Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/3 E. 2023/220 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K E S A S
H A K K I N D A Y E N İ D E N K A R A R V E R İ L M E S İ )

ESAS NO : 2023/3
KARAR NO : 2023/220
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/477 E.-2019/879 K.
DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili ile davalı … … Ltd. Şti. vekilince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin çalıştığı şirket ile davalı … …. Şti. arasında personel taşıma sözleşmesi imzalandığını, 22.01.2012 tarihinde müvekkilinin içinde bulunduğu davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki servis aracının sürücünün kontrolünü kaybetmesi sonucu karlı zeminde kaydığını, müvekkilinin meydana gelen trafik kazasında ağır şekilde yaralandığını, sürücü …’ın tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin beden gücü kaybının %41 olarak belirlendiğini, ancak aradan geçen süre dikkate alınarak Adli Tıp Kurumundan iş göremezlik raporu alınması gerektiğini, müvekkilinin kaza sebebiyle müvekkilinin yaşadığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklarla ilgili olarak manevi tazminat talebinde de bulunduklarını, müvekkilinin işyerinin davalı … şirketi tarafından maddi ve manevi zararları kapsayacak şekilde sigortalandığını ileri sürerek, HMK’nın 107. maddesine göre belirlenecek şimdilik 10.000,00 TL. maddi, 20.000,00 TL. manevi tazminatın işleten ve sürücü davalılardan olay tarihinden itibaren; sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş;
04.10.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle; sürekli iş göremezlik tazminatı için 59.553,50 TL, geçici iş göremezlik tazminatı için 2.103,39 TL olarak maddi tazminat taleplerini artırdıklarını açıklamıştır.
Davalı … vekili; öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın istenilen miktarlara göre dava açılış harcını eksik gösterdiğini, sunulan maluliyet raporu ile kaza arasındaki sebep sonuç ilişkisinin davacı tarafından açıklanması gerektiğini, müvekkili sürücüye atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, hem maddi hem de manevi tazminat isteğinin dayanağını teşkil eden hastane kayıtlarının davacı tarafından sunulmadığını, ATK’dan rapor aldırılması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … Şti. vekili; dava konusu kazadan itibaren iki 2 yıldan fazla zaman geçtiğini, bu nedenle zaman aşımı definde bulunduklarını, müvekkil firmanın bizzat kusuru bulunmadığını, trafik kazasına karışan aracın müvekkili firmaya değil, diğer davalı …’a ait olduğunu, Karayolları Trafik Kanunun 85/1. maddesinde kusursuz sorumluluk hallerinin düzenlendiğini, 86. maddesinde de kurtuluş beyyinesi getirme ve kanıtlama imkânı tanındığını, tespit tutanağında kazada yolun yüzeyinin karlı ve buzlu olduğunun tespit edildiğini, bu hususun mücbir sebep oluşturduğunu ve müvekkili firmanın sorumluluğunu ortadan kaldırdığını savunarak, davanın öncelikle zaman aşımı, aksi halde husumet yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu yer itibariyle İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, poliçe zorunlu poliçe olmadığından davacının doğrudan müvekkili sigorta şirketine dava açmasının mümkün olmadığını, sigortalıya dava açması, sigortalının şartlar dahilinde rücu imkânını kullanabileceğini, davacı tarafın maddi tazminat taleplerinden trafik sigortacısı olan ….’nin sorumlu olduğunu, bu nedenle davanın ….’ne ihbarını talep ettiklerini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere öncelikle davacının sigortalıya göre bordrolu ve sigortalı çalışan işçi olduğunun belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun 150.000,00 TL. poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, davacının sigortalının kusurunu ve zararını ispat etmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, teminatın tek, hasar görenlerin birden fazla olması durumunda Karayolları Trafik Kanununun 96. maddesi gereği teminatın proporsiyon yapılarak paylaştırılmasının gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “…Somut olayda; 22/01/2012 tarihinde … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın sevk ve idaresindeki servis aracının kontrolünü kaybetmesi sonucu trafik kazası meydana geldiği, davacının araç içeresinde yolcu olarak bulunduğu, … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi ile davalı … şirketine sigortalı olduğu, kusur bilirkişisi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü …’ın % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacının kusursuz olduğu, adil tıp raporuna göre %10.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 22.01.2012 tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davacının 59.553,50 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 2.103,39 TL geçici iş göremezlik tazminatı alacağının bulunduğu, bu suretle eldeki davada davacının toplam 61.656,89 TL maddi tazminat alacağına hak kazandığı, bu meblağın davalılar … ve …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline hükmetmek gerektiği, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS sigortacısı olmamaması nedeniyle bu meblağın kendisinden talep edilemeyeceği kanaatine varılarak maddi tazminata yönelik kısmen kabul kararı vermek gerekmiştir. Bununla birlikte kabul gören meblağ ıslahta da belirtildiği şekilde 61.656,89 TL ‘lik dava değeri olmakla beraber kısa karara sehven 51.656,89 TL olarak geçmiş olup durum fark edilmekle beraber kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki doğurmamak için mevcut durum korunmuştur.
Manevi tazminata yönelik değerlendirmede ise; 6098 sayılı TBK 56 (BK 47) maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
TBK 56 hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayda mahkememizce tarafların kusur durumları, olay tarihi, paranın satın alma gücü ve davacının yaşadığı elem ve ızdırap göz önüne alınarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 51.656,89 TL iş göremezlik tazminatının olay tarihi olan 22.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalılar … Ltd. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketinden 03.03.2012 tarihinden itibaren, diğer davalılardan olay tarihi olan 22.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan ek yüksek faiz ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece mahkemesi kararın gerekçe kısmında belirtilen “Bununla birlikte kabul gören meblağ ıslahta da belirtildiği şekilde 61.656,89 TL ‘lik dava değeri olmakla beraber kısa karara sehven 51.656,89 TL olarak geçmiş olup durum fark edilmekle beraber kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki doğurmamak için mevcut durum korunmuştur.” ifadesinden de anlaşılacağı üzere kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki farklılığın müvekkili aleyhine olacak şekilde düzeltildiğini, ayrıca manevi tazminata ilişkin kararın hakkaniyete uygun olmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesinin kısa kararına sehven 51.656,89 TL olarak geçmiş bulunan maddi tazminat alacağının, ıslahta da belirtildiği şekilde 61.656,89 TL olarak düzeltilmesine ve davacı lehine 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı … …. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin bizzat kusuru bulunmadığını, kazanın gerçekleştiği gün havanın yoğun karlı olması ve yolların buzlu olması nedeniyle mücbir sebep bulunduğunu, müvekkiline ait olmayan aracın sürücüsü …’ın yoğun kar yağışı nedeniyle yapmış olduğu kaza neticesinde %100 kusurlu olduğunun tespitiyle birlikte davalı müvekkil şirket … hakkında olayda sürücüsünün kusuru nispetinde sorumlu olacağı şeklinde belirtilen bilirkişi raporuna karşı itirazlarının mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, faizin ıslah tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde 10.000,00 TL. maddi, 20.000,00 TL. manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi istenmiş; uzman aktüer bilirkişi tarafından, davacının 2.103,39 TL. geçici iş göremezlik, 59.553,50 TL. sürekli işgöremezlik olmak üzere toplam 61.656,89 TL. maddi tazminat talep edebileceği hesaplanmış; davacı vekilince dava dilekçesi ile talep edilen tutarlar düşülerek kalan maddi tazminat istemi yönünden dava ıslah edilmiş, İlk derece Mahkemesince gerekçeli kararda da açıklandığı üzere dava dilekçesiyle talep edilen tutar dikkate alınmaksızın 51.656,89 TL. işgöremezlik tazminatı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Öte yandan alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre meydana gelen kazada davacının dört kaburgasının ve sol ayak bileğinin kırıldığı, akciğerinin zarar gördüğü, kalıcı olarak hafif solunum fonksiyon bozukluğu oluştuğu anlaşılmıştır. Buna göre Dairemizce, davacının kusur durumu, bedensel bütünlüğündeki zedelenmenin niteliği, olay tarihi göz önüne alınarak TBK’nın 56. maddesi uyarınca 15.000,00 TL. manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararı düzeltilerek, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR :
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.11.2019 tarih ve 2018/477 E., 2019/879 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın kısmen KABULÜNE, 61.656,89 TL iş göremezlik tazminatının, olay tarihi olan 22/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
15.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketinden 03/03/2012 tarihinden itibaren diğer davalılardan olay tarihi olan 22/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Maddi tazminat yönünden davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.865,11 TL vekalet ücretinin davalılar … Ltd.Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Manevi tazminat yönünden davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Manevi tazminat yönünden reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.158,10 TL. ilk derece aşamasında yapılan, 148,60 TL. istinaf yoluna başvurma harcı, 106,50 TL. tebligat gideri olmak üzere toplam 1.413,20 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre 1.243,62 TL.’sinin (davalı … şirketinin sorumluğu 311,00 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Alınması gerekli 5.236,44 TL harçtan, peşin ve ıslahla alınan 278,97 TL harcın düşümü ile arta kalan 4.957,47 TL’nin (davalı … şirketinin sorumluğu 1.239,37 TL ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Peşin ve ıslahla alınan 278,97 TL harcın(davalı … şirketinin sorumluğu 69,75 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,

III-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.236,44 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 1.052,94 TL’nin mahsubuyla kalan 4.183,50 TL.’nin davalı … …. Şti.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
IV-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar karar harcının istek halinde iadesine,
V-Davalı … …. Şti. tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
VI-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
08.02.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza