Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1373 E. 2023/1894 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2023/1373
KARAR NO : 2023/1894

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç.Dr. … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/382 E.-2023/333 K.
DAVACI :.
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı yetkisiz Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 13.12.2021 tarihli dava dilekçesinde; davalı kooperatifin eski unvanıyla, … Kooperatifinin üyesi olduğunu, kendisinin haberi olmadan kooperatifin unvanını değiştirdiğini, katılım ücretini ve aidatlarını ödediğini, 12.11.2021 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığında araştırma yaparken tesadüfen kooperatifin unvan değiştirdiğini ve kendisinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini öğrendiğini, kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek, üyelikten çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kooperatifin merkezinin bulunduğu Ankara Mahkemeleri yetkili olduğundan mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının yaklaşık 23 yıl önce ihraç edildiği ve ihraçtan haberdar olduğu halde bu sürede hiçbir ilişkide bulunmadığını, genel kurullara katılmadığını, kooperatifin işlerinin biraz yoluna girmesi üzerine MK’nun 2. maddesine aykırı olarak işbu davayı açtığını, davacıya ana sözleşmenin 14/2 maddesi gereğince gönderilen 1. ihtarın 13.09.1999 tarihinde daimi sekreteri … imzasına, 2. ihtarnamenin ise 14.10.1999 tarihinde daimi kalfası … imzasına tebliğ edildiğini, yine borcun ödenmemesi üzerine Yönetim Kurulunun 19.11.1999 tarih ve 128 sayılı kararıyla ortaklıktan ihraç edildiğini, ihraç kararının 19.11.1999 tarihinde tebliğe çıkarıldığını, aradan çok uzun zaman geçmiş olması nedeniyle tebligatın akıbetine ilişkin bir belge bulunamadığını, dolayısıyla davanın 3 aylık yasal süre içinde açılmadığını, Yargıtay kararlarında kooperatifle 5 yıldan daha uzun bir süre ile ilişki kurmayan, aidat ödemeyen ve genel kurullara katılmayan kişinin ortaklıktan ihraç edildiğini zımnen bildiği ve ortaklıktan zımnen feragat ettiğinin kabulü gerektiği vurgulanarak, uzun süre sonra hak iddiasında bulunmanın MK’nun 2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinin kabul edildiğini, davacının ihraç kararını tesadüfen öğrendiği iddiasının da gerçek dışı olduğunu, davacını eşinin defalarca kooperatifle iletişim kurduğunu, kooperatifin unvan değişikliğinin 08.01.1995 tarihinde yapıldığını, 28.04.1995 Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, unvan dışında adres, telefon bilgilerinde herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını, davacının unvan değişikliğinden sonra 1999 yılına kadar ödemelerini yaptığını, dolayısıyla davacının unvan değişikliğinden haberi olmadığı iddiasının da mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
Davanın açıldığı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.02.2022 tarih ve 2021/1081 E., 2022/243 K. sayılı kararıyla; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine ihraç kararının iptali davası açıldığı, HMK’nın 14/2 maddesi gereğince kooperatif ile ortağı arasındaki uyuşmazlıklara bakmaya yetkili mahkemenin kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, bu yetkinin kesin yetki mahiyetinde olduğu, olayımızda kooperatif merkezinin Ankara olması nedeniyle kesin yetkili mahkemenin de Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu” gerekçesiyle, davanın HMK 114/1-ç ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince; “…davacının davalı kooperatifin 1495 nolu üyesi olduğu, daha önce de aidat borçlarını ödemediği için kooperatiften ihraç edildiği ve Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1991/750-1992/380 sayılı dosyasında davanın kabulü ile kooperatif yönetim kurulunun 30.03.1989 tarih 162 sayılı kararının iptaline karar verildiği, daha sonra aidat borçlarını ödememesi nedeni ile kooperatif yönetim kurulunun 19/11/1999 tarihli ihraç kararı ile tekrar üyelikten ihracına karar verildiği, ihraç kararının davacıya tebliğine ilişkin tebligat parçasının 02.12.2099 tarihinde gösterilen adresten adres bırakılmadan ayrıldığı, yeni adres bilinmediğinden BT iade açıklaması ile ihtarın iade edildiği, davacının 13.12.2021 tarihinde ihraç kararından yaklaşık 22 yıl sonra karardan haberinin olmadığını, kooperatife katılım ücretinin tamamını ödediğini, üyelik aidatlarını uzun yıllardır ödemiş olabileceğini bunun kooperatif kayıtlarında bulunduğunu, kooperatifin isminin değiştiğini ve üyelikten çıkarıldığını tesadüfen öğrendiğini bildirerek ihraç kararının iptali için dava açtığı, ancak davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ve davalı kooperatif tarafından davacıya 01.11.1994 tarihli 1577 sayılı de aidat borcunu ödemesi için gönderilen ihtarda kooperatif adresinin yazılı olduğu, adresin dava tarihine kadar hiç değişmediği, buna rağmen davacının 21 yıl içinde davalı kooperatifle hiç ilişki kurmayarak ve hiç bir bedel ödemeyerek 21 yıl sonra ihraç kararının iptali istemiyle dava açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, kooperatife olan borçlarını ödemeyen kişinin kooperatif üyeliğinin devam etmesi ve ödeme yapan diğer üyelerle ayni haklara sahip olmasının MK’nun 2. maddesindeki iyiniyet kuralları ile de bağdaşmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Kooperatifler Kanununun 23. maddesindeki eşitlik ilkesi uyarınca tüm üyelere eşit davranılması gerekirken davalı kooperatifçe bazı üyelerin itirazları davalı kooperatifin adresinin değişmiş olması nedeniyle kabul edilirken, müvekkilinin itirazlarının kabul edilmediğini, aynı zamanda usulsüz tebligatlarla ihraç edilerek müvekkilinin, Anayasanın 35. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 Nolu Ek protokolün 1. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkının ihlâl edildiğini,
Kooperatifin unvan değişikliğinin müvekkiline yazılı olarak bildirildiğine dair delil sunulmadığını, davalı kooperatifin müvekkilinin kooperatifin isim değişikliğinden sonraki (08.01.1995) dönemde 1999 yılına kadar 4 yıl aidat borcunu ödediği iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin bu dönemde yapmış olduğu ödemelerin kooperatifin unvan değişikliğinden haberdar olduğu anlamına gelmediğini, bir çok üyenin kooperatif adresine gittiğinde kimseye ulaşamadığını, sabit hat telefonlarına cevap verilmediğini, 1995 yılındaki isim değişikliğinden sonra kooperatifin mülkiyeti kendisine ait bir araziyi sattığı ve bu arazinin parasıyla üyelerin aidat borçları ödenmiş gibi gösterilerek üyelerin borçlarının kapatıldığı yönünde bir bilgiye ulaşıldığını,
Müvekkiline yapılan tebligatların usul yasalara aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkilinin 1999 yılında 1. ve 2. ihtarnamelerin gönderildiği işyerini 31.12.1996 tarihinde ticareti terk etmek suretiyle resmi olarak kapattığını, tebligat yapılan kişilerin müvekkili çalışanları olmadığını, tebligat yapılan adresin müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, nitekim ihraç kararının tebligat yapılamadan iade edildiğini,
Ayrıca 1. ve 2. ihtarnamelerde talep edilen borç miktarları farklı olup, talep edilen ara ödemelerin de muaccel olmadan talep edildiğini, gecikme farkının nasıl ve ne şekilde hesaplandığının belirtilmediğini, davalı kooperatifin bu ihtarnamelere dayanarak ihraç kararı vermesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu,
Müvekkilinin 1976 yılında o zamanki … Kooperatifi ismiyle davalı kooperatife üye olduğunu, aradan 46 yıl gibi uzun bir süre geçmesi ve müvekkilinin yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle % 91 oranında vücut fonksiyonlarının kayba uğramasından dolayı kooperatife ödediği aidatlara ilişkin ödeme belgesi bulunmadığından dolayı dosyaya sunulamadığını, müvekkilince yapılan ödemelerin kooperatif kayıtlarında bulunduğunu, İlk derece Mahkemesince müvekkilince yapılan ödemeler ve varsa borçları ile ilgili kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığını,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubuyla kalan 89,95.TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
22.11.2023 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza