Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/171 – 2023/160
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2023/171
KARAR NO : 2023/160
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.01.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2020/415E., 2022/58K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin, … Rüzgâr Enerjisi Santralını işlettiğini, davalı ile Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Başvurulara İlişkin Yarışma Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda yapılan yarışma sonucunda müvekkili şirketin ürettiği her bir KWH için davalıya 2,9- krş ödemeyi taahhüt ederek Antakya-2 İskenderun-2 Elektrik İletim Hattından sisteme bağlantı hakkı kazandığını, davalı ile müvekkili şirket arasında 06.02.2012 tarihli, 53 MW gücündeki Rüzgâr Enerjisi (RES) Katkı Payı Anlaşması imzalandığını, … Rüzgâr Enerjisi Santralının 53 MW olan kurulu gücü 57 MW olarak artırılması ile 06.02.2012 tarihli RES Katkı Payı Sözleşmesi de revize edilerek aynı şartlarla 12.08.2015 tarihli, RES Katkı Payı Sözleşmesi imzalandığını, Anlaşma’nın 3. maddesinde ve bu Anlaşma’nın dayandığı Yönetmeliğin 9. maddesinde belirtilen esaslara göre hesaplanacak katkı payı, tesisin bir yıllık elektrik enerjisi üretimi üzerinden hesaplanan bir önceki yıla ait yıllık toplam RES katkı payı tutarının 15 Ocak günü saat 17:00’ye kadar TEİAŞ tarafından müvekkili şirkete faturalanacağı, 2020 Ocak ayında TEİAŞ tarafından katkı payına ilişkin düzenlenecek faturaya göre ödemesi gereken katkı payı tutarının KDV dahil olmak üzere 7.876.622,69 TL olması gerektiği halde davalı tarafın, taraflarca imzalanan RES Katkı Payı Anlaşmasının 3. maddesine ve bu Anlaşmanın dayanağı olan Yönetmeliğin 9. maddesine aykırı olarak RES Katkı Payı hesaplayıp iş bu davaya konu faturayı düzenlediğini, davalı tarafın Anlaşma öncesinde davalıya sunulan teklif mektubundaki taahhüte dayayalı hesaplama yaptığını, Yönetmelik ve RES Katkı Payı Anlaşması’ndaki formülün mahiyetini değiştirdiğini, davalı tarafın 2015 yılına kadar katkı payı hesabını Anlaşma ve Yönetmelik hükümlerine göre yaptığını, 2015 yılında ise tek taraflı olarak keyfi bir yorumdan hareketle hesap yöntemini RES Katkı Payı Anlaşmasına ve Yönetmeliğe aykırı olarak bir önceki yılın kümülatif TÜFE oranına bir puan ilave etmek suretiyle hesaplamaya başladığını, Anlaşmaya ve yönetmeliğe aykırı bir yorum ve yöntemle hesapladığı bedel üzerinden 23/01/2020 tarihli, … numaralı, KDV dahil 17.059.634,64 TL bedelli e-faturayı düzenleyerek müvekkili şirkete e-fatura sistemi üzerinden 24/01/2020 tarihinde ilettiğini, müvekkili şirketin faturaya itiraz ettiğini, Anlaşma ve Yönetmelik hükümlerine göre toplam RES Katkı Payı tutarının 2,9 x 205.808.297,00kWh x (1+%11,84) = 6.675.103,98 TL + KDV miktarı (6.675.103,98 TL*18%) 1.201.518,71 TL olmak üzere KDV dahil 7.876.622,69 TL olması gerektiğini TEİAŞ’a bildirdiğini, davalının düzenlediği 23/01/2020 tarihli, … numaralı faturanın yukarıdaki hesaplamalar ışığında itiraza konu olan KDV dahil 9.183.011,94 TL’lik bölümünün, müvekkili şirket tarafından düzenlenen 29/01/2020 tarih ve … nolu iade faturası ile davalıya gönderildiğini, itiraz edilmeyen KDV dâhil 7.876.622,70 TL’nin davalıya ödendiğini, davalının Anlaşma hükümlerine göre yapılmış bulunan hesaplamayı kabul etmediğini, davalı …’ın Anlaşma ve Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak yaptığı hesap sonucu düzenlediği faturanın bakiyesine ilişkin müvekkil şirketin iade faturası düzenlediği KDV dahil 9.183.011,94 TL’lik bölümün ödenmesi için yazı gönderdiğini, davalının icra takibine başvurması halinde müvekkili şirketin bankalar nezdinde kredi itibarının zedeleneceğini, ihalelere giremeyecek duruma düşeceğini ve telafisi mümkün olmayan zararlara uğrayacağını, ekonomik mahvına yol açabileceğini belirterek, … numaralı, KDV dahil 17.059.634,64 TL bedelli faturanın KDV dâhil 9.183.011,94 TL’lik kısmının icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … numaralı KDV dahil 17.059.634,64 TL bedelli faturanın KDV dâhil 9.183.011,94 TL’lik kısmından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/c bendinde, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların idarî dava türleri arasında sayıldığını, 2576 sayılı Kanun’un 1. maddesinde; bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin bu Kanun’la verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş “genel görevli” mahkemeler olduğu belirtildikten sonra, 5. maddesinde; idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla, ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki; iptal davalarını, tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlı ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları çözümleyeceğinin belirtildiğini, dava konusu uyuşmazlıkta da, davacı ile idareler arasında imzalanan RES Katkı Payı Anlaşmasının idari sözleşme niteliğinde olduğunu, somut uyuşmazlıkta, dava konusu faturanın idari sözleşme niteliğinde olduğu açık olan RES katkı payı anlaşmasının ilgili hükümleri uyarınca tesis edildiğinden, 2576 ve 2577 sayılı Kanunların hükümleri uyarınca idari sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görülmesi ve çözümünün idari yargı mercileri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğinden davanın yargı yolu itirazları gözetilerek görev yönünden reddi gerektiğini, davaya zamanaşımı, derdestlik ve hak düşürücü süreler hususunda da itiraz ettiklerini, davacı şirket ile müvekkili … arasında, davacı şirkete ait üretim tesisinin ilk ünitesinin geçici kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere ve tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca müvekkili …’a ödemeyi taahhüt ettiği Rüzgar Enerjisine Dayalı Elektrik Üretimi Santrali (RES) Katkı Payı bedelinin ödenmesi konulu “RES Katkı Payı Anlaşmaları” akdedildiğini, teklif verilmesi sırasında imzalanarak sunulan Teklif Mektubu Formunda davacı şirketin özgür iradesi ile yapmış olduğu taahhüt doğrultusunda, bahse konu faturaların, şirketler tarafından verilen teklif fiyatının, teklif yılından itibaren TÜFE ile kümülatif olarak güncellenerek hesaplanması gerektiğinin açık olması sebebiyle, bahse konu fatura bedelleri, yalnızca Anlaşma ve Yönetmeliğin 9. maddesi dikkate alınarak değil, Yönetmeliğin eki Teklif Mektubu da dikkate alınarak hesaplandığını, söz konusu katkı payının yönetmelik gereği bu şekilde hesaplanmasının bir zaruret arz ettiğini, RES Katkı Payı faturasını düzenleme uygulamasında herhangi bir yanlışlık olmadığını savunarak, davanın öncelikle usulden, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, RES katkı payı fatura bedelinin yanlış hesaplandığı iddiasıyla davacının fatura bedelinden kısmen borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı vekili, dava konusu faturanın idari sözleşme niteliğinde olan RES katkı payı anlaşmasının ilgili hükümleri uyarınca tesis edildiğinden davanın görülmesi ve çözümünün idari yargı mercileri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek, yargı yolu itirazında bulunmuştur.
Mahkememizin 11/03/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı tarafın yargı yolu itirazının reddine karar verilmiş, davalı vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin 24/03/2021 tarihli dilekçesi üzerine mahkememizin 09/04/2021 tarihli ara kararı ile itirazın 2247 sayılı yasanın 12/7.sayılı maddesine göre reddine, 2247 sayılı kanunun 10/4.maddesi uyarınca dosyanın Danıştay Başkanın sözcüsüne gönderilmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı, Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/09/2021 tarih 2021/344esas 2021/437 karar sayılı kararını Mahkememize göndermiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/09/2021 tarih, 2021/344 esas, 2021/437 karar sayılı kararının incelenmesinde; Danıştay Başsavcılığınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması görüş ve talebi ile dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği, Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/09/2021 tarih, 2021/344 esas, 2021/437 karar sayılı kararı ile davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğuna, Danıştay Başsavcısınca yapılan başvurunun kabulü ile Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/03/2021 tarihli, 2020/415 esas sayılı kararının kaldırılmasına oy çokluğu ile kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına, sunulan delillere, iddia, savunma, tarafların kabulünde olan Res Katkı Payı sözleşmesi, Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/09/2021 tarih, 2021/344 esas, 2021/437 karar sayılı kararına göre; davalı …’ın tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi, faaliyetlerinde özerk ve
sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu, kamu hizmeti niteliğindeki elektrik iletim faaliyetini yürüttüğü, davalı ile davacı şirket arasında Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans
Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliğine
dayanarak düzenlenen katkı payı anlaşmasının idari sözleşme niteliği olduğu, dava konusu katkı payı faturasının anılan sözleşme kapsamında düzenlendiği,
verilen yetkinin kullanımı sırasında kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı olarak tesis
edilen RES katkı payı faturası bedelinin fazla hesaplandığına ilişkin menfi tespit davasının 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinde belirtilen idari dava niteliğinde olduğu, davanın
görülmesi ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından HMK.114.1-b HMK.115.maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Uyuşmazlık mahkemesinin en güncel kararlarında adli yargının görevli olduğuna karar verildiğini, Uyuşmazlık Mahkemesi kararının Anayasanın 37. maddesinde düzenlenen tabi hakim ilkesine aykırı olduğunu, davaya bakmakla görevli yargı yerinin idari yargı olduğuna karar verilen önceki kararda IV.İlgili Hukuk başlığı altında 5 sayfa olarak bir takım hükümler sıralandığını bu sıralananlar içinde davadaki hukuki ilişkiyi ilgilendiren tek bir hüküm olmadığını, … ana statüsünün 3. maddesindeki düzenlemeden de dava konusu olan menfi tespit davasında Adli Yargının görevli olduğunun açık bir şekilde anlaşıldığını, 233 Sayılı KHK hükümlerinden de bu durumun anlaşıldığını, 2015 yılından bu güne kadar İlk Derece Mahkemeleri, Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay’ın kendisini bu uyuşmazlıkta görevli gördüğünü, ayrıca davalı …’ın 03.07.2021 tarih ve 31530 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4222 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile özelleştirilmesine karar verilmiş olduğu hususun da dikkate alınması gerektiğini, uyuşmazlığın çözümünde görevli yargı yolunun adli yargı olduğuna dair kararlar mevcut olduğunu bildirerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, RES katkı payı fatura bedelinin yanlış hesaplandığı iddiasıyla davacının fatura bedelinden kısmen borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, Uyuşmazlık Mahkemesinin kesin nitelikteki kararına karşı istinaf yoluna başvuran davacı tarafın kötüniyetli olduğu anlaşıldığından HMK’nın 329/(2) maddesi uyarınca takdiren 5.000,00 TL. disiplin para cezasına mahkumiyetine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-HMK’nın 329/(2). maddesi uyarınca, davacı tarafın 5.000,00 TL. disiplin para cezasına mahkumiyetine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL’den peşin olarak alınan 80,70-TL’nin düşümü ile kalan 99,20-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin Dairemizce yapılmasına.
02.02.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 02.02.2023
Başkan Üye Üye Katip