Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1953 – 2023/2065
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (U Y M A – D İ R E N M E)
ESAS NO : 2023/1953
KARAR NO : 2023/2065
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2016
ESAS-KARAR NUMARASI : 2007/193 E.-2016/637 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
Dairemizin 19.10.2021 tarih ve 2017/1943 E., 2021/1482 K. sayılı kararının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.04.2023 tarih ve 2021/8883 E., 2023/2467 K. sayılı kararıyla bozulmasına karar verilmesi üzerine, HMK’nın 373/(3). maddesi uyarınca duruşma açılmasına karar verildi, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili 12.04.2007 tarihli dava dilekçesinde; Sivas-Malatya Doğal Gaz Hattı Projesinin yapım işi ile ilgili olarak, müvekkili ile davalılardan … İnş. Tic. Turz. Ltd. Şti. arasında 30.01.2002 tarihli anahtar teslim götürü bedelli bir eser sözleşmesi imzalandığını,
Daha sonra müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında 06.12.2004 tarihli sözleşme ile bu hattın da dahil olduğu Doğu Anadolu Doğal Gaz Boru Hattının tamamının Yangın All Risks ve Makine Kırılması Sigorta Poliçesiyle 12.12.2004-12.12.2005 tarihleri arası için sigortalandığını, buna göre Doğu Anadolu Doğal Gaz Boru Hattının parçaları olan hatların yükleniciler tarafından inşa edilip eserin iş sahibi müvekkili Kuruluş tarafından kabul edildikten sonra gereken primler ödenerek sigorta kapsamına dahil olacağını,
41.939.479 USD’lik projenin 36.652.262 USD’lik bölümünü oluşturan Sivas-Malatya arası yaklaşık 163 km 40”lık doğalgaz boru hattına ilişkin 26.05.2006 (2005 olmalı) itibar tarihli bir Kısmi Geçici Kabul Tutanağı düzenlendiğini, bu kısmi geçici kabul tutanağının sözleşmenin ve projenin gerektirdiği işlere ilişkin eksiklikler giderilinceye kadar All-Risk sigorta sorumluluğunun yüklenici şirkete ait olacağı hususunda anlaşmaya varılarak imzalandığını, kısmi geçici kabulün yapılmasından sonra müvekkilince … Sigorta A.Ş.’den inşa edilmiş bulunan Sivas-Malatya arası 163 km 40″lık doğal gaz boru hattının sigorta kapsamına alınmasının talep edildiğini, davalı sigorta şirketinin de tanzim ettiği 23.06.2005 tanzim tarihli zeyilname ile 21.06.2005 tarihinden geçerli olmak üzere bahse konu hattı sigorta kapsamına aldığını,
Keza 41.939.479 USD’lik Sivas-Malatya Doğal Gaz İletim Hattı Projesinin bitirilmemiş ve 26.05.2006 itibar tarihli Kısmi Geçici Kabule dahil olmayan 5.287.217 USD’lik 24″lük Malatya branşman hattının da dahil olduğu projenin tümüne ilişkin 29.08.2005 itibar tarihli Geçici Kabul Tutanağı düzenlendiğini, tutanağın eksiklikler giderilene kadar All-Risk sigorta sorumluluğunun yüklenici firmada olduğu karar altına alınarak imzalandığını, daha sonra söz konusu boru hattının da sigorta kapsamına alınmasının davalı sigorta şirketinden talep edildiğini, davalı sigorta şirketi tarafından 20.12.2005 tarihli zeyilname ile sigortanın başlangıcı 24.11.2005 tarihi olarak kabul edilip bahse konu boru hattının sigorta poliçesi kapsamına alındığını,
29.09.2005 tarihli gaz kaçağı ihbarı üzerine, 21.06.2005 itibar tarihli zeyilname ile sigorta poliçesi kapsamında olan 40″lık Sivas-Malatya iletim hattında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu gaz kaçağı sonucu oluşan toplam zararın 335.980,87 USD olduğunu, sigorta eksperi tarafından gaz kaçağının esas nedeninin yüklenici firmanın sözleşmeye uygun olmayan eksik iş yapması olduğu ve 26.05.2006 tarihli kısmi geçici kabul tarihinden geriye doğru seyir izlediği, yani zeyilname ile sigorta başlangıcı olarak tespit edilen 21.06.2005 tarihinden önce başladığı, bu nedenle sigorta kapsamı dışında kaldığı hususlarının belirtildiğini, ancak bu iddianın somut bir delille ispatlanamadığını,
13.10.2005 tarihinde ikinci bir gaz kaçağı ihbarı üzerine … İnş. Tic. ve Turz. Ltd. Şti.’nin yükümlülüğünde bulunan Sivas-Malatya OSB hattının 122/153 kilometreleri arasındaki Yukarı Selimli H.V./Çiyril Pig istasyonunda hasar meydana geldiği ve gaz kaçağı olduğunun tespit edildiğini, onarım çalışmalarının müvekkili kuruluş tarafından yapıldığını, hasarın meydana geldiği hattın 24.11.2005 itibar tarihli zeyilname ile yukarıda anılan sigorta poliçesi kapsamında olduğundan 13.10.2005 tarihinde hasarın davalı sigorta şirketine ihbar edildiğini, bu gaz kaçağı sonucu oluşan toplam zararın 1.012.547,64 USD olduğunu, sigorta eksperi tarafından gaz kaçağının esas nedenini yüklenici firmanın sözleşmeye uygun olmayan eksik iş yapması olduğu ve 26.05.2005 tarihli kısmi geçici kabul tarihinden geriye doğru seyir izlediği, yani zeyilname ile sigorta başlangıcı olarak tespit edilen 24.11.2005 tarihinden önce başladığı, bu nedenle sigorta kapsamı dışında kaldığı hususlarının belirtildiğini, ancak bu iddianın somut bir delille ispatlanamadığını,
Davalı sigorta şirketinin ekspertiz incelemesini gerekçe göstererek her iki hasarın geçici kabulden önce başladığı ve poliçe teminatına girmediği gerekçesiyle hasar taleplerini reddettiğini,
Davalı yüklenicinin de hasarın geçici kabul işlemlerinden sonra doğduğu gerekçesiyle zararın giderilmesi taleplerini reddettiğini, eğer eksper raporlarına itibar edilecek olursa söz konusu hasardan BK’nın 356 ve sözleşmenin 17.2. maddeleri uyarınca yüklenicinin, edilmezse sigorta poliçesi uyarınca sigortacının sorumluluğunun gündeme geleceğini ileri sürerek,
1.348.528,51 USD zararın 335.980,87 USD’sinin 29.09.2005, 1.012.547,64 USD’sinin 13.10.2005 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … İnş. Tic. Turz. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, müvekkili ile davacı arasında imzalanan 30.01.2002 tarihli sözleşmenin 46. maddesinin tahkim şartını içerdiğini, tahkim yoluna gitmesi gerekirken adli yargıda dava açılmasının yapılan sözleşmeye aykırı olduğunu,
Sözleşme konusu işin, 25.05.2005 tarihli Kısmi Geçici Kabul Tutanağı ve 29.08.2005 tarihli geçici kabul tutanakları ile davacı tarafından kabul edildiğini, 25.05.2005 tarihli Durum Tespit Tutanağında mekanik olarak gaz almaya engel bir durum olmadığının belirtildiğini, sigorta şirketince alınan ekspertiz raporunda, hasarın geçici kabulden önce meydana geldiği, bu nedenle sigorta kapsamında olmadığı, ayrıca hasarın müvekkilinin ayıplı ifası nedeniyle gerçekleştiğinin iddia edildiğini, ancak sigorta uzmanının bu iddialarını herhangi bir delile dayandırmadığını, … Kayseri İşletme Genel Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede hasarın yüklenici firmanın eksik ve hatalı çalışmasından kaynaklanmadığı, hasarın geçici kabul işlemlerinden önce seyir ettiği yolundaki sigorta eksperi görüşüne katılmadıkları yönünde görüş beyan edildiğini, dava dilekçesinde de sigorta eksperinin sözü geçen beyanlarının kabul edilmediğinin belirtildiğini, hasar geçici kabulden sonra meydana geldiyse ve sigorta teminatı kapsamında ise artık müvekkilinin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, 29.09.2005 ve 13.10.2005 tarihlerinde meydana gelen risklerin sigorta kapsamında olduğunu,
Müvekkilince sözleşme konusu işin, büyük ihtimam ve dikkatle, iş sahibi İdarenin görevlendirdiği mühendisin aktif gözetim ve denetimi altında yerine getirildiğini, ayrıca boru hattında yer alan ekipman üzerindeki kaynak işlerinin davacının Kontrol Amirliği tarafından onaylanan sertifikalı kaynakçılar tarafından yapıldığını, davacı yetkili ve uzman birimlerince onaylandığını, sözleşme konusu edimin ifasından tamamlanmasına kadar ifanın sözleşmede belirtilen malzeme ve işçilikle, sözleşmeye uygun şekilde yapılıp yapılmadığını denetlemek konusunda işverene geniş yetkiler verildiğini, olası bir kötü ifa halinde sözleşmede düzenlenen denetim yetki ve yükümlülüğünü yerine getirmeyen iş sahibinin de sorumlu olacağını, işin kabulü aşamasında da İdarenin geniş denetim yetki ve yükümlülüğü bulunduğunu,
Geçici kabul tarihlerinden sonra, iş sahibine devredilen boru hattının kullanımı ve kullanımdan kaynaklanan sorumluluğun iş sahibine geçtiğini, müvekkilinin sorumluluğunun geçici kabul tutanağındaki eksikliklere münhasır olduğunu, geçici kabul ile birlikte hattın işletmeye alınmasından önceki tüm dönemlerdeki hasar sorumluluğunun müvekkiline ait olduğu kabul edildiğinden o döneme kadar sigortalatma işleminin müvekkilince gerçekleştirildiğini, geçici kabul belgesi verildikten ve işin tamamı iş sahibi tarafından devralındıktan sonra yüklenicinin şantiyeye giriş imkânının mühendisin iznine bağlı olduğunu, sigortacının riskin sigorta başlangıcından önceye dayandığı, dolayısıyla sigorta kapsamında olmadığı yolundaki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını,
Üst düzey güvenlik önlemleri ile gözetim ve denetim altında bulunan bir alanda meydana gelen gaz kaçağının beş ay boyunca fark edilemeyeceği olgusunun hayatın olağan akışına, mantık kurallarına aykırı olduğunu, sigortacının rizikonun himaye öncesine dayandığı iddiasını kanıtlar yönde herhangi bir delilinin bulunmadığını,
Dava dilekçesinde talep edilen müteselsil sorumluluğun hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığının anlaşılamadığını, müvekkili ve diğer davalı sigorta şirketi arasında müteselsil sorumluluğa ilişkin akdi ilişki bulunmadığı gibi yasal düzenleme de bulunmadığını, sigorta şirketinin sigorta tazminatını ödemek zorunda kalacağı hallerde müvekkilinin zarardan sorumluluğunun söz konusu olmayacağını savunarak,
Öncelikle tahkim itirazlarının kabulü ile mahkemenin görevsizliğine, aksi halde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu hasarlarla ilgili olarak sigorta eksperi tarafından hazırlanan raporda, hasarın sebebinin eksik iş yapılması, tekniğine ve evsafına uygun malzeme kullanılmaması olduğu, gaz kaçaklarının geçici kabul tarihi olan 26.05.2005 tarihinden geriye seyir izlediği ve bu sebeple teminat harici olduğu tespit ve görüşünün bildirildiğini, sigortalının hasar talebinin ekspertiz raporundaki bu tespitler çerçevesinde, hasarın geçici kabul işleminden önce meydana gelmiş olması sebebiyle reddedildiğini, ayrıca davayı kabul etmek anlamına gelmemek şartıyla talep edilen hasar bedelinin de fahiş olduğunu, müvekkilinin dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulması gerektiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin 21.12.2016 tarih ve 2007/193 E., 2016/637 K. sayılı kararıyla; “Taraflar arasında 30/01/2002 tarihinde 41.939.479,00 USD bedelli sözleşme yapıldığı, sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 28/02/2005 olduğu, süre uzatımı ile birlikte 29/08/2005 tarihinin işin bitim tarihi olarak belirlenmiştir.
Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında geçici ve davacıya ait veya hukuki sorumluluğu olan teknik şartname ile idari şartnamede belirtilen tüm taşınmaz varlıkların 3.256.811.831,58 USD sigorta kıymeti üzerinden yangın, All Risks ve makine kırılması sigortasıyla teminat altına alınarak poliçe düzenlenmesi ve sigorta süresi içinde kati teslimlere yapılacak diğer varlıkların sigortalanmasına ilişkin 09/12/2004 tarihli sözleşme yapılmıştır. Sözleşme süresi işe başlama tarihinden itibaren 12 ay olduğu (12/12/2004 – 12/12/2005) bu sözleşme gereğince düzenlenen poliçeler gereği Doğu Anadolu Doğalgaz Boru Hattındaki sıvı doğalgaz dahil tüm tesislerdeki taşınır ve taşınmaz varlıklar belirlenen tarihler arasında teminat altına alınmıştır.
Taraflar arasında 23-26/05/2005 tarihleri arasında geçici kabulün yapıldığı, durum tespit tutanağının düzenlendiği, yapılan mekanik testlere göre gaz almaya engel bir duruma rastlanılmadığı, eksik hususların tespit edildiği, tamamlanması için davacı yükleniciye 60 günlük süre verildiği, yapılan işin zeyilname ile sigorta poliçesi teminatı kapsamına alındığı tespit edilmiştir.
Taahhüt edilen işin geçici kabulünden sonra meydana gelen arıza nedeniyle oluşan gaz kaçağından kaynaklanan davacı idarenin zararından davalı yüklenici ile davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulup tutulmayacağı hususunun taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunu oluşturmuştur….
….Gerek bu bilirkişi heyetinin kök raporunda gerekse düzenlemiş oldukları ek raporda; Eserin geçici kabulüne müteakip işletilmeye alınacağının ittifak ile kabul edildiği işletilme sırasında veya kesin kabule kadar eserde eksik veya ayıplı malzeme, eksik veya ayıplı işçilik, eksik veya ayıplı montajdan kaynaklanan her türlü hasar ve zarardan yüklenici olan davalı ….. Ltd. Şti.’nin sorumlu olacağını, davacı idarenin iddia ettiği hasarlar ve meydana gelen giderin masrafı ile bu hasarlardan dolayı telef olan gaz miktarı ve zarar miktarının sigorta eksperince de aynı kabul edildiği, her iki davalının da bu zarar ve hasar miktarına bir itirazlarının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin birleşmiş olan genel sigortanın tanzim ettiği All Rısks sigorta poliçesi ile yüklenici şirketin eseri inşaa ederken vuku muhtemel eksik ve ayıplı malzeme, eksik ve ayıplı işçilik, eksik ve ayıplı montajlardan kaynaklanacak hasarlar ile bu hasarların giderim masrafı ile vuku muhtemel hasarlar nedeniyle telef olacak doğalgaz zararını poliçedeki limit ile (poliçe limiti eser bedeli kadardır.) sınırlı olmak üzere 25.000 USD muafiyet şartı ile kabul edildiği, poliçede ”Geçici kabulden veya hattın işletilmeye alınmasından sonra meydana gelecek hasar ve zarar” şeklinde bir sınırlama klozu bulunmadığı dolayısıyla bilirkişi heyetinin de yaptığı yerinde tespitlere mahkememizde katılarak meydana gelen zarardan her iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı kanaatine varmıştır. Ayrıca poliçede yüklenicinin de sorumluluklarının da teminat kapsamında olduğu kararlaştırılmış olduğu, davacı idarenin yaptırdığı bu sigorta poliçesini ihale sözleşmesinin ilgili hükmü gereğince yüklenicinin nam ve hesabına yaptırdığı, sigorta şirketinin yüklenici ile davalı idare arasındaki sözleşmeyi bilmesinin gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi 21/01/2014 tarihli bilirkişi kök ve 23/02/2015 tarihli bilirkişi ek raporları da dikkate alınarak” gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 1.323.528,51 USD’lik kısmının her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davalı … …Ltd. Şti. açısından 25.000 USD’lik muafiyet uygulanmayarak 1.348.528,51 USD toplam zarardan sorumlu tutularak, davalı sigorta şirketi yönünden 13.10.2005 tarihinden itibaren, davalı ….. Ltd. Şti. açısından 12.04.2007 (dava tarihi) tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının ABD Doları mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 19.10.2021 tarih ve 2017/1943 E., 2021/1482 K. sayılı kararıyla;
HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davacı vekilinin davalı … İnş. Tic. Turz. A.Ş. ile ilgili istinaf dilekçesinin reddine,
HMK.’nın 356/(2). maddesi uyarınca, taraf vekillerinin diğer hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine,
HMK.’nın 356/(2). maddesi uyarınca, davacı vekilinin davalı … Sigorta A.Ş. ile ilgili hükme yönelik istinaf başvurusu ile davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, İlk derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına,
Buna göre;
“Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜNE, 310.980,87 USD’nin 13.10.2005 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Davalı … İnş. Turz. A.Ş. yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜNE, 1.012.506,99 USD’nin 12.04.2007 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının ABD Doları mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile davalı … İnş. Turz. A.Ş.’nden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,”
Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.04.2023 tarih ve 2021/8883 E., 2023/2467 K. sayılı kararıyla;
“1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı … İnşaat Tic. Tur. A.Ş. vekilinin bütün, davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava, 30.01.2002 tarihli sözleşme ile davalı … İnşaat Tic. Tur. A.Ş.’nin yüklendiği, Sivas-Malatya doğalgaz boru hattı projesinde 29.09.2005 ve 13.10.2005 tarihinde gerçekleşen hasarlar nedeniyle sözleşme hükümleri ve genel hükümlere göre davacı zararının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Petrol boru hattında gerçekleşen 13.10.2005 tarihli ikinci hasara ilişkin aynı gün hasar ihbarı yapıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından 20.12.2005 tarihli zeyilname ile sigortanın başlangıcı 24.11.2005 tarihi olarak kabul edilip bahse konu boru hattının sigorta poliçesi kapsamına alındığı, ancak sigorta şirketince ikinci gaz kaçağının zeyilname ile sigorta başlangıcı olarak kabul edilen 24.11.2005 tarihinden önce başladığı ve bu nedenle teminat kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle davacının hasar taleplerinin reddedildiği anlaşılmıştır. Davacı, bu hasarın Sivas-Malatya doğal gaz iletim hattı projesinin bitirilmemiş ve önceki kısmi geçici kabule dahil olmayan 24″lik Malatya branşman hattında olduğunu ve zaten ilk zeyilname ile poliçe kapsamına alınmış olduğunu iddia ederken, davalı sigorta şirketi, 24″lik boru hattında meydana gelen bu hasarın 20.12.2005 tarihli ikinci zeyilname kapsamındaki hat olduğunu, hasarın da sigorta başlangıç tarihi kabul edilen 24.11.2005 tarihinden önce gerçekleştiği için teminat harici olduğunu savunmaktadır. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarında çekişmeli bu hususta farklı görüşler beyan edildiği, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında davalı … Sigorta A.Ş.nin her iki hasardan da sorumlu olduğu yönünde görüşler olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince alınan kök raporda ve ikinci ek raporda da aynı şekilde ikinci hasarda … Sigorta A.Ş.nin sorumlu olacağı, taraflar arası yazışmalara göre ikinci hasarın da 40″lik boru hattında yer alan daha kısa ve küçük 24″lik borularda gerçekleştiği tespiti yapılmış, ancak hükme esas alınan son heyet raporunda bu kez ikinci hasarın gerçekleştiği boru hattının 20.12.2005 tarihli ikinci zeyilname kapsamındaki hat olduğu ve hasar tarihinde teminat kapsamında olmadığı ifade edilmiştir. Taraflar arasındaki çekişme ve farklı görüşler içeren bilirkişi raporları da dikkate alındığında, ikinci hasarın gerçekleştiği boru hattının tam olarak nerede yer aldığı, hangi zeyilname kapsamında kaldığı ve 13.10.2005 hasar tarih itibariyle poliçe teminatı kapsamında olup olmadığının şüpheye mahal bırakmayacak ve denetime elverişli olacak şekilde tespiti gerektiğinden kararın bu yönüyle temyiz eden davacı ve davalı … Sigorta A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir.
3. Bununla birlikte davacının dava dilekçesinde USD para cinsinden tazminat talep ettiği, bu durumda hükmedilecek tazminata 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekirken infazda tereddüte yol açacak şekilde reeskont faizine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönüyle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.
4. Davacı vekilinin davalı … İnşaat Tic. Tur. A.Ş. yönünden temyiz itirazına gelince; Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin istinaf kesinlik sınırı altında kaldığından reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, davacının esas talepleri kabul edilmiş ise de diğer talepleri yönünden istinaf yoluna başvurabileceğinin kabulü gerektiği; mahkemece mümeyyiz davalı yönünden USD para cinsinden tazminat talep edildiğinden 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasının yerinde olduğu, bununla birlikte dava konusu 29.09.2005 tarihli ilk hasardan davalı … İnşaat Tic. Tur. A.Ş.’nin sorumlu tutulmadığı ancak davalının yüklenici sıfatıyla işi üstlendiği ve yapılan işin süreç içerisinde poliçe teminatı kapsamına alınmış ise de yüklenicinin eser sahibi olarak müşterek ve müteselsil sorumluluğunun devam edeceği hususu da gözetildiğinde 29.09.2005 tarihli ilk hasar nedeniyle doğan zarardan davalı … İnşaat Tic. Tur. A.Ş.’nin de sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken yalnızca sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmesi doğru olmamış, davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle,
Davalı … İnşaat Tic. Tur. A.Ş.’nin tüm, davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
(2) (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
DAİREMİZİN 19.10.2021 TARİH VE 2017/1943 E., 2021/1482 K. SAYILI KARARI;
“I-Davacı vekilinin davalı … İnş. Tic. Turz. A.Ş. ile ilgili hükme yönelik istinaf itirazları yönünden;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değişik 341/(1) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’na eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi itibariyle 3.000,00 TL.’dir.
Somut olayda, dava dilekçesinde, 1.348.528,51 USD zararın 335.980,87 USD’sinin 29.09.2005, 1.012.547,64 USD’sinin 13.10.2005 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi istenmiş olup, İlk derece Mahkemesince davanın kabulü ile, 1.323.528,51 USD’lik kısmının her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davalı … … A.Ş. 1.348.528,51 USD toplam zarardan sorumlu tutularak, davalı sigorta şirketi yönünden 13.10.2005 tarihinden itibaren, davalı …… A.Ş. açısından 12.04.2007 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının ABD Doları mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince davalı … … A.Ş. yönünden davacı tarafın talebi tamamen kabul edilmiş, davacı tarafça faizin türü ve başlangıç tarihi ile ilgili istinaf itirazları ileri sürülmüştür.
Alacak davalarında istinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslı (asıl talep) nazara alınır: faiz, icra tazminatı (İİK m. 67, m. 69., m. 72) ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderler hesaba katılmaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, Ağustos 2016) Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.10.2018 tarih ve 451 E., 17783 K., Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 01.10.2018 tarih ve 12965 E., 20570 K., Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 07.11.2013 tarih ve 10767 E., 18588 K. sayılı ilamları da bu yöndedir.
Temyiz sistemi yönünden de mevcut bulunan, istinaf yoluna başvurulabilmesinin belirli bir miktarla sınırlandırılmasının benzeri hükmün (HUMK m.427) Anayasaya aykırılığı gerekçesiyle açılan davada Anayasa Mahkemesi; 20.01.1986 tarih ve 23/2 sayılı kararında, “..bu sınırın davaların hızlandırılması ve Yargıtay’ın iş yükünün bir ölçüde azaltılmasının amaçlandığı, bu sınırlamanın kamu yararına yönelik olduğu ve hak arama hürriyetinin de kamu yararı dikkate alınarak sınırlanabileceği…” gerekçesiyle, anılan hükmün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir.
Davalı … … A.Ş.’ne yönelik talep bakımından talep edilen miktarın tamamına hükmedildiği, reddine karar verilen bir tutar olmadığı anlaşıldığından davacı yönünden karar kesin niteliktedir.
Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davacı vekilinin davalı … İnş. Tic. Turz. A.Ş. ile ilgili istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Davalılar … Sigorta A.Ş. ve … İnş. Tic. Turz. A.Ş. vekillerinin istinaf itirazları yönünden;
1-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 356/(2). maddesi uyarınca, davalılar … Sigorta A.Ş. ve … İnş. Tic. Turz. A.Ş. vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, doğalgaz boru hattında gaz kaçağı meydana gelmesi nedeniyle uğranılan zararın, yüklenici şirket ve All Risk Sigorta Poliçesi ile sigortalayan sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ile davalılardan … İnş. Tic. Turz. A.Ş. arasında 30.01.2002 tarihli anahtar teslim götürü bedelli bir eser sözleşmesi imzalandığı, daha sonra yine davacı ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen 06.12.2004 tarihli sözleşme ile Doğu Anadolu Doğal Gaz Boru Hattının tamamının Yangın All Risks ve Makine Kırılması Sigorta Poliçesiyle 12.12.2004-12.12.2005 tarihleri arası için sigortalandığı uyuşmazlık dışıdır.
Davacı tarafından, dava konusu edilen hasarlardan ilkinin 29.09.2015 tarihli gaz kaçağı ihbarıyla belirlendiği, hasarın meydana geldiği 40”lık doğalgaz boru hattına ilişkin 26.05.2006 (2005 olmalı) itibar tarihli bir Kısmi Geçici Kabul Tutanağı düzenlendiği, bu kısmi geçici kabul tutanağının sözleşmenin ve projenin gerektirdiği işlere ilişkin eksiklikler giderilinceye kadar All-Risk sigorta sorumluluğunun yüklenici şirkete ait olacağı hususunda anlaşmaya varılarak imzalandığı, kısmi geçici kabulün yapılmasından sonra müvekkilince … Sigorta A.Ş.’den inşa edilmiş bulunan Sivas-Malatya arası 40″lık doğal gaz boru hattının sigorta kapsamı alınmasının talep edildiği, davalı sigorta şirketinin de tanzim ettiği 23.06.2005 tanzim tarihli zeyilname ile 21.06.2005 tarihinden geçerli olmak üzere bahse konu hattı sigorta kapsamına aldığı dava dilekçesinde açıklanmıştır.
Yine davacı tarafından, dava konusu edilen hasarlardan ikincisinin 13.10.2005 tarihli gaz kaçağı ihbarıyla belirlendiği, bu hasarın meydana geldiği Sivas-Malatya Doğal Gaz İletim Hattı Projesinin bitirilmemiş ve 26.05.2006 itibar tarihli Kısmi Geçici Kabule dahil olmayan 24″lük Malatya branşman hattının da dahil olduğu projenin tümüne ilişkin 29.08.2005 itibar tarihli Geçici Kabul Tutanağı düzenlendiği, tutanağın eksiklikler giderilene kadar All-Risk sigorta sorumluluğunun yüklenici firmada olduğu karar altına alınarak imzalandığı, daha sonra söz konusu boru hattının da da sigorta kapsamına alınmasının davalı sigorta şirketinden talep edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından 20.12.2005 tarihli zeyilname ile sigortanın başlangıcı 24.11.2005 tarihi olarak kabul edilip, bahse konu boru hattının sigorta poliçesi kapsamına alındığı açıklanmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçesinde; sigorta poliçesine göre Doğu Anadolu Doğal Gaz Boru Hattının parçaları olan hatların yükleniciler tarafından inşa edilip eserin iş sahibi müvekkili tarafından kabul edildikten sonra gereken primler ödenerek sigorta kapsamına dahil olacağı, eğer eksper raporlarındaki hasarın geçici kabulden önce meydana geldiği görüşüne itibar edilecek olursa söz konusu hasardan BK’nın 356 ve sözleşmenin 17.2. maddeleri uyarınca yüklenicinin, edilmezse sigorta poliçesi uyarınca sigortacının sorumluluğunun gündeme geleceği ileri sürülmüştür. Davalı …… A.Ş. tarafından bu iddiaya uygun olarak hasarın geçici kabulden sonra meydana gelmesi ve sigorta teminatı kapsamında olması halinde müvekkilinin sorumluluğundan söz edilemeyeceği, geçici kabul ile birlikte hattın işletmeye alınmasından önceki tüm dönemlerdeki hasar sorumluluğunun müvekkiline ait olduğu kabul edildiğinden o döneme kadar sigortalatma işleminin müvekkilince gerçekleştirildiği savunulduğu gibi; davalı … Sigorta A.Ş. tarafından da yine davacı iddiasına uygun olarak dava konusu edilen gaz kaçaklarının geçici kabul tarihinden önce meydana gelmiş olmaları nedeniyle teminat dışı olduğu, bu nedenle davacının ödeme talebinin reddedildiği savunulmuştur.
Davacı ile davalı … Sigorta A.Ş. arasında imzalanan Yangın All Risks ve Makine Kırılması Sigorta Poliçesinin 1. maddesinde sigortanın konusu, detayları verilen İDARE’ye (…) ait veya hukuki sorumluluğunda bulunan veya hukuki sorumluluğunu kabul ettiği boru hatlarında ve tanklardaki ham petrol ile tüm tesislerdeki taşınır ve taşınmaz varlıkların teminat altına alındığı belirtilmiştir.
İlk derece Mahkemesince tarafların, davalıların sorumluluklarının başlangıç tarihleri ile ilgili birbirini doğrulayan beyanlarına ve sigorta poliçesinin 1. maddesindeki açık düzenlemeye karşın, davalı … … A.Ş.’nin işletilme esnasında veya kesin kabule kadar eserde eksik veya ayıplı malzeme, eksik veya ayıplı işçilik, eksik veya ayıplı montajden kaynaklanan her türlü hasar ve zarardan sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin yüklenicinin eseri inşa ederken vuku muhtemel hasarlar ile telef olacak doğalgaz zararını poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere 25.000 USD muafiyet şartı ile üstlendiği, poliçede geçici kabulden veya hattın işletilmeye alınmasından sonra meydana gelecek hasar ve zarar şeklinde bir sınırlama klozu bulunmadığı kabul edilerek, davalı sigorta şirketinin 25.000 USD’lik muafiyetin mahsubundan sonra kalan kısmından sorumlu olmak üzere tüm zarar miktarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporlarında, tarafların özellikle bu yöne ilişkin bazı itirazlarının cevaplandırılmadığı görülmekle, Dairemizce HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılmasına karar verilmiş, dosyanın re’sen seçilecek uzman bilirkişi kuruluna verilerek iddia, savunma, sigorta poliçe ve zeyilnameleri ve tüm dosya kapsamı incelenerek, talebin kapsamı, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan hususlar gözetilmek suretiyle, önceki bilirkişi raporlarının değerlendirildiği, tarafların rapora karşı itirazlarının açıklandığı, dava konusu edilen zararların sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı veya hangi bölümünün sigorta teminatı kapsamında olduğu, buna göre her bir davalının ayrı ayrı sorumlulukları ve miktarı konusunda ayrıntılı, gerekçeli, taraflar ile mahkemenin denetimine elverişli olacak şekilde rapor düzenlenmesi istenmiştir. Bilirkişi kurulunca, tazmini talep edilen zarar ve masraf kalemlerinin tarafların TK ve VUK gereğince tutulması zorunlu ticari defterler bakımından da konusunda uzman bir bilirkişi tarafından incelenerek defter belge ve kontrolünün sağlanmasının istenmesi üzerine bilirkişi kuruluna mali müşavir bir bilirkişinin katılımı sağlanmış, dosyadaki geçici kabul tutanakları, zeyilnameler dikkate alınarak, iki ayrı gaz sızıntısı olayının hangi zeyilname kapsamında kaldığı, buna göre poliçe teminatı kapsamında kalıp kalmadığı ve her bir davalının ayrı ayrı sorumluluklarının değerlendirildiği ek rapor düzenlenmesi istenmiştir. Bilirkişi kurulunca tarafların bir kısım itirazlarının cevaplandırılmadığı ve ara kararlarına uygun rapor düzenlenmediği görülerek bir ek rapor daha istenmiş, aynı gerekçeyle ikinci kez oluşturulan uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.
Yukarıda özetlendiği üzere dava konusu edilen ilk hasar 29.09.2005 tarihli gaz kaçağı ihbarı üzerine 40″lık Sivas-Malatya iletim hattında tespit edilen hasardır. Davacı ile davalı … … A.Ş. arasında Sivas-Malatya arası yaklaşık 163 km 40”lık doğalgaz boru hattına ilişkin 26.05.2005 itibar tarihli Kısmi Geçici Kabul Tutanağı düzenlenmiş, sözleşmenin ve projenin gerektirdiği işlere ilişkin eksiklikler giderilinceye kadar All-Risk sigorta sorumluluğunun yüklenici şirkete ait olacağı hususunda anlaşmaya varılarak geçici kabul tutanağı imzalanmıştır. Kısmi geçici kabulün yapılmasından sonra davacı tarafça davalı … Sigorta A.Ş.’den inşa edilmiş bulunan Sivas-Malatya arası 163 km 40″lık doğal gaz boru hattının sigorta kapsamı alınması talep edilmiş, davalı sigorta şirketinin de tanzim ettiği 23.06.2005 tanzim tarihli zeyilname ile 21.06.2005 tarihinden geçerli olmak üzere bahse konu hat sigorta kapsamına alınmıştır.
Dava konusu edilen 29.09.2005 tarihli ilk hasar ile ilgili olarak 30.09.2005 tarihinde davalı sigorta şirketine ihbarda bulunulmuş olup, sigorta şirketince ilk gaz kaçağının zeyilname ile sigorta başlangıcı olarak kabul edilen 21.06.2005 tarihinden önce başladığı ve bu nedenle teminat kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle davacının hasar talepleri reddedilmiştir.
Davalı sigorta şirketince hasarın ek zeyilname ile sigorta başlangıcı olarak kabul edilen 21.06.2005 tarihinden önce başladığı savunulmuşsa da, bu savunmasını kanıtlar nitelikte dosyaya delil ve belge sunulmamış, Dairemizce ilk hasarın sigorta teminatı kapsamında kalması nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğu, bu hattın gerekli kontroller yapılarak kabulü ve davacı …’ın sorumluluğuna geçmesinden sonra meydana gelen hasar ile ilgili davalı yüklenici … … A.Ş.’nin sorumlu tutulamayacağı, dava dilekçesindeki açıklamaların da bu yönde olduğu kabul edilmiş; 332.515,00 USD gaz zayiatı bedeli ile 3.465,87 USD harcırah, konaklama, araç akaryakıt, fazla mesai giderleri toplamı 335.980,87 USD’den 25.000,00 USD muafiyet bedelinin mahsubundan sonra kalan 310.980,87 USD’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili gerektiği değerlendirilmiştir.
Dava konusu edilen ikinci hasar 13.10.2005 tarihli gaz kaçağı ihbarı üzerine Sivas-Malatya O.S.B. hattında meydana gelen hasardır. Davacı ile davalı yüklenici … … A.Ş. arasında Sivas-Malatya Doğal Gaz İletim Hattı Projesinin bitirilmemiş ve 26.05.2006 itibar tarihli Kısmi Geçici Kabule dahil olmayan 24″lük Malatya branşman hattının da dahil olduğu projenin tümüne ilişkin 29.08.2005 itibar tarihli Geçici Kabul Tutanağı düzenlenmiş, tutanağın eksiklikler giderilene kadar All-Risk sigorta sorumluluğunun yüklenici firmada olduğu karar altına alınarak imzalanmıştır. Daha sonra davacı tarafça söz konusu boru hattının da da sigorta kapsamına alınması davalı sigorta şirketinden talep edilmiş, davalı sigorta şirketi tarafından 20.12.2005 tarihli zeyilname ile sigortanın başlangıcı 24.11.2005 tarihi olarak kabul edilip, bahse konu boru hattının sigorta poliçesi kapsamına alınmıştır.
Dava konusu edilen 13.10.2005 tarihli ikinci hasar ile ilgili olarak aynı tarihte davalı sigorta şirketine ihbarda bulunulmuş olup, sigorta şirketince ikinci gaz kaçağının zeyilname ile sigorta başlangıcı olarak kabul edilen 24.11.2005 tarihinden önce başladığı ve bu nedenle teminat kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle davacının hasar talepleri reddedilmiştir.
Dairemizce, dava konusu edilen ikinci hasarın, hattın kesin kabulünden ve sigorta teminatı kapsamına alınmasından önce, bir başka anlatımla davacı …’ın hukuki sorumluluğuna girmeden önce oluştuğu, bu nedenle davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olmadığı, ancak yüklenici … … A.Ş.’nin Geçici Kabul Tutanağında kabul edildiği üzere sorumlu olduğu, dava dilekçesindeki anlatımların da bu yönde olduğu kabul edilmiş, davacı …’ın müterafık kusuru olmadığı düşüncesiyle 961.901,10 USD gaz zayiatı bedeli, 50.605,89 USD harcırah, konaklama, araç akaryakıt, fazla mesai bedeli olmak üzere toplam 1.012.506,99 USD’nin davalı … … A.Ş.’nden tahsili gerektiği değerlendirilmiştir.
Bu husus davacı yönünden kesinleşmiş olmakla birlikte, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan ve davacı tarafça davalı … … A.Ş.’nin daha önce temerüde düşürüldüğüne dair temerrüt ihtarı bulunduğu iddia edilip sunulmadığından kabulüne karar verilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi ve 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının ABD Doları mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile tahsiline karar verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Bu durumda Dairemizce, davalılar … Sigorta A.Ş. ve … … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, HMK’nın 356/(2). maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
III-Davacı vekilinin davalı … Sigorta A.Ş. ile ilgili kurulan hükme yönelik istinaf itirazları yönünden;
1-Davacı tarafça adı geçen davalı hakkında kabul edilen alacağa uygulanacak faiz türüne ve faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Taraflar arasındaki sigorta poliçesinin “Hasarlar İçin Yapılacak Ödemeler” başlıklı 5. maddesinin (e) bendi, “Hasar halinde ödemenin en kısa sürede yapılması esas olup, bu süre …’ın talep tarihinden itibaren 3 ayı geçemez. Bu süre içerisinde hasar ödenmediği takdirde İDARE hasarın sonuçlandığını kabul ederek varsa ödeyeceği prim tutarından hasarı mahsup eder veya prim ödemesi sona ermiş ise en yüksek reeskont faiziyle birlikte sigortacıdan talep eder.” düzenlemesini içermektedir.
Dosya kapsamından, davacı tarafından, 29.09.2005 tarihinde ihbar edilen gaz kaçağı 30.09.2005 tarihinde, 13.10.2005 tarihinde ihbar edilen gaz kaçağı ise 13.10.2005 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş.’ne ihbar edilmiştir.
Buna göre İlk derece Mahkemesince davalı … Sigorta A.Ş. yönünden kabul edilen alacağa ihbar tarihlerinden üç ay sonrasından faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken davacı … lehine ikinci ihbar tarihi olan 13.10.2005 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş.’nin faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf itirazı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, HMK’nın 356/(2). maddesi uyarınca, davacı … vekilinin faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesinde, “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” hükmü kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki sigorta poliçesinin 5. maddesinin (e) bendinde ise davacının hasar tutarını en yüksek reeskont faiziyle birlikte talep edebileceği düzenlenmiştir.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, tarafların sözleşmede daha yüksek oranda gecikme faizi kararlaştırdıkları gözetilerek, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden kabul edilen tutarın reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.06.2013 tarih ve 2012/14801 E, 2013/121413 K., 20.03.2014 tarih ve 2012/14750 E., 2014/5411K. sayılı kararları da aynı yöndedir.)
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin davalı … Sigorta A.Ş. ile ilgili istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 356/(2). maddesi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
IV-Kararın niteliğine göre davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
DİRENME VE UYMA GEREKÇELERİ ;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.04.2023 tarih ve 2021/8883 E., 2023/2467 K. sayılı kararının Dairemiz kararının bozulmasına ilişkin (2) numaralı bendi ile ilgili olarak;
Yüksek 11. Hukuk Dairesince; “2….Petrol boru hattında gerçekleşen 13.10.2005 tarihli ikinci hasara ilişkin aynı gün hasar ihbarı yapıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından 20.12.2005 tarihli zeyilname ile sigortanın başlangıcı 24.11.2005 tarihi olarak kabul edilip bahse konu boru hattının sigorta poliçesi kapsamına alındığı, ancak sigorta şirketince ikinci gaz kaçağının zeyilname ile sigorta başlangıcı olarak kabul edilen 24.11.2005 tarihinden önce başladığı ve bu nedenle teminat kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle davacının hasar taleplerinin reddedildiği anlaşılmıştır. Davacı, bu hasarın Sivas-Malatya doğal gaz iletim hattı projesinin bitirilmemiş ve önceki kısmi geçici kabule dahil olmayan 24″lik Malatya branşman hattında olduğunu ve zaten ilk zeyilname ile poliçe kapsamına alınmış olduğunu iddia ederken, davalı sigorta şirketi, 24″lik boru hattında meydana gelen bu hasarın 20.12.2005 tarihli ikinci zeyilname kapsamındaki hat olduğunu, hasarın da sigorta başlangıç tarihi kabul edilen 24.11.2005 tarihinden önce gerçekleştiği için teminat harici olduğunu savunmaktadır. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarında çekişmeli bu hususta farklı görüşler beyan edildiği, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında davalı … Sigorta A.Ş.nin her iki hasardan da sorumlu olduğu yönünde görüşler olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince alınan kök raporda ve ikinci ek raporda da aynı şekilde ikinci hasarda … Sigorta A.Ş.nin sorumlu olacağı, taraflar arası yazışmalara göre ikinci hasarın da 40″lik boru hattında yer alan daha kısa ve küçük 24″lik borularda gerçekleştiği tespiti yapılmış, ancak hükme esas alınan son heyet raporunda bu kez ikinci hasarın gerçekleştiği boru hattının 20.12.2005 tarihli ikinci zeyilname kapsamındaki hat olduğu ve hasar tarihinde teminat kapsamında olmadığı ifade edilmiştir. Taraflar arasındaki çekişme ve farklı görüşler içeren bilirkişi raporları da dikkate alındığında, ikinci hasarın gerçekleştiği boru hattının tam olarak nerede yer aldığı, hangi zeyilname kapsamında kaldığı ve 13.10.2005 hasar tarih itibariyle poliçe teminatı kapsamında olup olmadığının şüpheye mahal bırakmayacak ve denetime elverişli olacak şekilde tespiti gerektiğinden kararın bu yönüyle temyiz eden davacı ve davalı … Sigorta A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir.” denilerek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafça 12.04.2007 tarihli dava dilekçesinin 4. sayfasında (7) numaralı bentte 13.10.2005 tarihli ikinci hasar ile ilgili açıklamalar, (7.1) ve (7.2) numaraları ile yapılmıştır. Bu açıklamalarda davacı tarafça ikinci hasarın meydana geldiği hattın 24.11.2005 itibar tarihli zeyilname ile sigorta kapsamına alındığı açıkça kabul ve beyan edilmiştir.
Yargılama aşamasında birinci bilirkişi kurulundan 24.02.2009 havale tarihli ön rapor ve 17.05.2011 havale tarihli rapor alınmış, davalı … Sigorta A.Ş. vekilince 22.09.2011 tarihli itiraz dilekçesi ile, bilirkişi kurulunca, davacı tarafın dava dilekçesindeki kabul ve ikrar niteliğindeki, “13.10.2005 tarihli ikinci hasarın 24.11.2005 başlangıç tarihli zeyilname kapsamında olduğuna” ilişkin açıklamalarının nazara alınmadığının belirtilmesi üzerine, davacı vekilince 25.10.2011 tarihli dilekçesi ile “Davalı … Sigorta, dava dilekçemizdeki olay anlatımını hatalı bir şekilde yorumlamak suretiyle 13.10.2005 tarihinde …’a ihbar edilen gaz kaçağından doğan hasarın, 24.11.2005 tarihli zeyilnamenin kapsamında olmadığı sonucuna varmıştır. Ancak doğrusu, 13.10.2005 tarihinde …’a ihbar edilen gaz kaçağından doğan hasar 21.06.2005 itibar tarihli zeyilnamenin kapsamındadır.” demek suretiyle ikinci hasarın meydana geldiği hattın hangi zeyilname kapsamında olduğuna ilişkin dava dilekçesinden farklı bir açıklama yapmıştır.
Davacı vekilince dava dilekçesinde açıkça 13.10.2005 tarihli ikinci hasarın meydana geldiği hattın 24.11.2005 itibar tarihli zeyilname ile sigorta kapsamına alınmış olduğunu ifade edilmişken; yargılamanın dört yılı geçtikten sonra verilen 25.10.2011 tarihli dilekçe ve sonraki dilekçelerde ikinci hasarın 21.06.2005 itibar tarihli ilk zeyilname kapsamında olduğu iddia edilmeye başlanmıştır.
Dava konusu boru hatları uhdesinde olan davacı taraf, gaz kaçaklarının tarihlerini, hangi hatta meydana geldiğini ve hangi zeyilname kapsamında olduğunu en iyi bilecek taraftır. Bu nedenlerle Dairemizce, davacı vekilinin dava dilekçesindeki, her bir gaz kaçağının tarihi, hangi hatta meydana geldiği ve her bir gaz kaçağının hangi zeyilname kapsamında kaldığına ilişkin açık ve ayrıntılı beyan ve kabullerine itibar edilmesi doğru olmuştur.
Kaldı ki, davacı vekilinin 25.10.2011 tarihli dilekçesi ve sonrasındaki açıklamalarının doğru olduğu varsayımında, dava dilekçesindeki 24.11.2005 itibar tarihli ikinci zeyilnameden söz edilmesinin hiç bir anlamı anlamı kalmayacaktır.
Öte yandan Yargıtay 11. Hukuk Dairesince bozma kararının (2) nolu bendi ile davalı sigorta şirketi yararına bozulmasına karar verildiği belirtilmiş ise de, Dairemiz kararında 13.10.2005 tarihli ikinci hasardan sadece yüklenici şirket sorumlu tutulmuş ve sigorta şirketi yönünden bu hasar tutarına ilişkin talep reddedilmiş olduğundan, bozma kararının (2) nolu bendinin “davalı … Sigorta A.Ş. yararına” bozulduğu yolundaki açıklama da doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle Dairemizce, dava dilekçesindeki açık kabul içeren açıklamalara itibar edilerek, 13.10.2005 tarihli ikinci hasarın, hattın sigorta teminatı kapsamına alınmasından önce meydana geldiği gerekçesiyle davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olmadığı, yüklenici … …A.Ş.’nin ikinci hasar tutarından sorumlu olduğunun kabulüyle verilen karar doğru ve dosya kapsamına uygun olduğundan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararının (2) nolu bendindeki “ikinci hasarın gerçekleştiği boru hattının tam olarak nerede yer aldığı, hangi zeyilname kapsamında kaldığı ve 13.10.2005 hasar tarih itibariyle poliçe teminatı kapsamında olup olmadığının şüpheye mahal bırakmayacak ve denetime elverişli olacak şekilde tespiti gerektiği” yolundaki bozma kararı yönünden önceki kararımızda direnilmesi gerekmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.04.2023 tarih ve 2021/8883 E., 2023/2467 K. sayılı kararının Dairemiz kararının bozulmasına ilişkin (3) numaralı bendi ile ilgili olarak;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesince; “3. Bununla birlikte davacının dava dilekçesinde USD para cinsinden tazminat talep ettiği, bu durumda hükmedilecek tazminata 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekirken infazda tereddüte yol açacak şekilde reeskont faizine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönüyle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.” denilerek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde talep edilen USD cinsinden zarar tutarının her iki davalıdan en yüksek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istenmiş,
İlk derece Mahkemesince davalı … Sigorta A.Ş. yönünden hükmedilen USD cinsinden zarar tutarının 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının ABD doları mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile tahsiline karar verilmiş,
Davacı vekilince; İlk derece mahkemesi kararında asıl alacak miktarına 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarının USD para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz işletilmesine karar verildiği, dava konusu Sigorta Poliçesinde ödemelerde gecikme meydana gelmesi durumunda en yüksek reeskont faizi (Ticari temerrüt/avans faizi) uygulanacağı açıkça belirlenmiş olduğundan dava konusu hasara ilişkin olarak gerekçeli kararda bahsi geçen faiz oranının uygulanmasının mümkün olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.06.2013 tarih ve 2012/14801 E., 2013/12413 K., 20.03.2014 tarih ve 2012/14750 E., 2014/5411 K. sayılı kararlarının da bu yönde olduğu belirtilerek istinaf yoluna başvurulmuş,
Dairemizce, “3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesinde, “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” hükmü kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki sigorta poliçesinin 5. maddesinin (e) bendinde ise davacının hasar tutarını en yüksek reeskont faiziyle birlikte talep edebileceği düzenlenmiştir.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, tarafların sözleşmede daha yüksek oranda gecikme faizi kararlaştırdıkları gözetilerek, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden kabul edilen tutarın reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.06.2013 tarih ve 2012/14801 E, 2013/121413 K., 20.03.2014 tarih ve 2012/14750 E., 2014/5411K. sayılı kararları da aynı yöndedir.)” gerekçesiyle davacı vekilinin davalı … Sigorta A.Ş. ile ilgili istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 356/(2). maddesi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Dairemizce, olayın meydana geldiği 2005 yılı ve sonraki yıllarda her zaman reeskont faiz oranının, Devlet Bankalarının USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından daha yüksek olduğu, Yüksek Dairenin aynı nitelikteki kararın da görüşünün bu yönde olduğu gözetilerek, 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi hükmüne ve davacı ile davalı sigorta şirketi arasındaki sigorta poliçesindeki faiz ile ilgili hükme uygun olarak hüküm kurulmuştur.
Öte yandan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince bu bentteki bozmanın davacı yararına olduğu belirtilmişse de, reeskont faiz oranının daha yüksek olduğu gözetildiğinde, bozmanın davacının lehine değil aleyhinde olduğu açıktır.
Ayrıca reeskont faiz oranları belli olduğundan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararındaki görüşünün aksine Dairemiz kararı, “infazda tereddüde yol açacak” nitelikte de değildir.
Bu nedenlerle Dairemizce, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararının, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden uygulanacak faiz oranı ile ilgili (3) nolu bendi yönünden önceki kararımızda direnilmesi gerekmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.04.2023 tarih ve 2021/8883 E., 2023/2467 K. sayılı kararının Dairemiz kararının bozulmasına ilişkin (4) numaralı bendi ile ilgili olarak;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesince; “4. Davacı vekilinin davalı … İnşaat Tic. Tur. A.Ş. yönünden temyiz itirazına gelince; Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin istinaf kesinlik sınırı altında kaldığından reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, davacının esas talepleri kabul edilmiş ise de diğer talepleri yönünden istinaf yoluna başvurabileceğinin kabulü gerektiği; mahkemece mümeyyiz davalı yönünden USD para cinsinden tazminat talep edildiğinden 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasının yerinde olduğu, bununla birlikte dava konusu 29.09.2005 tarihli ilk hasardan davalı … İnşaat Tic. Tur. A.Ş.’nin sorumlu tutulmadığı ancak davalının yüklenici sıfatıyla işi üstlendiği ve yapılan işin süreç içerisinde poliçe teminatı kapsamına alınmış ise de yüklenicinin eser sahibi olarak müşterek ve müteselsil sorumluluğunun devam edeceği hususu da gözetildiğinde 29.09.2005 tarihli ilk hasar nedeniyle doğan zarardan davalı … İnşaat Tic. Tur. A.Ş.’nin de sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken yalnızca sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmesi doğru olmamış, davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.” denilerek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bu bent yönünden Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle uyulmasına karar verilmiş ve bozma kararı doğrultusunda 29.09.2005 tarihli ilk hasar nedeniyle davalı yüklenici … İnş. Tic. Tur. A.Ş.’nin de sorumlu olduğu, davacı tarafın adı geçen davalı yönünden kurulan hüküm yönünden faizin başlangıç tarihi ile ilgili istinaf yoluna başvurabileceği kabul edilmiş, davacı vekilinin davalı … İnş. Tic. Tur. A.Ş. yönünden hükmedilen alacağa uygulanan faiz oranı ve faizin başlangıç tarihi ile ilgili istinaf itirazları incelenmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararının uyulmasına karar verilen (4) numaralı bendinde, davalı yönünden USD para cinsinden tazminat talep edildiğinden, İlk derece Mahkemesi kararında ve Dairemiz kararında, 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasının yerinde olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafça davalı … İnş. Tic. Tur. Ltd. Şti.’nden istenen alacağın hasar tarihlerinden itibaren tahsili istenmiş, İlk derece Mahkemesince adı geçen davalı yönünden hükmedilen alacağa dava tarihi olan 12.04.2007 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. Davacı tarafça talep edilen alacak taraflar arasındaki eser sözleşmesinin uygulanmasından kaynaklandığından, talep edilen bedele borçlunun bir ihtar ile temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faiz istenebilir. Davacı tarafça dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 101. (TBK’nın 117.) maddesi hükmüne uygun olarak miktar ve ödeme talebi içeren bir ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü iddia edilmediği ve buna ilişkin belge sunulmadığı gözetilerek davacı vekilinin davalı … İnş. Tic. Tur. Ltd. Şti. yönünden hükmedilen alacağa uygulanan faiz oranına ve faizin başlangıç tarihlerine yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda Dairemizce, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin direnilmesine ve uyulmasına karar verilen bozma kararındaki bentler dikkate alınarak, HMK’nın 356/(2). maddesi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
Ne varki Dairemizce; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin uyulmasına karar verilen bozma kararının 4 nolu bendi doğrultusunda davalı … İnş. Tic. Turz. A.Ş.’nin ilk zarardan da sorumlu tutulması için yapılan hesaplama sırasında, adı geçen davalı yönünden, ilk hasar tutarı olan 335.980,87 USD ile ikinci hasar tutarı olan 1.012.506,99 USD toplamı olan 1.348.487,86 USD üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 25.000,00 USD’lik muafiyet bedelinin mahsubundan sonra belirlenen 310.980,87 USD ile ikinci hasar tutarı olan 1.012.506,99 USD toplamı 1.323.487,86 USD üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak gerekçeli karar tevhim edilen kısa karara aykırı olamayacağından ve HMK’nın 304. maddesi kapsamında bir maddi hata söz konusu olmadığından tevhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar yazılmıştır.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.04.2023 tarih ve 2021/8883 E., 2023/2467 K. sayılı bozma kararının (2) ve (3) nolu bentleri yönünden önceki kararımızda DİRENİLMESİNE, (4) nolu bendi yönünden bozma kararına UYULMASINA,
II-HMK.’nın 356/(2). maddesi uyarınca,
Dairemiz kararında (III-1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı … Sigorta A.Ş. ile ilgili hükümde faizin başlangıç tarihine yönelik, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararının (4) numaralı bendine uyulması nedeniyle davacı vekilinin davalı … İnş. Tic. Turz. A.Ş. ile ilgili hükümde faizin başlangıç tarihi ve faizin türüne yönelik,
Dairemiz kararında (II-1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … İnş. Tic. Turz. A.Ş. vekilinin tüm, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
III-HMK.’nın 356/(2). maddesi uyarınca,
Dairemiz kararında (III-2) nolu bentte açıklanan nedenlerle ve bozma kararına uyulması nedeniyle davacı vekilinin,
(II-2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.12.2016 tarih ve 2007/193 E., 2016/637 K. sayılı KARARI KALDIRILARAK YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
“1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı … Sigorta A.Ş. 310.980,87 USD’si ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere toplam 1.323.487,86 USD’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Kabulüne karar verilen alacağa davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 13.10.2005 tarihinden itibaren reeskont faizi; davalı … İnş Tic. Turz. ve A.Ş. yönünden 12.04.2007 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının ABD Doları mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 124.545,31 TL. karar ve ilam harcından, (davalı … Sigorta A.Ş. 29.264,50 TL.’si ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere) peşin alınan 24.921,10 TL.’nin (davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 7.725,55 TL.’nin) düşümü ile kalan 99.624.21 TL.’nin(davalı … Sigorta A.Ş. 21.538,95 TL. ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 2/(3). maddesi uyarınca 218.858,95 TL.(… Sigorta A.Ş. 65.977,02 TL.’si ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere) vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 2/(3). maddesi uyarınca red sebebi farklı olduğundan, davalı … Sigorta A.Ş. için 186.346,05 TL., davalı … İnş. Tic. Turz. ve A.Ş. için 34.496,00 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 24.921,10 TL. peşin harcın (davalı … Sigorta A.Ş. 7.725,55 TL.’si ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 40.431,40 TL. toplam yargılama giderinin kabul oranına göre takdiren 39.622,77 TL.’sinin (davalı … Sigorta A.Ş. 12.408,39 TL.’si ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine, fazlasının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 5.335,70 TL. yargılama giderinin red oranına göre takdiren 4.108,49 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
8-Davalı … İnş. Tic. Tur. A.Ş. tarafından yapılan 10.309,50 TL. yargılama giderinin red oranına göre 206,20 TL.’sinin davacıdan alınarak davalı … İnş. Tic. Tur. A.Ş.’ne verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak yatırana iadesine,”
IV-Dairemiz kararında (IV) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
V-Davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde iadesine,
Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 124.545,31 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 31.169,40 TL.’nin mahsubu ile kalan 93.375,91 TL.’nin davalı … İnş. Tic. Tur. A.Ş.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
VI-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
VII-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
VIII-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalı … İnş. Tic. Tur. Ltd. Şti’ndan alınarak davacıya verilmesine,
IX-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
19.12.2023 tarihinde, davacı vekili Av. …, davalı … Sigorta vekili Av. …, davalı … İnşaat vekili Av. …’ün yüzlerine karşı, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 26/12/2023
Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza