Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/850 E. 2023/844 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/850 – 2023/844
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2023/850
KARAR NO : 2023/844

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08.03.2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/335E., 2023/294K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : HASIMSIZ
ASLİ MÜDAHİL :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde/duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin gerek yaşanan ekonomik kriz nedeniyle, gerekse işlerin yürütülmemesi nedeniyle başarısız olduğunu, önemli derecede borç altına girdiğini, müvekkilinin iyiniyetle ödemeleri yapmaya çalıştığını ancak mevcut mal varlığının borçlarını ödemeye yetmediğini, en sonunda tıkanma noktasına geldiğini, halihazırda müvekkili aleyhine açılmış birçok icra takibinin olduğunu ancak bu borçların tamamının müvekkili tarafından karşılanmasının imkânsız olduğunu, müvekkilinin aktif varlıklarının çok üzerinde olan borçlarını ödeyemez duruma düştüğünden bütün alacaklılarına eşit davranılmasını sağlayabilmek ve alacaklıların haklarını koruyabilmek amacıyla doğrudan doğruya kendisinin iflasını isteme kararı aldığını, şirketin bütün aktif ve pasifleri ile şirket alacaklarını gösterir mal beyanının bilahare dosyaya sunulacağını bildirerek, pasif varlıklarının aktif varlıklarının çok üzerine çıkması ve borçlarını ödeyemeyecek durumda olan müvekkili şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, İİK’nun 179. maddesi uyarınca davacı şirketin iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunun 179. maddesinde; “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Sermaye şirketleri bakımından, mali durumun bozulması haline ilişkin olarak Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler getirilmekte ve bu hususta alınabilecek olan tedbirler ayrıntılı olarak düzenlenmektedir. Kanun koyucu, sermaye şirketlerinin mali durumunun bozulması bakımından, Türk Ticaret Kanunu m. 376‘da, “sermayenin kaybı ve borca batık olma durumu” kenar başlığı altında çeşitli ihtimallerden bahsetmekte ve bu ihtimallerden biri olarak ifade ettiği borca batıklık halinin gerçekleşmesi durumunda alınacak olan tedbirleri TTK m. 376/f. 3’te öngörmektedir. Söz konusu düzenleme uyarınca, şirketin borca batık olduğu yönünde şüphelerin oluşması üzerine çıkarılacak olan ara bilançodan, aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin diğer bir ifadeyle, borca batık olduğunun anlaşılması üzerine, anonim şirketin yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirecek ve şirketin iflasını isteyecektir (TTK m.376/f. 3). Görüldüğü üzere, kanun koyucu, sermaye şirketlerinin mali durumunun borca batıklık derecesinde bozulması halinde, takip dahi yapmaya gerek olmadan, doğrudan doğruya iflas talep etme yükümlülüğünü getirmekte ve böylece alacaklıların şirketten olan alacaklarını elde edememelerinin önüne geçmeyi arzulamaktadır. Sermaye şirketleri bakımından sorumluluğun, şirket sermayesi ile sınırlı sorumluluk olması sebebiyle, şirketten alacaklı olan kimselerin sadece şirket malvarlığına müracaat edebilecek olmaları göz önünde bulundurulduğunda, borca batıklık durumunun, şirket ortaklarının kişisel malvarlığına başvurabilme imkanı olmayan alacaklılar bakımından önem arz edeceği açıktır. Bu hususu göz önünde bulunduran kanun koyucu, borca batıklık halini sermaye şirketleri bakımından özel olarak düzenlemiş ve bir doğrudan iflas sebebi olarak öngörmüştür.
Mahkememizce iflası istenen şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davacı şirketin dosya kapsamında borca batık olup olmadığı ve iflas koşullarının mali açıdan oluşup oluşmadığındın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, dosyaya sunulan denetime elverişli ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı … A.Ş.’nin TTK.
376/3. maddesinde ifade edilen aktiflerin satış fiyatı esasına göre 31.12.2020 tarihi itibariyle;
şirketin varlıklar toplamı 22.426.280,62TL, borçlar toplamı 21.309.891,92TL olarak tespit edilmiş, varlıkların borçları karşılama oranı ise (22.426.280,62 TL /21.309.891,92TL =1,05) 1,05 olarak
hesaplanmış olup, varlıkların borçlarını karşılama oranının 1’in üstünde olması sebebiyle şirketin
borca batık olmadığı, yapılan bu tespit ve açıklamalar çerçevesinde davacı
şirketin reel özvarlığı durumda (+) pozitif olup, şirketin varlık/borç oranı 1’in üzerinden
olduğundan şirketin borca batık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacı şirketin varlıkların borçlarını karşılama oranının 1,05 olduğu, davacı şirketin reel özvarlığı durumunun pozitif olduğu, şirketin borca batık olmadığı, bu itibarla, dava tarihi itibariyle İİK’nun 179. maddesinde belirtilen iflas şartlarını oluşturmadığı anlaşıldığından, davacının davasının reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemece 21.12.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre davanın reddedildiğini, rapora itirazlarının giderilmediğini, bilirkişinin 2021 yılı kayıtlarını esas alarak raporu düzenlendiğini, oysa 2022 yılı kayıtlarının esas alınması gerektiğini, raporda bazı noktaların eksik kaldığını, …raporu, banka icra takipleri, banka borçları, çek ödemeleri, şirket ve fabrika çalışanlarına yapılacak işçi ve maaş ödemeleri… gibi çok önemli hususların göz önünde bulundurulmadığını, alacakLIların banka hesaplarına blokeler koydurduğunu, banka borçlarının 7 milyon TL, çek borçlarının 5 milyon TL olduğunu, şirket çalışanlarının alacaklarının ödenmediğini, mülk sahibince fabrikanın boşalttırıldığını, raporda fiili durumun gözetilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 179. maddesi uyarınca davacı şirketin iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve davacı vekilinin istinafında açıkça İİK’nun 178. maddesine dayalı (aciz hali) iflas taleplerinin de olduğunu belirtmemesine göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/335E., 2023/294K. sayılı dava dosyasında verdiği 08.03.2023 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara re’sen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
11.05.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nin 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 179/c maddesinin birinci fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 11.05.2023

Başkan Üye Üye Katip