Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 04/10/2021
Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirket ile davacı arasında … imzalandığını, sözleşmeye göre düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, davalı hakkında T.C … ile icra takibi başlatıldığını, davalıya gönderilen ödeme emrine karşı haksız olarak yetkiye ve borca itiraz edildiğini ileri sürerek takibe yapılan vaki itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığından HMK.’nun 114/2., 115/2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin 7155 sayılı Yasayı ve Yönetmeliği gözetmeden hukuka aykırı karar verdiğini, taraflar arasında … imzalandığını ve buna göre faturaların ödenmediği için takip yapıldığını, takibin … üzerinden yapıldığını, Ankara’da … takip sisteminden açılan takiplerde 33. İcra Müdürlüğünün yetkili kılındığını, Yönetmeliğin 11.maddesinde hem yetkiye hem borca itiraz halinde yapılacak işlemlerin düzenlenmediğini, davalının itirazında yetkili icra müdürlüğünü Kahramankazan İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu ileri sürdüğünü, … üzerinden takip yapıldığı için takibin Ankara 33. İcra Müdürlüğünde başlatılmak zorunda kaldığını, Kahramankazan’da Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığından bu tür uyuşmazlıklara Ankara Batı Ticaret Mahkemelerince bakıldığını, yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin olduğunu ve yetkili mahkemede dava açıldığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, taraflar arasında düzenlenen … kapsamında davalı aleyhine düzenlenen ve ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
Mahkemece, yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığından HMK.’nun 114/2, 115/2. Maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
2019/293945 nolu … dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından, 10/08/2019 tarihli … takip talebi ile davalı aleyhine 35.693,77 TL tutarında alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından yetkili icra dairelerinin Kahramankazan İcra Daireleri olduğu belirtilerek takibe, yetkiye, borca, faize ve fer’ilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un “Kapsam” başlıklı 2. maddesi; “1) Bu Kanun, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ve diğer mevzuatta düzenlenen abonelik sözleşmeleri ile bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan ve avukatla takip edilen para alacaklarına ilişkin icra takiplerini kapsar. (2) Birinci fıkra kapsamındaki icra takipleri ancak bu Kanunda belirlenen yöntemle başlatılabilir. Aksi hâlde icra dairesi takip talebini reddeder.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 4/2-c maddesinde; “Takip talebinde aşağıdaki hususlar yer alır: …(c) Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası: tüzel kişi ise unvanı, vergi kimlik numarası, biliniyorsa ticaret sicil numarası ve Merkezi Sicil kayıt Sistemi numarası: adresi, biliniyorsa telefonu ve elektronik iletişim bilgileri”nin yazılacağı hususunun belirlendiği, böylece … ile bütün abone sözleşmeleri kapsamında tüketici-tacir ayrımı yapılmadan bütün aboneler hakkında …’nin uygulanacağı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Yine aynı Kanun’un “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 7.maddesinin 1.bendinde “Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak ödeme emrine itiraz edebilir, 3.bendinde; “Süresi içinde borca yapılan itiraz üzerine icra takibi durur. Duran takip hakkında, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır” denilmektedir.
Nitekim, 29.05.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan, 01/06/2019 tarihinde yürürlüğe giren Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Yönetmeliğin “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 11/6.maddesinde “Duran takip hakkında 2004 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
İİK.’nun 50. maddesinde; “Para ve teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunur” denilmektedir.
TBK’nun 89.maddesinde “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1.Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2.Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde
3.Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6. maddesinde; “Genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir”, 10.maddesinde ise “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” denilmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen 04/05/2016 tarihli Mobil Telefon Kurumsal Abonelik Sözeşmesi’nin 7.maddesinde yetkiye ilişkin olarak, “Abonelik sözleşmesinin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde kurumsal aboneler için İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olacaktır” hükmü düzenlenmiştir.
HMK.’nun “Yetki sözleşmesi” başlıklı 17.maddesinde, düzenlenen; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü gereğince, tarafların İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerini yetkili kıldıkları anlaşıldığına göre, mahkemece; kurulan hükümde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
…
İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.