Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/94 E. 2023/466 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (U Y M A – Y E N İ D E N H Ü K Ü M
K U R U L M A S I) )
ESAS NO : 2023/94
KARAR NO : 2023/466
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVACI:
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVALI :
VEKİLİ : Av. … – E/Tebligat
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2019 tarihli, 2013/797E., ve 2019/640K. sayılı kararının taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine verilen Dairemizin 04/07/2022 tarih ve 2021/699 E., 2022/1138 K. sayılı kararı, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 05/12/2022 tarih ve 2022/4026 E., 2022/5628 K. sayılı kararıyla bozulmuş olmakla HMK m. 373/3 uyarınca duruşma açılmasına karar verildi, dosya incelendi:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili, 01/02/2010 tarihinde taraflar arasında yediemin otopark işletmeciliği yapılmak üzere sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca … ait olan ve müvekkili tarafından kiralanan taşınmazların davalı şirket ile ortaklaşa yediemin otoparkı olarak işletilmesinin kararlaştırıldığını, sözleşme kapsamında davacı şirketin taşınmazdaki araçların bakım ve muhafazasını yerine getirmekle yükümlü kılındığını, trafikten men edilen araçların davalıya ait çekiciler tarafından çekilerek otoparka bırakıldığını, sözkonusu araçların bakım ve muhafazasının yapılması karşılığında araçlar için günlük olarak İl Trafik Komisyonu ve UKOME kararları gereği kabul edilen fiyat tarifesi uygulanacağını, davalının sözleşme gereklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin 4/g maddesi uyarınca İl Trafik Komisyonu ve UKOME kararları gereği kabul edilen fiyat tarifesinin sözleşme boyunca hiç uygulanmadığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen sözleşme gereği hak ettiği ücreti alamadığını, davalı tarafından ödeme yapacak olsa dahi araçlara ilişkin UKOME fiyat tarifesi gereğince ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, davalının sözleşme şartlarına uymaması sonucunda davacı şirketin zarara uğradığını, kiralarını ve personel maaşlarını ödeyemez hale geldiğini, kiraların ödenmemesi üzerine sözleşmede belirtilen ve …’ye ait olan taşınmazdan tahliye edildiğini, tahliye işleminin yanı sıra gecikmiş kira alacaklarına ilişkin olarak davacı şirket aleyhine icra takipleri başlatıldığını, müvekkilinin …’ye ait taşınmazdan tahliye edilmesinin davalıya bildirilmesine rağmen davalı tarafça herhangi bir girişimde bulunmadığını ve müvekkili nezdinde kalan araçlara ilişkin bir işlem yapılmadığını, davalı şirkete ait araçların teslim alınmaması üzerine davacı şirket tarafından başka bir taşınmaz kiralanarak araçların bu otoparka çekildiğini, araçların çekilmesi ve taşınmazın otoparka uygun hale getirilmesi için müvekkilinin masraf yaptığını, taraflar arasındaki sözleşme yenilenmemesine rağmen davalı şirketçe davacı şirket nezdinde kalan araçların teslim alınmadığını, davacının halihazırda kiracı olduğu taşınmazdan da tahliyesine karar verildiğini, bir kısım araçların otopark bedelinin tahsili için davalı tarafça satış prosedürü başlatılmadığını, satışı yapılan araçlar için de UKOME tarifesi üzerinden müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkilinin yedinde bulunan ya da satış işlemleri için müvekkilinden tutanak ile teslim alınan araçların hangi tarihte müvekkilinin otoparkına getirildiğinin, otoparktan çıkartılan araçların ise hangi tarihte davalı şirket yetkililerine teslim edildiğinin tespiti gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı yedinde bırakılan ve sözleşme sona ermiş olmasına rağmen haksız olarak teslim almayan araçların sayısı ve niteliğinin tespitini, sözleşme ilişkisi sona erdiğinden müvekkilinin yedinde bulunan araçların müvekkiline ait otoparktan taşınması konusunda tedbir kararı verilmesini, araçların davacının otoparkında bulunduğu süre içinde sözleşme gereği UKOME fiyat tarifesi üzerinden hesaplanacak bedel için şimdilik 100.000,00 TL nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK 119. maddesinde belirtilen zorunlu unsurları taşınmadığını, talep edilen miktarın hangi araçlara ilişkin hangi hukuki ilişkiye istinaden istendiğinin belirtilmediğini, hukuki yarardan yoksun talepler mevcut olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacının davalıdan herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı gibi anılan sözleşmenin tek taraflı bir parasal edimi davacıya yüklediğini, sözleşmenin 4/g madde hükmünün davacının müvekkilinden otopark ücreti talep etmesini haklı kılmadığını, davalının bu şekilde bir ödeme taahhüdü olmadığı gibi sözleşme kurulurken ve devamında da alınmakta olan otopark ücretlerinin araç sahiplerinden veya araçların çeşitli yollarla satılmasından elde edilen gelirden tahsil edildiğini, bir otopark işletmecisinin otopark ücretini ya araç sahibinden ya da o araçları kendisine tevdi eden resmi merciden talep edebileceğini, davalının araçların çekme-kurtarma işlemlerini resmi makamların talimatı doğrultusunda yapan özel bir kuruluş olduğunu, davacı tarafça gerek dava dilekçesinde gerekse ihtarnamelerde “araçlarınız” ibaresini kullanıldığını, araçların mülkiyetinin davalıya ait olmadığını, trafikten men işleminin de müvekkilinin keyfiyeti ile gerçekleşmediğini, trafik ekiplerince mahkeme, savcılık kararlarınca ya da icra marifetiyle trafikten men edilen araçları aldıkları talimat doğrultusunda müvekkilinin çekicileri vasıtasıyla davacının işlettiği otoparka götürdüğünü, davacının uhdesinde bulundurduğu araçların yasal yediemini olduğunu, araçlar üzerindeki hukuki ve cezai sorumluluğun davacıya ait olduğunu, araçların yediemin ücretlerinin tahsili amacıyla gerekli yasal prosedürü gerçekleştirmenin de davacının yükümlülüğünde bulunduğunu, otoparkta uzun süre kalan araçların hangi hukuki yollarla satılarak yediemin ücretinin tahsil edileceğinin hükme bağlandığını, davacının bu yolla yediemin ücretini tahsil edebilme hakkına sahip olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili; Asıl davadaki beyanları tekrar ederek asıl davada 100.000,00 TL’nin tahsili amacıyla dava açıldığını ileri sürerek, bu miktarın mahsubu ile bilirkişi raporu ile belirlenen bakiye 2.595.033,15 TL’nin araçların her biri için teslim tarihinden başlamak üzere işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; asıl davadaki savunmalarını tekrar etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’nce, asıl davanın kabulü ile 100.000,00 TL’nin 13/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 488.463,70 TL’nin 13/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, tespite yönelik istemin hukuki yarar yokluğundan reddine dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 04/07/2022 TARİH VE 2021/699 ESAS 2022/1138 K SAYILI KARARIYLA; “… Taraflar arasında imzalanan 01.02.2010 tarihli sözleşmenin; 1. maddesinde, sözleşmenin konusunun mülkiyeti … Genel Müdürlüğü’ne ait olan …. tarafından kiralanan Kayaş mevkiinde bulunan 3163 ada 1 ve diğer parsellerde kayıtlı 60715 m2’lik taşınmazın … yönetim kurulu kararı doğrultusunda yediemin otoparkı olarak ortaklaşa işletilmesi olduğu, 2. maddesinde, sözleşmenin kapsamının 2918 sayılı KTK ve buna bağlı çıkartılan yönetmeliklere göre trafikten men edilen (polis, jandarma, icra daireleri, vergi dairesi, SGK tarafından) araçlar ile icralı araçların gerekli işlemler tamamlanıncaya kadar muhafaza altına alınması ve yediemin otoparkı olarak ortaklaşa işletilmesi olduğu, 3. maddesinde trafik polisleri ve diğer kurumlar tarafından trafikten men edilen araçların … çekicileri tarafından bu otoparka getirilerek muhafaza altına alınacağı, otopark işletmeciliği ve her türlü giderlerin …’a ait olduğu, …’ın aylık brüt gelirin % 20’sini takip eden ayın ilk haftası içinde mesai bitimine kadar …’ın göstereceği hesaba veya merkez kasaya yatıracağı, otoparka çekilen araçların çekme ücretlerinin …’a ait olacağı, 4/a maddesinde …’ın Samsun Yolu, Esenboğa Yolu bağlantıları, çevre yolu ve şehir içinde trafikten men edilen araçlar ile daha önce trafikten men edilerek otoparkta muhafaza altına alınan her türlü araçlar ile bu otoparkın kapasitesine göre doluluk oranını sağlayacağı, 4/g maddesinde otoparkta İl Trafik Komisyonu ve UKOME kararları gereği kabul edilen fiyat tarifesinin uygulanacağı, 5. maddesinde sözleşmenin süresinin imzalandığı tarihten itibaren bir yıl olduğu, sürenin sonunda tarafların karşılıklı anlaşma ile sözleşmenin süresini uzatabilecekleri, müracaat olmadığı takdirde aynı şartlarla sözleşmenin bir yıl uzatılmış sayılacağı belirtilmiştir.
Dosya kapsamında alınan bir kısım bilirkişi raporları ile taraflar arasındaki bu sözleşmenin adi ortaklık olduğu, bir kısım raporlar ile ise saklama sözleşmesi olduğu tanımlanarak farklı rakamlar hesaplanarak sonuca varılmıştır.
Mahkeme kararında ise; sözleşmenin bir yanıyla TBK m. 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık, bir yanıyla TBK m. 561 ve devamı maddelerinde düzenlenen saklama sözleşmesi mahiyetinde olduğu kabul edilmiş, fesih ve ibraname dikkate alındığında saklama sözleşmesi çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği, adi ortaklıklığın tasfiye hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklanan kar payı alacağını istediğinden yola çıkılarak da son bilirkişi raporu ve ek raporu doğrultusunda kabul kararı verildiği belirtilmiştir. Dava tarihinden sonraki bir gelişme olarak mahkeme kararı ile araçların davalıya verilmesi sonucuna göre karar tesis edilerek, davacının bu araçlardan dolayı araç malikleri veya araç hakkında tedbir kararı veren kurumlardan otopark ücreti tahsil etme imkanı bulunmadığı, mevzuat hükümlerine göre satarak bedelden tahsil etme imkanı da olmadığı, araçlar artık davalıda olduğundan masraf ve otopark ücretlerini davalının tahsil imkanı bulunduğu işaret edilmiştir. Oysa “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 1. maddesinde araçların muhafaza altına alınması ve yediemin otoparkı olarak işletilmesi olarak açıklama yapılmışsa da, 3. maddesi uyarınca otoparkın işletmeciliği davacı …’a aittir. Sözleşme gereği davalının tek edimi araçları getirmek olup dosyada bulunan araç çıkarma belgelerinden paraların tahsili işleminin davacı tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece Mahkemesince, sözleşmenin atipik karma sözleşme mahiyetinde olduğuna dair belirleme isabetli olmakla birlikte, davalının tek edimi araçların getirilmesi olduğundan, ediminin karşılığının brüt gelirin %20’si olarak kararlaştırılması, sözleşmenin adi ortaklık olarak nitelendirilmesi için yeterli değildir. Davacı tarafından işletilen otoparka davalı tarafından getirilen araçların mülkiyeti davalıya ait olmadığından sözleşmenin saklama sözleşmesi olduğu da söylenemez.
Sözleşmenin yenilenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamakla birlikte; yine taraflarca düzenlenen 24/12/2012 tarihli ibraname ile sözleşme kapsamında çıkarılan araçlarla ilgili davacı ve davalının alacak vereceğinin kalmadığı belirlenmiştir. Sözleşme sona erdikten sonraki dönem için davacı tarafından sözleşmenin 4/g maddesi baz alınarak ücret talep edilmesi de taraflar arasındaki hukuki duruma uygun bulunmamıştır. Zira bu madde sadece otopark ücretinin (araç sahibi üçüncü kişilerden alınacak) neye göre hesaplanacağına ilişkin olup; sözleşmenin yenilenmemesi halinde kimin kime ne kadar ücret ödeyeceği ya da sona erme sonrasında kalan araç olursa bedelinin nasıl tahsil edileceği konusunda açık düzenleme bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki fiili uygulama da gözetildiğinde otopark ücret tahsil işleminin davalı tarafından yapıldığı söylenemeyeceğinden ve dava tarihi itibariyle davacının bu araçlara ilişkin ücreti dava dışı kişilerden veya satış yoluyla gelen paradan tahsil etmesi mümkünken ücretin davalıdan istenmesi taraflar arasındaki ilişkiye ve hukuka uygun değildir.
Açıklanan hususlar karşısında; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin mahiyeti itibariyle davalıya yüklenemeyecek edimler kapsamında sözleşmenin de sona erdiği dönemler için mahkeme tedbir kararı ile ortaya çıkan fiili durum esas alınarak alacak talebi mümkün görülmediğinden, Dairemizce asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK m. 352/1,b,2 gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek asıl ve birleşen davanın reddine…” dair yeniden hüküm tesis edilmiştir.
Dairemiz kararına karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine, YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNİN 05.12.2022 TARİH VE 2022/4026 ESAS, 2022/5628 KARAR SAYILI KARARIYLA; “…Bölge adliye mahkemesince sözleşmede ve fiili uygulamada otopark ücret tahsil işleminin davalı tarafından yapıldığı söylenemeyeceğini ve dava tarihi itibariyle davacının bu araçlara ilişkin ücreti dava dışı kişilerden veya satış yoluyla gelen paradan tahsil etmesi mümkünken ücretin davalıdan istenmesi taraflar arasındaki ilişkiye ve hukuka uygun olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de asıl dava tarihi 12.12.2013, birleşen dava tarihi 03.12.2015 olup birleşen dava tarihi itibariyle mahkeme ara kararıyla davalıya teslim edilen ve davalı tarafından yedieminlik ücreti tahsil edilen araçlar mevcuttur. Sözleşmede davalı tarafından paranın tahsil edileceğine ilişkin hüküm bulunmasa dahi davalının kendisine teslim edilen bir kısım araçlardan yedieminlik ücretini tahsil ettiği fiili bir vakıadır. Bu durumda davacının birleşen dava tarihi itibariyle davalıya teslim edilen araçlarla ilgili yedieminlik ücreti talep hakkı bulunmaktadır. Bu kabulden hareketle mahkemece birleşen dava tarihi itibariyle davacı tarafından talep edilebilecek yedieminlik ücretinin belirlenerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış…” denilerek dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen karma nitelikli atipik sözleşmenin sona ermesi sonucu alacak istemine ilişkindir.
Bozma ilamı kapsamında; Dairemizce yapılan diğer tespitler bozma nedeni yapılmaksızın, fiili durum dikkate alınarak, ilk derece mahkemesi ara kararı ile asıl dava tarihinden sonraki dönemde çıkışı yapılan araçlara ilişkin bedel talebinin birleşen dava açısından kabul edilmesi gerekliliği işaret edilmiştir.
15/02/2023 tarihli duruşmada bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi üzerine; asıl ve birleşen davada davalı vekili taraflar arasında protokol yapıldığını, davacı yana şartlı ödemeler yapıldığını beyan etmiştir. Beyan kapsamında belgelerin sunulması için duruşma ertelenmiş ve davalı yanca protokol örnekleri ve ödeme belgeleri ibraz edilmiştir.
Taraflar arasındaki protokollere göre; ilk derece mahkemesince tesis edilen ilk kararda belirtilen miktarlar asıl ve birleşen davada davacıya ödenecek ve takip başlatılmayacak ancak kararın bozulması halinde bu miktarlar iade edilecektir. Yapılan ödeme miktarının 1.186.590,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay bozma ilamına esas olan husus, dosya arasında bulunan 06/02/2019 ve 01/07/2019 tarihli bilirkişi asıl ve ek raporları ile değerlendirilmiş olduğundan yeniden inceleme yapılması düşünülmemiştir. Anılan raporlarda; Mahkemenin kararı ile davalıya teslim edilen 190 adet araçtan ilgili kişi ve kurumlara çıkışı yapılanlar için davacının 331.743,78 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından, bu miktardan çok daha fazla ödeme yapıldığı açıktır.
Tüm bu açıklamalar kapsamında; bozma ilamında belirtildiği üzere, davacının birleşen dava tarihi itibariyle mahkeme ara kararıyla davalıya teslim edilen ve davalı tarafından yedieminlik ücreti tahsil edilen araçlar için yedieminlik ücreti isteme hakkı bulunduğu, bu miktarın 331.743,78 TL olduğu, davalı tarafından yapılan ödemeler gözetildiğinde birleşen davanın konusuz kaldığı ancak davacının birleşen dava tarihinde anılan bu miktar kadar dava açmakta haklı olduğu gözetilerek, asıl davanın Dairemiz önceki kararında belirtildiği üzere, otopark ücret tahsil işleminin davalı tarafından yapıldığı söylenemeyeceğinden ve asıl dava tarihi itibariyle davacının ücreti dava dışı kişilerden veya araçların satışı yoluyla gelen paradan tahsil etmesi mümkünken davalıdan istenmesi taraflar arasındaki ilişkiye ve hukuka uygun olmadığından asıl davanın reddine, birleşen dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Asıl davanın reddine,
2-Birleşen Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1627 esas sayılı dosyası 331.743,78 TL yönünden konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3- Asıl ve birleşen dava için alınması gereken 179,90×2= 359,80 TL harcın davacı tarafça yatırılan harçtan mahsubu ile bakiye 45.664,53 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben davacıya iadesine,
4-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama gideri; posta, bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 14.766,70 TL’nin haklılık oranına göre 1.817,70 TL’si ile 397,80 TL temyiz yoluna başvuru harcı, birleşen dava için mahsup olunan 179,90 TL harç olmak üzere toplam 2.395,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yapılan yargılama gideri; posta, bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 7.500,00 TL’nin kabul ret oranına göre 6.541,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine; 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı ve davalı taraf kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; asıl davada AAÜT uyarınca hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Birleşen davada AAÜT uyarınca haklılık oranına göre hesaplanan 49.444,13 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davalı tarafa; 212.164,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan istinaf nispi, davacı tarafından yatırılan istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesini takiben iadesine,
8-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
14/03/2023 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. … ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. …’ın yüzüne karşı, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14/03/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır