Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2019/1355 E. 2021/728 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : ADİ ORTAKLIK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALILAR VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 10/06/2021

Mahkemece verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacı şirket ile davalılardan … arasında 27.05.2013 tarihli İş Ortaklığı Sözleşmesi imzalandığını ve ihale edilen … … İnşaatı işinin alındığını, Adi Ortaklık Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca, adi ortaklığın iki …’den bir …’den olmak üzere toplam üç kişilik bir yönetim kurulu tarafından yönetileceği, Yönetim Kurulu Üyeliklerine de … Firmasından … … Firmasından …’in seçildiği, 21.09.2016 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile ortaklığı temsile … ve …’in aralarından ikisinin müştereken atacakları imza ile iş ortaklığını temsil ve ilzama yetkili olduğu kararı alındığını, yönetim kurulu toplantısına üye …’in katılmadığının şerh edildiğini, adi ortaklığın yönetim ve temsil yetkisinin değiştirilmesi için sözleşmenin 6.maddesine göre … firmasından …’in imzasının bulunmasının zorunlu olduğunu, hukuka aykırı olarak alınan yönetim kurulu kararı ve imza sirkülerine göre temsil ve ilzama yetkili kişilerin ortaklık zararına faaliyetlerde bulunarak ortaklığa ve üçüncü kişilere zarar verdiklerini, İş Ortaklığı adına …. hesap açıldığını, elde edilen ve banka hesabına aktırılan hakkedişlerden hukuka aykırı olarak tanzim edilen banka talimatları ile yönetim kurulu kararlarına dayalı olarak düzenlenen imza sirkülerlerine istinaden toplam 10.745.000.TL’nin ortaklardan …’nin kendi şirket hesabına gönderildiğini ve ortaklığın gelirlerinin ortağın şahsi işlerinin finansmanında kullanıldığını, davanın açıldığı tarih itibariyle ortaklığın hesabında neredeyse para bulunmadığını, ortaklığın üçüncü kişilere yaklaşık 11.000.000 TL civarında borcu bulunduğunu, ortaklık hakkedişlerinin davalı ortak … A.Ş. tarafından uhdesine alınmış olması nedeniyle işin tamamlanamaması riski olduğunu, Yönetim Kurulu tarafından alınan 21.09.2016 tarihli karara istinaden ortaklığın yetkili olduğu kişiler değiştirilerek ……yetkilisi davalı … ve …’ın ortaklığın yetkilisi yapıldığını, ortaklığın işlerinin denetlenemediğini belirterek, davalılar … ve …’ın ortaklığı yönetim yetkisinin haklı nedenlerin varlığı sebebiyle kaldırılmasına, ortaklık yönetim yetkisinin ortaklardan davacı yetkilisi …’e verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalılar tarafından usulüne uygun olarak alınmış bir yönetim kurulu kararının mevcut olduğunu, sözleşmenin 6. maddesi uyarınca adi ortaklığın yönetim ve temsil yetkisinin değiştirilmesi için … firmasından …’in imzasının bulunmasının zaruri olduğunu, …’in onayı olmadan alınan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’na göre 3 kişiden oluşan yönetim kurulunda toplantı ve karar yeter sayısı 2 olup, alınmış olan kararın hukuka uygun olup yok hükmünde olmadığını, sözleşmeye göre; taraflar, işveren ile imzalanacak olan sözleşmenin konusuna ve kapsamına girecek işlerin ve taahhütlerin ve sözleşmeden doğupta iş ortaklığına yönelecek yükümlülüklerin yerine getirilmesinden işin sonuna kadar ve sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülükler sona erene kadar müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davacılar tarafından ortaklık bünyesinde alınması gereken kararların sürekli ertelendiğini, engellendiğini ve yapılması gerekli en basit işlerin dahi yapılamaz hale geldiğini, davacıların bu tutumu nedeniyle iş ortaklığına ait işlerin kitlendiğini, işçilik ödemeleri, muhtasar vergi vb. zorunlu ödemelerde dahi sorunlar çıktığını, davacıların payına düşen ödemeleri de bütün uyarılara rağmen gerçekleştirmediklerini, ortaklık işlerinin yürütülmesi için açılması gereken banka hesabının dahi davacı tarafından gerekli imzaların atılmaması sebebiyle gerçekleştirilemediğini, ortağın üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmemesi, imza işlemlerini yavaşlatması, hızlı karar alınmasına engel oluşturması üzerine düşen ödemeleri zamanında yerine getirmemesinin haklı sebepleri oluşturduğunu, davacıların iş ortaklığından kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmediklerini, davalıların davacı …’in yönetim yetkisini kaldırmadığını, yönetim kurulu kararına bakıldığında imza yetkisinin davalılar …, … ve davacı taraf …’de bulunmakta olduğunu, iş ortaklığının gelirlerinin davalı … İnşaat’ın şahsi işlerine ilişkin kullanıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 29/05/2019 tarih,…K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu …- … Adi Ortaklığında ortaklığı yönetim yetkisine davalı şirket adına imza yetkisine sahip şahıslardan … ve …’tan herhangi biri ile davacı şirket adına imza yetkisine sahip …’in müştereken atacakları imza ile iş ortaklığının temsil ve ilzama yetkili olarak atanmalarına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, kararda kararın gerekçesinin sunulmadığını, itirazlar reddedilirken ret gerekçesinin açıklanmadığını, davacı tarafın üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, ortaklığın lider ortağı olan davalı şirketin işin aksamadan yürütülmesi ve İdare nezdinde taahhüdün layıkıyla yerine getirilmesi için gerekli çabayı gösterdiğini ancak davacının iş ortaklığının yükümlülüğü altında bulunan işlerin yürütülmesi noktasında sürekli engeller çıkardığını ve İş Ortaklığını yükümlülüklerini yerine getirmesi bakımından acz içine düşürdüğünü, davacı tarafın payına düşen ödemeleri de bütün uyarılara rağmen gerçekleştirmediğini, buna rağmen davalıların davacı …’in yönetim yetkisini kaldırmadığını, … … İş Ortaklığı’nın hesabından çekilmiş olan 10.745.000 TL’nin 6.040.000 TL’sinin 23.06.2016-25.11.2016 tarihleri arasında iş ortaklığı hesabına iade edildiğini, buna ek olarak 09.06.2016-13.12.2017 tarihleri arasında da davalılar tarafından … … İş Ortaklığı’nın nam-ı hesabına 6.118.241 TL ödeme yapıldığını, davanın husumet yönünden reddi gerekirken kısmen kabulü yönünde karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, bu davanın tek tarafının ….olup diğer davalılar … ve … yönünden davanın reddinin gerektiğini, adi ortaklığı oluşturanların davalı ……. ile davacı … İnşaat olup davanın … …. açılması gerekirken, … İnşaat’ın yönetim kuruluna açıldığını, davanın husumet yönünden reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın “kaldırılmasına” ve “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, adi ortaklığı temsile yetkili şahısların yetkilerinin kaldırılarak yönetim yetkisinin davacı şirket yetkilisi …’e verilmesi istemine ilişkindir.
Yönetim yetkisinin kaldırılması ve sınırlanması başlıklı TBK.nun 629. maddesi “Ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen yönetim yetkisi, haklı bir sebep olmaksızın, diğer ortaklarca kaldırılamaz ve sınırlanamaz. Ortaklık sözleşmesinde yetkinin kaldırılamayacağına ilişkin bir hüküm bulunsa bile, haklı bir sebep varsa, diğer ortaklardan her biri yönetim yetkisini kaldırabilir. Haklı sebepler, özellikle yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi veya iyi yönetim için gerekli olan yeteneği kaybetmesi durumlarında vardır. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkemece görüşüne başvurulan öğretim üyesi, mali müşavir ve inşaat mühendisi bilirkişiler 01/02/2019 tarihli ek raporlarında; dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile taraf beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, adi ortaklıktaki ortaklar arasındaki karşılıklı güven ve sadakat ilişkisinin yok olduğu ve böylece adi ortaklık ilişkisinin temelinin sarsıldığını, bu nedenle temsilci atanmasının şartlarının oluştuğunu belirtmişlerdir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan davalı tarafça yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL nisbi karar ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davalılar üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, 08/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.