Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/211 E. 2023/210 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/211 – 2023/210
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2023/211
KARAR NO : 2023/210

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30.06.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/699E., 2022/579K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
Davacı ve davalı vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili; … Anonim Şirketi ile … Şirketi arasında meydana gelen ticari iş ve işlemler neticesinde davalı şirketin, müvekkil şirketin alacaklarına karşılık senetler keşide edilmek suretiyle verildiğini, davalı şirketin konkordato talep etmesi üzerine, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/462 E. sayılı dosyası ile yargılamanın yapıldığını ve davalı bakımından konkordatonun tasdikine karar verildiğini, tasdik kararında “…Davacı …. Ltd. Şti’nin konkordato projesinin tasdik talebinin adi alacaklar yönünden kabulü ile; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … ticaret sicil numarasında kayıtlı, davacı …. Ltd. Şti’nin konkordato projesine göre, adi alacaklıların alacaklarının, tasdik tarihinden itibaren 36 ay eşit taksitler halinde ödenmesine, davacının rehinli alacaklılara ilişkin konkordato projesinin tasdik talebinin reddine” karar verildiğini, bu karara göre davalı şirketin 26.04.2021 tarihinden itibaren aylık düzenli olarak ödeme yapması gerekirken, gelinen aşamada davalı tarafça müvekkili şirketin alacakları için hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek, konkordatonun davacı yönünden feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/462 E. 2021/349 K. 26.04.2021 tarihli kararı ile; davalı şirketin konkordato projesinin tasdik talebinin adi alacaklılar yönünden kabulü ile konkordato projesine göre adi alacaklıların alacaklarının tasdik tarihinden itibaren 36 ay eşit taksitler halinde ödenmesine karar verildiğini, aradan geçen uzun süreye rağmen müvekkili şirkete herhangi bir taksit ödemesinin yapılmadığını, nitekim bu durumun kayyım … tarafından dosyaya sunulan 18.10.2021 tarihli raporla sabit olduğunu, tasdik tarihinden kayyım raporunun yazıldığı tarihe kadar kayyım ücreti mahkemeye depo edilmediği ve adi alacaklılara ödeme yapılmadığının kayyım raporunda belirtildiğini, şirketin 30.09.2021 tarihli bilançosunda görüleceği üzere ortaklara borçlarını ödediği halde alacaklılara ödeme yapılmadığını, şirketin içinin boşaltıldığını belirterek, konkordatonun davacı yönünden feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/462 E. 2021/349 K, 26.04.2021 tarihli kararı ile, müvekkili firmanın konkordato projesinin tasdik edilerek, şirket hakkında uygulanan tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiğini, müvekkili adına açılan dava dışı … nezdinde tutulan konkordato hesaplarının müvekkili firmaya tasarruf yetkisinin devrinin gerçekleştirilmesi gerekirken ilgili Bankanın aylarca hesabın tasarruf yetkisini müvekkil firma yetkililerine devretmediğini, işbu nedenle hesaptaki bakiye kullanılamadığı gibi yeni işler de alınamadığını, hesaplarını kullanamayan müvekkili firmanın ham madde alımının da sekteye uğradığını ve ticaretinin durma noktasına geldiğini, hesapların açılmasından sonra müvekkil firma ödemeleri yapmaya başlamış iken de huzurdaki birleşen fesih davalarının açıldığını, müvekkili firmanın bu şekilde ödemelerinde kendi kusurundan kaynaklanmayan gecikmesi olduğunu, buna rağmen mağduriyeti giderebilmek ve borçlardan kurtulmak için proje kapsamında müvekkili firmanın araçlarının satılmasına karar verdiğini, tasdik tarihinden bu yana İİK madde 106-110 uyarınca 6 (altı) aylık satış talep etme süresi geçmiş olmasına ve taşınırlar üzerindeki hacizlerin düşmüş olmasına rağmen hacizler ilgili Müdürlüklerce kaldırılmadığı için alıcı bulunduğu halde satış işleminin tamamlanamadığını, davacılardan … firmasının konkordatoya tabii tüm alacaklarına 18 Ocak itibari ile kavuşacak olmasına rağmen menkul satışlarına muvafakat vermediklerini, konkordatoya başvurmasının en önemli nedeninin ekonomik buhran olduğu dikkate alındığında alacaklıların da alacaklarına kavuşabilmeleri ile işbirliği içinde davranmaları gerekirken, gösterilen direnç nedeni ile tüm adi alacaklıların zarar gördüğünü, 26 adet kamyonun satılması halinde, tüm adi alacaklılar alacaklarına kavuşacak olup eşitlik ilkesi gereği tüm ödemelerin 18 Ocak 2022’de yapılacağını, böylelikle alacaklıların borcun ödenmesi için 36 ay taksit beklemeleri gerekmeyeceğini, davacılardan … alacağının ilk taksitine kavuşabilmeleri için Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9015 E. Sayılı dosyası içinde yer alan ve takibin durması nedeni ile tahsil edemedikleri 50.000,00 TL tutarın kendilerine ödenmesi hususunda kendilerine muvafakat edileceği hususu defalarca belirtilmesine rağmen, bu konuda da olumlu bir yaklaşım sergilemediklerini, müvekkili firmanın hesapları açılır açılmaz komiser ücretinin depo edildiğini, davacıların iddiasının aksine şirket ortaklarına verildiği iddia edilen bakiyelerin seyyar kağıt toplayıcılarına kantar başında yapılan ödemeler olduğunu, bu kişilerin banka hesapları vs olmaması nedenleri ile ve şirket hesaplarında karışıklık olmaması için ilk çıkışları ortaklara yapılarak dağıtımların gerçekleştirildiğini savunarak, her iki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “… Dava ve birleşen dava; İ.İ.K.’nun 308/e maddesi gereğince konkordatonun davacı yönünden kısmen feshi istemine ilişkindir.
Her ne kadar konkordatonun tasdikine ilişkin Mahkememizin 2019/462 Esas, 2021/349 Karar sayılı ilamı kesinleşmemiş ise de; konkordato projesinde ve tasdik kararında, adi alacaklıların alacaklarının, tasdik tarihinden itibaren 36 ay eşit taksitler halinde ödenmesine karar verilmiştir. Projeye göre ödemeler kararın kesinleşmesi beklenmeden tasdik kararından itibaren yapılacaktır.
Konkordato müessesesi hem alacaklıları, hem borçluları koruyan bir müessesedir. Burada, borçlunun iflas etmesi halinde alacaklılar alacaklılarını tamamen veya kısmen alamayacağından, borçluyla alacaklıları bir araya getirip, anlaşma yoluyla borçların ödenmesinin temin edilmesini sağlayarak borçlu ve alacaklıların menfaatlerinin dengede tutulması amaçlanmıştır.
Konkordato yargılaması sırasında geçici mühlet ve kesin mühlet süreleri dikkate alındığında, borçlu yaklaşık 2 yıl süre ile konulan tedbirlerle, konkordato hükümlerinden faydalanmakta ve borçlarını ödememektedir. Karardan sonra ise, kararın tebliği, dosyanın istinafa ve temyiz incelemesine gitmesi, böylece kararın kesinleşmesi beklenmesi halinde, karardan itibaren ödeme yapması gereken borçlu ödemeleri yapmamakta, böylece belirtilen denge alacaklılar aleyhine bozulmaktadır. Bu şekilde kötüniyetli borçlular yönünden yasadan faydalanılarak alacaklıların mağdur edilmesi de söz konusu olmaktadır.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, konkordatonun tasdikine ilişkin ilamın kesinleşmesi beklenmeden karar verilmiştir.
Asıl dosya yönünden yapılan değerlendirmede; Konkordatonun feshi, kendisine karşı konkordato şartları ifa edilmeyen alacaklının başvurabileceği bir yol olup; alacaklı kendisi yönünden konkordatonun kısmen feshini talep edebileceği gibi konkordatonun kötüniyetli olarak yapılmasından dolayı tüm alacaklılar için konkordatonun feshini isteyebilir. Konkordatonun kısmi feshi 308/e maddesinde, tamamen feshi ise 308/f maddesinde düzenlenmiştir.
Konkordatonun kısmen feshini talep eden alacaklı açısından konkordato miktar yönünden ya da vade açısından ihlal edilmiş olabilir. Vadesinden sonra yapılan ödemeyi alacaklı hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeden alırsa, gecikmeyi kabul etmiş sayılacaktır. Şayet alacaklı ödemeyi ihtirazı kayıtla kabul ederse konkordatonun kısmen feshini talep edebilecektir.
Kısmen fesih isteminde; İİK’nun 308/e maddesi uyarınca, kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatonun feshini talep edebilir.
Somut olayda; Davacı …. A.Ş’ye konkordato projesi kapsamında, vadelere uyulmaksızın dava tarihine kadar ödenmesi gereken miktardan(10.262,34 TL) daha fazla ödeme(49.080,88 TL) yapıldığı, Ankara 32. İcra Dairesi 2019/8242 E. sayılı dosyanın alacaklısı davacı … Sigorta A.Ş.’nin icra dosyasına yatan parayı ihtirazı kayıt olmaksızın aldığı, bu nedele konkordatonun kısmen feshini talep edemeyeceği kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dosya yönünden yapılan değerlendirmede; Dava dilekçesi, konkardatonun tasdikine ilişkin dosya sureti, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Mahkememizin 2019/462 Esas, 2021/349 Karar sayılı ilamı ile davalı …. Ltd. Şti. hakkında konkordato projesinin tasdikine karar verildiği, karar ile “adi alacaklıların alacaklarının, tasdik tarihinden itibaren 36 ay eşit taksitler halinde ödenmesine” karar verildiği, davacı şirketin eldeki dava ile, proje kapsamında davalı şirketin ödeme yapmadığını belirterek kendisi yönünden İİK’nun 308/e maddesine göre konkordatonun feshini talep ettiği anlaşılmaktadır.
İİK’nun 308/e maddesinin 1.fıkrasında “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.” hükmü öngörülmüştür.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi raporu da dikkate alındığında; Davacı şirketin davalı …. Ltd. Şti.’nden 66.683.34 TL alacaklı olduğu, dava tarihine kadar 24.540,44 TL olarak eksik ödeme yapıldığı, böylece konkordato projesinin vade ve miktar yönünden yerine getirilmediği, bu şekilde davacı yönünden konkordatonun feshini talep etme şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulü ile; Davacının konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmek kaydıyla, Mahkememizin 2019/462 Esas, 2021/349 Karar sayılı ilamıyla, davalı …. Ltd. Şti. hakkında verilen konkordatonun, İİK’nun 308/e,1.maddesi gereğince davacı yönünden feshine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-asıl davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtirazı kayıt hususunun salt dava açılmadan öncesinde yapılan ödemeler bakımından geçerli bir durum olduğunu, davalının işbu dava açıldıktan sonra müvekkili şirkete bizzat değil ilgili icra dosyasına ödeme yaptığını, müvekkili şirketin banka hesabına hiçbir suretle ödeme yapılmadığını, bu durumda müvekkili şirketin ödeme yapıldığını bilmediği bir hususta ihtirazi kayıt koymasının da hukuken mümkün olmadığını, dava tarihi itibarıyla müvekkiline hiçbir ödeme yapılmamasının davanın esasına etki etmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından yapılan ödemeye ihtirazi kayıt konulmadığı için davanın reddedildiğini belirten İlk Derece Mahkemesinin birleşen davada davacının da ilgili ödemeye ihtirazi kayıt koymadığı hususunu dikkate almadığını, salt ödemenin vadeler bazında yeterli olmaması nedeniyle davasını kabul ettiğini, bu hususun açıkça silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun eksik inceleme ve araştırma ile tanzim edildiğini, raporun tamamında eksiklikler ve çelişkiler bulunduğunu, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiğini, davalı şirketin konkordato tasdik tarihinden dava tarihine kadar hiçbir borcunu ödememiş ve hatta dava açıldıktan uzunca bir süre sonra kendi inisiyatifi ile kısmi ödeme yaptığını, yapmış olduğu bu ödemenin kendi inisiyatifinde olup, dava açıldığı anda konkordatoya aykırı olarak borçlarını ödemeyen davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/462 E. sayılı dosyasında 22.11.2022 tarihli kayyım raporunun da davalı şirketin ödemeleri gerçekleştirmediğini açıkça belirttiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran- birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9015 sayılı dosyasında bulunan ve blokeli olan tutara da karar tarihinden önce muvafakat verildiğini, muvafakat gereği 80.000,00 TL tahsilatın ihtirazi kayıt sunulmadan tahsil edildiğini, karardan önce de 6.223,38 TL ve 718,11 TL olmak üzere ayrıca şirket sahiplerinden ödemelerin icra dosyasına yapıldığını bunların da tahsil edildiğini, ortada eksik bir ödemenin bulunmadığını, buna rağmen icra dosyası incelenmeden hesaplamaya yalnızca tek taksit ödeme beyanı girilmek suretiyle yapılan hesaplamanın hukuka uygun bir kısmi fesih gerekçesi olduğundan söz edilemeyeceğini, ay ay kalan bakiyelerin eşit dağıtılması sonucu hesaplama yapılma suretiyle yapılan ödemelerin konkordato projesine uygun olup programa uygun gidildiğini gösterdiğini, müvekkilinin ödeme saiki ile elinden geleni yapmaya çalıştığını, bilirkişi raporuna göre fazla görünen ödemelerden de anlaşıldığını, müvekkili firmanın alacaklıyı zarara uğratma saikinin varlığından söz edilemeyeceğini, hakkaniyet ölçüsünde borçluları korumayı amaçlayarak ödemelerin yapıldığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Asıl ve birleşen dava; İİK’nın 308/e maddesi uyarınca konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
İİK’nın 308/e maddesinin ilk fıkrası, “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.” hükmünü içermektedir.
Davacıların istemleri konkordatonun tamamen feshi olmayıp, kendileri yönünden kısmen feshidir. Davalı aynı ise de alacaklarının miktarları farklı olan her bir davacı yönünden konkordatonun kısmen feshi koşullarının ayrı ayrı incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
İlk derece Mahkemesince bağımsızlığını koruyan asıl ve birleşen davada, ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, davalar birleştirilerek hüküm kurulmuştur.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 166/(4). maddesindeki, “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması” koşulunun bulunmamasına, bir başka anlatımla davalar arasında bağlantı bulunmamasına karşın, farklı alacaklılar tarafından açılan davaların birleştirilerek görülmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.5. maddesi uyarınca, esası incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre asıl davada davacının ve birleşen davada davalının istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/(1)-a.5. maddesi uyarınca, esası incelemeden Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.06.2022 tarih ve 2021/699 E., 2022/579 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle; asıl davada davacının ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
4-Asıl davada davacı birleşen davada davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
08.02.2023 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-g maddeleri uyarınca, KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİ ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.02.2023

Başkan Üye Üye Katip