Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1420 E. 2023/1594 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1420 – 2023/1594
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (D İ R E N M E)
ESAS NO : 2023/1420
KARAR NO : 2023/1594

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
Dairemizin 16.06.2020 tarih, 2018/2051 E., 2021/924 K. sayılı kararı, Yargıtay, 11. Hukuk Dairesi’nin 28.03.2023 tarih ve 2021/7840 Esas 2023/1884 Karar sayılı kararıyla bozulmuş olmakla HMK m. 373/3 uyarınca duruşma açılmasına karar verildi, dosya incelendi:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davacı şirkete ait … nolu parselde bulunan hotel inşaatı şantiyesinde, 25 Kasım 2014 tarihinde meydana gelen kazada … isimli işçinin yaralandığını, sonrasında ise vefat ettiğini, … için yapılan cenaze masrafına ilaveten mirasçılarına tazminat olarak davacı şirket tarafından 200.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında 05/03/2014 – 31/12/2015 tarihleri arasında geçerli işveren mali mesuliyet sigorta poliçesi imzalandığını, bu poliçe gereğince davacının işyerinde meydana gelebilecek kazalar nedeniyle ödenecek tazminatların davalı sigorta şirketi tarafından ödeneceğinin belirtildiğini, zararın çok daha fazla olmak birlikte teminat limiti olan 50.000,00 Euro’nun talep edildiğini ileri sürerek, 50.000,00 Euro’nun fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yapılacak ödeme tarihindeki Merkez Bankası satış kuru karşılığının olay tarihi 25.11.2014 tarihinden itibaren geçerli avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ; taraflar arasında imzalanan sigorta poliçesi gereğince davalı şirketin iş kazası halinde sorumluluğunun 50.000,00 Euro ile sınırlı olduğunu, faizin ödeme tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirtmiştir.

DAVANIN SEYRİ VE SONUCU :
İlk derece mahkemesince “. Dava, davalı sigorta şirketine işveren mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olan davacı firmanın işyerinde meydana gelen iş kazası nedeniyle, vefat edenin mirasçılarına yapılan maddi ve manevi tazminat ödemelerine dayalı, sigortacı davalıdan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, Ankara 9. Asliye Ceza mahkemesi’nin 2015/616 Esas sayılı dosyası ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Olay tarihi olan 25/11/2014 tarihinde davacı işverene ait hotel inşaatı şantiyesinde … isimli işçinin yaralandığı ve tedavisi sırasında vefat ettiği, davacı işveren firmanın davalı sigorta şirketi tarafından işveren mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığı, poliçe limitinin maddi tazminat için şahıs başına 50.000,00 EURO, manevi tazminat için olay başına 10.000,00 EURO ile sınırlı olduğu, poliçenin kaza tarihini kapsadığı, davacı sigortalı firma tarafından ölenin mirasçılarına destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat olarak 200.000,00 TL ödendiği, davacı şirketin ise eldeki dava ile poliçe limiti ile sınırlı olarak 154.500,00 TL’nin davalı sigortacıdan tahsili yönünde rücuen tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce kusur ve tazminat hesabı yönünden alınan bilirkişi heyet raporu ile ek raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülmekle hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi heyet raporu ve ek raporları diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; Davaya konu olayın sigorta poliçesi ile teminat altına alınan inşaat işinin yapıldığı riziko adresinde meydana geldiği, vefat eden işçinin işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen kaza sonucunda vefat ettiği, böylece davalının da kabul ettiği şekilde dava konusu olayın iş kazası olarak nitelendirilmesi gerektiği, işveren sigortalı davacının işyerinde iş kazasının meydana gelmemesi için gerekli önlemleri almaması ve bekçi olarak işe başlattığı kişinin inşaat alanına girmesine engel olmaması, yükü indirmek için kullandığı malzemelerin kalitesinin yeterli olmaması nedeni ile %100 oranında asli kusurlu olduğu, vefat eden … adlı işçinin ise iş kazasının meydana geldiği yerde bulunması ve yükün indirilmesi çalışması sırasında kusursuz olduğu anlaşılmıştır.
Meydana gelen kaza sonucunda vefat eden işçinin mirasçılarına dosyada mevcut 03/12/2014 tarihli ibranameye göre davacı işveren tarafından 100.000,00 TL maddi tazminat, 100.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere 200.000,00 TL ödendiği belirlenmiştir.
Davalı sigorta şirketinin genel ve özel şartlar çerçevesinde ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğu, bu nedenle bilirkişi heyetince yapılan hesaplamaya göre muafiyet indirimi de yapıldıktan sonra poliçe teminat limitleri de dikkate alındığında davacı firmanın yaptığı ödeme dolayısıyla rücuen talep edebileceği maddi tazminat miktarının 79.114,86 TL, manevi tazminat miktarının ise 27.700,00 TL olduğu, bu miktarlara ödeme tarihinden itibaren tarafların tacir olması da dikkate alındığında avans faizi talep edilebileceği anlaşıldığından davanın kabulü ile; 79.114,86 TL maddi, 27.700,00 TL manevi tazminata ilişkin olmak üzere toplam 106.814,86 TL’nin ödeme tarihi olan 03/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 16.06.2020 tarih, 2018/2051 E., 2021/924 K. sayılı kararıyla;1-Uyuşmazlık konusu olan sigorta poliçesi bir sorumluluk sigortası olup, sorumluluk sigortasında sigorta ettirenin üçüncü kişiye verdiği zararlar sonucunda ortaya çıkan sorumluluğun prim karşılığında sigortacı tarafından karşılanması öngörülmüştür. Sigortacı, zararı sigorta sözleşmesinde yer alan hükümler çerçevesinde tazmin etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda zararın miktarı önemlidir.
Bu açıklamalar ışığında, mahkemece maddi tazminat miktarı belirlenirken gerçek zarar hesabı yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekili poliçeye göre müteveffa mirasçılarına yapılan SGK yardımı varsa tazminattan indirilmesi gerektiğini istinaf itirazlarında ileri sürmüş ise de davalı vekilince bilirkişi raporuna bu yönde bir itiraz yapılmadığından, davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil etmiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dosyanın tetkikinde,
“Davacıya ait hotel inşaatında 25.11.2014 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu, işçi … vincin demirlerinin kopması neticesinde demirlerin altında kalarak vefat etmiştir.
Davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında, 05.03.2014/31.12.2015 dönemini kapsayan, konusu … inşaatı olan ” inşaat tüm riskler sigorta poliçesi” düzenlenmiştir. Poliçede işveren mali mesuliyet teminatı vardır. İşveren mali mesuliyet teminatı şahıs başına 50.000,00 Euro’dur. İşveren mali mesuliyet sigorta notu eklerine göre de manevi tazminat talepleri olay başı 10.000,00 Euro, poliçe toplamında 50.000,00 Euro ile teminata dahildir.
Poliçede yer alan döviz notunda ise “prim ödemeleri veya hasar hesabında ödenecek miktarlar; döviz cinsinden döviz olarak veya hasar günündeki T.C.M.B döviz satış kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle Türk Lirasına çevrilerek dikkate alınacaktır.” belirtilmiştir.
Dosyada mevcut 03.12.2014 tarihli ibranameye göre kaza sonrası davacı şirket tarafından müteveffanın mirasçılarına 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat ödenmiştir.
Davacı vekili, zararları daha fazla olmakla birlikte davalının sorumluluğu şahıs başı 50.000,00 Euro ile sınırlı olduğundan 50.000,00 Euro ‘nun taraflarına yapılacak ödeme tarihindeki T.C.M.B. satış kuru karşılığının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Yargılama sırasında mahkemece, uzman bilirkişiden kök ve ek raporlar alınmıştır. 05.03.2018 tarihli ikinci ek raporda, müteveffa mirasçılarının eş ve babalarını kaybetmelerinden kaynaklı, gerçek zarar hesabına ve muafiyet indirimi ile kaza tarihindeki TCMB döviz satış kuru 2,77 TL esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu gerçek maddi zararın 28.635,76 Euro olduğu bildirilmiştir.
Poliçe hükümlerine göre döviz cinsinden tazminat talep edilebileceğinden ve dava dilekçesi ile talep bu yönde yapıldığından, davanın kısmen kabul edilerek, davacı lehine 28.635,76 Euro maddi tazminat ile hükmedilen manevi tazminatın Euro cinsinden 10.000,00 Euro olarak karar verilmesi…” şeklinde karar verilmiştir.
