Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/452 E. 2023/491 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/452 – 2023/491
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2023/452
KARAR NO : 2023/491
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/430 E.-2022/910 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilince davalı müflis şirket aleyhine Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün (2012/12893 E.) 2018/14669 E. sayılı dosyası ile toplam 2.252.900,48 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiğini, müvekkili ve davalı şirket arasında önce 30.01.2018 tarihli, daha sonra aynı borca ilişkin 02.04.2019 tarihli Sulh Protokolü imzalandığını, müvekkili şirketin Avukat …’ya haber vermeden davalı yan müflis …’ni ibra ettiğini, tarafların Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12893 E. sayılı dosyasındaki borca ilişkin yapılacak ödemenin bir kısım araçların, taşınmazın devredilmesi ve senetler yapılacağı hususlarında anlaştıklarını, protokolde bahsi geçen taşınmazın devrinin yapıldığını, avukatlık hizmetinin ve emeğinin karşılığı olan Ankara 15. İcra Müdürlüğü dosyasındaki icra vekalet ücretinin Av. …’ya ödenmediğini, davalının 26.06.2019 tarihinde iflasına karar verildiğini, müvekkili şirkete ihtarname keşide edilerek taraflar arasında Sulh Protokolü bulunup bulunmadığının sorulduğunu, muvafakat olmadan gerçekleştirilen Sulh Protokolü nedeniyle Ankara 15. İcra Müdürlüğü dosyasındaki vekalet ücreti ile sözleşmesel vekalet ücretleri için hapis hakkının saklı tutulduğunun belirtildiğini ancak müvekkili şirket tarafından herhangi bir bilgi verilmediğini, avukatın açıkça feragatini içerir bir ibare bulunmayan ve vekil tarafından imzalanmayan protokol gereği avukatın vekalet ücretinden feragat ettiği sonucunun çıkarılamayacağını, vekil sıfatıyla takip işlemlerini yürüttüğü icra dosyası kapsamında iflas tarihi itibariyle 83.993,51 TL tutarındaki yasal vekalet ücreti alacağının bulunduğunu, Avukatlık Kanununun 164. maddesi gereği davanın tarafları arasında sulh sözleşmesi yapılması halinde yasal vekalet ücretinden iş sahibi ile birlikte sulh olunan karşı tarafın da sorumluluğu bulunduğunu, iflas müdürlüğü tarafından ”taraflar arasında akdedilen sulh protokolü gereğince alacaklının herhangi bir alacağının bulunmadığı belirtilmiş olduğundan yargılamaya muhtaç olduğu anlaşılan alacak talebinin reddine, herhangi bir imtiyaz tespit edilemediğinden istemin 4. sıra kapsamında değerlendirilmesine” karar verildiğini ileri sürerek, rüçhanlı alacağının masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın talep etmiş olduğu alacaklar yönünden zamanaşımı definde, hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacı vekilinin vekâlet ücreti alacağından hem kendi müvekkilinin hem de müvekkili müflis şirketin sorumlu olduğu saikiyle eldeki davayı açtığını ancak davayı kendi adına değil müvekkili adına açtığını, aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, davacı şirketin iflası halinde davacı şirkete yönelik vekalet görevinin sona erdiğini, taraflar arasında davacının tüm alacaklarını aldığına ve müvekkil şirketi ibra ettiğine dair sulh protokolü imzalandığını, müvekkilinin tüm protokol hükümlerini yerine getirdiğini, HMK’nın 323, 326. ve 330 maddeleri uyarınca vekalet ücretlerinin taraf lehine hükmedildiğini, dolayısıyla davacı taraf ile vekâlet ücretini de kapsayacak şekilde yapılan protokol hükümlerinin geçerli olduğunu, Avukatlık Kanununun 166/2. maddesi uyarınca vekilin rüçhan hakkının sözleşme vekâlet ücretinden kaynaklı ve müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı vs. mallar için söz konusu olduğunu, dava konusu alacak talebi için rüçhan hakkının varlığından söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “…Taraflarca da birer örneği dosyaya sunulan 02/04/2019 tarihli sulh protokolüne göre, alacaklı/davacı…… Ltd. Şti. ile borçlu / müflis …… A.Ş. arasında düzenlendiği, sözleşmede; “…Borçlunun alacaklıya olan tüm borçlarına (cari hesap, fatura, çek, senet, bono, önceki protokoller, başlatılan tüm icra takipleri, davalar vs. tüm alacaklarını tahsil etmiş olacak ve başkaca bir talebi (icra takibi harç ve masrafları, dava harç ve masrafları, vekalet ücreti, faiz vs.) olmayacağı, buna karşılık…numaralı taşınmazın alacaklıya devredilmesi şeklinde anlaşma sağlanmak suretiyle alacaklının borçluyu gayrikabili rücu ibra etmiş sayılacağı ve varsa çek, bono, senet vs. Belgeleri de iade edeceği…” şeklinde sulh oldukları anlaşılmaktadır.
Ankara 21. İcra Müdürlüğünün 2019/28 İflas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı/ alacaklı şirket tarafından Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2018/14669 E. sayılı dosyasından kaynaklanan toplam 83.993,51-TL tutarındaki yasal vekalet ücreti alacağı için 10/12/2019 tarihinde başvurduğu, iflas idaresi tarafından 23/03/2021 tarih ve 42 nolu karar ile talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm bu verilere göre, somut olay incelendiğinde; Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2018/14669 E. sayılı dosyasından kaynaklanan alacak ve buna ilişkin yasal vekalet ücreti de dahil olmak üzere, taraflar arasında 02/04/2019 tarihli sulh protokolünün düzenlendiği, buna göre davacı/ alacaklı şirketin müflis şirketten herhangi bir alacağının kalmadığı, alacaklının borçluyu gayrikabili rücu ibra ettiği, bu haliyle davacının müflis şirketten ve dolayısıyla iflas idaresinden yasal vekalet ücreti talep hakkının bulunmadığı” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, müvekkili şirket ile müflis şirket arasında yapılmış olan Sulh Protokolünün iki taraf arasındaki hukuki ilişkiyi kapsadığını, bu protokol nedeniyle vekalet ücretinin ödenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m. 164/5 gereğince, Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2018/14649 E. sayılı icra takibinden kaynaklı icra vekalet ücretinin, vekil olarak Av. …’ya ait olduğunu, tarafların aralarında akdettikleri sulh protokolü ile vekalet ücret alacağı üzerinde tasarruf hakkı bulunmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatları da göz önünde bulundurulduğunda, davanın kabulünün gerektiğini, İlk derece Mahkemesi kararının gerekçesinin sundukları ve davanın esasına ilişkin iddiaları karşılamadığını, adil yargılanma hakkının bir parçası olan gerekçeli karar hakkının ihlâl edildiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, vekalet ücreti alacağının iflas sıra cetveline rüçhanlı olarak kaydı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle Av. …’nın kayıt başvurusunu şahsı adına değil müvekkili şirket adına yapmış olmasına, iş bu davayı müvekkili şirket adına vekil sıfatıyla açmış bulunmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
15.03.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza