Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/813 E. 2023/773 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2023/813
KARAR NO : 2023/773
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç.Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/708 E.-2022/857 K.
DAVACILAR :
VEKİLLERİ : Av. … -(e-tebligat)
DAVALI :
VEKİLİ : Av. … -(e-tebligat)

Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/725 E. sayılı dosyası ile müvekkili şirketin adi alacaklara ilişkin konkordato projesinin tasdik talebine ilişkin karar verildiğini, karara karşı bir kısım alacaklılar vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 24.03.2022 tarih ve 2022/362 Esas, 2022/487 K. sayılı kararı ile yerel mahkeme kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verildiğini, dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğunu,
Müvekkili şirketin konkordato projesi kapsamı içindeki borçlarının 30.12.2019 tarihinden önce oluşmuş borç ve alacaklarını kapsadığını, davalının geçici mühlet tarihi itibariyle müvekkili ticari deflerinde kayıtlı bir borç alacak ilişkisini gösterir durumu olmadığını, kesin mühlet içerisinde Komiser Heyeti tarafından tüm alacaklılara alacaklarını bildirmelerini için ilan yapıldığını, davalının herhangi bir alacak bildiriminde bulunmadığını, konkordato sürecinde davalı tarafın konkordato dosyasına 03.01.2022 tarihli ile bir dilekçe ile başvuruda bulunduğunu ve alacak kaydı yapılmasının talep edildiğini ancak bu talepleri hakkında bir karar verilmediğini, alacakları kesin olmadığı için projeye dahil edilmediğini,
Davalı tarafça Merkezi Takip Sistemi üzerinden 2021/383581 E. numarası ile müvekkil şirkete 26.03.2021 tarihinde tebliğ edilmiş bir ödeme emri gönderildiğini, müvekkilinin ödeme emrine itirazı üzerine Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’ne itirazın iptali davası açıldığını, 16.03.2022 tarih ve 2021/329 E. 2022/302 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, 619.649,77 TL tutarından kullanılan su bedeli için davalının alacaklı olduğuna karar verildiğini, karara karşı müvekkilince istinaf yoluna başvurulduğunu, kararın gerekçesinde, “Usulsüz su tutanağından anlaşıldığı üzere kullanımın başladığı tarih 05.03.2015, tespit tarihi ise 01.12.2019 olup, ancak tutanak 22.04.2020 tarihinde tanzim edilmiştir. Oysa tutanağın tespit tarihi itibari ile tutulması gerekirdi. Bunun sebebi ise bilirkişi raporundan anlaşıldığı kadarıyla usulsüz kullanılan su miktarının tespiti için sayaç takılması ve okunması için belirli bir sürenin geçmesidir. Ancak 28.02.2020 tarihinde sayaç takılması ve 18.03.2020 tarihinde okunmasına rağmen tutanak yine 22.04.2020 tarihinde tanzim edilmiştir. Esasen tespitin yapıldığı 01.12.2019 tarihinden sonraki kullanımlar takibin dayanağı olan tutanak kapsamında kabul edilemez, bu kullanımların ayrı bir tutanakla tespiti gerekir. Aksi takdirde davacı İdareye tespit tarihinden çok sonra tutanak tanzim etmek hakkı verilmiş olur ki hesaplamanın da bu tutanak tarihinde yapılması halinde davalı aleyhine haksız durum yaratılmış olur. Buna göre Mahkememizce usulsüz su kullanım dönemini 05.03.2015 ile 01.12.2019 tarihleri arası olması gerektiği kanaatine varılmıştır.” denildiğini,
Yani davalının hak talep ettiği su kullanım ücretlerinin konkordato projesine dahil olan 30.12.2019 tarihinden önceki döneme ait olduğunun Samsun Ticaret Mahkemesi kararında da açıkça belirtildiğini, bu karara istinaden Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/34125 E sayılı dosyasıyla yeniden bir icra emri gönderilmesi sebebiyle alacakla ilgili ivedi bir karar verme zorunluluğunun hasıl olduğunu, anılan dosyada müvekkili şirketin menkul, gayrimenkul ve banka hesaplarına blokeler konulduğunu, icra emrine karşı müvekkili şirket tarafından Samsun 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2022/348 E. sayılı dosyası ile dava açılmış olmasına karşın, Mahkemelerin ve icra müdürlüklerinin konkordato proje tasdik sürecini bilme durumları olmadığını, banka hesaplarına ve diğer menkul ve gayrimenkuller üzerine konulan hacizlerin konkordato sürecini ve sonrasında oluşan iyi durumu baltalar nitelikte olduğunu, işçi maaş ödemelerinin de şu an yapılamadığını,
İleri sürerek, davalı tarafından takip üzerine açılan itirazın iptali davası sonucunda oluşan alacağın dönem itibariyle 30.12.2019 tarihinden öncesine ait olması sebebiyle konkordato projesine dahil edilmesine, ödemelerin konkordato projesi kapsamında asıl alacak üzerinden ödeneceği ve bu ödemenin %30 tenzilat ve 48 eşit vadede 22.03.2023 tarihinden sonra başlanacağının bildirilmesine, müvekkili şirket banka hesaplarına konulan hacizler ile menkul ve gayrimenkullere ilişkin konulan hacizlerin, İİK 308/ç bendi uyarınca düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili idare tarafından abonelik sözleşmesi yapılmadan usulsüz su kullanımı gerçekleştiren davacı şirket hakkında tutulan usulsüz su tutanağına istinaden 05.01.2021 tarihinde alacak bildirimi içeren ihtarname gönderildiğini ve borçlu şirkete 07.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı şirketin konkordato projesinde 30.12.2019 tarihinden önce oluşmuş borç ve alacaklarının yer aldığını, ihtarnameye cevap alınamaması üzerine 23.01.2021 tarihinde Samsun İcra Dairesinin 2021/383581MTS dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/329 E. sayılı dosyası üzerinden davacı şirket aleyhine itirazın iptali davası açıldığını, itirazın iptaline karar verilmesi üzerine 29.04.2022 tarihinde Samsun İcra Dairesi’nin 2022/34125 Esas sayılı dosyası ile yasal takip işlem ve taleplerinin gerçekleştirildiğini ve dosyanın kesinleştirildiğini, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.03.2022 tarih ve 2021/329 E., 2022/302 K. sayılı kararında, “Davalı şirket hakkında konkordatonun tasdiki iş bu dava yönünden sonuca etkili değildir. Davalı şirketin UETS adresine e-tebligat usulüne uygun yapılmıştır. Tutanak ve tutanağı doğrulayan tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından abone olmadan su kullanımı eylemi sabittir. Davalının … Belediyesi ile bir kiralama sözleşmesi yaptığı anlaşılmakta ise de bu durum abonesiz su kullanımına engel teşkil etmeyeceği gibi her şey dahil olarak kiralamaya ilişkin bilgi/belge/delil bulunmamaktadır” denildiğini, davacının Samsun İcra Dairesi’nin 2022/34125 E. sayılı dosyasında gerçekleştirilen yasal takip işlem ve taleplerin kaldırılması ve takibin durdurulması için şikayet yoluna başvurduğunu, Samsun 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 28.06.2022 tarih ve 2022/348 E., 2022/375 K. sayılı kararında “Samsun İcra Dairesi’nin 2022/34125 Esas sayılı dosyasında Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/329 Esas 2022/302 Karar sayılı itirazın iptaline ilişkin ilamı üzerine 09/05/2022 tarihli icra emrinin düzenlendiği, söz konusu takip dosyasındaki haciz işlemlerinin de 09/05/2022 tarihinden sonra yapıldığı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 24/03/2022 tarihli 2022/362 Esas 2022/487 Karar sayılı kararının 15. bendinde, 22/12/2021 tarihi itibariyle tedbir kararlarının kalkmış olduğunun tespitine kadar verildiği, dolayısıyla şikayete konu takip dosyasının haciz tarihlerinde konkordato yargılaması sebebiyle konulmuş bir tedbir bulunmadığı, konkordato yargılamasından sonra düzenlenen icra emrine ve kesinleşen takibe istinaden borçlu hakkında haciz işlemi yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, şikayetin reddine dair” hüküm kurulduğunu, bu kararlar birlikte değerlendirildiğinde davacının taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkilinin alacağının konkordato projesine dahil edilerek %30 tenzilat ve 48 eşit taksitte 22.03.2023 tarihinden sonra ödeme yapılması talebinin kabul edilemeyeceğini, davacı şirketin müvekkili idareyle abonelik sözleşmesi yapmadan usulsüz su kullanımından kaynaklı borcu bulunduğu halde, bilançolarında işbu alacağa hiç yer vermediğini ve konkordato projelerinde müvekkili idarenin alacaklarının da hiçbir şekilde gösterilmediğini, davacı şirketin dava dilekçesinde ve ekinde sunduğu konkordato ön projesinde müvekkili idarenin alacağından bahsetmediğini, davacılardan …’ın konkordato projesinin tasdik talebi reddedildiğinden tüm taleplerinin reddi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Yukarıda belirtildiği gibi mahkememizce verilen konkordato projesine ilişkin kararın halen kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, davanın dayanağı olan icra takibinin kesin mühlet süresi içerisinde 26/03/2021 tarihinde başlatıldığı ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptali davasında davalının, bu davanın davacılarından ……Ltd. Şti. olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla herşeyden önce davacı …’ın dava açmakta herhangi icra tehdidi altında olmaması nedeniyle hukuki yararı olmadığı, diğer davalı yönünden ise henüz konkordato tasdik kararı kesinleşmediğinden alacağın proje kapsamında değerlendirilmesi hususu icra müdürlüğüne yapılacak itirazla giderilecek olması nedeniyle şirket yönünden de dava açmakta hukuki yarar olmadığı” gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, müvekkili şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararın kesinleştiğini, Samsun Ticaret Mahkemesi kararında davalının hak talep ettiği su kullanım ücretlerinin konkordato projesine dahil olan 30.12.2019 tarihinden önceki döneme ait olduğunun belirtildiğini, bu alacakların da diğer alacaklar gibi konkordato projesine dahil edilmesi gerektiğini, davalı bu alacağını sonradan ortaya koymuş olsa dahi dönem itibariyle konkordato projesine tabi dönemi kapsadığı için, alacağın çekişmeli veya kabul edilmeyen diğer alacaklılar gibi değerlendirilmesi ve alacak hakkında Samsun Ticaret Mahkemesince verilen karar gereğince konkordato projesine dahil edilmesi gerekirken, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine dair verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı alacağının konkordato projesine dahil olduğunun tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince, davacılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar harcı peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde iadesine,
4-Karar tebliği ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
26.04.2023 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza