Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1642 E. 2023/1520 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2023/1642
KARAR NO : 2023/1520
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/935 E.-2023/85 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenindosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı kooperatif ortağı olan müvekkiline A Blok 29 nolu bağımsız bölümün kur’ada isabet ettiğini, bir süre sonra davalı kooperatif tarafından müvekkiline üyeliğinin devam etmediği söylendiğinden ve buna ilişkin bir takım belgeler teslim edildiğinden Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde üyeliğin tespiti talepli dava açtıklarını, Mahkemece 2013/381 E. ve 2014/270 K. sayılı karar ile davanın kabulüne karar verildiğini, davalılardan kooperatif başkanı … ile kooperatifin müteahhidi …’ın müvekkilinin konutunu ve üyeliğini sahte evraklarla devir gibi gösterdiklerini ve … adlı kişiye satış göstererek müvekkilini mağdur ettiklerini, işlemin yolsuz tescil niteliğinde olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın müvekkiline ait olduğunun tespitine, tapu kaydının iptali ile müvekkili adına, bunun mümkün olmaması halinde davalı kooperatif adına tesciline, tapu iptali ve tescili bu aşamada mümkün olmayacak ise rayiç bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline
karar verilmesini talep ve dava etmiş; dava konusu taşınmazın keşifte belirlenen değeri üzerinden eksik harcı 12.01.2023 tarihinde tamamlamıştır.
Davalı …; tarafının içinde olmadığı bir süreçte davacı ve diğer davalılar arasında yaşanan olaylara ilişkin bir bilgisinin olmadığını, kendisinin kötü niyetli olmadığını, dava konusu taşınmazı 10.05.2013 tarihinde tapu kaydına güvenerek davalı …’ten satın aldığını ve o tarihten beri dairede oturduğunu, TMK’nın 1023. maddesi uyarınca iyiniyetinin korunması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Kesinleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/381 Esas 2014/270 Karar sayılı kararı ile davacının kooperatif ortağı olduğu tespit edilmiş olmakla davacının ortaklığı sebebiyle daire isteme hakkının bulunduğu, daire verilememesi halinde tazminat verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının ortaklığına isabet eden dairenin dava konusu bağımsız bölüm olduğu ancak taşınmazın davalı … adına kayıtlı olduğu, bu taşınmazda davalının ikamet ettiği, davacıya verilebilecek boşta taşınmazın bulunmadığı dosya kapsamından sabittir.
TMK’nın 1023. Maddesi “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” şeklinde olup davalı tapu maliki …’in iyiniyetli olup olmadığı hususunda yapılan değerlendirmede, davalılardan …’in davacının ortaklık hissesini devrettiği dönemde kooperatif yönetim kurulu başkanı olduğu, …’ın ise kooperatifin müteahhidi olduğu, ceza dosyasındaki delillere ve mahkememiz dosya kapsamına göre davacının bilgisi ve rızası dışında davacıya ait olmayan imza ile hisse devri gerçekleştirildiği ve her iki davalının da bu sebeple kötüniyetli oldukları, ancak davalı …’in bu olayla veyahut kooperatifle tespit edilen bir ilgisinin bulunmadığı, davalının tapu kaydına güvenerek iyiniyetli olarak taşınmazı edindiği ve o tarihten beri taşınmazı kullandığı, tüm dosya kapsamında davalının kötüniyetli olduğuna dair hükme esas alınabilecek bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu kapsamda davalının iyiniyetinin korunması gerektiği değerlendirilerek davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının terditli talebine gelince, davalı kooperatif üyesi olan davacıya kooperatifçe daire verilemediğinden ödemeleri denetlenerek Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları uyarınca peşin ortak olmayan ve ödemeleri tam olmayan üyelere altılı formül gereğince tazminat verilmesi gerektiği belirli olduğundan bilirkişi raporunda bu yönde yapılan hesaplamalar sonucu davacının 205.033,29TL tazminat talep edebileceği tespit edilmiş olmakla davacının tazminat talebinin rapor hükme esas alınarak kabulüne karar verilmiştir. Üyeye taşınmaz verilemediği için ödenmesi gereken tazminattan yalnızca davalı kooperatif sorumlu olduğundan tazminat talebi yalnızca kooperatif yönünden kabul edilmiş, diğer davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli tazminat talebinin kabulü ile 205.033,29TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Kooperatifinden tahsili ile davacıya verilmesine, davalılar …, … ve … aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, tapu tescil işleminin yolsuz bir işlem olduğunu, taşınmaz maliki olan …’in iyiniyetinin varlığından söz edilemeyeceğini, müvekkiline ait olan taşınmazın sahte imzalarla ve sahte belgelerle …’e devredildiğini, daha sonra da …’e intikalinin sağlandığını, …’in bir ödeme belgesi sunamadığını, taşınmazın rayiç değerince ödeme yapmadığının görüleceğini, kooperatif ortağı olup olmadığının belli olmadığını, 3. celsede kooperatif üyesi olmadığını ikrar ettiğini, yolsuz tescil durumunda satın alan kişinin iyiniyet savunmasına da itibar edilmeyeceğini, terditli tazminat taleplerinin açık kusurlu davalılar … ve … yönünden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu kişilerin ceza mahkemesinde mahkum olduklarını, kooperatifteki görevleri sebebiyle kusursuz sorumlu olduklarını, tazminat hesabına konu bilirkişi raporuna itirazları karşılanmadan hüküm kurulduğunu, tazminat rakamının eksik hesaplandığını, formüle göre yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına, bunun mümkün olmaması halinde davalı kooperatif adına tesciline, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, davalı kooperatif ortağı olarak kur’ada kendisine isabet eden dairenin tapu kaydının iptali ile tescili, bunun mümkün olmaması halinde rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık salt taşınmazın aynıyla ilgili olmayıp davacının davalı kooperatifle olan üyelik ilişkisinden kaynaklandığından, uyuşmazlığın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. HMK’nın 14. maddesine göre, kooperatif ile ortakları arasında açılacak davalarda kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Anılan yetki kuralı kamu düzenine ilişkin ve kesin nitelikte olduğundan, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re’sen dikkate alınması da gerekir.
Ticaret Sicili kayıtlarından davalı kooperatifin adresinin… olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, davacının ortağı olduğu davalı kooperatifin merkezinin Ankara’da bulunduğu ve Ankara Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu gözetilerek HMK’nın 114/(1)-c ve 115/2. maddeleri uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu düşüncesiyle uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan yargılama boyunca davalı kooperatifin ticaret sicili adresi yukarıda belirtilen adres olmasına karşın, dava dilekçesinde belirtilen …Ankara adresine tebligat çıkarılarak Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6, 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen ve adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırı olmuştur.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının esası incelemeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.01.2023 tarih, 2018/935 E., 2023/85 K. sayılı kararının ESASI İNCELEMEDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
04.10.2023 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza