Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2019/1013 E. 2021/456 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2019
NUMARASI :…. ..

DAVANIN KONUSU : ADİ ORTAKLIĞIN TASFİYESİ-ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 01/04/2021

Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı/karşı davalı vekili asıl dava dilekçesinde, taraflar arasında 18/08/2009 tarihli iş ortaklığı sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davacının ortaklıkta %51 davalının ise %49 hissesinin bulunduğunu, adi ortaklığa konu işin fiili olarak 08/08/2013 tarihinde tamamlanarak 06/12/2013 tarihinde geçici kabulün yapıldığını, ortaklığa ait tüm işin davalı tarafından yürütüldüğünü, davacı ortağın hiçbir katkısının bulunmadığını, danışıklı olarak ortaklığın borçlandırıldığını belirterek, adi ortaklığın tasfiyesi ile ortaklık kârından davacının hissesine düşen %51 paya ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 19/06/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, 729.940,72 TL’nin ıslah tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, 21.255,56 TL’nin faizsiz olarak ödenmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı/karşı davacı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki iş ortaklığına ilişkin işin geçici kabulünün 06/12/2013, kesin kabulünün ise 22/12/2014 tarihinde yapılarak ortaklığının 31/12/2014 tarihinde sona erdirildiğini, davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacıdan 300.000,00 TL avans aldığını ve henüz iade etmediğini, 200.000,00 TL’sinin doğrudan carî hesaptan ödendiğini,100.000,00 TL’sinin davacı/karşı davalı şirketin ortağı olan …. adına yatırıldığını, işin malî tablosuna göre, 27.276.036,60 TL gelir, 26.179.291,30 TL gider olduğunu, 1.096.745,30 TL vergi öncesi kârdan, toplam stopaj kesintisi olan 818.154,38 TL’nın düşümü ile dağıtılabilir kârın 278.590,92 TL olduğunu, davacı/karşı davalının talep edebileceği alacağının bulunmadığını belirterek, haksız açılan asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA: Davalı/karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde, taraflar arasındaki başka bir ortaklık kapsamında davacı/karşı davalının 3 adet fatura nedeni ile toplam 513.296,99 TL borcunun bulunduğunu, bu borçtan bakiye 142.937,52 TL kısmın kaldığını ve tahsilinin istendiğini belirterek, davacı/karşı davalının ortaklıktan çekmiş olduğu 300.000,00 TL avansının iadesine, önceki işten kalan bakiye 142.000,00 TL’ye ilişkin olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20/06/2019 tarihli ıslah dilekçesinde, 10.000,00 TL talep edilen alacağını 97.9737,52 TL’ye çıkartarak, 97.9737,52 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, asıl davada, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL alacağın 08/01/2015 dava tarihinden itibaren ve 729.940,72 TL alacağın 19/06/2019 ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava dilekçesinde faizin tutar olarak belirtilip harcı yatırılarak açılan bir dava bulunmadığından, bu konuya ilişkin talebin reddine, davalı/karşı davacının açtığı karşı davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL alacağın 10/02/2015 dava tarihi itibariyle ve 87.937,52 TL alacağın ise 20/06/2019 ıslah tarihi itibariyle davalıdan alınarak karşı davacıya ödenmesine, karşı dava dilekçesinde faiz istemine yönelik talep bulunmadığından koşulları bulunmayan faiz isteminin reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde, … İnşaat’ın muhasebe müdürü …. gönderilen 100.000,00 TL tutarındaki havale bedelinin davacı şirkete yapılan ödeme olarak kabul edilip davacının kâr payı alacağından mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle asıl davaya ilişkin olarak verilen kısmen kabul kararının doğru olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak asıl davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Karşı dava yönünden ise herhangi bir istinaf sebebi ileri sürmeden kurulan hükmün kaldırılarak, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili ise istinaf dilekçesinde, mahkemenin eksik incelemeye dayalı, usul ve yasaya aykırı 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporunu dikkate alarak karar verdiğini, bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığını, 06/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda dava dışı …. ile gerçek bir ticari ilişkinin oluştuğu, ticari ilişki kapsamında hizmetler verilip fatura kesildiği ve faturalara karşılık ödemelerin yapıldığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olup, ileri sürülen savunmaların 06/08/2018 tarihli raporu ile kanıtlandığını, 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporu ile mahkemenin yanlış değerlendirmeye yönlendirildiğini,…mali müşaviri olduğu iddiasında yasaya aykırı bir durumun söz konusu olmadığını, bilirkişi heyeti tarafından bu durumun dikkate alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporundaki dava dışı şirketler arasında … İnşaatın organik bağı olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmelerin hatalı olduğunu, mahkemece …. İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’ne müzekkere yazılarak ilgili işe ait hakediş ve diğer belgelerin gönderilmesinin istendiğini, ancak cevap beklenmeksizin rapor tanzim edildiğini, bu durumda rapor eksik, hatalı ve denetime elverişli olmadığı gibi mahkeme tarafından bu şekilde hüküm kurulduğunu belirterek, mahkeme kararının asıl dava yönünden davanın kabulüne yönelik kısmının kaldırılarak asıl dava yönünden davanın tümüyle reddine, karşı dava yönünden davanın reddine yönelik kısmının kaldırılarak tümüyle kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Asıl dava, taraflar arasında 18/08/2009 tarihinde kurulan adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak, karşı dava ise gene taraflar arasındaki başka bir ortaklık nedeni ile davalı ortaktan alacak talebine ilişkindir.
Asıl davada; taraflar arasında imzalanan 18/08/2009 tarihli sözleşme ile adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, işin bitirilip dava dışı iş sahibine teslim edilmesi nedeni ile adi ortaklığın 31/12/2014 tarihinde sona erdirildiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Uyuşmazlık, sona eren bu ortaklık nedeni ile tarafların birbirlerinden alacak ya da borçlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Karşı davada ise uyuşmazlık, davacı ve davalı ortak arasındaki başka bir ortaklık ilişkisi nedeni ile davalı/asıl davacı ortağın, davalı/karşı davacı ortağa herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK md 620/1). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzel kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba (affectio societatis), katılım payı (sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir. Bu nedenle, her olayda bu unsurların var olup olmadığının araştırılması gerekir.
Asıl davaya ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesi neticesinde;
Yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti 27/02/2019 tarihli ek raporlarında “İş ortaklığının pilot ortağı davalı…..531.214,41 TL + KDV = toplam 626.833,00 TL’lik 3 faturası….32.460 TL ve 01/10/2013 tarih 29168 nolu 172.280 TL = toplam 404.740 TL bedelli 2 adet faturası (343.000 TL + KDV = 404.740 TL) olmak üzere, 4 firma tarafından iş ortaklığına düzenlenen toplam ( 266.000 + 375.000 + 531.214,41 + 343.000 = ) 1.515.214,41 TL + KDV tutarındaki faturaların iş ortaklığının maliyet toplamından çıkarılması gerektiği, bu durumda Davacı …. İnş.’ın iş ortaklığından olan kâr payı alacağının:
İş Ortaklığı toplam hakediş miktarı 27.271.812,60 TL,
İş ortaklığı toplam maliyetinin -26.175.067.30 TL,
Net kâr 1.096.745,30 TL
Net kâra ilave edilmesi gereken + 1,515.214.41 TL (4 firmanın düz. faturalar)
Düzeltilmiş net kâr 2.611.959,71TL
Davacının % 51 kar payı alacağı (2.611.959,71x%51=) 1.332.099,45 TL bulunur. Bu bedelden:
Sözleşme noter tasdik bedeli + 120.000,00 TL
Davacının payına düşen stopaj miktarı – 417.258,73 TL
Davacının sermaye tasfiye payı + 5.100,00 TL
Davacının bakiye kâr payı alacağı 1.039.940,72 TL bulunacaktır.
Davacıya yapılan toplam ödeme (200.000,00 TL+20/10/2010 tarihli 100.000,00 TL=) 300.000,00 TL’nin tenzili ile davacının bakiye alacağı 739.940,72 TL bulunduğu” belirtilmiştir.
Raporun; hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Karşı davaya ilişkin olarak sunulan istinaf itirazlarının incelenmesi neticesinde ise;
HMK’nun 355. maddesi gereğince; bölge adliye mahkemesi, incelemesini istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapacaktır. Temyiz incelemesinden farklı olarak, bölge adliye mahkemesinde yapılacak incelemede tarafların ileri sürdüğü sebeplerle bağlı kalınmasının nedeni, bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesinin kararının kanuna aykırılığını tespit etmesi hâlinde, çoğu zaman yeniden yargılama yaparak yeni bir karar verebilmesidir. Tercih edilen istinaf sisteminde, ilk derecedeki yargılama tümüyle tekrarlanmamaktadır. Bu sebeple, istinaf sebepleri ile sınırlı tutulmuştur. Zira, istinaf incelemesi ilk derece mahkemesi kararını denetleyerek ondan sonra yapılan yargılama özelliği taşımaktadır. Bununla beraber, kamu düzenini ilgilendiren hususlarda bölge adliye mahkemesi istemle bağlı olmaksızın re’sen inceleme yapar,
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönecek olursak; davacı/karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde karşı davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirtmiş ancak karşı davaya ilişkin istinaf sebeplerine istinaf dilekçesinde yer vermemiştir.
Bu durumda, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi raporları ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK.’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nun 355.md hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapıldığından, karşılık davaya ilişkin olarak verilen kısmen kabul kararı hakkında herhangi bir istinaf incelemesi yapılmamıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-ANKARA 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin, 25/06/2019 tarih,…. yasaya uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-)Alınması gerekli 6.690,11 TL harçtan alınan 1.672,53 TL harcın düşümü ile artan 5.017,58 TL harcın davacı-karşı davalı taraftan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-)Alınması gerekli 50.545,35 TL harçtan alınan 12.636,34+44,40 TL harcın düşümü ile artan 37.864,61 TL harcın davalı-karşı davacı taraftan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-)Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 30/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.