Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/161 E. 2023/161 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2023/161
KARAR NO : 2023/161

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05.07.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/370E., 2022/448K.
DAVACI : (…)
VEKİLİ :
DAVALILAR
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili kooperatif hakkında 25/09/2008 tarihinde verilen iflas kararının kesinleştiğini, iflasın tasfiyesinin Ankara 21.İcra (İflas) Müdürlüğünün 2008/16 esas sayılı dosyası üzerinden sürdürüldüğünü, 01/06/2010 tarihinde yapılan 2.alacaklılar toplantısında tasfiye memurlarının seçildiğini, eski kooperatif başkan ve yöneticilerine ulaşılamaması nedeniyle bir grup üyenin genel kurul yapabilmek için iflas masasına yaptığı başvurunun olumlu karşılanması üzerine 25/10/2009 tarihinde yapılan genel kurulda yeni bir yönetim kurulunun göreve seçildiğini, davacı kooperatif tasfiye halinde olduğundan yönetim kurulunca genel kurul yapmak için önce iflas masasından yetki alındığını, bu yetkiye dayalı olarak Ticaret Sicil Müdürlüğünden genel kurul toplantısı yapılması için izin alınıp genel kurul toplantısı yapıldıktan sonra yönetim kurulunca tekrar iflas masasına başvurularak yapılan genel kurulun tescil yetkisinin istenildiğini ve böylece genel kurul toplantısında alınan kararların Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil edildiğini, her yıl genel kurul toplantısı yapılmasının yasal zorunluluktan kaynaklandığını, 2018 yılında yapılan genel kurul ile ilgili alınan kararların tescil yetkisini tasfiye memurları vermediği için ticaret sicilde tescil edilemediğini, kooperatif yönetim kurulunun da sonraki yıllara ait 2019, 2020 ve 2021 yıllarında genel kurul yapamadığını, 16/06/2019 tarihli genel kurul yapılmasının üzerinden yaklaşık 1,5 ay geçmesine ve sayısız ihtara rağmen iflas idare memurlarının tescil yetkisini yönetim kuruluna vermemesi nedeniyle TTK. 274.maddesi uyarınca iflas idare memurlarının haklı nedenle görevden alınmaları ve son yapılan genel kurulun tescil yetkisinin verilmesi istemiyle kooperatif yönetim kurulu tarafından Ankara 10.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/628 esas sayılı dosyası üzerinden şikayette bulunulduğunu ancak mahkemece eksik araştırma ile hukuka aykırı olarak davanın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, davacı kooperatif açısından konkordato ilan etme şartları gerçekleştiğinden genel kurul yapılmasında sağlanması beklenen en önemli faydanın yapılacak genel kurulda konkordato ilanı kararı almak olduğunu, davacı kooperatif ile davalı iflas idare memurları arasında çıkar çatışması bulunduğunu belirterek, davalı tasfiye memurlarının şahsi menfaat güderek ve kötüniyetli şekilde üzerlerine düşen görevleri yapmayarak genel kurulun yapılması için yönetim kuruluna yetki vermediğinden ya da yetki verse bile daha sonra genel kurulun tescil yetkisini yönetim kuruluna vermediğinden, ayrıca TTK.m.410/1 c.2 uyarınca kendileri de genel kurulu toplantıya çağırmadıklarından, 16/06/2019 tarihli genel kurulun tescil edilememesi ve üç yıldır da hiçbir genel kurulun yapılamaması, an itibariyle kooperatifin aktifinin pasifinden fazla olması, iflas idare memurlarının alacakları tahsil etmekten kötüniyetli olarak kaçınmaları nedeniyle, ihtiyati tedbir yoluyla müvekkili kooperatifin alacaklarının tahsili için gerekli önlemlerin alınması, ayrıca 16/06/2019 tarihli genel kurulun tesciline ve genel kurul yapma ile yapılacak genel kurulları tescil etme yetkisinin yönetim kuruluna verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Müflis … adına iflas memuru … tarafından verilen 13/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde; iflas idaresi iş ve işlemlerine karşı ancak İcra Hukuk Mahkemelerinde dava açılabileceği bildirilerek, görev itirazında bulunmuştur.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, 2009 yılında iflasına karar verilen davacı kooperatifin 16/06/2019 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan kararların, iflas idaresince haklı nedenlere dayanılmaksızın Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescili hususunda yetki verilmemesi nedeniyle yasa gereği yapılması zorunlu olan genel kurul toplantılarının 2019, 2020 ve 2021 tarihinde yapılamadığı iddia olunarak, en son yapılan genel kurul kararının tesciline, genel kurulları yapma ve yapılacak genel kurulları tescil etme yetkisinin yönetim kuruluna verilmesi istemine ilişkindir.
İİK.nun 16.maddesindeki düzenleme; kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı İcra Mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılır.
Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir, şeklindedir.
Davanın konusu ve tarafları dikkate alındığında, kanunun hallini mahkemeye bıraktığı dava türlerinden olmamakla, yine davadaki iddialar ve davanın taraflarının niteliği dikkate alındığında dava dilekçesine konu talepler iflas idare memurlarının yaptığı ya da yapmadığı işlemlerden ötürü şikayet mahiyetindedir.
Şikayette görevli mahkeme, kural olarak İcra Mahkemesi’dir.
Davacı müflis kooperatif yönetim kurulunun, icra ve iflas dairelerinin yaptıkları işlemlerin kanuna veya hadiseye uygun düşmemesi halinde İİK.nun 16.maddesi uyarınca bu işlemlere karşı İcra Mahkemelerine şikayet hakları mevcuttur.
Müflis … iflas masası idare memurlarının dava konusu yapılan işlemlerinin kanun ya da hadiseye uygun düşmediği yolundaki iddianın değerlendirilmesi, İİK.nun 16.maddesi kapsamında İcra Hukuk Mahkemelerinin görevine girmekte olup, mahkememiz görevli olmadığından…” gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davacının kooperatif olduğunu, Kooperatiflerin TTK’nın ilgili hükümlerine bakıldığında ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 12/11/2021 tarihinde vermiş olduğu karara göre tacir sayıldığını, tacirlerin yaptığı işlerin ise ticari iş niteliğinde olduğunu, 6102 sayılı TTK madde 5 hükmüne bakıldığında aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, söz konusu olayda davacı tarafın tacir, yaptığı işlerin de ticari iş niteliğinde olduğundan ve davalıların eylemleri tacir olan müvekkilini zarara uğrattığından davaya ilişkin olarak görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, 16/06/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar (19 kişinin hazirun cetveli ve iflas masasındaki mükerrer alacaklı sıfatlarından yalnızca birinin devamına, diğerinin ise silinmesine ilişkin karar) aynı alacağı için mükerrer şekilde hem hazirun cetvelinde hem de iflas masasında müvekkili kooperatifin alacaklısı olarak kayıtlı olan davalı tasfiye memuru …’ın şahsi menfaatlerine ters düştüğünden, bu kişi tasfiye memuru olarak kendisine verilmiş görevi kötüniyetle, kasten yerine getirmeyerek, 16/06/2019 tarihli genel kurul kararlarının tescil işlemleri sürüncemede bırakılmış ve müvekkil kooperatifin zarara uğratılmış olduğunu, iflas idare memuru olan …’ın, sunmuş olduğu 13/06/2022 tarihli dilekçesinde Genel Kurul toplantısında herhangi bir şekilde para toplanamayacağına ya da konuyla ilgili bir avukat atanamayacağı gibi itirazlarda bulunduğunu, konuyla ilgili doktrinde “Müflisin çalışarak iktisap ettiği mal ve kazançları masaya girmez. Müflis bu suretle çalışarak kazanmakta olduğu para ve hakları üzerinde serbestçe tasarruf edebilir.” ve “..Müflisin iflas açıldıktan sonra hukuki tasarrufları müflisin iflas açıldıktan sonra yapmış olduğu hukuki tasarrufları iflas alacaklarına karşı hükümsüzdür.” şeklinde açıkça belirtildiğini, yönetim kurulu ile tasfiye kurulunun görevleri arasında işlevi bakımından büyük farklılıklar bulunmakta olduğunu, kooperatifin tasfiye haline girmesiyle tasfiye kurulu seçilmekle birlikte bu durumun kooperatif yönetim kurulunun yürütme organı niteliğini değiştirmemekte, ancak yönetim kurulunun görevleri nitelikleri gereği tasfiye kurulunca yapılamayan işlemlerle sınırlı kaldığını, bu nedenlerle 16/06/2019 tarihli genel kurulun tesciline ve genel kurul yapma ile yapılacak genel kurulları tescil etme yetkisinin genel kurula verilmesinin zaruri olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, yasa gereği yapılması zorunlu olan genel kurul toplantılarının 2019, 2020 ve 2021 tarihinde yapılamadığı iddia olunarak, en son yapılan genel kurul kararının tesciline, genel kurulları yapma ve yapılacak genel kurulları tescil etme yetkisinin yönetim kuruluna verilmesi istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1gereğince; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/370E., 2022/448K. sayılı dava dosyasında verdiği 05.07.2022 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL’den peşin olarak alınan 80,70-TL’nin düşümü ile kalan 99,20-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
01.02.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 02.02.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır