Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/33 E. 2023/106 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2023/33
KARAR NO : 2023/106

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/820 E.-2021/818 K.
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili; Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2010/1047 E. sayılı dosyasında alacaklının davalı … …, borçlunun ise müvekkillerinden …’nun kardeşi olduğunu, daha sonra alacağın davalı …’a temlik edildiğini, müvekkili …’nun icra dosyasında borçlu sıfatı bulunmamasına karşın şahsi mal varlığına el koymak amacıyla usulsüz tebligat yapılarak 89. maddedeki prosedür tamamlanmadan taşınmazları üzerine haciz konulduğunu, taşınmazlarının satış aşamasına getirildiğini, müvekkilinin taşınmazlarından birini davacı … …’e devrettiğini, çeteyi oluşturan … ve … … aleyhine C. Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, 89/3 haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden haberdar oldukları tarihten itibaren süresinde iş bu davayı açtıklarını, usulsüz tebligat ile ilgili İcra Mahkemesine de şikayette bulunduklarını ileri sürerek, müvekkillerinin icra dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini, kötü niyetli davalılardan %20 karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; haciz ihbarnamelerinin davacı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacının 89/3 haciz ihbarnamesinden 07.11.2018 tarihinde haberdar olduğu beyanının dosyadaki tebliğ belgelerine aykırı olduğunu, davanın İİK’nın 89/3. maddesindeki hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını savunarak, davanın reddine, davacıların asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … duruşmada; … ve kardeşlerinden olan alacağını diğer davalı …’a temlik ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Dava, İİK 89/3 maddesi uyarınca menfi tespit isteğine ilişkin olup davacı …’na İİK m. 89/3 haciz ihbarnamesinin 27/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça tebligatın usulsüz olduğu, öğrenme tarihinin 07/11/2018 tarihi olduğundan bahisle işbu davanın açıldığı, diğer davacının da 08/04/2014 tarihinde icra müdürlüğünce haciz konulan gayrimenkulün yeni maliki olduğu, 3. haciz ihbarnamesine yönelik tebligatın usulsüz olduğuna yönelik açılan davanın reddedildiği, istinaf edilmesi üzerine İİK’nın 89/3 maddesine göre düzenlenen haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet kısmının reddine karar verilerek kararın kesinleştiği, bu haliyle tebligatın usulsüz olmadığı, bu durumda 3. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 27/03/2014 tarihinden dava tarihine kadar geçen süre itibariyle İİK 89/3.maddedeki 15 günlük hak düşümü süresinin dolduğu ve geçtiği anlaşılmakla ve diğer davacı yönünden de 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilen kişi olmadığı, haciz konulan taşınmazın maliki olduğu” gerekçesiyle, davanın süreden reddine, davalı … vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 3. kişinin açtığı menfi tespit davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, görev konusu kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğini, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın süreden reddinin yasa ve olaya uygun olmadığını,
Ayrıca müvekkilinin şikayeti üzerine Ankara C. Başsavcılığının 2018/192682 sayılı soruşturma dosyası ile … … ve … aleyhine sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dolayı Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/456 E. sayılı ceza davasının açıldığını, mahkemece ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini,
İİK 89/3 haciz ihbarnamesinin müvekkili …’na usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğin tespit edildiği 07.11.2018 tarihinden itibaren 15 günlük sürede işbu davanın açıldığını, red kararının hukuka uygun olmadığını,
Davalı alacaklı hakkında takibe konu bono nedeni ile dolandırıcılık suçundan soruşturmanın devam etmesine göre, HMK’nun 209. maddesi gereğince tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğini,
Belirterek,
Öncelikle icranın müvekkilleri açısından durdurulması için teminatsız, aksi takdirde teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmesini,
İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davanın niteliği gereği davacılar vekilinin icranın durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi, uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre dairemizce, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, HMK’nin 114(1).c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden red kararı verilmesi ve HMK’nin 20. maddesinde belirtilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemlerin yerine getirilmesi için esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

3-Kararın kaldırılması nedenine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nin 353/(1)-a.3 maddesi uyarınca, esası incelenmeden Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.12.2021 tarih ve 2018/820 E., 2021/818 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-Yukarıda (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacılar vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
5-Davacı vekilince istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesi tarafından esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
25.01.2023 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)1-g maddeleri gereğince KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza