Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/810 E. 2023/757 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/810 – 2023/757
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2023/810
KARAR NO : 2023/757

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 24.03.2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2023/187 E.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Başvurulara İlişkin Yarışma Yönetmeliği hükümlerine göre 29.11.2011 tarihli Rüzgâr Enerjisi Katkı Payı Anlaşması imzalandığını, Anlaşmanın 3. ve Yönetmeliğin 9. maddesinde RES Katkı Payı bedelinin ne şekilde hesaplanacağının düzenlendiğini, revize edilen 20.12.2019 ve 26.08.2022 tarihli Anlaşmalarda da bu hükümlerin korunduğunu, davalı tarafça bu hükümlere aykırı olarak 19.01.2023 tarihli 29.248.111,76 TL bedelli faturanın düzenlendiğini, sözleşme ve yönetmelik hükümlerine göre hesaplama yapıldığında müvekkilinin Ocak 2023 ayı için ödemesi gereken katkı payının KDV dahil 7.742.693,60 TL olması gerektiğini, müvekkilince faturaya itiraz edildiğini ve itiraza konu bedelle iade faturası düzenlendiğini, itiraz edilmeyen kısmının da ödendiğini ileri sürerek, öncelikle 19.01.2023 tarihli KDV dahil 29.248.111,76 TL bedelli faturanın KDV dâhil 21.505.418,16 TL’lik kısmının icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin bu kısımdan borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; istinafa konu ara karar tarihinde cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1 maddesine göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir .
Aynı Yasa’nın 390/3. maddesine göre ise, tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebi ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Buna göre; dosyaya ibraz edilen belgeler ve mevcut dosya kapsamı incelendiğinde ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için yasal koşulların oluşmadığı, tedbire konu talebin yargılamayı gerektirdiği” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından her yıl, davalının mevzuat ve taraflar arasındaki anlaşma hükümlerine aykırı ve yanlış hesaplayarak düzenlediği katkı payı bedeli faturasına karşı fazla kısım için menfi tespit davası açıldığını, bu davalarda mahkemelerce ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verildiğini, bir kaç davada verilen ihtiyati tedbir kararının reddi kararlarının da Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin kararlarıyla düzeltildiğini, tedbir taleplerinin kabulüne ve davalı tarafından icrai işlem başlatılırsa takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına dair yeniden esas hakkında karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde davalının icrai işlem başlatabileceği ve bu takdirde müvekkilinin büyük bir zarara uğrayacağının açık olduğunu, döviz ile yatırım yaparak tesis kurmuş olan müvekkili zaten zor durumda ve kredi geri ödemelerini gerçekleştiriyor iken bir de icra takibine maruz kalmasının müvekkilinin ekonomik açıdan mahvına sebep olacak nitelikte olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesinin 24.03.2023 tarihli ara kararının düzeltilmesine ve yeniden esas hakkında karar verilerek ihtiyati tedbir taleplerinin teminat karşılığında kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki RES Katkı Payı Anlaşması uyarınca, davalı tarafça düzenlenen faturanın bir kısmından borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacının, dava konusu edilen tutarın icra takibine konu edilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesi talebinin reddine ilişkin ara kararı istinafa konu edilmiştir.
İlk derece mahkemesince, HMK’nın 389. maddesi hükmü uyarınca ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde; borçlunun, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabileceği; icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkemece, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği belirtilmiş olup, bu madde özel bir tedbir türünü düzenlemiştir.
Eldeki davada, istem tarihi itibariyle bir icra takibi yapıldığına dair dosyada herhangi bir savunma ve bilgi de bulunmamaktadır.
İİK’nın 72/2.maddesinde, mahkemece %15’den az olmamak üzere alınacak teminat karşılığında tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiş olup, eldeki davada da teminat yatırılması karşılığında icra takibinin durdurulmasına dair tedbir kararı verilmesinde bir engel bulunmamaktadır.
Öte yandan İİK’nın 72/4. maddesinde; “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmü düzenlenmiş olup; alacaklı tarafın belirtilen anlamda bir zararının olması halinde anılan madde uyarınca, zararın karşılanması olanağı da bulunmaktadır.
Açıklanan nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararı düzeltilerek, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/187 E. Sayılı dosyasında verdiği 24.03.2023 tarihli Ara Kararı DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin KABULÜ ile; İİK’nın 72/2. maddesi uyarınca, davaya konu edilen TEE2023015800285 numaralı, 19.01.2023 tarihli KDV dahil 29.248.111,76 TL bedelli faturanın, dava konusu edilen KDV Dâhil 21.505.418,16 TL’lik kısmının davalı tarafından dava tarihi olan 21.03.2023 tarihinden sonra icra takibine konu edilmesi halinde İCRA TAKİBİNİN İHTİYATİ TEDBİR YOLUYLA DURDURULMASINA,
2-Alacağın %15’i tutarında 3.225.812,72 TL kesin, süresiz teminat mektubu ya da nakdi teminat yatırıldığında kararın ilgili icra müdürlüğüne gönderilmesine,”
II-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
III-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
IV-Karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
26.04.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-ç. ve 391/(3) maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza