Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1377 – 2023/1352
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2023/1377
KARAR NO : 2023/1352
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09.02.2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/733 E., 2023/58 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili şirket ile … arasında 131 numaralı “TCDD Acil Durum ihbar Hattı Çağrı Merkezi Hizmet Alımına” dair sözleşme bulunduğunu, sözleşme gereğince müvekkili şirkete gelen çağrılara cevap verilmesi, geri dönüşünün yapılması vs. şeklinde işler için personel temin etttiğini ve çalıştırdığını, müvekkili şirketin yapmış olduğu iş her ne kadar çağrı hizmet merkezi hizmet alımına ilişkin olarak gözükse de esasen personel çalıştırmaya dayalı bir iş olduğunu, personele dayalı işbu hizmette, personellere günlük/aylık puantajlar düzenlenerek gerekli bordrolar oluşturularak hakedişlerin yapıldığını, yapılan işin çağrı hizmeti işi olarak değerlendirilmesi neticesinde idarece bu hususta fiyat farkı verilip verilmeyeceği bilgilerinin taraflarına bildirilmesinin talep edildiğini, ancak taleplerinin reddedildiğini beyan ederek bu reddin hukuka, mevzuata ve sözleşmeye aykırı olduğunun tespiti ile fiyat farkı verilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın iş mahkemelerinin görev alanına girdiğini, dava konusu edilen sendikal haklardan kaynaklanan fiyat farkının istenebileceği, hesap edilebileceği işçi sendikası ile işveren sendikası arasında yasal koşullarda bağıtlanan bir toplu iş sözleşmesi ya da yüksek hakem kurulu kararı olmadığını ve davanın açılmasında da hukuki yarar bulunmadığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, müvekkili idarenin KİT olması sebebiyle personel çalıştırmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılan taşeron firma personelinin hali hazırda sürekli işçi kadrolarına geçirilmediğini, müvekkilinin davacının belirttiği mevzuat kapsamında olmadığını, çağrı merkezi hizmetlerine ilişkin alımların personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak değerlendirilemeyeceğini, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının istenebileceği dava konusu 131 numaralı TCDD Acil Durum İhbar Hattı Çağrı Merkezi Hizmet Alımı kapsamında yasanın aradığı koşullarda bağıtlanan toplu iş sözleşmesinin de olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalar olup, davacının bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespit edilmesinde hukuki bir yararının bulunması dava şartı niteliğindedir. Yani davacı bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerekli olup, bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması şu üç şartın varlığına bağlıdır.
1-Davacının bir hakkı veya hukuki durumu hale hazır bir tehlike ile tehdit edilmiş olması,
2-Bu tehdit nedeniyle davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olması ve bu husus davacıya zarar verilebilecek nitelikte bulunması,
3-Yalnız kesin hüküm yetkisine sahip olup, icraya konulamayan tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli nitelikte olmasıdır. (Prof. Dr. Baki Kuru Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 23. Baskı Ankara 2012)
Dava şartı olan hukuki yarar davanın açıldığı ana göre tespit edilir. Bundan dolayıdır ki davanın açıldığı anda noksan olan hukuki yararın sonradan tamamlanması da mümkün değildir. Mahkemenin koşullarını taşımayan bir belirsiz alacak davasındaki hukuki yarar noksanlığını gidermesi ve davayı başka bir davaya dönüştürmesi için davacıya süre vermesi söz konusu olamaz.
Somut olayda, davacının fiyat farkı verilmesi istemli olarak açabileceği bir davada eldeki davaya konu edilen hukuka aykırılık isteminin ön sorun olarak tartışılıp çözümlenebileceği, dolayısıyla davacının tespitini talep ettiği hususların eda davasında her zaman ileri sürülmesinin mümkün olduğu, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından davanın HMK 114/1-h bendi ve HMK 115/2 gereğince usulden reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yapılan işin niteliği gereği personele dayalı hizmet işi olduğunu ve fiyat farkı uygulanması gerektiğini, bu nedenle yapılan işin çağrı hizmet işi değil %’70 ten fazla personele dayalı çağrı hizmeti alım işi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bu durumda müvekkilinin hukuki yararının bulunduğunu;
Personele dayalı işbu hizmette, işçilerin mesailerine dayalı olarak çalıştığını, nitekim teknik şartnamede de konuyla ilgili düzenlemeler yer aldığını, personellere günlük/aylık puantajları düzenlenerek gerekli bordolar oluşturularak hakkedişlerin yapıldığını;
Bu kapsamda işin kanunun ve tebliğin aradığı şartlara da uyduğunu, zira ilgili mevzuatta çağrı hizmeti işi hizmet alımının personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edilemeyeceğinin ifade edildiğini, ancak tanımlamadan ötürü şirketin işi çağrı hizmeti olarak değerlendirildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi kapsamında tespit istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/733 E., 2023/58 K. sayılı dava dosyasında verdiği 09.02.2023 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 179,90-TL harcın düşümü ile kalan 89,95-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
20.09.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 21.09.2023
Başkan Üye Üye Katip