Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/1025 E. 2022/368 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1025 – 2022/368
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1025
KARAR NO : 2022/368

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2020
NUMARASI : 2018/724 E., 2020/471 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 25/03/2022

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirketin abonesi olan davalının ödemediği 3 adet fatura bedelinin tahsili amacıyla Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2018/6576 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6576 sayılı dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 108.489,42 TL asıl alacak, 11.391,06 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 119.880,48 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 6183 sayılı yasa gereği değişen oranlarda gecikme faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan tutarın %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ana para alacağının yanlış hesaplandığını, işleyen gecikme faizine % 18 oranında KDV uygulanması talebinin reddinin açıkça kanun ihlali olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, ödenmeyen fatura bedellerinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosya arasına alınan Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6576 E. sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından, borçlu davalı aleyhine, 111.541,36 TL elektrik tüketim bedeli, 11.801,66 TL gecikme faizi, 2.124,30 TL KDV olmak üzere toplam 125.467,32 TL alacak için ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 19/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 19/06/2018 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği ve 28/06/2018 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan 30/09/2019 tarihli uzman bilirkişi raporunda özetle; “Mayıs 2016-Ağustos 2016 dönemlerine ait faturalarda eski borçlar için % 1.40 olarak gecikme cezası hesaplandığı ve KDV matrahına eklendiği, icra takibinde olan Ağustos 2016 dönem faturası içinde yer alan 25,5 TL gecikme cezasının mükerrerlik teşkil etmemesi için bu faturadan çıkarılması gerektiği, davacı şirket vekili tarafından sunulan 10/09/2019 tarihli yazıda bahsedildiği üzere 07/06/2016 vade tarihli 42.327,80 TL bedelli faturadan davalı abone tarafından yatırılan güvence bedelinin mahsup edildiği ve bakiye 36.380,69 TL’nin talep edildiğinin bildirildiği, bu durumda 42.327,80-36.380,69=5.947,11 TL güvence bedeli olarak mahsup edildiği anlaşılmakla birlikte dosya kapsamında davalı tarafından yatırılan güvence bedeline ait makbuzun bulunmadığı, ancak yine dosya kapsamında mevcut bağlantı anlaşması ekinde güvence bedeline ait bilgilerde davalı abone güvence bedelinin 7.800,00 TL olarak hesaplandığı ve 3.900,00 TL peşin kalan kısmın 2 taksitte ödeneceğinin kararlaştırıldığı, dosya kapsamında bulunan 2 adet ödeme listesinde güvence bedeli olarak tanımlanmış ve yanlarında (-) bulunan tutarların kontrol edilmesi neticesinde bu tutarların 28/02/2017 tarihinde güncellenmiş güvence bedeline ait tutarların hesaplardan mahsubu olarak değerlendirildiği, hesaplardan mahsup edilen ve güvence bedeli olarak adlandırılan tutar toplamı 8.441,80 TL iken Mayıs 2016 faturasında mahsup edilen tutarın 5.947,11 TL olmasının çelişkili olduğu, davacı şirket tarafından takip talebinde gecikme faizine KDV eklenmiş olup, 3065 sayılı KDV Kanununun 10. maddesinde açıklandığı üzere, takip tarihi itibariyle işleyen gecikme zammının bir mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin olmadığı, elektrik dağıtım veya kullanımına ait bedelin tahakkuk ettirilerek faturaya KDV dahil edildiği, dolayısıyla gecikme zammının vergiyi doğuran bir olay olmadığı ve gecikme cezasına KDV uygulanamayacağı, davacı tarafından bildirildiği şekilde 5.947,11 TL güvence bedelinin mahsubu ile yapılan hesaplama neticesinde toplam alacağın 123.351,45 TL, güvence bedelinin güncel tutarı olan 8.999,06 TL’nin mahsubu ile yapılan hesaplama neticesinde ise toplam alacağın 119.880,48 TL olacağı” belirtilmiştir.
Raporun esas itibariyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu ancak gecikme zammına KDV uygulanıp uygulanamayacağı hususunda yanlış değerlendirmeler içerdiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, dava konusu borç 3 adet tüketim faturasından kaynaklanmakta olup, taraflar arasında imzalanan perakende satış sözleşmesinin 5. maddesinde son ödeme tarihine kadar borç ödenmediği takdirde 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı oranının uygulanacağı hükmüne yer verildiği görülmüştür.
Diğer yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK)’nun 1. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında; “Her türlü mal ve hizmet ithalatı” ile “Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler”in katma değer vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra; Kanunun 2. maddesinin 3. bendinde; “Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri şekillerdeki dağıtımların da mal teslimi” olduğu ve yine anılan Kanunun 10. maddesinin (g) bendinde ise “Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri enerji dağıtım veya kullanımlarında bunların bedellerinin tahakkuk ettirilmesi”nin vergiyi doğuran olay olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda söz konusu yasal düzenlemeler karşısında gecikme zammına KDV uygulanması gerekirken mahkemece, bilirkişi raporunda yer alan ” gecikme zammının vergiyi doğuran olay olmadığı ve gecikme cezasına KDV uygulanamayacağı” yönündeki hatalı değerlendirmeler doğrultusunda gecikme zammına KDV uygulanmaksızın hesaplanan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-) ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 28/09/2020 tarih,
2018/724 E., 2020/471 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-) Davacı tarafından yatırılan peşin harcın talep halinde iadesine,
5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a- maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.