Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1887 E. 2023/1558 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1887 – 2023/1558
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2023/1887
KARAR NO : 2023/1558

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20.09.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/214 E., 2022/526 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, dava dışı … A.Ş.’nin müvekkili şirketin iletim sistemini kullandığını, bu şirketten onun sorumluluğunda bulunan trafo merkezleri için 25.01.2013 tarihinden itibaren sistem kullanım anlaşması imzalanmaya başlandığını, dava dışı şirketin, sistem kullanım anlaşmasının 9. maddesinde yer alan TEİAŞ tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00.00-24.00 saatleri arasında üç veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açması şeklinde tanımlanan cezai şartın uygulanmasını gerektirecek şekilde müvekkili kurumun iletim sistemini kullanması neticesinde, dava dışı şirkete mart 2013 dönemine ait 1.679.433,56-TL bedelli ceza faturası düzenlendiğini ve gönderildiğini, dava dışı şirketin, davalı şirket ve müvekkili şirket arasında imzalanan borç nakil sözleşmesi ile davalı şirketin dava dışı şirketin borcunu üstlendiğini, ancak davalı şirket tarafından borcun ödenmediğini belirterek Mart 2013 dönemine ait 1.679.433,56-TL bedelli faturanın son ödeme tarihinden itibaren tahsil talebine kadar işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını ve idari yargıda görülmesi gerektiğini, davanın dayanağı olarak gösterilen faturanın hukuka aykırı bir şekilde ön şart yerine getirilmeden kesildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…02/12/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı kanunun 33. Bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “iletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” TEİAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı kanuna ek madde 3 ile 8.maddenin 2. fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür hükmü eklenmiş 46. madde ile de kanunun yayını tarihinde de yürürlüğe girerek düzenlenmiştir.
Davacı ve dava dışı şirket arasında 25/01/2013 tarihli sistem kullanım anlaşması düzenlenmiş olup alacağa dayanak faturada bu kapsamda düzenlenmiş ve davalı şirket tarafından borç nakil sözleşmesi ile söz konusu borç üstlenilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca, tarafların sıfatı ve dava konusu bütün olarak değerlendirildiğinde mevcut davada idari yargı görevlidir.
HMK 114/1 maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmasının dava şartı olduğu ve mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği anlaşılmakta HMK 114/1-b (yargı yolunun caiz olmaması) ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yapılan kanun değişikliği ile sadece sistem kullanım ihlalleri nedeniyle teşekküllerinin uyguladığı yaptırımlara karşı şirketlerin açtığı davalarda idari yargının görevli olduğunun kabul edildiğini, söz konusu kanun değişikliğini sırf lafzi olarak değil sistematik olarak yorumlamak gerektiğini, bu değişiklikten teşekküllerince özel hukuk tüzel kişileri olan ticaret şirketleri aleyhine açılan davaların da idari yargıda görüleceği sonucuna ulaşmanın mümkün olmadığını, zira fatura alacağına dönüşen yaptırımlar için sistem kullanıcıları olan şirketlerin, karşılarında kamu tüzel kişisi olarak değil özel hukuk tüzel kişisi olarak yer aldığını;
Uyuşmazlığın, tacir olan taraflar arasında imzalanmış olan sistem kullanım anlaşmasından kaynaklandığını, davalının da ana statüsüne göre özel hukuk kişisi olduğunu, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağını, bu nedenle davalı … aleyhine açılan davanın görev yönünden reddedilmesinin usule ve mevzuata aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, iletim sisteminin hatalı kullanıldığı iddiası ile iletim sistemine verilen zarar karşılığı düzenlenen sistem kullanım ceza ücretine ilişkin faturaya konu alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/214 E., 2022/526 K. sayılı dava dosyasında verdiği 20.09.2022 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
11.10.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 12.10.2023

Başkan Üye Üye Katip