-Dairemiz kararına karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay, 11. Hukuk Dairesi’nin 28.03.2023 tarih ve 2021/7840 Esas 2023/1884 Karar sayılı kararıyla; “…1.Dava, dövize endeksli İnşaat Tüm Riskler Poliçesine dayalı olarak iş yerinde ölen işçinin hak sahiplerine yapılan ödemenin davalı sigorta şirketinden döviz olarak tahsili istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince poliçenin döviz bazlı düzenlendiği, davalı sigorta şirketinin döviz olarak tazminat sorumluluğunun bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir ancak dava konusu sigorta sözleşmesinde sigortacının sorumluluğu her ne kadar döviz üzerinden kabul edilmiş ise de davacının ölenin hak sahiplerine yaptığı ödeme Türk Lirası üzerinden olup ödenen miktarın döviz olarak talep edilmesi sigortalının sebepsiz zenginleşmesine neden olabilecektir. Bu durumda davacının ödediği Türk Lirası kadar rücu hakkı bulunduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile döviz üzerinden tahsile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2. Davalı sigorta şirketi, poliçedeki 3. şahıs mali sorumluluk teminatının, zarar görenlerin gerçek zararlarının karşılanmasına yönelik olduğunu savunmuştur. Gerçekten de poliçede verilen teminat kişi başı 50.000,00 euro ile sınırlı olmakla rizikonun gerçekleşmesi ile birlikte bu tutarın mutlaka ödeneceği sonucuna ulaşılmamalıdır. Sigorta teminatı oluşan gerçek zararı temine yönelik olduğundan davacı şirketin yaptığı ödemenin, zarar görenin gerçek zararı olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre davalı sigorta şirketin sorumluluğuna karar verilmemiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, iş kazası nedeniyle vefat edenin mirasçılarına yapılan maddi ve manevi tazminat ödemeleri nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında, 05.03.2014/31.12.2015 dönemini kapsayan, konusu … inşaatı olan ” inşaat tüm riskler sigorta poliçesi” düzenlenmiştir. Poliçede işveren mali mesuliyet teminatı vardır. İşveren mali mesuliyet teminatı şahıs başına 50.000,00 Euro’dur. İşveren mali mesuliyet sigorta notu eklerine göre de manevi tazminat talepleri olay başı 10.000,00 Euro, poliçe toplamında 50.000,00 Euro ile teminata dahildir.
Poliçede yer alan döviz notunda ise “prim ödemeleri veya hasar hesabında ödenecek miktarlar; döviz cinsinden döviz olarak veya hasar günündeki T.C.M.B döviz satış kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle Türk Lirasına çevrilerek dikkate alınacaktır.” belirtilmiştir.
Davacı vekili, zararları daha fazla olmakla birlikte davalının sorumluluğu şahıs başı 50.000,00 Euro ile sınırlı olduğundan 50.000,00 Euro ‘nun taraflarına yapılacak ödeme tarihindeki T.C.M.B. satış kuru karşılığının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Yargılama sırasında mahkemece, uzman bilirkişiden alınan kök ve ek raporlar alınmıştır. 05.03.2018 tarihli ikinci ek raporda, müteveffa mirasçılarının eş ve babalarını kaybetmelerinden kaynaklı, gerçek zarar hesabına ve muafiyet indirimi ile kaza tarihindeki TCMB döviz satış kuru 2,77 TL esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu gerçek maddi zararın 28.635,76 Euro olduğu bildirilmiştir.
İşveren sigorta sözleşmelerinde sigorta bedeli, sigorta sözleşmesinde gösterilen ve rizikonun gerçekleşmesi durumunda sigorta değerini geçmemek kaydıyla sigortalıya ödenecek olan azami tutardır.
İşveren sorumluluk sigortası ile sigortacı, sigortalının sözleşmede öngörülen sigorta süresi içinde gerçekleşen olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat ödemeyi taahhüt eder.
Somut uyuşmazlıkta, zarara verici olay iş kazası olup sigortanın teminat kapsamında olup gerçek zarar ile sınırlı olarak ödeme yapılması gerekir. Yargılama sırasında alınan kök ve ek bilirkişi raporu ile gerçek zarar hesabı yapılmış, davalı vekiline bilirkişi raporları tebliğ edilmiş ve davalı vekili tarafından bilirkişi raporlarına gerçek zarar miktarı yönünden itiraz edilmemiştir. Tazminat miktarı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Poliçe hükümlerine göre döviz cinsinden tazminat talep edilebileceğinden ve dava dilekçesi ile talep bu yönde yapıldığından, ödemenin döviz cinsinden yapılması durumunda sebepsiz zenginleşmeden bahsedilemeyeceğinden davanın kısmen kabul edilerek, davacı lehine 28.635,76 Euro maddi tazminat ile hükmedilen manevi tazminatın Euro cinsinden 10.000,00 Euro olarak karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28.03.2013 tarih, 2021/7840 E., 2023/1884 K., sayılı bozma kararına katılmak mümkün olmamış, Dairemizin 16.06.2021 tarih, 2018/2051 E., 2021/924 K., sayılı kararında direnilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Dairemizin 16.06.2021 tarih ve 2018/2051 E., 2021/924 K. Sayılı kararında DİRENİLMESİNE,
Buna göre:
1-Davanın kısmen kabulü ile, 28.635,76 Euro maddi, 10.000 Euro manevi tazminatın ödeme tarihi olan 03.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının Euro cinsinden bir yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 8.152,51-TL harçtan peşin olarak alınan 2.638,48-TL’nin mahsubu ile kalan 5.514,03-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.638,48-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.150,70-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 823,78-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 17.900,-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 17.900,-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 17.900,-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra ve istek halinde taraflara iadesine,
17.10.2023 tarihinde, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da TEMYİZİ KABİL olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.10.2023

Başkan Üye Üye Katip