Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1186 – 2023/1955
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2023/1186
KARAR NO : 2023/1955
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20.12.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/662 E., 2022/1006 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
Dava, elektrik enerjisi satım bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35’inci maddesinin 2 numaralı fıkrası uyarınca Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 31.07.2023 tarihli ve 1658 sayılı kararı ile belirlenen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk ve Ceza Daireleri Arasındaki İşbölümü Kararı uyarınca dosyayı inceleme görevinin 22. H.D.’nde olduğu düşünülmektedir.
Ne var ki dosya, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 08.05.2023 gün ve 2023/206 sayılı kararı ile uyuşmazlığın “…tacirler arası ticari satım ilişkisinden değil tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklandığı” belirtilerek görevli bulunmayan Dairemize gönderilmiştir.
Bu kayıt altında, davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirketten elektrik satın aldığını, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2022/4956 esas sayılı dosyası ile 1.567.668,20-TL’nin tahsili için takip başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ve arabuluculuk sürecinin anlaşmama ile sonuçlanmasından sonra davalı şirket tarafından 21.07.2022 tarihinde müvekkili şirketin banka hesabına 1.567.668,20-TL ödeme yapıldığını ileri sürerek davalının Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2022/4956 esas sayılı dosyasına itirazının iptali ile takibin devamına, davalı şirket tarafından 21.07.2022 tarihinde müvekkili şirketin banka hesabına yapılan 1.567.668,20-TL ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına, davalının takip talebindeki alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, davacı tarafından temlik edilmiş olan bir alacak sebebiyle müvekkilinden yeniden alacak talebinde bulunulmasının iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde beyan edildiği üzere takip konusu borç olan 1.567.668,20-TL’yi 21.07.2022 tarihinde haricen ödediklerini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Davacı vekilinin karar oturumda ifade ettiği ve dosyaya sunulan belgelerde görüleceği üzere davacı şirket, davalıdan olan alacağını, dava dışı … Anonim Ortaklığı’na temlik ettiği ve temlik alacaklısının alacağının halen devam ettiği, bu durumda, davacının temlik sebebiyle alacaklı sıfatının kalmadığı, temlik alan tarafından davanın açılmasına muvafakat edilmesinin, davacının alacaklı olmadığı durumunu etkilemediği, bu nedenle alacaklı sıfatı bulunmayan davacının aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Temlik beyanında belirtilen hesabın yine müvekkili şirkete ait olup bu hesaba gelecek ödemeyi, kredi borcundan dolayı alacağı temlik etmiş olduğundan davalının bu hesaba yine müvekkili şirket adına ödeme yaptığını, maddi vakıadaki temlik beyanının, ödenecek tutarın yine müvekkili şirket adına … nezdindeki hesaba ödenmesini sağlamaya matuf, deyim yerindeyse tahsil cirosu niteliğinde bir beyan olduğunu, bu durumun müvekkili şirketin davalı borçlu nezdinde muaccel hale gelmiş olan alacağını talep hakkını ortadan kaldıran bir işlem olmadığını;
Davalı borçlunun muaccel hale gelmiş olan alacağı ödemediği için icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından haksız olarak takibe itiraz edildiğini, ancak daha sonra müvekkilinin … A.O. nezdindeki aynı hesabına takip tutarını ödemediğini, zaten bu nedenle de … A.O. tarafından muvafakatnamenin düzenlenip verildiğini;
Davalı borçlunun takibe itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu, dosya borcunun temlik alacaklısı olduğu belirtilen … A.O.’ya ödenmemiş olmasının da TMK’nun 2. maddede belirtilen dürüslük kuralına aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki elektrik enerjisi satım ilişkisinden kaynaklanan ve satım bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme, usulî hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usûli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir.
Taraf sıfatı (husumet) ise, maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif taraf sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur.
Buna göre ilk derece mahkemesince davanın, davacının taraf sıfatı (husumeti) bulunmaması nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, “Davanın, davacının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeni ile reddine” şeklindeki karar bu bakımdan doğru değil ise de bu husus istinaf eden davacının aleyhine olacağından kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına gerek görülmemiş, bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın sonucu itibariyle hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/662 E., 2022/1006 K. sayılı dava dosyasında verdiği 20.12.2022 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 179,90-TL harcın düşümü ile kalan 89,95-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
06.12.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07.12.2023
Başkan Üye Üye Katip