Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2019/1421 E. 2021/719 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI …… ….

DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACILAR VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 11/06/2021

Mahkemece verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalı ile davacıların kardeşi olan dava dışı … (müteveffa) arasında 01/09/2009 tarihinde adi yazılı ortaklık sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince davalının 245 adet koyunun davalı tarafından dava dışı …’a verildiğini, hayvanların bakılıp satılması neticesinde elde edilecek kârın da ortaklar arasında yarı yarıya paylaşılacağının sözleşmede hüküm altına alındığını, bu sözleşmenin teminatı olarak dava dışı ortak ile davacıların borçlu olarak imzalarının bulunduğu boş senedin davalıya verildiğini, davacının verilen bu bono nedeni ile icra takibi yapmakla davacıları tehdit ettiğini, bunun üzerine davacılar tarafından davalıya havale yolu ile toplam 144.000,00 TL’nin gönderildiğini, buna rağmen davalı tarafından davacılar aleyhine ödenen senetler nedeniyle Kayseri 5.İcra Müdürlüğü’nün…. E.sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını belirterek, davacıların icra takibi nedeni ile sorumlu olmadıklarının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, İİK.’nun 72/7. maddesi gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, icra mahkemesinde takibin iptali için açılan davanın reddedilerek kesinleştiğini, bu nedenle ortada kesin hüküm bulunduğunu, davalı tarafından davacılar aleyhine başlatılan icra takibinde davacıların borca ve imzaya itirazları olmadığını, ölen borçlu …’un mirasçılarının borcun 106.000,00 TL’lik kısmını kabul, fazlasına itiraz ettiklerini, davacıların sundukları sözleşme, fotokopi olup sözleşmesinin aslı olup olmadığı belli olmadığı gibi, bu sözleşme davalı ile dava dışı İsmail arasında yapıldığından davacıların sözleşmeye taraf olmamaları nedeni ile sözleşmeden kaynaklanan hak talep edemeyeceklerini, davalı ile dava dışı İsmail arasındaki ortaklığa göre hayvan sayısı artınca davacıların da ortak olarak katıldığı başka sözleşmelerin yapıldığını, bono bir kambiyo senedi olup sebepten mücerret olduğu için ve senette de “bedeli nakten ahzolunmuştur” ibaresi yazılı olduğundan, bunun aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, dava dışı …’un yaptığı 43.956,00 TL tutarındaki ödemenin dava konusu senet ile ilgisinin bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen ortaklığın anlaşma neticesinde 15/06/2014 tarihinde davalıya 250.000,00 TL’nin ödenmesi koşulu ile sonlandırıldığını, ortaklığın tasfiyesi neticesinde davalının 250.000,00 TL alacağının kaldığını, senedin bu alacak için düzenlendiğini, davacılar tarafından yapılan ödemeler neticesinde davalının bakiye 150.000,00 TL alacağı kalmış olup, bu alacak için icra takibi yapıldığını belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, Kayseri 5. İcra Dairesinin… E. sayılı dosyası ile yapılan takipte davacıların davalıya 2.733,42 TL’lik takip öncesi faiz miktarı yönünden borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf talebinde, dava dilekçesindeki ve aşamalardaki tüm iddialarını tekrar etmiş, sonuç olarak mahkeme kararının hatalı olduğunu, ortada iki adet senet ve iki adet sözleşme bulunduğunu, dava ve takibe konu senedin ilk sözleşme sonucu boş olarak verilen senet olduğunu, davacıların ödeme yapmalarına rağmen boş olarak verilen senedin davalı tarafından doldurularak davacılar aleyhine icra takibi yapıldığını, mahkemenin aksini kabul ederek sadece faiz alacağı yönünden kısmen kabul kararı vermesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, taraflar arasında hayvan yetiştiriciliğinden kaynaklanan adi ortaklık nedeni ile davacılar tarafından boş olarak verildiği iddia edilen senedin davalı tarafından icraya konulması nedeniyle, icra takibine karşı borçlu olmadıklarının tespiti talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, davalı tarafından davacılar aleyhine başlatılan icra takibine dayanak yapılan bononun, taraflar arasındaki ortaklığın tasfiyesi sonucunda davalıya düşen hisse bedeline ilişkin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davaya dayanak teşkil eden Kayseri 5. İcra Dairesi’nin …..E. sayılı icra takip dosyasında, kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, alacaklının davalı….. ile dava dışı ortak …’un mirasçıları olduğu, takibin 01/01/2015 vadeli, 250.000,00 TL bedelli bono nedeniyle bakiye 150.000,00 TL asıl alacağın faizi ile toplam 182.550,00 TL’nın tahsilinin talep edildiği, … mirasçılarının borcun 105.504,00 TL’lık kısmını kabul ettikleri anlaşılmıştır.
Davacılar, dava dışı … ve davalı arasında sırası ile 01/09/2009, 10/09/2011, 07/11/2011 ve 07/12/2011 tarihlerinde adi ortaklık sözleşmelerinin yapıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Takip konusu senedin 01/01/2015 vade tarihli, 250.000,00 TL (nakden) bedelli, davacılar tarafından keşide edildiği, davalının alacaklı olduğu, teminat senedinde ise keşide tarihi ve bedel kısmının boş olduğu belirlenmiştir.
HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190.maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
4721 sayılı TMK’nun 6.maddesi gereğince, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
Davacılar vekili gerek dava dilekçesinde, gerekse aşamalardaki beyanlarında 01/09/2009 tarihli adi ortaklık sözleşmesi gereğince, bu sözleşmenin teminatı olarak davalıya boş olarak takibe konu senedin verildiğini, davalının boş senedi sonradan doldurduğunu, ödemeler yapılmasına rağmen, davalının senedi icraya koyduğunu ileri sürdüğüne göre bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Dosya kapsamından, ödeme dekontları ve davalı hesap ektresinde ödemelerin tamamının dava ve takibe konu bonoya (miktarının banka ve tarih belirterek), ilişkin olmadığı, 31/12/2013 tarihli ve 43.956,00-TL’lik bir dekontta ise hiçbir açıklamanın yer almadığı, davacıların bahsettiği teminat bonosunun aslının mahkemeye ibraz edilmesi ile takibe konu olan ve davanın dayanağını oluşturan bononun farklı bono oldukları tespit edilmiştir.
Ayrıca, davacıların dava dilekçesinde yemin deliline dayanması nedeniyle mahkemece davalı tarafa yemin teklif etme hakları olduğu hatırlatılmasına rağmen davacıların davalı tarafa yemin teklif etmediği, bu nedenle davanın ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemece; kurulan hükümde ve davalının icra takibinde kötüniyetli olmadığı anlaşıldığından kötüniyet tazminatına karar verilmemesinde isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf taleplerinin HMK.’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme 6100 sayılı HMK’nun 355. md hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 14,90 TL istinaf harcının davacılardan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, 08/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.