Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1384 E. 2023/1865 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ ( U Y M A – D A V A K A B U L )

ESAS NO : 2023/1384
KARAR NO : 2023/1865

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/01/2022 T., 2019/538 E., 2022/43 K. sayılı kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine verilen Dairemizin 26/05/2022 tarih ve 2022/784 Esas 2022/888 sayılı kararı, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 05.06.2023 tarih ve 2022/3486 Esas, 2023/2166 Karar sayılı kararıyla bozulmuş olmakla HMK m. 373/3 uyarınca duruşma açılmasına karar verildi, dosya incelendi:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı dava dilekçesinde; taraflar arasında “Otobüs İç Temizliği Yürütülmesi Hizmet Alımı Sözleşmesi” imzalandığını, işte çalıştırılan işçiler tarafından işçilik alacakları için açılan dava ve icra takip dosyalarına istinaden ödeme yapıldığını, işçilerin işçilik hak ve alacaklarından davalı şirketin sorumlu olduğunu, ödemenin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, 412.475,24 TL yönünden itirazın iptali ile %20 oranda icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DAVANIN SEYRİ VE SONUCU :
İlk derece mahkemesince; ödenen bedelden davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte devamına, icra-inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 26/05/2022 tarih ve 2022/784 Esas 2022/888 sayılı kararıyla; “…Davacı vekilinin istinaf dilekçesi ile esasa ilişkin kararın istinaf edilmemiş olması nedeniyle kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. İstinaf başvurusu feri nitelikteki icra inkar tazminatına yöneliktir. Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine…” kesin olarak karar verilmiştir.
Dairemiz 26/05/2022 tarih ve 2022/784 Esas 2022/888 kararına karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine; Dairemizin 23.06.2022 tarihli ek kararı ile; “…Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nin 362/1-a maddesinde “Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlarının temyiz edilemeyeceği” düzenlemesi bulunmakta olup bu miktar yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle 2022 yılı itibari ile 107.090,00 TL’dir.
HMK’nun “temyiz incelemesi” başlıklı ikinci bölümünde yer alan “Kıyas yoluyla uygulanacak hükümler” başlıklı 366. maddesinde, “Bu Kanunun istinaf yolu ile ilgili 343 ilâ 349 ve 352 nci maddeleri hükümleri, temyizde de kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
HMK’nin 346. maddesi ise, “(1)İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.
(2)Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.” hükmünü içermektedir.
Davacı tarafça; taraflar arasında “Otobüs İç Temizliği Yürütülmesi Hizmet Alımı Sözleşmesi” imzalandığı, işte çalıştırılan işçiler tarafından işçilik alacakları için açılan dava ve icra takip dosyalarına istinaden ödeme yapıldığı, işçilerin işçilik hak ve alacaklarından davalı şirketin sorumlu olduğu, ödemenin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiği ileri sürülerek 412.475,24 TL yönünden itirazın iptali ile %20 oranda icra inkar tazminatının tahsili istenmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüyle takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte devamına, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine Dairemizce, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin feri nitelikteki icra inkar tazminatına yönelik olması, esasa ilişkin kararın istinaf edilmemiş olması nedeniyle istinaf dilekçesinin reddine kesin olarak karar verilmiştir. Bu durumda 6100 sayılı HMK’nin 362/1-a maddesi hükümleri uyarınca temyiz kesinlik sınırı nedeniyle davacı tarafın temyiz dilekçesinin de reddi…” yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Dairemizin 23.06.2022 tarihli ek kararına karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05.06.2023 tarih ve 2022/3486 Esas, 2023/2166 Karar sayılı kararıyla; “…İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile takibin toplam 412.475,24 TL üzerinden devamına, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verildiği, davacı tarafça icra inkar tazminatının reddi yönünden hükmün istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince az yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine ve sonrasında ek kararla temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Kesinlik sınırı kamu düzenine ilişkin olup sınırın belirlenmesinde dava konusu alacağın değeri dikkate alınır. Başka bir deyişle alacak davalarında istinaf kesinlik sınırı belirlenirken yalnız alacağın aslı yani asıl talep nazara alınır; faiz, icra tazminatı, ihtarname, delil tespiti ve yargılama gideri gibi giderler hesaba katılmaz (Kuru, Baki: Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Ankara 2020, Cilt II, s. 1342). Buna göre somut olayda, davacının icra inkar tazminatı talebi yönünden kanun yoluna ilişkin kesinlik sınırının kabul edilen miktar üzerinden belirlenmesi gerekirken…” gerekçesiyle istinaf dilekçesinin ve temyiz dilekçesinin reddine dair verilen asıl ve ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi kapsamında rücuen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nın 373/3. maddesine göre duruşma açılmasına karar verilerek davacı vekili ve davalı duruşmaya davet edilmiştir. Taraf beyanları alınarak Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
İİK’nun 67/2.maddesi “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmünü;
Aynı kanunun 67/4.maddesi ise “Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır” hükmünü haizdir.
Hal böyle olunca; mahkemece itirazın iptaline karar verilen bedel üzerinden anılan madde hükümleri uyarınca %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken alacağın likit olmadığı gerekçesiyle bu talebin reddinde isabet görülmemiştir.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek icra inkar tazminatı yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın talep ile bağlı kalınarak KABULÜ İLE; davalının dava konusu Ankara 2.İcra Dairesi’nin 2017/20862 E. sayılı takip dosyasına vâki haksız itirazının İPTALİNE, takibin 410.392,36-TL asıl alacak ile 2.082,88-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 412.475,24-TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
2- Hükmedilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının (82.495,00 TL) davalıdan tahsiline,
3- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 28.176,18 TL başta yatan 4.981,67 TL nin mahsubu ile bakiye 23.194,51 TL nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından başta yapılan 4.981,67 TL harç masrafı, 850,20 TL posta masrafı, 2.000.00 TL bilirkişi ücreti ve 220,70 TL istinaf yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 8.052,57 TL masrafın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kararın taraflara tebliğ edilmesinden sonra kalan miktarın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre hesaplanan 63.746,53-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
21/11/2023 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere,OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 21/11/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …