Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/1016 E. 2022/319 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1016 – 2022/319
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1016
KARAR NO : 2022/319

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI : 2016/695 E. 2020/247 K.

DAVACI : … SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ.
VEKİLLERİ :

DAVALI : … PERAKENDE SATIŞ ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 22/03/2022
Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 4 nolu üç zamanlı tek terimli orta gerilim sanayi grubuna ilişkin abonelik- hizmet sözleşmesi düzenlendiğini, hizmetin iş yerinde kullanıldığını, onaylı proje kapsamında reaktif enerji ölçüm sayacını da içerdiğini, faturaların düzenli olarak ödendiğini, abonelik başlangıcından itibaren genel olarak reaktif bedel kullanımı olmaksızın, bazı aylar ise maksimum 300,00-400,00 TL arası reaktif enerji bedeli ödendiğini, fatura toplamının da 5.000,00-6.000,00 TL arasında farklılık gösterdiğini, 14/10/2015 tarihinde yapılan kontrolde sayacın sökülerek yerine yeni bir cihaz takıldığını, 415,10 TL olarak tahakkuk ettirilen reaktif bedelin 26/11/2015 tarihinde 1.371,75 TL, 28/12/2015 tarihinde 1.136,31 TL ve 30/01/2016 tarihinde ise 17.741,55 TL’ye yükseldiğini, yükselen faturalar nedeni ile yapılan itiraz üzerine cihazın sökülerek Ankara Valiliği Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğünce incelendiğini, cihazda dijital hata görülmediğinin bildirildiğini, itiraz üzerine 08/02/2016 tarihinde takılı cihazın yeniden sökülerek yerine yenisinin takıldığını, reaktif kullanım olmaksızın tahakkuk ettirilen tutarın yeniden 4.000,00-5.000,00 TL seviyesine indiğini, ödenmek zorunda kalınan fatura bedellerinin yanlış hesaplandığının sayaç değişikliği ile ortaya çıktığını, davalı işyerinde bahsi geçen tarihler aralığında olağanüstü bir üretim yoğunluğu olmadığını, aksine üretim düşüşünün yaşandığını, hatalı tahakkuk edilen faturaların ödenmek zorunda kalındığını, elektrik faturasının birdenbire 5-6 katına ulaşmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, belirterek, davacı şirketin … seri nolu sayaç kullanımı sırasında haksız, hukuksuz olarak ödemiş olduğunu, tüketim, sistem kullanımı, tekabül eden vergi ve fonlar ile diğer kalemlere ilişkin olarak, gerçek kullanımın tespiti ile kullanım dışında aksedilen bedellere istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL ‘nın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde, davalının Perakende Satış şirketi olduğunu, davaya konu işlemlerin dağıtım şirketi tarafından yürütüldüğünü, bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre davalı şirket tarafından verilen hizmetin reaktif enerji bedelini de kapsadığını, EPDK tarafından düzenlenen dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler ve görevli tedarik şirketlerinin tarife uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar gereği üreticilerin sisteme aktif enerji verirken aynı zamanda sistemden reaktif enerji çektiğinde, reaktif enerji tarifesi uygulandığını, aynı mevzuatın 13’üncü maddesine, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 16. maddesine ve gerekse sözleşmede yer alan ölçüm sistemlerine ilişkin hükümlere göre reaktif elektrik enerjisi üretimi ile ilgili mevzuat uyarınca tespit edilen sayaçlar ve uygun şekilde tesis edilerek ölçüm sistemleri kurulmak suretiyle ölçüldüğünü, reaktif bedel kullanımı olmaksızın maksimum reaktif enerji bedeli ödenmiş olduğuna ilişkin beyanın gerçek dışı olduğunu, aktif enerjinin iş gören reaktif enerjinin iş görmeyen enerji olduğunu, iş görmemekle birlikte reaktif enerjinin de aktif enerjinin güce dönüşebilmesi için manyetik alan oluşturan gerekli bir enerji olduğunu, dolayısıyla kendiliğinden tüketilen bir enerji türü olduğunu, fazla reaktif enerji kaydedildiği iddia edilen dönemde … nolu sayacın takılı olduğunu, davacı tarafından yapılan itiraza yönelik olarak bu sayacın söküldüğünü ve yetkili birim olan Ankara Valiliği Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü tarafından denetiminin yapıldığını, denetim sonucunda sayaçta herhangi bir arıza olmadığını ve kaydettiğini, tüketim bedelinin doğru olduğunun tespit edildiğini, tahakkuk ettirilen fatura bedelinin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı şirket tacir olup, TTK’nun 18/2.maddesi uyarınca basiretli iş adamı gibi hareket ederek tesislerine ait elektrik tesisatlarını, güç kompanzasyon sistemlerini korumakla, bakımlarını zamanında yapmakla ve yaptığı elektrik tüketimlerini takip etmekle