Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1282 E. 2023/1599 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(H Ü K M Ü K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N H Ü K Ü M K U R U L M A S I)
ESAS NO : 2023/1282
KARAR NO : 2023/1599

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/9 E.-2022/758 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 02/05/2023 tarih ve 2022/5348 E., 2023/1558 K. sayılı kararıyla, Dairemizin 09/11/2022 tarih ve 2022/1972 E., 2022/1743 K. sayılı kararının bozulmasına karar verildiği görülmekle HMK’nın 373/3. maddesine göre duruşma açılmasına karar verildi, dosya incelendi;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatife karşı tüm parasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı kooperatifçe konutu müvekkiline tahsis edilmesine karşın tapu devrinin yapılmadığını, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.06.2012 tarih ve 2011/294 E., 2012/158 K. sayılı kararıyla davalı kooperatifin iflasına karar verildiğini, iflas masasının tapuların müflis kooperatif adına kayıtlı olması nedeniyle üzerlerine “İflas Şerhi” koyduğunu ve satış işlemlerine başladığını, tapuların devri için 70.000,00 TL. istediğini, iflas masasının hem ortaklardan ek ödeme almaya yetkisinin olmadığını, hem de müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, iflas açılmadan önce ortaklara tahsis edilmiş olan hakların masaya girmeyeceğini, bu taşınmazın satışının mümkün olmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere …nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline, tapu kaydı üzerindeki iflas şerhinin ve diğer müdahalelerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; 20.12.2020 tarihinde taşınmazın keşifte belirlenen değeri 325.000,00 TL. üzerinden eksik harcı tamamlamıştır.
Davalı kooperatif iflas idaresi vekili; öncelikle davacının talep hakkının zaman aşımına uğradığını, davalı müflis kooperatifin aktif üyesi olduğundan iflas tasfiye süresi devam ederken üyeliği nedeniyle kooperatife ödemiş olduğu bedeli istemesinin mümkün olmadığını, ayrıca dava konusu olan taşınmaz ve müflis adına kayıtlı olan diğer taşınmazlar masa malvarlığını teşkil etmekte olup müflisin alacaklılarının alacaklarına kavuşması için iflas şerhli olarak masa malvarlığında bulunduklarını, davalı kooperatifin üyesi olan davacının müflisten alacaklı olanlara karşı da yasal olarak sorumluluğunun devam ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
Dairemizin 15.12.2021 tarih ve 2021/2142 E., 2021/1951 K. sayılı kararı doğrultusunda inceleme yapan İlk derece Mahkemesince; “…istinaf ilamına uygun şekilde bilirkişi ek raporu aldırılmış ve hükme esas almaya elverişli bilirkişi raporuna göre davacının borcunun bulunmadığı, aksine fazla ödemesinin olduğu, taşınmaz bedelinden taşınmazdan faydalandığı tutarın düşülmesiyle talep edeceği tazminat tutarının ise 136.543,00 TL olduğu tespit edilmiş, dosyamız kapsamında verilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 2021/2142 esas, 2021/1951 karar sayılı ilamında dava tarihi itibariyle davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti halinde İİK’nın 198. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil isteyemeyeceği ancak kayıt ve kabul isteminde bulunabileceği belirtilmesine rağmen davacının dava dilekçesinde sadece tapu iptal tescil talebinde bulunduğu, tazminat talebinde bulunmadığı, bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde de açıkça tapu iptal tescil talebini yinelediği ve tazminat talebinin olmadığını beyan ettiği anlaşıldığından tapu iptal tescil talebi olarak olarak açılan davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 09.11.2022 tarih ve 2022/1972 E., 2022/1743 sayılı K. sayılı kararıyla; davacı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin reddiyle, “…Dairemiz kararında gerekçeleri de belirtilerek, dava konusu bağımsız bölümün davacı ortağa tahsisinin davalı kooperatiften tapu iptali ve tescil istemi yönünden davacı ortağa şahsi hak bahşettiği, ancak davalı kooperatifin iflasıyla artık tapu iptali ve tescil isteminin İİK’nın 198. maddesi uyarınca para alacağına dönüştüğü, taahhüdün aynen ifasının yani tapu kaydının devrinin tasfiye durumuna göre iflas idaresinin takdirinde olduğu, davacı ortağın borçlu olmadığının tespiti halinde İİK’nın 198. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil isteyemeyeceği ancak artık para alacağına dönüşen alacağının kayıt ve kabul isteminde bulunabileceği değerlendirilerek iflas tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın değeri belirlenerek davacının iflas masasına kaydı gereken alacağının tespit edilmesi ve bu tutarın kayıt kabulüne karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, davacının ısrarla tapu iptali ve tescil istemini (mevzu para olmayan alacağı ile ilgili istemini) tekrarlamış olduğu ve iflas idaresince taahhüdün aynen ifasının reddedildiği gözetilerek, bilirkişi kurulunca taşınmazın iflas tarihi itibariyle belirlenen değerinin kaydına karar verilmesi gerekirken, İİK’nın 198. maddesindeki mevzuu para olmayan alacağın artık para alacağına dönüştüğüne ilişkin düzenleme göz ardı edilerek, davacının terditli tazminat isteminin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek davanın kabulüne, 155.000,00 TL.’nin müflis davalı şirket iflas masasına kaydına dair yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Dairemiz kararına karşı taraf vekillerince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 02.05.2023 tarih ve 2022/5348 E., 2023/1558 K. sayılı kararıyla;
“1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden ise; davacının talebi kooperatif üyesi olarak adına tahsis edilen konutun tapu iptal ve tescili istemine ilişkin olup, 1163 sayılı Kanun’un 98’inci maddesi uyarınca bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır. TTK’nın 329 uncu maddesinde, belli istisnalar haricinde şirketin kendi hisse senetlerini temellük edemeyeceği öngörülmüş, buna paralel olarak TTK’nın 405/2 maddesinde ise “Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına müteallik hakları mahfuzdur” hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle, anonim şirket ortağı ödediği sermaye miktarı için şirketten alacaklı olmaz. Zira, ortakların payları için yapılan ödemeler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından ortaklığın iflası halinde ortaklar kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, ortaklar ödedikleri sermaye borcunu iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan sonra ve İİK’nın 196 ncı maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde pay sahiplerine ödeme yapılması mümkündür. Bölge Adliye Mahkemesince bu açıklama doğrultusunda davacının alacağını masaya kaydettiremeyeceği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken kooperatif ortağının taşınmaz bedelinin tahsili talebi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 379. ve 480/3. maddeleri kapsamında bir alacak olmadığı halde, iflas masasına kaydı mümkün alacak olarak kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” denilerek, Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dairemizin 09.11.2022 tarih ve 2022/1972 E., 2022/1743 sayılı K. sayılı kararının, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 02.05.2023 tarih ve 2022/5348 E., 2023/1558 K. sayılı kararıyla; bozulmasına karar verilmesi üzerine HMK’nın 373/3. maddesine göre duruşma açılmasına karar verilmiş, taraf vekilleri davet edilmiştir.
Davacı vekilince dosyanın temyiz incelemesinde olduğu aşamada Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere sunulan 14.04.2023 tarihli dilekçesi davadan feragat ettiği bildirilmişse de Yargıtay 6. Hukuk Dairesince bu dilekçenin gözden kaçırılmış olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilince bu defa Dairemizce duruşma açıldıktan sonra sunulan 05.07.2023 tarihli dilekçede davadan feragat ettikleri bildirilmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinde, davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nın 5. kısım 3. bölümünde yer alan ve davaya son veren taraf işlemlerinden olan feragat, 6100 sayılı HMK’nın 311/(1). maddesi hükmü uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu gibi, aynı Kanun’un 309/(2). maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun’un 310/1. maddesi uyarınca davadan feragat karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin karar kesinleşmeden önce, temyiz aşamasından sonraki davadan feragati nedeniyle, davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin karar verilmesi gerekmiştir.
II-Kararın niteliğine göre, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 02.05.2023 tarih ve 2022/5348 E., 2023/1558 K. sayılı bozma kararına uyulup uyulmaması konusunda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle;
“1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL. karar ve ilam harcının, davacı tarafça yatırılan(1.366,20+4.184,00=) 5.550,20 TL.’den düşümü ile kalan 5.280,35 TL.’nin davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca 24.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,”
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 02.05.2023 tarih ve 2022/5348 E., 2023/1558 K. sayılı bozma kararına uyulup uyulmaması konusunda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
III-Davalı vekilince yatırılan istinaf harçlarının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
IV-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,

17.10.2023 tarihinde, tarafların yokluğunda, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17/10/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza