Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1700 E. 2023/1701 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1700 – 2023/1701
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2023/1700
KARAR NO : 2023/1701

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31.05.2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/510E., 2023/428K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin alacağının tahsil edilebilmesi adına, karşı taraf … aleyhine Ankara 9. İcra Dairesi nezdinde 2015/6086 E. sayılı dosya ile kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yoluyla takip başlattığını ve ödeme emri ile dayanak belge suretlerini 17.09.2015 tarihinde borçluya tebliğ ettiğini, alacağın tahsilinin sağlanması için icra dosyası üzerinden birçok işlemler yapılmasına karşın borçlunun haczi kabil herhangi bir mal varlığı değeri bulunamadığını, borçlu Kooperatifin herhangi bir malvarlığı değeri bulunamaması üzerine icra dairesinden Kooperatifler Kanunu m. 30’a dayalı olarak bir kısım kooperatif üyelerine ödeme emri gönderilmesinin talep edildiğini, bu talebe binaen gönderilen ödeme emirlerine karşı üyelerce şikâyet yoluyla Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi’ne başvurulduğunu, bu yönde Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/296 Esas Sayılı dosyası ile görülen şikayet başvurusunun, üyelerin sorumluluğuna başvurulabilmesi için öncelikle kooperatifin iflasının istenmesi gerektiği sebebiyle kooperatif üyeleri yönünden kabul edildiğini, iş bu nedenle müvekkili şirketin alacağını tahsil edebilmesi için borçlu kooperatifin iflasını istemek mecburiyetinin doğduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun 177. maddesi ile kooperatif alacaklılarına, bazı hallere özgü olarak iflas takibi başlanmaksızın doğrudan iflas isteyebilme imkanı tanındığını, bu hallerden birisinin de ikinci bentteki borçlunun ödemelerini tatil eylemiş olması durumu olduğunu, somut olayda da karşı taraf … Kooperatifinin aciz halinde olduğunu, müvekkiline olan borcunu ödeyemediğini, borçlunun borcunu ödeyememe halinin çok uzun bir süredir mevcut olduğunu belirterek, aciz halinde olan …’nin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; iflas talebin konu kambiyo senetlerinin eski yönetim kurulu üyeleri tarafından malen kaydı ile düzenlendiğini, kooperatif eski yönetim kurulunun 26.01.2014 tarihinde yapılan 2013 yılı olağan genel kurulunda seçildiklerini, genel kurulun eski yönetim ve denetim kurulunu ibra etmediklerini, kooperatif aleyhine 25.03.2015 tarihinde icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz edilmediğini, dava açılmadığını, takibin kesinleştiğini, ibra edilmeyen kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kooperatif defterlerini, belge, makbuz ve kasa hesabını yeni yönetime devretmediğini, defterlerin ihtarname keşidesinden sonra genel kuruldan 2 ay sonra teslim edildiğini, defter ve belgeler üzerinde yapılan incelemede de; davalı şirket adına malen düzenlenen senetler ile ilgili olarak, taraflar arasında akdedilmiş sözleşme, davalı şirket tarafından müvekkili kooperatif adına düzenlenmiş fatura, mal teslimine ilişkin irsaliyeye de dahil olmak üzere hiçbir belge ve bu belgelerin defter kaydının bulunmadığının tespit edildiğini, alacaklı şirketin 02.07.2015 takip başlangıcından 13.11.2021 tarihli haciz işlemine kadar dosyada hiçbir işlem yapmadığını, kooperatif yeni yönetiminin de somut olaydaki işin kooperatif eski yönetiminin birçok usulsüz ve Kooperatifler Kanunu’na aykırı işlemlerinden olduğu sebebi ile icra takibi ile ilgili olarak şirket aleyhine dava açma gereği duymadığını, kooperatifin eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/82016 soruşturma dosyası ile kovuşturma başlatıldığını, davaya konu senetlerin de ceza kovuşturmasının konularından birisi olduğunu, ceza davasının yanı sıra TTK hükümlerine aykırı işlemler nedeniyle davalar bulunduğunu, 5’ten fazla davanın kooperatif lehine sonuçlandığını, müvekkili kooperatifin icra dosyalarında toplamda 1.500.000,00 TL’den fazla alacağının mevcut olduğunu, bu kooperatif alacaklarının, iflasa konu davacı alacağının onlarca katı olduğunu, davacının UYAP üzerinden icra dosyasındaki alacaklar üzerine haciz işlemi tesis etmiş olması halinde işbu davanın açılmasına gerek kalmayacağını, somut olayda, müvekkilinin ödemelerini tatil ettiğine delalet edecek olaylardan hiçbirisinin mevcut olmadığını, sonuç olarak somut olayda müvekkilinin davacıdan başka alacaklısı bulunmadığını, kaldı ki icra takibi kesinleşmiş olsa dahi icra takibine konu senetlerin bedelsiz senetler olduğunu, icra takibine konu edilen senetlerin malen kaydı ile düzenlendiğini, kooperatife ait inşaatların emanet usulü şeklinde değil müvekkili ile inşaat sözleşmesi akdeden yüklenici tarafından hak ediş usulüne göre yapıldığını, senetler her ne kadar illetten mücerret ise de senette yer alan malen kaydının illetten mücerretlik ilkesinin istisnasını oluşturduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/456 E. sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının derdest olduğunu, bu sebeplerle menfi tespit davasının bekletici mesele sayılmasını, mahkemenin bu konuda aksi görüşte olması halinde davanın birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, İİK 177/2 maddesi gereğince doğrudan iflas talebine ilişkindir.
Davacı tarafından Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/6086 Esas sayılı dosyasında toplam 16 adet senetten dolayı 96.000,00 TL asıl alacak, 7.889,66 TL işlemiş faiz, 288,00 TL komisyon, 1.600,00 TL protesto masrafı olmak üzere toplam 105.777,66 TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı alacağın tahsilini sağlanması için icra dosyası üzerinden bir çok işlemler yapılmış ancak borçlunun haczi kabil herhangi bir mal varlığı değerinin bulunmadığı, davalının acz içinde olup müvekkiline borcunu ödeyemediği gerekçesiyle iş bu dava açılmıştır.
İİK’nın 177 maddesinde “Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1 – Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3 – 308 inci maddedeki hal varsa;(1)
4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından davacı aleyhine Ankara 3 ATM’nin 2022/456 Esas sayılı dosyasında takip nedeniyle menfi tespit davası açılmış ise de, iflas davasına konu takibin kesinleşmiş olması nedeniyle menfi tespit davası bekletici mesele yapılmamıştır.
Borçlunun ödemeleri tatil edip etmediğinin tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edilerek, bilirkişiden 20/02/2023 tarihli kök ve 10/04/2023 tarihli ek rapor alınmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalı kooperatifin 2013, 2014, 2015 yıllarında kasa ve bankalar hesaplarından çok sayıda ödeme işleminin gerçekleştiği, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında da banka hesabından icra dosyaları ve banka masraf ödemelerinin yapıldığı, kasa hesabından vergi, huzur hakkı ve bir kısım fatura bedellerinin ödendiği, 2019, 2020, 2021, 2022 yıllarında banka hesabında ödeme yapılmadığı ancak kasa hesabından ticaret odası aidatı, vergi, huzur hakkı, bir kısım fatura bedellerinin ödendiği, kooperatifin banka ve kasa hesabından yapılan ödemelere göre borçlunun ödemelerini tatil ettiğine mahkememizce kanaat getirilmediği, bu şekilde İİK 177/2 maddesindeki iflas şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla, davanın reddine …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalı taraf adına düzenlenmiş geçici aciz belgesi bulunduğunu, kooperatif üyelerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için kooperatifin iflasına karar verilmesi gerektiğini, kooperatifin başkalarına da borçlarının olduğunu, davalının pasifinin aktifinden fazla olduğunu, bilirkişi raporunda “2015-2022 yılları arasında cari hesaptan kaynaklanan ve senetli borçları bakımından ödemelerin tatil edilmesi durumunun bulunduğunun değerlendirilebileceği..” ibaresinin bulunduğunu, davalının ödemelerini tatil ettiğinin açıkça ortada olduğunu, ortakların sorumluluğuna gidebilmek için kooperatifin iflasına karar vermek gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, İİK 1177/2 maddesi gereğince doğrudan iflas istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/510E., 2023/428K. sayılı dava dosyasında verdiği 31.05.2023 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
01.11.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nin 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 179/c maddesinin birinci fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 01.11.2023

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır