Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/637 E. 2023/625 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2023/637
KARAR NO : 2023/625

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.10.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/662 E., 2022/676 K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı borçlu ile müvekkili arasında 12.10.2018 tarihli Ankara-Niğde Otoyolu drenaj, hendek vs. işleri için kamyon kiralama sözleşmesi adı altında kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereğince müvekkiline ait araçların davalı adına gösterilen tüm iş ve işlemleri yaptıklarını, ancak davalı tarafından sözleşme hükümlerine uyulmadığını, fatura bedellerinin de müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine davalı borçluya bakiye alacağın ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, davalı borçlunun ihtarnameye cevap vermemesi üzerine aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 2019/21748 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından takibe itiraz edilerek durdurulduğunu, arabuluculuğa başvuru yapıldığını, ancak bir sonuç alınamadığını, davalı tarafın kötü niyetli olarak hareket etmesinin müvekkilinin mağduriyetini artırdığını, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması, alacağın sürüncemede kalmaması ve dava sonunda yapılacak tahsilatın sonuçsuz kalmaması için davalının borca yeter miktarda hesapları ve taşınır ve taşınmaz mal varlıkları üzerine tedbir konulması gerektiğini ileri sürerek fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydı ile 118.786,04-TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal/ticari faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154. ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu kapsamda, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir.
Görevle ilgili düzenlemeler HMK.nın 114/1-c maddesine göre kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi HMK.nun 115/1.maddesine göre yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. ( Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2019/3063 Esas, 2019/7816 Kararı)
Somut olayda; uyuşmazlık kamyon-taşınır kira sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2017/6402 Esas, 2019/2883 Kararı, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 2013/4054 Esas, 2013/15230 Kararı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2022/353 Esas, 2022/361 Kararı) Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. HMK’nın 114/c maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan anılan yasanın 115/2. maddesi uyarınca bu durumda, mahkememizce davanın görev yönünden usulden reddi ile Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacıvekili istinaf dilekçesinde özetle:
Dava her ne kadar kira alacağına ilişkin sözleşmeden kaynaklanmakta ise de sözleşmenin kira sözleşmesi değil hizmet sözleşmesi olduğunu, dolayısı ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava dilekçelerinde bu durumun tek tek anlatıldığını;
Dava tarihi, karar tarihi ve karar yazım tarihi dikkate alındığında bu süre zarfında delillerin toplanmasının imkansız olduğunu, ancak dosya içerisinde yer alan dava dilekçesinde daha önceden aynı dosya üzerinden itirazın iptali davası açıldığından ve mahkemece görevsizlik kararı verildiğinden bahsedildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen “iş makinesi kira sözleşmesi”nden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Taraflar arasında akdedilen 12.10.2018 tarihli sözleşmenin konusu, davacıya ait olan kamyonların davalıya ait inşaat şantiyesinde kullanılmak üzere kiralanması işi olup sözleşmenin 5. maddesinde araçların şoförünün kiralayan tarafından temin edileceği, maaş ve sigortasının da kiralayan tarafından ödeneceği kararlaştırılmıştır. Buna göre, sözleşmenin kira sözleşmesi değil sürücülü araç kiralama hizmeti sözleşmesi olduğu (Yargıtay 23. HD 10.05.2017 T., 2015/9774 E., 2017/1416 K.), her iki yanın tacir olduğu, işin de ticari nitelikte bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.(Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu 24.09.2014 T. 2014/1516 E., 2014/1864 K; Yargıtay 6. HD 25.02.2015 T., 2015/452 E., 2015/1855 K; Yargıtay 20. HD 12.12.2016 T., 2016/14060 E., 2016/11971 K.)
Bu durumda mahkemece, tarafların tacir oldukları ve TTK’nın 4. maddesi uyarınca davanın nispi ticari dava olduğu, buna göre de ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, Dairemizce HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/662 E., 2022/676 K. sayılı dava dosyasında verdiği 21.10.2022 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
05.04.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 06.04.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır