin davalı elektrik şirketinden gecikme zammı ve KDV’si ile birlikte istirdatı talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık, fatura ödemeleri kapsamında davalı şirket tarafından tarafından tahsil edilen PSH bedellerinin maktu oranda mı yoksa nisbi oranda mı tahsil edileceği, asıl alacağa gecikme zammı ve KDV uygulanıp uygulanmayacağı ve faizin başlangıcı noktalarında toplanmaktadır.
Danıştay 13.Dairesinin 06.04.2011 tarih ve 2008/2695 Esas ve 2011/1365 Karar sayılı kararıyla, (EPDK)’nın 875 sayılı Kurul kararının ekinde yer alan 20 dağıtım şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplanması ve Tarife Metodolojisinin Perakende Satış Tarifesinin geçiş döneminde uygulanmasına ilişkin II. Bölümünün B bendi ; “Sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret uygulanması gerektiğinin ortada olduğu, kaldı ki buna ilişkin maliyetlerin metodolojinin 1.Bölümünde abone başına sabit bir ücret olarak belirlendiğinin açık şekilde ifade edildiği” belirtilmek suretiyle iptal edilmiştir.
Danıştay 13.Dairesinin anılan kararı ise; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 24.05.2012 tarih ve 2011/1901 Esas – 2012/798 Karar sayılı kararı ile “Davacı şirketin ürettiği elektriği serbest tüketicilere sattığı ve perakende satış hizmet tarifesinin Kwh üzerinden alınmasına ilişkin kuralın “Serbest tüketiciler” yönünden hukuka aykırı olduğu iddiasında bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının dava konusu işlemlerin iptali isteminin “serbest tüketiciler”e yönelik olduğu dikkate alındığından, Daire kararının da “serbest tüketiciler”le sınırlı olarak uygulanacağı belirtilerek onanmıştır.
İptal kararları, iptali istenen tasarrufu ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan kaldırır, geçmişe etkilidir, işlem hiç yapılmamış gibi hüküm ve sonuç doğurur, işlemden önceki hukuki duruma dönülür ve genel etkilidir.
Yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti 08/01/2016 tarihli 2. ek ve 31/05/2016 tarihli 3.ek raporlarında; “Davacıdan asıl davada 2.522,82 TL, birleşen dava için ise 117.348,93 TL’nin fazla PSH bedeli tahsil edildiği, bu bedellere ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiği” bildirilmiştir.
Bilirkişi heyet raporlarının; hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili istinaf talebinde, asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini iddia etmiş ise de, dava istirdat davası olup, davalının davacı tarafından dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinin anlaşılması karşısında asıl alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ilişkin mahkeme kararında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hukuka aykırı bulunan idari işlemler hakkında İdari Yargı yerlerince verilen iptal kararlarının; iptal edilen karara istinat eden, onunla doğrudan doğruya alakalı tasarruflara da etkili olmasına, bu suretle iptal hükmünün, iptal edilen karara dayanan, onunla bağlı bir mahiyet arzeden sonuç işlemleri de ortadan kaldırmak suretiyle geçmişe yürümesine, iptal kararlarının bu özelliğinin dava konusu idari tasarruftan önceki hukuki durumun sağlanması gereğinden kaynaklanmasına göre; davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
21/07/1953 tarihinde yürürlüğe giren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Kanununun 1 ve 3 üncü maddelerinde, bu kanunun uygulanacağı kuruluşlar arasında davacının içinde bulunduğu özel hukuk tüzelkişilerine yer verilmemiştir.
Diğer taraftan, taraflarca imzalanan Elektrik Enerji Satışına ilişkin Perakende Satış Sözleşmesinin 5/g maddesinde”Fatura bilidiriminde belirtilen son ödeme tarihine kadar borç ödenmediği takdirde müşteriye son ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunda öngörülen gecikme zammının günlük olarak uygulanacağı” belirtilmiş ise de, yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre bu hükümde davacı tarafından fatura bedellerinin ödenmemesi durumunda uygulanacak gecikme zammı oranı açık ve net olarak belirtilmediğinden davada uygulanmayacağı anlaşılmıştır.
Buna göre mahkemece; tarafların tacir olduğu da gözetilerek, alacağın avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, 6183 sayılı Kanunu’nun 51. maddesine göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin davalı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan “6183 sayılı Kanunun 51.maddesi uyarınca gecikme cezası ile birlikte” sözlerinin çıkartılarak yerine, “avans faizi ile birlikte” sözlerinin eklenerek, hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde yer alan” 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca gecikme cezası ile birlikte” sözlerinin çıkartılarak, yerine “avans faizi ile birlikte” sözlerinin yazılması suretiyle HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA karar vermek gerekmiştir.
İnfazda duraksamaya yol açmamak için hükmün kesinleşen kısımlarına kararda aynen yer verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-A)-Davacı vekilinin istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
B)-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE ANKARA 11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 27/02/2017 tarih, E.-…… K. sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA karar verilmesine,
1-Asıl davada;
Davanın kısmen kabulü ile 2.522,82 TL’nin dava tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Alınması gerekli 172,33 TL harçtan mahkememiz veznesine peşin yatırılan 43,15 TL’nin mahsubu ile kalan 129,18 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
2-Birleşen Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1748 E. sayılı dosyasında;
Davanın kısmen kabulüne,
117.348,93 TL’nin dava tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Alınması gerekli 8.016,10 TL harçtan mahkememiz veznesine peşin yatırılan 2.034,60 TL’nin mahsubu ile kalan 5.981,50 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.137,91TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.788,39 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
3-Asıl ve birleşen davada yargılama gidereri açısından;
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre takdiren % 98,52’i olan 2.080,20 TL ile (24,30+25,20=) 49,50 TL başvurma ve (43,15+2.034,60=) 2.077,75 TL peşin harç toplamının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar kurulmasına yer olmadığına,
HMK 333.maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

2-Eksik alınan 4,90 TL istinaf harcının davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,

3-İstinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran davalıya iadesine,
4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, 09/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan Üye Üye Katip
. .
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.