Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/172 E. 2021/1211 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 05/11/2021

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının kiracı olarak bulunduğu işyerini boşaltıp işyerine ait elektrik aboneliğinin sonlandırılması için davalı şirkete başvurduğunu, 13/06/2013 tarihinde nihai faturayı ödeyerek işyerini tahliye ettiğini, söz konusu işyerinin davacının tahliyesi sonrasında dava dışı 3. bir kişiye kiralandığını, aradan yaklaşık 3 yıl geçtikten sonra davacının aynı işyerini tekrar kiraladığında davalı şirket tarafından Ocak 2016 dönemi için 6.475,90 TL’lik elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini, davacının işyerini tahliye ederken kapatma dilekçelerini verip son endeksi ödedikten sonra işyerini tahliye etmiş olması nedeniyle kendi kullanımında olmayan dönem için tahakkuk ettirilen fatura miktarından sorumlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, görev itirazında bulunmuş, esas yönünden ise davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, denetime elverişli bilirkişi raporuna itibar ile dava konusu faturanın davacının abone sözleşmesi imzaladığı dönem sonrası kullanılan elektriğe ilişkin düzenlendiği ve fatura borcundan davacının sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu fatura bedelinin hangi döneme ilişkin olduğunun bilirkişi raporunda tespit edildiğini, fatura konusu dönemde işyerinde davacının değil başka bir kiracının bulunduğunu bu sebeple dava konusu miktardan davacının sorumlu olmadığını belirterek, davanın reddine ilişkin kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, davacı hakkında tahakkuk ettirilen 6.475,90 TL tutarlı elektrik faturasından davacının sorumlu olmadığının tespiti talep edilmektedir.
Davanın ilk olarak açıldığı tüketici mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği asliye hukuk mahkemesi tarafından da görevsizlik kararı verilmiş olup, istinafa konu nihai karar asliye ticaret mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde verilmiştir.
Abonelik sözleşmesini imzalayan abone, sözleşme sona erinceye kadar tahakkuk edecek olan tüketim bedelinden dağıtım yapan kuruma karşı sözleşme gereği sorumludur. Hemen belirtmek gerekir ki, burada kullanımın normal ya da kaçak kullanım olmasının da sonuca etkisi bulunmamaktadır. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve 3.Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Nitekim, aynı ilkeler HGK’nın 27.04.2011 tarih ve…..sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Somut olayda; davacı her ne kadar, işyerini tahliye ettiği dönemde elektrik aboneliğinin sonlandırılması için davalı şirkete başvurduğunu, 13/06/2013 tarihinde nihai fatura bedelini ödeyerek işyerini tahliye ettiğini beyan etmiş ve bu hususa ilişkin olarak, davalı şirket tarafından düzenlenmiş olan “davacının dava konusu faturanın tahakkuk ettirildiği işyerindeki müşterilik hesabının kapanmasına ilişkin 06/06/2013 tarihli başvurusuna istinaden son faturadan itibaren hesaplanan tahmini tüketim bedelinin tahsil edilip tahliye işleminin başlatıldığı” bilgisini içeren tarihsiz belgeyi sunmuş ise de, dosyaya sunulan 28/09/2019 tarihli müzekkere cevabında davacının dava konusu aboneliğine ilişkin 07/06/2013 tarihinde tahliye işleminin görünmekte olduğu ancak sistem kayıtlarında herhangi bir belgeye rastlanılmadığı belirtilmektedir. Bu durumda, davacının, dava konusu aboneliğini sonlandırmak için başvuruda bulunduğu hususunda bir tereddüt yok ise de, davalı şirketin sistem kayıtlarında işlem sonucuna ilişkin herhangi bir belge bulunmadığının bildirilmesi karşısında, davacı tarafından sunulan belge aboneliğin kesin şekilde sonlandırıldığını ispata yeter nitelikte görülmemiştir. Zira, söz konusu belgede ve müzekkere cevabında işlemin akıbetinin ne olduğu hususunda herhangi bir bilgiye yer verilmeksizin sadece aboneliğin sonlandırılması işleminin başlatıldığı belirtilmiş olup, dosya kapsamında işlemin aboneliğin sonlandırılması şeklinde sonuçlandığı hususunda başkaca bir bilgi ve belgeye de rastlanmamıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise özetle; davacının 21/12/2015 tarihinde abone olup perakende satış sözleşmesi imzalandığı, taraflara, kullanım yerine ve sayaç ve/veya ölçüm sistemlerine ilişkin bilgiler başlıklı tutanağın düzenlenerek söz konusu tutanakta sayacın başlangıç endeksinin belirlendiği, 08/01/2016 tarihli faturadaki ilk okuma tarihi ve endekslerinin tutanaktaki ile aynı olup, 07/01/2016 okuma tarihi itibariyle belirlenen son endekslere göre dava konusu faturanın, elektriğin kullanıldığı işletmeye ve kullanılan döneme ait olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Raporun; hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen elektrik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumlu olacağından ve eldeki davada davacının fatura konusu işyerine ait aboneliğinin sonlandırıldığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ispatlanamamış olması karşısında mahkemece davanın reddine dair kurulan hükümde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, bilirkişi raporu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; verilen kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 4,90 TL istinaf harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.