Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/103 E. 2021/1212 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : ASIL DAVADA DAVALI/BİRLEŞEN DAVADA DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 27/10/2021
Mahkemece verilen karara karşı asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davacı adına …. nolu su aboneliği bulunduğunu, davalı kurum görevlileri tarafından 10/05/2013 tarihinde şirket adresine gelinerek ilk okuma tarihi 10/04/2013 – son okuma tarihi 10/05/2013 olan fatura düzenlenerek toplam 23.960,62 TL bedelli fatura tanzim ve tebliğ edildiğini, davacının fatura adresindeki iş yerine ait taşınmazın ve arazinin maliki olduğunu, taşınmaz içerisinde bulunan artezyen kuyu suyunun kullanıldığını, davacının aynı zamanda kuyu suyu aboneliği bulunduğunu, davacının aboneliğe dayalı davalının tahakkuk ettirdiği, tüm faturaları eksiksiz ve zamanında ödediğini, davacı şirketin otomotiv yan sanayi parça imalatı işi ile iştigal ettiğinden kuyu suyunun aynı zamanda tezgahlarda soğutma amacı ile imalatta da kullanıldığını, sayaç üzerinde yer alan tüketim miktarının gerçek kullanım ve atık suya konu edilebilecek bir tüketim olmadığını, yeşil alan sulaması ve aynı zamanda imalatta kullanılması gibi hususların davalı tarafından göz önüne alınmadan fahiş oranda tahakkuk yaptırıldığını belirterek, davacı şirketin 10/05/2013 tarih ve …. numaralı 24/05/2013 son ödeme tarihli faturaya istinaden 23.960,62 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davacı idare tarafından, borçlunun adına 28.149,38 TL su bedeli borcu bulunduğunun tespit edildiğini, Kazan İcra Müdürlüğü’nün…. sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, borçlunun borcun Eylül 2013 Mart 2014 ve Nisan 2014 dönemlerine ilişkin borcunu kabul ettiğini ancak Mayıs 2013 dönemi faturası asıl borç miktarına, işletilmiş ve talep edilen faiz oranına, gecikme zammı oranına, işletilen faiz miktarına itiraz ederek itiraz edilen bu miktar için takibi durdurduğunu belirterek, haksız itirazın iptaline, takibin devamına, borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının …. numarasına kayıtlı kuyu abonesi olduğunu, davacının iş yerinde 03/02/2013 tarihinde yapılan denetlemede firmanın pis su giderinin davalıya ait kanalizasyon şebekesine bağlı olduğunun tespit edildiğini, 09/07/2008 tarihinden beri ilgili firmaya fatura tahakkuk ettirilmediği anlaşıldığından aboneliğinin aktif hale getirilmesi için ilgili birime yazı yazıldığını, aynı şekilde aboneliğin … seri numaralı sayacı üzerindeki endeks 7841 m3 okunarak fatura çıkarıldığını, Tarifeler Yönetmeliği doğrultusunda işlem yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yapılan faturanın, davalı tarafından menfi tespit davasına konu edildiğini, Ankara 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. numarasında derdest dava bulunduğunu, dava konusu edilen ve icra takibine konu yapılan faturanın davalıya ait taşınmaz üzerinde faaliyette bulunan işyerine ilişkin su faturası olduğunu, oysa davalıya ait taşınmaz sınırları içerisinde bulunan artezyen kuyu suyu kullanıldığını, kuyunun kullanımına dair … tarafından tanzim olunmuş kullanma belgesinin bulunduğunu, davalı şirkete tahakkuk ettirilen su meblağının gerek tüketim miktarı gerek bedel anlamında gerçek kullanım ve atık suya konu edilebilecek bir tüketim olmadığını belirterek, davanın reddine, davalı lehine davacının %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 25/12/2018 tarih, ……. sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından düzenlenen 10/05/2013 tarihli …. numaralı fatura nedeniyle davacının davalıya 13.326,23 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, Kahramankazan İcra Müdürlüğünün ……Esas sayılı takibe davalının kısmi itirazının 10.634,39 TL asıl alacak, 1.973,60 TL işlemiş faizi ve 355,24 TL KDV olmak üzere toplam 12.963,23 TL üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporu hatalı olduğundan bu rapor esas alınarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, sayacın son okuma tarihi 08.04.2014 olup, bu sayaçta 282 günde 2.286 m3 tüketim yapıldığını, tüketim dikkate alındığında ortalama bir günlük tüketimin 8,106 m3 olduğunu, fatura edilmeyen dönem olan 2.245 gün 8.106,m3 ile çarpıldığında toplam 18.197 m3 yaptığını, bu hesap üzerinde fatura çıkartılarak tahakkuk gerçekleştirildiğini, bilirkişinin yaptığı hesabın hatalı ve 2013/5 döneminde tahakkuka bağlanmış 23.960,62 TL’lik faturanın doğru olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararın kaldırılmasına, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, kaçak atık su kullanımdan kaynaklanan fatura borcundan dolayı sorumlu olmadığının tespiti, birleşen dava ise atık su bedeline ilişkin düzenlenen faturalara dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asıl davada Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 30/10/2014 tarih, … K. sayılı kararı ile “davanın kısmen kabulüne, davacının davalı tarafından düzenlenen 10/05/2013 tarihli …. numaralı faturada talep ettiği 23.960,62 TL alacağın, 13.326,23 TL’ sinden borçlu olmadığının TESPİTİNE, fazla talebin reddine karar verilmiş, bu kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 03.11.2016 tarih,…… sayılı ilamı ile “… mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari dava olup, o yerde müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi bulunduğundan görevsizlik kararı verilmeli, olmadığında ise davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesi olarak sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 13/07/2017 tarih…… sayılı kararı ile uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin, 26/12/2017 tarih, …. K. sayılı kararı ile aradaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle dava dosyasının Ankara 13 Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. sayılı dosyası ile birleştirilmesine, müteakip işlemlerin üzerinde birleştirme kararı verilen Ankara 13 Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 24/12/2019 tarih,……. sayılı ilamı ile Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı hakkında bozma kararı verildiği, bu aşamadan sonra, görevli Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp karar verildiği, aleyhine kanun yoluna gidilen kararın, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetiminin söz konusu olmadığı gerekçesiyle 25/12/2018 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi “İstinaf” olup, görevli merciinin de Bölge Adliye Mahkemesi olduğu belirtilmiştir.
Kahramankazan İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı icra dosyasının incelenmesinde; birleşen davada davacı alacaklı vekili tarafından, davalı borçlu aleyhine 28.149,38 TL su bedeli ve 5.382,91 TL işlemiş faiz ve 968,92 TL KDV olmak üzere toplam 34.501,21 TL alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 22/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 29/09/2014 tarihli dilekçe ile mayıs 2013 dönem faturası dışındaki diğer faturalar bakımından borcun ferilerine, mayıs 2013 dönem faturası yönünden borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin itiraz edilen miktar açısından durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece görüşüne başvurulan makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişiler 10/09/2018 tarihli raporlarında, davacının ödemesi gereken takibe konu kısmi itiraz kapsamındaki atık su bedelinin 10.634,39 TL, işlemiş faizin 1.973,60 TL ve işlemiş faiz üzerinden hesaplanan %18 oranında KDV’nin 355,24 TL olduğunu” ifade etmişlerdir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile
1-Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl davada Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 910,31 TL harçtan davalı tarafından yatırılan 227,57 TL nin mahsubu ile bakiye 682,74 TL nispi karar ilam harcının ve birleşen davada eksik alınan 14,90 TL istinaf harcının toplamı olan 697,64 TL harcın asıl davada davalı/birleşen davada davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran asıl davada davalı/birleşen davada davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 26/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.