Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/717 E. 2023/670 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2023/717
KARAR NO : 2023/670

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13.12.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/209 E., 2022/810 K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av. … – (E-tebligat)
FER’İ MÜDAHİL :
VEKİLİ : Av. … – (E-tebligat)

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davalı kooperatifin işletme kooperatifi olmadan önce “…” iken Ankara 25. Noterliği’nin 18.04.1995 tarih ve …yevmiye nolu işlemi ile (işletme kooperatifinin ana sözleşmesinin onayı ile) işletme kooperatifine dönüştüğünü, ticaret sicil numarasının…olup, 305 üyesi bulunduğunu ve müvekkilinin de 131 nolu üye olduğunu; davalı kooperatifin kuruluş amacının, ortakların sahibi bulunduğu konutlardan oluşan sitenin ve sakinlerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, siteyi geliştirme ve güzelleştirme olarak belirlendiğini ve bu amaca ulaşmak için ana sözleşmenin 6. maddesinde yapılacak işlerin belirlendiğini, ancak aradan geçen 27 yıldan sonra konutların bulunduğu alanda bir site ve ortak yaşam kalmadığını, tüm hizmetlerin belediyece karşılanır hale geldiğini, üyelerin menfaatine kurulan kooperatifin üyelerin menfaatine aykırı faaliyetler göstermeye başladığını, bu nedenle davalı kooperatifin hukuken ve fiilen mevcut olmasının üyelere hiçbir yararı kalmadığını; ortada bir site olmayıp mahalle konumunda bulunduğunu, tapuya tescil edilmiş bir yönetim planının olmadığını, her üyenin bağımsız parsel ve tapusu bulunduğunu, buna rağmen davalı işletme kooperatifinin tüm resmi ve özel yazışmalarında gerçeğe aykırı olarak kat mülkiyeti hükümlerine tabi olduklarını ve yöneticilerin de buna göre yöneticilik yaptıklarını; ara sokaklar dahil tüm yolların belediye hizmet alanına ve sorumluluğuna girdiğini, tüm temizlik, güvenlik, ulaşım, altyapı, haberleşme ve diğer işlerin …Belediyesi ile ilgili diğer kamu kuruluş ve özel kuruluşların hizmeti ile sağlandığını, kooperatifçe kontrol alanına alınan bir sorumluluk alanının bulunmadığını, sonradan malik olan bir çok kat malikinin davalı kooperatife zaten üyeliği bulunmadığını, özellikle üye olmayan kiracılardan da usulsüz para toplanarak suç işlendiğini, yönetimin iş yeri açılmasını engellemek için faaliyet gösterdiği gibi usule uygun açılan her türlü izin ve ruhsatları alınan iş yerlerini kapatmak için çalışarak bağımız bölümlerin değerini düşürerek, düşük bedellerden taşınmazların mülkiyetini ele geçirerek rant sağlanmak amacının güdüldüğünü belirterek davalı işletme kooperatifinin gerçekleştirebilecek bir amacının kalmadığının, üyelerin menfaatine aykırı faaliyet gösterdiğinin tespiti ile kooperatifin feshi ile tasfiye heyeti atanmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 18.04.1995 tarihinde ana sözleşmenin de onayı ile bir işletme kooperatifine dönüştüğünü, müvekkili kooperatifinin ortak yaşamın devamı için sunduğu çok sayıda hizmet bulunduğunu, kooperatifin alt yapı hizmetlerini yaptığını, ortak hayat için gerekli temizlik, ortak alanların bakımı, su vb. gibi ortak olan konularda yönetim faaliyetinin yerine getirildiğini, en basit olarak bir kamu hizmeti olan …tarafından sunulan kamu hizmetlerinden alt yapı ve üst yapı olmak üzere birçok işin halen kooperatif tarafından sunulduğunu, kooperatif yönetimi tarafından üyeler aleyhine tasarrufta bulunulduğu iddia edilmekte ise de davacı tarafça buna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun dağılma sebepleri başlıklı 81. maddesinin 7 fıkrasında, “kooperatifin amacına ulaşma imkanının bulunmadığının ilgili bakanlıkça tespiti halinde mahkemeden alacağı karar ile dağılır.” düzenlemesi mevcut olduğu gibi, kooperatif ana sözleşmesinin dağılma sebepleri, başlıklı 66. maddesinin 7. fıkrasında da anılan yasa hükmüne koşut düzenleme mevcuttur.
Davacı tarafça, davalı kooperatifinin gerçekleştirebilecek bir amacının kalmadığı iddia edilerek, kooperatifin feshi ve tasfiyesi talep edilmekte ise de,
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere bu gerekçe ile davalı işletme kooperatifinin fesih ve tasfiyesini isteme (davacı olarak taraf olma sıfatı) yetkisi, 1163 sayılı Kanun’un 81. maddesinin 7. fıkrası ile bu yasal düzenlemeye koşut olarak ana sözleşmenin dağılma sebepleri başlıklı 66. maddesinin 7. fıkrasında “amacına ulaşması imkanının kalmadığının Sanayi ve Ticaret bakanlığı tarafından tespit edilmesi halinde mahkemeden alacağı kararla, dağılır.” düzenlemesi bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı da olmayıp …nda olmakla, davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemenin kararını verirken Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesini dikkate almadığını, bu hüküm dikkate alınmış olsaydı TTK’nun 434. maddesinin 1-2-4. bentleri gereğince şirket ortaklarının birinin şirketin dağıldığının tespitini istemesine bir engel olmadığının görüleceğini ve usule aykırı bu kararın verilmemiş olacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatifin feshi ile tasfiyesi için tasfiye kurulu atanması istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, taraf sıfatı dava şartı olmayıp davanın usulden değil esastan reddi gerekir ise de istinaf kanun yoluna başvuranın davacı olduğu dikkate alındığında kararın sonucu itibariyle hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/209 E., 2022/810 K. sayılı dava dosyasında verdiği 13.12.2022 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
12.04.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 13.04.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır