Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/183 E. 2023/223 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/183 – 2023/223
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(K A R A R I N K A L D I R I L M A S I – G Ö N D E R M E )
ESAS NO : 2023/183
KARAR NO : 2023/223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/132 E.-2022/750 K.
ASIL DAVADA DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilleri; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.02.2020 tarih ve 2018/621 E., 2020/112 K. sayılı kararı ile davalı borçlu şirketin konkordatosunun tasdikine karar verildiğini, tasdik edilen konkordato projesinin “tüm borçlarının %20 indirim ve kalan bakiye %80’i bir yıl ödemesiz 28.01.2021 tarihinden başlamak üzere 36 ay vade ile davacı tarafından alacaklılara ödenmesine” şeklinde olduğunu, davalının tasdik edilen proje uyarınca müvekkillerine ifada bulunmadığını ileri sürerek, İİK’nın 308/e maddesi uyarınca, müvekkili hakkındaki konkordatonun feshine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili asıl dava ve birleşen 2021/540 E. sayılı dava yönünden sunduğu cevap dilekçesinde; müvekkili şirket yetkilileri ile davacı bankaların yetkilileri arasında borcun ödenmesi hususunda görüşmeler gerçekleştirildiğini ancak uzlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirketin konkordato tasdikinden sonra çok ciddi oranda borç ödemesi gerçekleştirdiğini, amacının tüm borçlarını ödeyebilmek olduğunu, ülke genelinde yaklaşık 50.000 öğrenciye hizmet verdiğini, konkordatonun feshi halinde ciddi bir mağduriyet doğacağını, davacıların iş bu dava öncesinde arabuluculuk başvurusunda bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili diğer birleşen davalar yönünden cevap dilekçesi sunmamıştır.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Dava ve birleşen dosyalar davacılarının davalı…. Şti.’nden alacaklı oldukları, Mahkememizin 2018/621 Esas, 2020/112 Karar sayılı ilamı ile konkordatonun tasdikine karar verildiği, şirketin proje kapsamında davacılara herhangi bir ödeme yapmadığı, bu şekilde davalı tarafından konkordato projesinin vade ve miktar yönünden yerine getirilmediği, böylece dava ve birleşen dosyalar davacıları yönünden konkordatonun feshini talep etme şartlarının oluştuğu” gerekçesiyle, davanın ve birleşen 2021/374 Esas, 2021/540 Esas, 2021/389 Esas, 2022/249 Esas sayılı davaların kabulü ile dava ve birleşen davalarda davacıların konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmek kaydıyla, … Şti. hakkında verilen konkordatonun, İİK’nun 308/e,1.maddesi gereğince davacılar yönünden feshine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili istinaf dilekçesinde; sadece ülkemizde değil, tüm dünyada yaşanan salgın hastalık sürecinin müvekkilini de olumsuz etkilediğini, online eğitim sektöründe hizmet veren müvekkilinin işlerinin tüm eğitim sisteminin online’a dönmesi neticesinde sekteye uğradığını, tüm bunların neticesinde müvekkilinin her türlü çabasına rağmen borçlarını ödemekte zorlandığını,
Bir çok alacaklının rehin ve ipotekle temin edilmiş mallara dayalı alacaklarının tahsili için icra takibi başlattığını ve müvekkilinin araçları ve taşınmazlarının satıldığını, bu satışlar sonucunda müvekkilinin ciddi bir gelir elde ettiğini ve borçlarının büyük kısmını kapattığını, iş bu davada davacı olarak yer alan tarafların rehin ve ipotekle temin edilmiş alacaklarına kavuştuklarını,
Ülkede yaşanan enflasyon neticesinde gayrimenkul ve araç fiyatlarının ciddi manada artış gösterdiğini ve böylelikle müvekkilinin aktif değerlerinde artış meydana geldiğini, iş bu davada davacı olarak yer alan bazı bankaların alacaklarının çok üzerinde tahsilat yaptığını ancak satışlar kesinleşmediği için işlemlerin devam ettiğini,
Müvekkilinin alacaklılarına toplam 2.497.061,00 TL tutarında ödeme yaptığı, müvekkilinin ödeme gayesi içerisinde olduğunu,
22.08.2022 tarihli bilirkişi raporunda sadece dava tarihindeki durumun esas alındığını, kayyım ile temasa geçilmediğini, ödeme ve anlaşma belgelerinin talep edilmediğini, aşamalarda davacılar ile anlaşmalar sağlanmış olup, protokoller imzalanarak borç yapılandırmaları gerçekleştirildiğini,
Davanın kabulüne karar verilmesinin neticesi olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlatılması ve başlatılmış takiplere devam edilmesinin olası olduğunu, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması adına tehir-i icra kararı verilmesini talep ettiklerini,
Belirterek, öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulüne, devamla İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Asıl ve birleşen davalar; İİK’nın 308/e maddesi uyarınca konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
İİK’nın 308/e maddesinin ilk fıkrası, “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.” hükmünü içermektedir.
Davacıların istemleri konkordatonun tamamen feshi olmayıp, kendileri yönünden kısmen feshidir. Davalı aynı ise de alacaklarının miktarları farklı olan her bir davacı yönünden konkordatonun kısmen feshi koşullarının ayrı ayrı incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
İlk derece Mahkemesince bağımsızlığını koruyan asıl ve birleşen davalarda, ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, davanın ve birleşen davaların kabulüne, infazda tereddüt doğuracak şekilde, davalının konkordatosunun, ayrı ayrı unvanları belirtilmeksizin davacılar yönünden feshine karar verilmiş, sadece yargılama giderleri ile ilgili ayrı ayrı hüküm kurulmuştur.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 166/(4). maddesindeki, “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması” koşulunun bulunmamasına, bir başka anlatımla davalar arasında bağlantı bulunmamasına karşın, farklı alacaklılar tarafından açılan davaların birleştirilerek görülmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.5. maddesi uyarınca, esası incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre asıl ve birleşen davalarda davalının istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/(1)-a.5. maddesi uyarınca, esası incelemeden Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.10.2022 tarih ve 2021/132 E., 2022/750 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle; asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
4-Asıl ve birleşen davalarda davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
08.02.2023 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-g maddeleri uyarınca, KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza