Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/808 E. 2023/735 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/808 – 2023/735
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2023/808
KARAR NO : 2023/735

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23.11.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/72 E., 2022/1119 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

Davalı vekilince yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
Dairemizin 22.02.2023 gün ve 2023/398 E., 2023/306 K sayılı kararında yasal ve bilimsel gerekçeleri ayrıntıları ile gösterilerek, özetle Dairemizin görevinin konkordatoya ilişkin davalar üzerine verilen hüküm ve kararlar hakkında yasa yolu incelemesi yapmak olduğu, somut olayda uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı gerekçesiyle dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesine gönderildiği,
Anılan Dairenin -somut olayda konkordato süreci sona ermiş olmasına rağmen- “uyuşmazlığın konkordato süreci ve kapsamı” (?) ile ilgili olduğu saptaması ile dosyayı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’na gönderdiği (15.03.2023/499-483 E.K),
Başkanlar Kurulunun ise davayı “davacının alacağının konkordato masasına kaydedilmesi talebi…” ile ilgili olduğu şeklinde niteleyerek dosyayı Dairemize gönderdiği (27.03.2023/126 K.) anlaşılmıştır. Başkanlar Kurulunun konkordatoda bulunmayan “konkordato masasına kayıt” gibi bir belirleme yapması da hukuki anlamda bir temele oturtulamamıştır. Zira İcra ve İflas Kanunu’nda “konkordato masası” gibi bir kavram ya da oluşum bulunmamaktadır.
Öte yandan konkordatoda çekişmeli hale gelen alacakların tahsili için açılan davaların konkordato ile ilgisi bulunmayıp, bunların ait olduğu hukuki düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Bu çerçevede talep, davanın açılacağı mahkeme, uygulanacak yasal düzenlemeler (söz gelimi zamanaşımı vs.), verilecek hüküm ve bu hükme karşı gidilecek yasa yolları bu ilkeye göre belirlenir. Sırf davalının konkordato istemiş olması bu tahsil taleplerini bambaşka bir hukuk sistemine tâbi kılmaz. Nitekim bu nitelikteki birçok dosya ilgili Dairelerce istinaf incelemesine tâbi tutulmuştur (örneğin taşıma sözleşmesi: 20. HD., 13.03.2023/508-306; kira sözleşmesi: 15. HD., 23.03.2023/431-752; banka kredi açma sözleşmesi: 21. HD., 23.02.2023/1798-248).
Dairemiz Başkanlar Kurulunun bu kararına rağmen uyuşmazlığın, gönderme kararında belirtilen gerekçelerle sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı kanısındadır. Ancak bu konuda uzmanlığı bulunmamaktadır. Açıklanan durumun göreve ilişkin kamu düzeni kuralları ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile taraflara tanınan kanuni hakim, mahkemeye erişim ve adil yargılanma haklarına temas ettiği düşünülmektedir.
Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu kararları, bunlar aleyhine gidilecek bir yasa yolu bulunmadığından kesin nitelikte sayılmakta ve dosyanın gönderildiği Daireyi bağlamaktadır.
Bu çekince altında yapılan yargılama üzerine dosya esastan incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkilinin davalının ihtiyacı olan teminat mektubunu vermesi için dava dışı … AŞ’deki kredi limiti üzerinden işlem yapılmasını kabul ederek banka üçüncü kişi davalı lehine garanti sözleşmesi yapıldığını; davalının hatası nedeniyle teminat mektubunun paraya çevrilmesi üzerine banka tarafından kredisinden yapılan kesinti nedeniyle ödenen tutarın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili müvekkili şirketin teminat mektubunun tazmininde kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin protokol ve sözleşme gereği üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, protokol gereği yapılacak yatırımda davaya dâhil olmayan diğer ortakların müvekkiline destek olmadığını, … Büyükşehir Belediyesinin sözleşmeyi feshederken dayandığı nedenlerin tamamının diğer ortakların davranışları ile ilgili olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince davacının 20.05.2015 … AŞ’den davalı lehine 900.000,-TL tutarında kesin ve süresiz teminat mektubu düzenlenmesini istediği, düzenlenen teminat mektubunun davalı tarafından … Büyükşehir Belediyesine teslim edildiği,
Davacının teminat mektubuna ilişkin 7.087,50 TL tutarındaki komisyonları hesaplarına kaydettiği ve teminat mektubunun idare tarafından paraya çevrildiği,
Davacının konkordato komiserlerine 7.087,50 TL komisyon ve 900.000,-TL teminat mektubu alacağını kaydettirdiği ancak davalının sadece 4.725,-TL komisyon borcunu kabul ettiği; artan tutarın çekişmeli hale geldiği,
Kalan 902.363,50 TL’nin konkordato mühleti içerisinde doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve “Davacının Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/12/2021 tarih ve 2019/725 esas 2021/1050 karar sayılı dosyasında kabul edilen 902.362,50TL TL alacağının olduğunun tespiti ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/12/2021 tarih ve 2019/725 esas 2021/1050 karar sayılı dosyasında tasdik edilen proje kapsamında alacağın %70’inin konkordato kararının kesinleşmesinden itibaren başlamak üzere 12 ay ödemesiz, 12 ay sonrasında aylık dönemlerde 48 ay eşit taksitte davalı tarafından davacı şirkete ödenmesine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– İncelemenin sadece davacının ticari kayıtları üzerinden yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
– Bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini,
– İhbar olunan kişilere yönelik iddiaların incelenmediğini,
– Teminat mektubunun paraya çevrilmesinde müvekkiline isnat edilebilecek bir kusurun bulunmadığını,
– Müvekkilinin konkordato projesinin dikkate alınmadığını ve yasada belirtilen koruma kararlarına aykırı davranıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
I
Konkordato sürecinde borçlunun inkarı ile çekişmeli hale getirilen alacakların tahsili o hukuki ilişkiyi düzenleyen kurallara göre hüküm altına alınır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/b maddesi hukuk düzeninde ilk kez tanımlanmış bir dava olmayıp, bir önceki cümlede ifadesini bulan bir tahsil davasını işaret etmektedir. Anılan yasal düzenlemenin tek özelliği bu davanın konkordato tasdik kararının ilanını izleyen bir ay içinde açılması halinde yine aynı maddede düzenlenen depodan yararlanılabilmesi sonucunu doğurmasıdır. Diğer bir anlatımda alacağı borçlu tarafından tamamen ya da kısmen inkar edilen alacaklı alacağını tâbi olduğu zamanaşımı süresi içinde her zaman tahsil davasına konu edebilir (ayrıntılı bilgi için bkz. Yazıcı, Ç.: “Adi Konkordatoda Çekişmeli Alacaklar Hakkında Dava (İİK m.308/b)”, Bankacılar Dergisi, Mart 2021, S.116, s.3-23). Eğer davacı bu davayı konkordato tasdik kararının ilanını izleyen bir aylık süreden sonra açarsa çekişmeli alacaklar için depo edilen tutarın kendisine isabet eden kısmının ödenmesini isteyemez.
Hal böyle olunca açılan dava konkordatoya özgü bir dava olmayıp, sıradan bir alacak davasıdır.
II
Davanın tahsil hükmü elde etmek için açılan bir alacak davası olduğu saptamasından sonra hükmün de alacağın tamamının tahsiline karar verilmesi biçiminde kaleme alınması gerektiği ifade edilmelidir (HMK m.297). Böylelikle alacaklı alacağını bir mahkeme kararına bağlatmış olacak fakat tahsil aşamasında bunu zorunlu olarak konkordato koşulları çerçevesinde talep edebilecektir (İİK m.308/c).
Ne var ki ilk derece mahkemesi alacağın konkordato koşullarına tahsiline karar vermiştir. Oysa konkordato kararı üst derece mahkemelerince kaldırılabilir ya da bozulabilir. Hatta bu süreç de borçlu lehine geçirildikten yani tasdik kararı kesinleştikten sonra konkordato tek bir alacaklı ya da bütün alacaklılar bakımından feshedilebilir (İİK m.308/e ve 308/f).
Hüküm sonucuna göre bu ihtimalde dahi davacı alacağını tam olarak değil, tenzilatla ve taksitle alacaktır.
Fakat davacı kararı istinaf etmemiştir.
III
Bu açıklamalara ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle istinaf edenin sıfatına göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK m. 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/72 E., 2022/1119 K sayılı dava dosyasında verdiği 23.11.2022 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince yatırılması gereken 61.640,38 TL’den peşin olarak yatırılan 15.410,09 TL’nin düşümü ile kalan 46.230,29 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
4-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine
5-HMK m.359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına
26.04.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m.361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 27.04.2023 )

Başkan Üye Üye Katip