Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1900 – 2023/1700
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2023/1900
KARAR NO : 2023/1700
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05.07.2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/926E., 2023/802K.
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında yapılan alım satım sözleşmesi gereği davalının müvekkilinden aldığı malların bedelini 2018 yılından beri ödemediğini ve uyarılara kayıtsız kalması nedeniyle Trabzon İcra Dairesinde 2018/37361, 2018/37362, 2018/37608, 2018/37610 sayılı dosyalarda 400.000,00TL’nin üzerinde hakkında takip olduğunu, davalının söz konusu borçları ödeyemeyeceğinin aşikâr olduğunu, davalının işçilerinin ücretlerini diğer tedarikçilere olan borçlarını ödeyemediğinden şu anda üretim de yapmadığını belirterek, davalının doğrudan iflasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının başlattığı ilamsız icra takiplerinin müvekkili şirket aleyhine doğrudan iflas talebinde bulunması için yeterli olmayacağını, bundan başka davacı yanın dilekçesinde doğrudan iflasa sebebiyet verecek başka bir dayanak ve delili de olmadığını, daha da önemlisi davacı yanın iflas talebinin İİK 177’deki hiçbir hükme dayandırmadığını belirterek, davanın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 14.04.2021 tarih, 2020/774/E. 2021/258 K., sayılı ilamı ile davanın reddine dair vermiş olduğu, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin, 13.10.2021 tarih, 2021/1470 E., 2021/1443 K. Sayılı ilamı ile …” davacının doğrudan doğruya iflas nedenini açıklamadığı, talebinde belirtmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yukarıda özetlenen davacı iddiaları, İİK’nun 177/2. maddesinde ifade edilen borçlunun ödemelerini tatil eylemiş olması halini içermektedir, bu nedenle davanın esasına girilerek inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” belirtilerek, HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve İlk Derece Mahkemesince yargılamaya verilen yeni esas numarası üzerinden devam edilmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, kambiyo senetlerine özgü iflas istemine ilişkindir.
Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/37610 esas nolu dosyasında davacı alacaklı …. A.Ş.’nin davalı …. A.Ş. aleyhine 27.04.2018 düzenleme tarih ve 30.09.2018 ödeme tarihli 36.018,80TL bedelli senet ve 30.05.2018 düzenleme tarih ve 30.09.2018 ödeme tarihli 40.000,00TL bedelli senet uyarınca kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı,
Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/37608 esas nolu dosyasında davacı alacaklı …. A.Ş.’nin davalı …. A.Ş. aleyhine 11.07.2018 düzenleme tarih ve 13.09.2018 ödeme tarihli 50.000,00TL bedelli senet uyarınca kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, takip devam ederken davacı alacaklının takip şeklinin değiştirilerek adi iflas yoluyla takip yoluna geçilmesini talep ettiği, 28/03/2018 tarihli karar ile “alacaklının İflas yolu ile takip yolunu seçemeyeceğinden alacaklı vekilinin talebinin reddine.” karar verildiği,
Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/37361 esas nolu dosyasında davacı alacaklı …. A.Ş.’nin davalı …. A.Ş. aleyhine 16.01.2018 düzenleme tarih ve 30.06.2018 ödeme tarihli 60.000,00TL bedelli senet uyarınca kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, takip devam ederken davacı alacaklının takip şeklinin değiştirilerek adi iflas yoluyla takip yoluna geçilmesini talep ettiği, 29/03/2018 tarihli karar ile “alacaklının İflas yolu ile takip yolunu seçemeyeceğinden alacaklı vekilinin talebinin reddine.” karar verildiği, hususları tartışmasızdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 14/04/2021 tarihli ve 2020/774 esas, 2021/258 karar sayılı ilamı ile; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara itirazı edilerek İstinaf kanun yoluna başvurulmuş, İstinaf inceleme yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 13/10/2021 tarihli ve 2021/1470 esas, 2021/1443 karar sayılı ilamı ile; “davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilinden aldığı malların bedelini 2018 yılından beri ödemediğini, uyarılara kayıtsız kalması nedeniyle Trabzon İcra Dairesi’nde 2018/37361, 2018/37362, 2018/37608, 2018/37610 sayılı dosyalarda 400.000,00 TL’nin üzerinde hakkında takip yapıldığını, davalının söz konusu borçları ödemeyeceğinin aşikar olduğunu, davalının işçilerinin ücretlerini, diğer tedarikçilere olan borçlarını ödeyemediğinden şu anda üretim de yapmadığını, bu nedenlerle davalının iflasını istediklerini belirtmiştir. Her ne kadar mahkemece, davacının doğrudan doğruya iflas nedenini açıklamadığı, talebinde belirtmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yukarıda özetlenen davacı iddiaları, İİK’nun 177/2. maddesinde ifade edilen” borçlunun ödemelerini tatil eylemiş olması halini” içermektedir.” denilmek suretiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, gönderilen dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasını almıştır.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı şirketin öz sermayesini tamamen kaybettiği, 2021 yılı itibariyle üretim faaliyeti yapmadığı ancak aktifinde taşınır ve taşınmaz malların bulunduğu bildirilmiştir. Gerçekten de davalı şirketin aktifinde yer alan taşınır ve taşınmaz malların toplam miktarı yaklaşık 110.000.000.TL civarındadır. Fakat taşınır ve taşınmaz malların kayıtları incelendiğinde bu malvarlığı değerlerinin üstünde oldukça fazla miktarda haiz kaydı olduğu (örneğin Gölbaşı İlçesinde yer alan bir taşınmaz üzerinde 1249 tane haciz ve ipotek kaydı mevcuttur) bu haliyle davalı şirketin ödeme kabiliyetinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle mahkememizce İİK’nun 177/2.maddesinde belirtildiği gibi borçlunun ödemelerini yapabilecek durumda olmadığına vicdanen kanaat getirilmiş , bu nedenle davalı şirketin iflasına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davacının dilekçesinde İİK 177 maddesinde tahdidi olarak sayılan iflas nedenlerinden hiçbirine dayanmaksızın davayı açtığını, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin emsal ilamlarında da bu hususun açıklandığını, bu durumun sonradan ileri sürülebilmesinin yüksek yargı kararlarında işaret edildiği üzere mümkün olmadığını, İlk Derece Mahkemesinin davacı İİK 177/2’ye dayandığını bir kez dahi iddia etmese de iflas kararı verdiğini ve kararını bilimsel verilere ve bilirkişi raporuna değil vicdana dayandırdığını, bilirkişi raporunda müvekkili şirketin borca batık olduğuna dair hiçbir tespitin olmadığını, bilirkişilerin eldeki verilerle borca batıklıkla ilgili değerlendirme yapılamayacağını belirttiklerini, mahkemenin sayısal verilere dayanmaksızın vicdanen borç ödeyemez hale geldiğini değerlendirdiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, İİK 177/2. maddesine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/926E., 2023/802K. sayılı dava dosyasında verdiği 05/07/2023 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
01.11.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nin 164 ncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 01.11.2023
Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır