Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2019/1447 E. 2021/747 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : ADİ ORTAKLIK-MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 23/06/2021

Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, davacı şirketin dava dışı kooperatif ile aralarındaki 02/01/2003 tarihli eser sözleşmesi gereği üstlendiği işi bitirerek teslim ettiğini, 12/01/2005 tarihli tutanak ile davacının dava dışı kooperatiften 92.259 YTL hak ediş alacağının belirlendiğini, ancak davalılardan …’ın şirkette kâr ortaklığı iddiasında bulunarak baskı yapması neticesinde dava dışı kooperatifin hak edişlerini davacı şirkete ödemediğini, davacının daha fazla zarara uğramamak adına hak edişlerin karşılığı olan senetlerin 12/01/2005 tarihli protokol ile diğer davalı … ‘ye yediemin olarak teslim edildiğini, davalı …’nin yedieminlik görevinin dışına çıkarak bir kısım senet bedellerini tahsil ettiğini, diğer senetlerin de davalı …’in elinde bulunduğunu belirterek, davalı …’nin elinde bulunan 50.159 YTL tutarındaki lehdarı davacı şirket olan 9 adet senedin iadesine, davalı tarafından tahsil edilen 32.000 YTL’nin tahsil tarihleri itibariyle işleyecek ticari faizleri ile birlikte iadesine, davalı …’ın davacı şirketle kâr ortağı olduğuna ilişkin çekişmenin giderilmesine, senet bedellerinin mahkemenin tayin edeceği bir bankaya açılacak vadeli hesaba yatırılmasına, Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’ni…..ş.sayılı ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava davacısı birleşen dava dilekçesinde, davacı şirketin dava dışı SS. … Kooperatifinin bir takım inşaat işlerinin yapımını 12/01/2003 tarihli sözleşme ile üstlendiğini, işin bitirilmesi sonucu teslim edildiğini, davacı şirketin dava dışı kooperatiften 92.259 YTL alacaklı olduğunun belirlendiğini, davalılardan …’ın şirkette kâr ortaklığı iddiasında bulunarak baskı yapması neticesinde dava dışı kooperatifin hak edişlerini davacı şirkete ödemediğini, davacının daha fazla zarara uğramamak adına hak edişlerin karşılığı olan senetlerin 12/01/2005 tarihli protokol ile diğer asıl dava davalısı … ‘ye yediemin olarak teslim edildiğini, … ‘ye teslim edilen senetlerden 18.159 YTL tutarındaki 3 adet senedin ciro zinciri yolu ile davalıya ciro edildiğini, davalının da yetkili hamil sıfatı ile bu senetler nedeni ile davacı aleyhine icra takibi yaptığını belirterek, davacı şirketin icra takibi nedeni ile sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … asıl ve birleşen dosya cevap dilekçesinde, görev itirazında bulunmuş; esas yönünden ise, davacı şirket ile aralarında ortaklık ilişkisi olduğunu, bu ortaklığa güvenerek şirket adına harcamalar yaptığını, zilyetliğinde bulunan senetlerin şirketten olan alacağı nedeniyle bizzat davacı şirket tarafından kendisine ciro edildiğini , ciro zincirinin usulüne uygun olduğunu belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davacı şirket ile davalı …’ın adi ortaklık içinde bulundukları anlaşılmakla; davacının, davalı …’ın davacı şirketle kâr ortaklığı bulunmadığına ilişkin tespit isteminin reddine, fazladan tahsil edildiği anlaşılan 7.761,00 TL’nin tahsil tarihi olarak kabul edilen 25/04/2005 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacı şirkete verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine, fazladan tahsil edildiği anlaşılan 10.899,21 TL’nin tahsil tarihi olarak kabul edilen 25/04/2005 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı şirkete verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında yazılı ya da sözlü ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, mahkemece davalı …’ın davacı şirket ile gayri resmi ortaklık kurup bu ortaklığa sermaye koyduğu şeklindeki tespitinin hatalı olduğunu, taraflar arasında adi ortaklık olduğu kabul edilse bile, ortaklığın kâr payının şirket hisse devrindeki oranlar dikkate alınarak paylaştırılmasının hatalı olduğunu, hatalı bilirkişi raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, davalı …’nin kendisine sunulan belgeleri dava harici mali müşavirlere verip ortaklık alacağı konusundaki yaptırdığı hesaplama sonucunun bilirkişiler tarafından esas alınmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın bu yönler itibariyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf talebinde, davacının talebinin davalı …’ın ortak olmadığının tespitine ilişkin olmasına rağmen talebin aşılarak davalı … yönünden alacak talebi varmış gibi hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili ise istinaf talebinde, davalının yedieminlik ve hakemlik görevini kötüye kullandığı iddiası ile bu davanın açıldığını, bu iddia ile davalı hakkında açılan ceza davasında, davanın düşürülmesine karar verildiğini, davalının ortaklıktan 29.500,00 TL alacaklı olduğu halde, eldeki davada mahkeme kararı ile borçlu çıkarılmasının doğru olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl davada, davalı …’ın adi ortaklığın kâr ortağı olmadığının tespiti, adi ortaklık konusu senetlerin davacıya iadesi ve tahsil edilen senetlerin istirdatı, birleşen davada ise davalı … tarafından davacı aleyhine ciro yolu ile elde ettiği ortaklık konusu bir kısım senetler nedeni ile yapılan icra takibinden davacının sorumlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK md 620/1). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzel kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba (affectio societatis), katılım payı (sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir. Bu nedenle, her olayda bu unsurların var olup olmadığının araştırılması gerekir.
Davacı şirket ile dava dışı SS … Kooperatifi arasında 12/01/2003 tarihli eser sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme uyarınca işin davacı tarafından bitirilerek dava dışı kooperatife teslim edildiği, 12/01/2005 tarihli tutanak ile davacının dava dışı kooperatiften 92.259,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı …’ın bu iş nedeniyle kâr ortaklığı iddiasında bulunması üzerine dava dışı kooperatif tarafından davacının hakedişlerinin ödenmediği, hak edişlere ilişkin olarak dava dışı kooperatif tarafından toplam 18 adet senet verildiğini, bu senetlerin yediemin olarak diğer davalı …’ye 12/01/2005 tarihli protokol çerçevesinde teslim edildiği, bu protokolün davacı ve davalılar tarafından imzalandığı, protokol gereğince yapılacak hesaplama neticesinde senetlerin hak sahiplerine imza karşılığı teslim edileceği hususunun kararlaştırıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti 11/05/2015 tarihli ek raporunda; “Asıl dava yönünden; dava dışı S.S…. Kooperatifi’ne ait inşaat işini ortak olarak birlikte yapmalarından dolayı davacı ile davalı …’ın söz konusu iş kapsamında iş ortağı oldukları, dava konusu senetlerden 3 adet toplam 10.100,00 TL tutarındaki senedin davacı şirket yetkilisine verildiği, 6 adet senet karşılığı toplam 32.000,00 TL’nin yediemin olan davalı … tarafından, 9 adet senet karşılığı toplam 50.159,00 TL’nin ise davalılardan … tarafından tahsil edildiği, dava konusu 82.159,00 TL tutarındaki senetlerden; …’nin 6 adet senet karşılığı tahsil ettiği 32.000,00 TL’den şirket adına borç ödemesinde kullandığı 24.239,00 TL’nin tenzili neticesinde bakiye (32.000.00 TL – 24.239,00 TL =) 7.761,00 TL’nin tahsil tarihi itibariyle işleyecek ticari faizi ile birlikte davacıya iadesinin gerektiği, …’ın 9 adet senet karşılığı tahsil ettiği 50.159,00 TL’den hak kazandığı 39.259,79 TL’nin tenzili neticesinde fazladan tahsil ettiği bakiye (50.159,00 TL – 39.259,79 TL =) 10.899,21 TL’nin tahsil tarihi itibariyle işleyecek ticari faizi ile birlikte davacıya iadesinin gerektiği; Birleşen dava açısından; menfi tespit davasına konu 3 adet senedin davalı …’ın hak kazandığı tutara karşılık olarak alınmış ve tahsil edilmiş senetler olduğu, bu çerçevede menfi tespit davasına konu edilebilecek herhangi bir tutarın bulunmadığı” belirtilmiştir.
Raporun; denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi raporları ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nun 355.md hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapıldığından, karşılık davaya ilişkin olarak verilen kısmen kabul kararı hakkında herhangi bir istinaf incelemesi yapılmamıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-ANKARA 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin, 12/09/2019 tarih, …. sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-)Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacılardan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-)Alınması gereken 1.274,68 TL harçtan, peşin alınan 318,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 956,01 TL harcın davalılardan ayrı ayrı tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
5-)Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 15/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.