yükümlü olup, oluşan arızayı zamanında tespit etmeyerek ve müdahale etmeyerek sisteme kapasitif reaktif enerji verilmesinden kaynaklı sorumluluğu bulunduğu gibi, yine sayacın uyuşmazlığa konu dönemde doğru tüketim kaydı yaptığının ölçü ve ayar kanunu mevzuatına göre yetkili ve görevli resmi merci tarafından belirlenmiş olması davaya konu tüm faturaların sayacın kaydettiği aktif ve reaktif tüketim miktarlarına göre ve doğru düzenlenmiş olması karşısında davacının yapmış olduğu ödemeyi geri istemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, HMK.’nun 279/4.maddesinde bilirkişinin hukuki değerlendirme yapamayacağını, sayacın muayeneden sağlam çıktığını, ancak imha edilmiş olmasının çelişkili olduğunu, sayacın sağlam olması halinde yeniden kullanılabileceğini, bilirkişinin varsayımsal değerlendirme yaptığını, olağan dışı tüketimin yalnız 4 ayda olduğunu, arızanın sayaçtan bağımsız başka bir sebebe dayandırılmasının tesadüfi ve hayali olduğunu, gerekli tespitin yapılamadığını, yeni sayacın takılması ile faturaların normale döndüğünü, bilirkişinin varsaydığı “Güç kompanzasyon sisteminde” herhangi bir arıza olmadığının ortaya çıktığını, pano üzerinde tamirat yapılmadığını, basiretli tacir olarak tüm bakım ve onarım işlerinin yapıldığını, arızanın her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın sayacın takılı olduğu zaman diliminde mevcut olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, elektrik tüketiminden kaynaklanan alacak talep edilmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hakim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; “Aralarında sözleşme ilişkisi bulunan tarafların, yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine ve düzenleyici kurum olan EPDK kararlarına uymakla yükümlü oldukları, uyuşmazlık kapsamında geçerli olan Yönetmelik ile düzenleyici kurum olan EPDK tarafından yürürlüğe konan Usul ve Esaslara göre; yasal olarak tesis edilmiş doğru kayıt yapan sayaç değerlerine göre tüketim miktarının tespiti ve bu tüketimin meri birim fiyatlarla tahakkuku gerektiği, uyuşmazlığa konu dönemde tesisatta takılı olan … seri nolu sayacın doğru şekilde tüketim kaydı yaptığının tabi olunan Ölçü ve Ayar Kanunu mevzuat çerçevesinde ilgili kurum bilim Sanayi ve Teknoloji bakanlığı teşkilat görevlilerince yapılan test sonucu belirlenmiş olduğu ve sayaç değerlerine itibar edilmesi gerektiği, davalı şirketçe düzenlenen dava konusu faturaların sayaç değerlerine ve mevzuata uygun ve doğru şekilde tahakkuk ettirildiği, davacının dava kapsamında bir alacağının olmadığı” açıklanmıştır.
Bilirkişi raporunun, dava konusu ihtilafı giderici nitelikte olmadığı anlaşıldığından, hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülmemiştir.
Bu durumda, mahkemece; abonelik başlangıcından itibaren maksimum 300,00- 400,00 TL arası reaktif enerji bedeli ödendiğini, fatura toplamının da 5.000,00-6.000,00 TL arasında farklılık gösterdiğini, davacı işyerinde tesisat üzerinde 14/10/2015 tarihinde yapılan rutin sayaç kontrolü sonrasında … nolu eski sayacın sökülerek yerine … nolu yeni bir cihaz takıldığını, davalı tarafından yapılan bu sayaç değişimi müteakip 26/10/2015 tarihli belge ile 415,10 TL olarak tahakkuk ettirilen reaktif bedelin 26/11/2015 tarihinde 1.371,75 TL, 28/12/2015 tarihinde 1.136,31 TL ve nihayetinde 30/01/2016 tarihinde 17.741,55 TL’ye yükseldiğini, 08/02/2016 tarihinde takılı olan … nolu cihazın yeniden söküldüğünü ve yerine … nolu yeni bir sayaç takıldığını, akabinde faturaların reaktif enerji kullanımı olmaksızın yeniden 4.000,00-5.000,00 TL seviyesine indiği yönünde davacı taraf iddiaları doğrultusunda fazla fatura ödenme sebebini açıklayıcı, güç kompazisyon sisteminde arıza olup olmadığı, var ise arızanın neden kaynaklanığı, sorumluluğun kime ait olduğu yönünde gerekli incelemenin yapılarak konusunda uzman bilirkişi heyetinden hüküm kurmaya ve denetime elverişli düzenlenecek rapor doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, mahkemece; dava konusu ihtilafı çözücü nitelikte bilirkişi incelemesi yapılmadan, gerekli deliller toplanmadan, yeterli inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
İnceleme 6100 sayılı HMK’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-)ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 25/06/2020 tarih, 2016/695 E., 2020/247 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-) Davacı tarafından yatırılan peşin harcın talep halinde iadesine,
5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a- maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.