Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1592 E. 2023/1368 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1592 – 2023/1368
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2023/1592
KARAR NO : 2023/1368
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2023/144 E.-2023/440 K.
KONKORDATO İSTEYEN :
VEKİLİ :

Konkordato isteyen vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Konkordato isteyen vekili 30.03.2022 tarihli dilekçesinde; müvekkili firmanın nakit akışının çeşitli sebeplerle olumsuz etkilendiğini, ileriye dönük olarak kesilen çeklerin ve finans kurumlarına olan borçların zamanında ödenememesi riski doğduğunu, sebeplerle konkordato talebinin zorunlu hale geldiğini, müvekkilinin borçlarını nakit akışına uygun olarak vadelendirilmesi halinde ödeyecek ekonomik güce sahip olduğunu, borçlarını 2023 Eylül ayından itibaren 36 ay eşit taksitli faizsiz olarak ödeyeceğini belirterek, öncelikle geçici, daha sonra kesin mühlet verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesinin 30.06.2022 tarih, 2022/234 E., 2022/496 K. sayılı kararıyla; istemci şirket yönünden 01.04.2022 tarihinde İİK’nun 286. ve 287. maddeleri gereğince 3 ay geçici mühlet verildiği, geçici konkordato komiserler kurulunun 12.01.2022 tarihli rapor ile, geçici konkordato komiserler kurulunun 17.01.2022 tarihli celsedeki sözlü beyanları ve yine konkordato talep eden şirket yetkili temsilcisinin İİK. 292/son maddesi uyarınca 17.01.2022 tarihli celsedeki sözlü beyanı doğrultusunda yapılan değerlendirmede; talep edenin ön projedeki ön gördüğü hedeflere ulaşmaktaki çabasının geçici konkordato komiserler kurulu tarafından yetersiz görülmesi ve aynı zamanda kesin mühlete geçilmesi sürecinde konkordato ön projesinin revize edilmesinin daha gerçekçi olacağının belirtilmesi ve imzalanması ön görülen sözleşmeler ile ilgili de geçici mühlet süresi içerisinde sözleşmelerin imzalanacağına yönelik ön görüşmelerin yapıldığı veya buna dair alt yapı çalışmalarının yapıldığına dair geçici komiserler kuruluna ya da mahkeme dosyasına herhangi bir belge sunulmaması nedeni ile talep edenin konkordato ön projesinin sadece devam eden Bodrum İşi göz önüne alındığında işlemeyeceği yönünde kanaatin oluştuğu, talep eden şirketin borca batık olduğu gerekçesiyle, İİK. 287/5 maddesi yollamasıyla İİK 292. maddesi uyarınca geçici mühlet kararının kaldırılmasına, konkordato isteminin reddine, istemci şirketin iflasına karar verilmiştir.
Karara karşı konkordato isteyen vekili ile alacaklı … A.Ş. vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 27.10.2022 tarih ve 2022/1712 E., 2022/1644 K. sayılı kararıyla; “…İstemci şirket yetkilileri tarafından komiserler kurulunun alınması muhtemel işlerle ilgili bilgilendirildiği anlaşılmaktadır.
Konkordato borçluyu borcundan kurtarırken alacaklıları da belirli tenzilat ve/veya vade ile alacaklarına kavuşturmak amacıyla getirilmiş bir hukuki müessesedir. Alacaklıların oyuna başvurularak borçlunun işletmesini iyileştirmesi veya iflas tasfiyesine nazaran daha iyi şartlarla tasfiye etmesine imkân tanınması gerekir.
İlk derece Mahkemesince, istemci şirkete 01.04.2022 tarihinde üç ay geçici mühlet verildikten sonra komiserler kurulunun da katkılarıyla revize proje sunulmasına imkan tanınmadan, alacaklıların oyuna başvurulmaksızın, sadece alınması muhtemel işlerle ilgili ön görüşmeler yapıldığı ya da alt yapı çalışmaları yapıldığına dair belge sunulmadığı gerekçesiyle konkordato projesinin başarıya ulaşamayacağı sonucuna varılması ve uygun bir yarar-zarar denetimi yapılmaksızın şirketin doğrudan iflasının açılması doğru olmamıştır.” gerekçesiyle, konkordato isteyen vekili ile alacaklı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile İİK’nın 293/2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, konkordato isteyen şirkete 27.10.2022 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmesine, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için dosyanın İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, konkordato isteyen vekilinin diğer hususlara ilişkin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesinin 15.12.2022 tarih ve 2022/771 E., 2022/839 K. sayılı kararıyla “…mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda kesin mühlet ile ilgili komiser atamalarının, ilanların ve diğer işlemlerin yapıldığı, talep eden vekiline 270.000,00-TL komiser ücretinin yatırılması için 09/11/2022 tarihli ara karar ile meşruhatlı davetiye çıkarıldığı ancak tebliğe rağmen süresi içerisinde yatırılmaması üzerine talep edene tekrar 01/12/2022 tarihli ara karar ile dosyadaki geçici mühletten kalan komiser ücreti de düşürülerek 240.000,00-TL ücretin yatırılması için meşruhatlı davetiye çıkarıldığı, usulüne uygun tebliğe rağmen talep eden tarafından komiser ücretinin yatırılmadığı, duruşmada yatırılmayacağının da açıkça beyan edildiği görülmüştür.
Mahkememizin 01/12/2022 tarihli ara kararı doğrultusunda konkordato komiserler kurulu tarafından şirketin borca batık olup olmadığı hususunda rapor istenildiği, dosyaya sunulan 09/12/2022 tarihli rapora göre, şirketin -29.264.644,46-TL tutarında borca batık olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, talep eden tarafından usulüne uygun meşruhatlı tebliğe rağmen süresi içerisinde komiser ücretinin yatırılmaması, 15/12/2022 tarihli duruşmada yatırılmayacağının da açıkça beyan edilmesi üzerine talep edenin konkordato talebinin 6100 Sayılı HMK.nın 114/1-g maddesi delaletiyle 115/2 uyarınca usulden reddine karar vermek gerektiği, yine söz konusu şirketin komiserlerden alınan rapora göre borca batık olduğu, bu nedenle iflasına karar vermek gerektiği” belirtilerek, istemci şirketin konkordato talebinin kesin mühletin kaldırılarak usulden reddine, tedbir kararlarının kaldırılmasına, Komiserler Kurulunun görevine son verilmesine ve istemci şirketin iflasına karar verilmiştir.
Karara karşı konkordato isteyen vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 01.02.2023 tarih ve 2023/102 E., 2023/158 K. sayılı kararıyla; “İlk derece Mahkemesi ara kararları tarihinde yürürlükte bulunan, 17.06.2022 tarihli ve 31869 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Konkordato Gider Avansı Tarifesinin 4. maddesinde (e) bendinde ise, “Mahkemece belirlenecek ücreti sonradan tamamlanmak üzere konkordato komiseri olarak görevlendirilecek kişi için asgari 1.000,00 Türk Lirası üzerinden hesaplanan, geçici mühlet süresini kapsayacak şekilde, beş aylık ücret tutarı,” düzenlemesi yapılmıştır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, kesin mühlet için komiserler kurulu için aylık ücret belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken; konkordato talep edence yatırılması zorunlu gider avansı kalemlerinden komiser ücretinin, geçici mühlet süresini kapsayacak şekilde beş aylık ücret tutarından ibaret olmasına ve konkordato talep edenin kesin mühlet süresinin tamamı için komiser ücretlerinin tamamını yatırma zorunluluğu bulunmamasına karşın, komiserler kurulu için belirlenen ücretin kesin mühlet süresini kapsayacak şekilde bir yıllık tutarını yatırmak üzere konkordato talep edene kesin süre verilmesi ve yatırılmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilerek, konkordato isteyen vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İİK’nın 293/2. maddesi uyarınca Dairemizin önceki kararı doğrultusunda tahkikat yapılmak üzere İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, konkordato isteyen şirkete 01.02.2023 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle kesin mühlet verilmesine, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için dosyanın İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılması nedenine göre, konkordato isteyen vekilinin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince; “Komiserler kurulu tarafından borca batıklığa ilişkin 18/04/2023 tarihli raporun sunulduğu, söz konusu rapora göre şirketin varlıklar toplamının 51.884.114,70 TL borçları toplamının 77.611.090,65 TL olduğu, talep eden şirketin -25.726.975,95 TL borca batık olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Talep eden tarafından dosyaya 11/05/2023 tarihli konkordato revize projesinin sunulduğu, söz konusu konkordato projesinin konkordato komiserler kurulu tarafından değerlendirildiği, değerlendirme sonucu komiserler kurulu tarafından dosyaya 09/06/2023 tarihli raporun sunulduğu, söz konusu rapora göre revize projenin uygulanabilir olmadığının rapor edildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; Talep eden şirketin komiserler kurulunun 22/06/2023 tarihli duruşmada ki beyanından da açıkça anlaşılacağı gibi faal bir şirket olmadığının ve geçici mühletin verildiği tarihten duruşmanın yapıldığı tarihe kadar yaklaşık 14 aylık sürede onay için konkordato komiserlerine hiç bir işlemin getirilmediğinin beyan edildiği yine talep edenin revize projede Uganda’da ki ortaklığından 1 milyon dolarlık gelir beklentisinin gerçekçi olmadığı, zira talep eden şirketin söz konusu Uganda’da ki şirkete ortak olduğu yada Uganda da mal varlığı bulunduğuna dair bir kaydın şirket kayıtlarında gözükmediği, söz konusu şirket ile her hangi bir yazışmanın şirket kayıtlarında bulunmadığı, bu nedenle 1 milyon dolarlık gelir beklentisinin gerçekçi olmadığı, talep eden şirket tarafından mahkemece daha önceden verilen kararlarda da böyle bir ortaklığın şirket kayıtlarında gözükmemesi nedeniyle mahkemece kabul edilmemesine rağmen yaklaşık 15 aylık konkordato sürecinde söz konusu ortaklığın varlığına dair dosya kapsamına talep eden şirket tarafından her hangi bir resmi belgenin sunulmadığı, bu çerçevede sadece revize projede Uganda’da ki ortaklıktan gelecek gelirin gelmemesi durumunda dahi projenin matematiksel olarak işleme imkanının bulunmadığı, yine şirket ortağının gayrimenkullerinin satılarak bir kısım banka borçlarının ödenmesinin şirketi borçtan kurtarmayacağı zira ortağın kefil sıfatıyla ödeme yapması nedeniyle şirkete karşı banka yerine alacaklı konumuna geçeceği (şirket yetkilisinin kefil sıfatı ile ödeyeceği bedeli talep eden şirketten istemeyeceğine yada feragat ettiğine dair bir dilekçesi dosya kapsamında yok) bu nedenden ötürü şirket ortağının taşınmazlarının satılmasından elde edilecek 15.017.500,00 TL gelirin konkordato komiserler kurulunca değerlendirme yapılırken sıfır olarak alınmasının yerinde olduğu, bağlı ortaklardan olan alacağın kayıtlarda herhangi bir dayanağının bulunmaması ve talep eden şirketin kendi rayiç değer bilançosunda söz konusu alacak kalemini sıfır olarak alması hususu göz önüne alındığında komiserler tarafından söz konusu alacağın sıfır alınmasının yerinde olduğu, sadece bu gelir kalemlerinin dahi olmamasının revize projeyi matematiksel olarak işlemez hale getirdiğinin açık olduğu, talep eden şirketin aylık bazda dahi komiser ücretlerini (komiserlerin ücretin yatmaması nedeni ile talep eden şirketten ücret alacakları kalmıştır) ve ihtiyaç duyulan gider avansını kesin süreye rağmen yatırmadığı, bu durum dahi revize projenin işlemez olduğunun tek başına yegane göstergesi olduğu görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğin de konkordato komiserler kurulunun revize projenin işlemeyeceği yönündeki raporunun yerinde olduğu ve mahkememizce kabulünün gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2023/557 Esas, 2023/590 Karar sayılı kararı gözönüne alındığında, konkordato talep eden revize konkordato projesinin başarıya ulaşamayacağı anlaşıldığından, İİK 292/1-b maddesi delaletiyle İİK 292/1 maddesi uyarınca talep eden şirketin konkordato talebinin reddine ve iflasına karar vermek gerekmiş…” denilerek, konkordato isteyen şirketin konkordato talebinin kesin mühletin kaldırılarak reddine, tedbir kararlarının kaldırılmasına, komiserler kurulunun görevine son verilmesine ve konkordato isteyen şirketin iflasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Konkordato isteyen vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece Mahkemesince 30.06.2022 ve 15.12.2022 tarihlerinde iflas kararı verilmesiyle birlikte;
1.Müvekkili şirketin iflas hükümleri çerçevesinde tasfiye aşamasına geçtiğini,
2.Müvekkili şirket hakkında bir çok ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını,
3.Yapılan takipler kapsamında müvekkili şirkete ve yetkilisine ait taşınır ve taşınmaz malların satışı yoluna başvurulduğunu, hatta satış işlemlerinin gerçekleştirildiğini,
4.Ankara 6. İcra Müdürlüğü 2022/5985 E. sayılı dosyası kapsamında müvekkili şirkete ait eşyaların satıldığını,
5.Müvekkili şirketin kira alacakları ve diğer gelirlerinin Ankara 21. İflas Müdürlüğünün 2022/31 E. sayılı İflas Dosyasında toplandığını,
6.Müvekkil şirketin faaliyetlerine devam edemediğini,
7.Bu süreçte müvekkili için tüm gelir kaynaklarının durduğunu ve kazanç sağlayamadığını,
8.Ankara 6. İcra Dairesi kapsamında satılan mallara ilişkin yapılacak ödemelerin iflas dosyasına aktarıldığını,
9. Müvekkili şirketin aktifini artıracak hususların önünün kesildiğini,
10.İcra ve İflas Kanunu’nun 184. maddesi gereğince müvekkil şirketin tüm haczi kabil mallarının iflas masasını oluşturduğunu,
11.İcra ve İflas Kanunu’nun 184. maddesi gereğince masa mallarının borçların ödenmesine tahsis edildiğini,
12.Müvekkil şirketin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisinin sona ermesi sebebiyle bu mallardan kar ve gelir elde edemediğini,
Gerek İlk derece Mahkemesince, gerekse de konkordato komiserleri tarafından konkordato müessesesinin borçların yeniden yapılandırılması ve özellikle iflasın önüne geçilmesi amacına riayet edilmeksizin iş ve işlemler yapılarak yargılamanın yürütüldüğünü,
İlk derece Mahkemesince, taşınmaz mallara ilişkin raporlara itirazlarının dikkate alınmadığını, ek rapor alınması taleplerinin gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, müvekkili şirketin hukuki dinlenilme hakkının ihlâl edildiğini,
Karara esas alınan bilirkişi raporlarında müvekkilinin malvarlığının güncel rayiç değerinin hesaplanmadığını, borca batıklık değerlendirmesinde sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için şirket mal varlıklarının güncel ve rayiç değerlerinin tespit edilmesi gerektiğini,
İlk derece mahkemesi tarafından, gerek konkordato ön projesinde gerekse konkordato revize projesinde belirtilen, müvekkilinin %80 payına sahip olduğu Uganda’daki ortaklıktan beklenen gelirin gerçekçi olmadığı, varlığına dair herhangi bir delil sunulmadığı gerekçeleriyle dikkate alınmadığını, konkordato ön projesinin 10. ve devamı sayfalarında müvekkilinin ortağı olduğu yurt içi ve yurt dışı tüm firmaların ortaklık oranları, sermayeleri belirtilerek ayrıntılı olarak sayıldığını, firmanın Uganda’da transformatör bakımı, tamiri ve üretimi yaptığını, 2018 yılında faaliyete geçen firma için 1,5 milyon USD tutarında yatırım yapıldığını, 2021 yılında Uganda’daki ağır covid salgını nedeni ile 2021 Haziran ayı sonuna kadar önemli bir satış gerçekleştiremediğini, firmanın faaliyetlerini sürdürdüğünü, ilgili ortaklığın sona erdirilerek 2025 yılı sonu itibariyle mal varlığı ve kâr dağıtımının yapılacağını, bu şirket ile ilgili açıklamalarının İlk derece Mahkemesince dikkate alınmadığını, Uganda’daki şirket için ilgili tüm kurum ve kuruluşlara (Dış İşleri Bakanlığı’na, Başkonsolosluklara, İlgili ülkedeki kurum ve kuruluşlara) müzekkere yazılması taleplerinin de dikkate alınmadığını,
Konkordato komiserleri tarafından müvekkilinin bağlı ortaklıklardan olan alacağının hukuka aykırı olarak 0 TL olarak kabul edildiğini, İlk derece Mahkemesince de bu beyan dikkate alınarak karar verildiğini, bilançoda müvekkil şirketin bağlı ortaklıklardan alacağı olan 12.126.900,82 TL’nin, alacağı tevsik edici belge bulunmasına karşın, açıklama yapılmaksızın sıfırlanmasının hukuken mümkün olmadığını, konkordato revize projesinde görüşmeler tamamlanarak şirketin bağlı ortaklıklardan olan alacağının 2023 ve 2024 yıllarında ciddi bir meblağının tahsil edileceğinin ifade edildiğini,
Konkordato komiserleri tarafından düzenlenen 18.04.2023 tarihli borca batıklık raporunda, müvekkili şirketin pasifinde yer alan 321 Numaralı Borç Senetleri Hesabında 29.03.2023 tarihi itibariyle 24.470.280,00 TL olarak kayıtlarda yer almasına rağmen, bu miktarın hiç bir gerekçe gösterilmeksizin 35.425.785,00 TL’ye yükseltildiğini, şirket pasifinin bu şekilde artırılmasının hukuka aykırı olduğunu,
Konkordato komiserleri tarafından borca batıklık değerlendirmesinde, 253 hesap kodlu Tesis Makine ve Cihazlar hesabı, şirket kayıtlarında 29.03.2023 tarihinde 5.984.496,25 TL iken, hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak tahmini rayiç değer kapsamında ve hiçbir hukuki gerekçe sunulmaksızın 2.272.000,00 TL olarak belirlendiğini, kaldı ki tesis, makine ve cihazların gerçek ve güncel rayiç değerlerinin tespitinin yapılmadığını,
Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Hakediş Bedeli Hesabının 29.03.2023 tarihinde resmi kaydının 6.290.339,62 TL olduğunu, ancak komiser heyeti tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin bu hesabın 0 TL kabul edildiğini,
Aynı şekilde müvekkil şirketin borca batıklığı hesaplanırken sipariş avanslarına ilişkin 159 Hesabının komiser heyetince sıfırlandığını, komiserler tarafından söz konusu avansların şüpheli olarak değerlendirildiğini, oysa ki 18.04.2023 tarihli komiser heyeti raporunda bu hesabın 1.070.987,12 TL olduğunun tespit edildiğini,
Müvekkilinin kira gelirinin iflas kararının verilmesinin ardından Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesi 2022/1691 E. sayılı dosyasına yatırılmaya başlandığı belirtilerek iflas kararının kaldırılması sebebiyle iflas tarihi sonrası ödenmiş olan 140.000,00 TL. ile ileride ödenecek olan kira gelirlerinin müvekkili firmaya ödenmesi yönünde ara karar kurulmasını talep ettiklerini, ancak komiser heyeti tarafından sunulan raporda, ödemenin icra dairesine yapılması sebebiyle somut katkısı olmadığının belirtildiğini, mahkemece bu talepleri yönünden bir karar verilmediğini,
Konkordato revize projesinde, müvekkili şirket yetkilisinin kefil sıfatı ile firma borçlarını ödeyeceği şeklinde bir ibare bulunmadığını, asıl olanın şirket yetkilisinin şahsi mal varlığının paraya çevrilmesi sonucu elde edilen miktarın müvekkili şirkete nakit sermaye olarak girişinin yapılması olduğunu, şirkete nakit sermaye girişi yapılmasında kefil sebebiyle firmadan alacaklı duruma gelinmeyeceğini, kaldı ki şüpheye yer vermemek adına şirket yetkilisi tarafından firmaya karşı tüm alacaklarından feragat edileceği belirtildiğini, ancak bu hususun konkordato komiserleri tarafından dikkate alınmadığını, şirket yetkilisine ait taşınmazların satışı ile elde edilecek meblağın revize projenin uygulanabilirliğine ciddi bir katkısı olacağını, konkordato komiserleri ve mahkemece bu miktarın hukuka aykırı olarak 0 TL olarak kabul edildiğini,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılamanın geldiği aşama ve müvekkili şirketin toplamda üç kez iflasına karar verildiği de dikkate alınarak, bu süreçte müvekkkil şirketin telafisi güç zararlara uğramaması adına İcra İflas Kanunun 36. maddesi gereğince iflas kararının uygulanmasının durdurulmasına, konkordato taleplerinin kabulüne, aksi kanaatte olursa müvekkili şirketin aktifinde bulunan taşınır ve taşınmaz mallara ilişkin tüm itirazlarını karşılar nitelikte rapor alınmasını, kesin mühlet kapsamında henüz 5 ay gibi bir sürenin geçtiği dikkate alınarak kesin mühlete kaldığı yerden devam edilmesini, aksi kanaatte olunması durumunda da yeniden 1 yıllık kesin mühlet verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Konkordato isteyen vekilinin, İİK’nın 36. maddesi uyarınca, iflas kararının uygulanmasının durdurulması istemi yönünden;
İİK’nın “İflas tarihi” başlıklı 165/1. maddesi, “İflas hükümle açılır ve bu hükümde açılma anı gösterilir.” hükmünü içermektedir. İflasın açılmasıyla İİK’nın Yedinci Babındaki 184 ve devamı maddelerde düzenlenen İflasın Hukuki Neticeleri meydana gelecek olup, bu neticelerin meydana gelmesini erteleyecek hukuki bir düzenleme bulunmamaktadır. Para alacakları ve eşya ile ilgili ilamların icrasının geri bırakılması ile ilgili İİK’nın 36. maddesine dayalı olarak iflas kararının uygulanmasının durdurulması mümkün değildir.
Bu nedenlerle konkordato isteyen vekilinin iflasın uygulanmasının durdurulması isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Konkordato isteyen vekilinin hükmün esasına yönelik istinaf itirazları yönünden;
İstem, konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine, istemci şirketçe Dairemizin 27.10.2022 tarihli ilk kaldırma kararında belirtilen revize projenin ancak Mahkemece kesin süre verilmesi üzerine 11.05.2023 tarihinde sunulmuş olmasına, komiserler kurulunun raporlarına ve duruşmadaki beyanlarına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, konkordato isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, konkordato isteyen vekilinin iflasın uygulanmasının durdurulması isteminin reddine,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, konkordato isteyen vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Konkordato isteyen tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
20/09/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza