Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/226 E. 2021/1289 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 01/12/2021

Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, “…l ile Yürütülmesi” hizmet alımı işinin 22/09/2014 tarihi itibari ile davacı şirkete ihale edilmeden evvel davalı şirket tarafından yürütüldüğünü, davacı şirket bünyesinde çalışan ve evveliyatında da davalı şirket personeli olan bir kısım personelin hizmet akitlerinin kıdem tazminatı hak edecek şekilde sona ermesi ve asıl işveren sıfatıyla dava dışı … … tarafından ödenen kıdem tazminatları nedeniyle davacı şirket hak edişinden 188.095,78 TL kesinti yapılmış ise de, kıdem tazminatı ödenen işçilerin davacı şirket bünyesinde istihdam edildikleri gün sayısı ve son aldıkları ücret üzerinden yapılan hesaplamalar neticesinde davacı şirketin ödenen tazminat miktarının 5.423,85 TL’lik kısmından sorumlu olup, bakiye kısmın işçilerin davalı şirket nezdinde çalıştıkları döneme ilişkin olduğunu ve söz konusu kısımdan davalı şirketin sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 182.668,93 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan rücuân tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, husumet itirazında bulunmuş, davacı şirketin, davalı şirketin ihale şartlarını taşımadığını, işçilerin kıdem tazminatından sorumlu olduğunu ve işçilerin işyeri değişikliği yaptığını bilerek ihaleyi aldığını, bu durumda talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmakla birlikte, tacir olan davacının basiretli bir iş adamı gibi davranması gerektiğini belirterek davanın reddini ve … …’ne ihbarını talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 149.632,99 TL’nin temerrüt tarihi olan 25/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde, kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünün dava dışı … Genel Müdürlüğüne ait olup, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun işçilere ödenen net tutarlar belirlenmeden yapılan hesaplamaları içermesi nedeniyle hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin, işçiyi istihdam ederken işyeri değişikliği yapıldığını, işçilerin kıdem tazminatından sorumlu olduğunu bilmesine rağmen işçiyi istihdam etmiş olduğundan ödediği tazminat bedelini davalı şirketten talep edilmesinin Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davada, dava dışı asıl işveren tarafından tamamı ödendikten sonra son alt işveren sıfatıyla rücuen davacıdan tahsil edilen kıdem tazminatı bedellerinin, işçilerin önceki alt işveren bünyesinde çalıştıkları döneme ilişkin kısmının önceki alt işverenden rücuen tahsili talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, davalı önceki alt işverenin dava konusu alacaktan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ne miktarda sorumlu olduğu noktasında toplanmaktadır.
Hükme esas alınan 06/12/2018 tarihli uzman bilirkişi raporunda; “4857 sayılı İş Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde; “…asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanun’dan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” denilmektedir. Bu itibarla dava dışı idarenin akdi ilişki, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümleri çerçevesinde yaptığı kıdem tazminatı ödemesini taşeron şirketlere rücu hakkı bulunmakla birlikte müteselsil sorumlular arasındaki iç ilişki,Türk Borçlar Kanunu’nun 62. maddesinde düzenlenmiş olup alt işverenin işçisinin alacağını ödeyen asıl işverenin, ödediği miktarın tümünü ya da bir kısmını alt işverene rücu hakkı bulunduğunda, kendine düşenden fazlasını ödemiş olduğu kabul edileceğinden işçiye yaptığı fazla ödemeyi, alt işverenden isteyebilmesi mümkündür.

İdarece, dava dışı taşeron işçilerin ödenen tutarlar ve ödenen tutarlar içerisinde ne kadarlık kısmının önceki taşeron şirkete rücu edilebileceğine dair yukarıda yer alan Yargıtay ilke kararı yol gösterici düzenlemeyi içermektedir. Buna göre, her bir işçinin önceki taşeron firma olan davalı … nezdinde geçen hizmet süresi ile devir tarihindeki ücreti gösterir bordro bulunmadığından fesih tarihindeki ücret asgari ücrete oranlanarak devir tarihindeki ücret tespit edilecek olan ücreti hesaplamaya esas alınarak öncelikle brüt kıdem tazminatı belirlenecek, ardından brüt kıdem tazminatından binde 7,59 damga vergisine karşılık gelen tutarın mahsubu ile her bir işçi açısından rücu edilebilecek net kıdem tazminatı tutarı hesaplanacaktır.
Dava dışı … … tarafından dava dışı işçilere ödenen ve son taşeron firma olan davacı …’ya rücû edilen toplam kıdem tazminatı tutarı içerisinde dava dışı iççilerin önceki taşeron firma olan davalı …’ta geçen çalışma süresi ve devir tarihindeki ücreti ve kendi dönemi dikkate alınarak davalının sorumlu olduğu kıdem tazminat tutarının brüt 150.777,39 TL, net 149.632,99 TL olduğu” belirtilmiş, 22/06/2019 tarihli ek raporda ise; “Ücretlerin kıdem tazminatına esas giydirilmiş brüt ücret olarak kabul edilmesi halinde rücûya konu miktarın brüt 171.408,24 TL, net 170.107,24 TL olduğu” açıklanmıştır.
Önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumlu olduğu 06/12/2018 tarihli raporun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan 05/12/2018 tarihli uzman bilirkişi raporu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davalı vekili istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.221,43TL harçtan davalı tarafından yatırılan 2.555,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.666,08 TL nispi karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, 09/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.