Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/1110 E. 2022/391 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1110
KARAR NO : 2022/391

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2019/538 E.- 2020/483 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 25/03/2022

Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, dava dışı … tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik haklarının tahsili için davalılar aleyhine Eskişehir 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, davacının davalının ödemesi gereken miktarı da ödediğini ileri sürerek, fazla ödenen 18.667,09 TL’nin tahsili amacı ile davacı tarafından davalı aleyhine Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2019/10920 E.sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını belirterek, takibe vâki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, akabinde 24.08.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 21.08.2020 tarihli bilirkişi raporuna istinaden 10.890,36 TL alacağın 2.384,95 TL artış ile 13.275,31 TL’ye çıkarılmasına ve davalının Ankara 22.İcra Müdürlüğü’nün 2019/10920 E.sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 13.275,31 TL’lik kısmının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının davalı adına yapmış olduğu herhangi bir ödeme bulunmadığını, davalının gerekli ödemeleri yaptığını belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile davalının Ankara 22.İcra Müdürlüğü’nün 2019/10920 E. sayılı icra takibine yönelik itirazının 13.275,31 TL asıl alacak yönünden iptaline, alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin devamına, hüküm altına alınan 13.275,31 TL’nin %20’sine karşılık gelen 2.655,06 TL inkâr tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davalının koşulları bulunmayan tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, açılan davanın ıslah ile alacak davasına çevrilmeden, itirazın iptali davasında bedel artırımına gidilemeyeceğini, hatalı bilirkişi raporuna göre sunulan belgeler değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu alacak likit olmadığından icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, davalı ile arasında adi ortaklık bulunan davacı tarafından dava dışı işçiye davalı adına ve ortaklık adına ödenen işçilik haklarının davalıdan tahsili için yapılan icra takibine vâki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatı talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2.ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1.fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklıktan kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, bu haliyle davacının TTK hükümlerine göre, adi ortaklığa konu sözleşmelerde dikkate alınması suretiyle tacir sıfatına haiz olup olmadığının araştırılarak, tacir olması halinde uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi içinde olduğu, tacir sıfatını haiz olmadığında ise Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davanın görülmesi gerekir.
O halde mahkemece, davanın taraflarının tacir olup olmamasına göre uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması halinde davaya devam edilmesi, değilse Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bu durumda davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-)ANKARA 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 23/09/2020 tarih, 2019/538 E.- 2020/483 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-)Davalı tarafından yatırılan peşin harcın talep halinde iadesine,
5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a- maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.