Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2019/902 E. 2021/348 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 11/03/2021

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirketin, davalı şirkete ait araçların bakım onarım işlemlerini yaptığını,…. plakalı aracın 06/04/2017 tarihinde tamir edildiğini, tamir bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla Ankara 6. İcra Müdürlüğünün …..sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı şirket tarafından talep edilen borca itiraz ettiklerini, şirket kayıtlarında talep konusu faturaların yer almadığını, ihtarname gönderildiğini, davacıya….plakalı araç tamiri nedeniyle borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının verilen hizmeti ve fatura içeriğini ispat edemediği, davacının iddiasını ispata yarar hiçbir belge sunmadığı, davalının ticari defterlerinde dava konusu faturaların kayıtlı olmadığı ve davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddi ile %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, eksik, yanlı ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, ek raporla itirazlarının karşılanmadığını, aracın motor ve direksiyonun tamir edildiğini, fatura içeriğinin buna ilişkin olduğunu, davalı şirketin bu durumdan haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 14 ay geçmiş olsa bile araç üzerinde inceleme yapıldığında tamirat bedelinin belirlenebileceğini, ancak bilirkişinin incelemediğini, motor yenileme işinin başka usta tarafından yapıldığını, faturasının ve hesap fişinin olduğunu, tamiratın ispatlandığını, konusunda uzman bilirkişilerden yeniden rapor alınması gerektiğini, aleyhe %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedildiğini, maddi vakıanın tanıkla ispatının mümkün olduğunu, tanık deliline dayanıldığını ancak dinlenmediğini ve yemin haklarının hatırlatılmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava araç tamirinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda özetle; davacı tarafça, takibe ve davaya konu edilen 06/04/2017 tarihli ve…. seri numaralı 11.961,66 TL tutarlı faturanın içeriğiyle ilgili olarak davalıya verilen hizmeti kanıtlayacak servis fişi, iş emri gibi belgelerin ibraz edilmediği, takibe konu edilen söz konusu faturanın ise davalının yasal/ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı tarafça takibe konu edilen faturanın içeriğiyle ilgili olarak davalıya hizmet verildiği kanıtlanamadığı takdirde söz konusu faturaya dayalı olarak davalıdan bir talepte bulunamayacağı, takibe konu edilen fatura içeriğine ilişkin hizmetin davalıya vermiş olduğunun ispatlanması şartıyla takip tarihi itibariyle davacı tarafın davalıdan talep edebileceği tutarın 4.672,80 TL asıl alacak, 344,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.017,27 TL olduğu, rapora karşı yapılan itirazların yersiz olduğunu bildirilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
Usul hukukumuzda senetle ispat zorunluluğu ( HMK m. 200 ) , yine senede karşı da senetle ispat zorunluluğu ( HMK m. 201 ) ilkesi benimsenmiştir. Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk lirasından az miktarda olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ile ispat edilebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, senetle ispat zorunluluğuna ilişkin kuralın istisnaları da HMK’nın 203. maddesinde düzenlenmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. maddesinde; “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Aynı Yasanın 203. maddesinde ise , senetle ispat zorunluluğunun istisnaları sayma yöntemiyle belirlenmiştir. Bunlardan biri de altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler olup, bu kişiler arasındaki işlemler miktar ve değerine bakılmaksızın tanıkla ispat edilebilir.
İİK’nun 67/2.maddesinde takip talebine itiraz edilmesi üzerine alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
İİK 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötüniyet tazminatı olup borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötüniyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötüniyetli değilse aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilemez.
Somut olayda her ne kadar mahkemece, reddedilen alacak miktarı üzerinden davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş ise de davacının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilememiştir. Bu nedenle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Bu durumda, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca, davacının kötü niyetli olarak icra takibi yaptığı ispat edilemediği gözetilerek davacı aleyhine asıl alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın ikinci fıkrasında yazılı “asıl alacak miktarının %20 si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkartılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine, davacı vekilinin bu konudaki istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince DÜZELTEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR verilmesi gerekmiştir.
İnfazda duraksamaya yol açmamak için hükmün kesinleşen kısımlarına kararda aynen yer verilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davacı vekilinin sair istinaf talebinin ESASTAN REDDİ ile kötü niyet tazminatına ilişkin istinaf talebinin KABULÜNE,
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden…..maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-Alınması gerekli 44,40 TL harcın, peşin alınan 221,30TL harçtan düşümü ile fazla alınan 176,90 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
B-İstinaf harç ve yargılama giderleri yönünden,
1-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 32,63 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.