Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1157 E. 2023/1622 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1157 – 2023/1622
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2023/1157
KARAR NO : 2023/1622

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.02.2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2019/701 E., 2023/228 K.
Asıl ve birleşen davada:
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davacılar vekili ve davalı Kooperatif tasfiye memuru tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili, müvekkili …’nın kooperatifin kurucu ortağı olduğunu, davalı kooperatif tarafından yapılan kura çekiminde …’ya … parseldeki arsaların isabet etmesine rağmen müvekkiline ortaklıktan kaynaklı haklarının verilmediğini, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/300 E., 2015/337 K. sayılı ilamı ile ortaklığına karar verilerek bu kararın kesinleştiğini, karar üzerine kooperatife müracaat edildiğini, 25.09.2019 günlü 08 sayılı karar ile hak etmiş olduğu tapuları ve diğer hakları gözardı edilerek 58 m2 üzerinden ortaklık kabul edildiğini, sonrasında alınan 26.09.2019 günlü 09 sayılı karar ile 251 sayılı ortaklık için 01.01.1990-31.06.2016 dönemi için 52.156,00-TL ve 01.01.1990-30.09.2019 dönemi için birikmiş 76.936,80-TL aidat ve gecikme faizi borcu çıkarılarak 30 gün ödeme süresi verildiğini, davalı tarafça alınan 08 ve 09 sayılı kararların yasaya aykırılık arzettiğini, aidat alacağı ve gecikme bedellerinin tamamının zaman aşımına uğradığını, 1990 yılından başlayarak borç çıkarılmasının iyi niyet kurallarına uymadığını, ayrıca diğer kooperatif ortaklarına tanınan kat maliki olma hakkının tanınmadığını, karşılıklı yazışmalardan bir sonuca ulaşılamaması üzerine Ankara 14. Noterliği’nce davalı kooperatife gönderilen ihtarname ile kooperatif hisselerinin akıbetinin sorulduğunu, kooperatifçe ihtarın muhatabı olunmadığı açıklanarak bir daha kooperatife müracaat edilmemesinin ihtar edildiğini belirterek zamanaşımına uğramış aidat alacağı ve gecikme bedeline ilişkin olarak müvekkilinin borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’nın davalı kooparatifin kurucu üyelerinden iken, daha sonra kooperatif üyeliğinden çıkartıldığını, …’nın 25.05.2020 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçıları olarak davacıların kaldığını, davalı kooperatifte 06 Kasım 1988 tarihinde yapılan kura çekiminde müvekkillerinin murisi …’ya da … parselde (46863/2 güncel hali) yer alan arsanın çıktığını, davalı kooperatifin 26.09.2019 tarihli kararı ile de müvekkillerinin ortak olarak kabul edildiğini, kooperatif tarafından birikmiş aidat ve gecikme faizi borcunu ödemek üzere 30 gün süre verildiğini, davalının bu talebini kabul etmedikleri için mahkemenin 2019/701 esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını, bu süreçte davalı kooperatifin müvekkillerini ihraç ettiklerini, alınan ihraç kararının mevzuata, kooperatif kayıtlarına, yerleşik içtihatlara tamamen aykırı, haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek dosyanın öncelikle 2019/701 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacıların açmış olduğu ortaklık tespit davasının 13.05.2019 tarihinde kesinleşliğini, davacıların talebi üzerine 25.09.2019 tarihli yönetim kurulu kararı ile ortaklık kayıtlarının yapıldığını, bu sebeple zamanaşımının bu tarihten başlatılması gerektiğini, davacıların kendi ihmallerinden kaynaklı olarak ortaya çıkan durumdan kooperatifi sorumlu tutmaya çalıştıklarını, bu konuda daha önce Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne şikayette bulunduklarını, belgeler müdürlükten istenildiğinde durumun açıklığa kavuşacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacılara gönderilen 1. ve 2. ihtarnameye vekilleri aracılığı ile cevap verildiğini, cevap veren davacıların, artık ihtarnamelerin tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmelerinin hiçbir şekilde kabul anlamına gelmediğini, menfi tespit davalarının sonucu beklenilmeden ihraç kararı verilemeyeceğine ilişkin davacı iddialarına itibar edilemeyeceğini, eşit işlem ilkesi gereğince, aidatını ödemeyen üyenin ihraç edilmesinin bir zorunluluk olduğunu, tüm üyelerinin haklarının korunmasının gereğini, davacıların, kendi ihmali ve kusurlu davranışları neticesinde ortaya çıkan durumun sorumluluğunu müvekkili kooperatife yüklemeye çalıştığını, müvekkili kooperatifin kötü niyetli olarak, davacının hak etmiş olduğu tapuyu vermeme gibi bir yaklaşımı ve davacının hak etmiş olduğu bir tapu da olmadığını, davacıların hukuki ve fiili mesnetten yoksun hiçbir iddiasına itibar edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince:
“Asıl Dava Yönünden;
Mahkememizce davalı kooperatifin ilgili kayıtları getirtilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunda; davacıların miras bırakanı …’nın davalı kooperatife gerçek borcunun 45.675,52TL faiz borcu ve 13.710,26TL ana para borcu olduğu belirlenmiştir. Davalı kooperatifçe çıkartılan ihtarnamedeki borcun daha fazla olmasının nedeni davalı kooperatifçe faiz oranının fazlaca belirlenmesi ve ortak arsa paylarının daha fazla hesaplanmasıdır. Dolayısıyla, davacı tarafın ihtarnamede belirtildiği gibi toplam 129.072,80TL borcu olmayıp, yukarıda belirtildiği gibi 45.675,52TL faiz borcu ve 13.710,26TL ana para borcu kadardır. Mahkememizce bu hesap dikkate alınarak hüküm kurulmuş ise de sehven gerekçeli karara davacının 83.397,28TL borçlu olmadığı olarak hüküm maddesi düzenlenmiş, ancak bu yanlışlık gerekçeli kararda belirtilip hüküm de düzeltilmemiştir.
Birleşen Dava Yönünden;
Birleşen davada ise davacı taraf müvekkillerinin kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptalini istemiştir. Kooperatiften gelen ilgili belgeler incelendiğinde; ihtarnamelerin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediği görülmektedir. Buna ilişkin olarak ihraca ilişkin ihtarnamelerin davacıların tamamına çıkartılmadığı, ayrıca ihtarnamelerdeki borcun yukarıdaki kabul dikkate alındığından gerçek borcu yansıtmadığı, dolayısıyla söz konusu ihraç kararının iptal edilmesi gerektiği açık olduğundan mahkememizce birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, her ne kadar kısa kararda sehven 08 ve 09 numaralı yönetim kurulu kararları yazılıp ihraç kararının verildiği 11/02/2020 tarihli 1 numaralı genel kurul kararından bahsedilmemiş ise de; sehven yapılan bu eksiklik hüküm kısmına eklenmemiş gerekçeli kararda değinilmekle yetinilmiştir…” gerekçesi ile “…Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile, davacıların davalı kooperatife 83.397,28TL borçlu olmadıklarının tespitine, birleşen davanın KABULÜ ile, davalı kooperatifin 25/09/2019 tarihli 8 sayılı ve 26/09/2019 tarihli 9 sayılı kararlarının İPTALİNE,” karar verilmiştir.
Mahkemece davacılar vekilinin 23.03.2023 tarihli tavzih dilekçesi üzerine verilen “TAVZİH VE TASHİH KARARI” başlıklı, 18.04.2023 tarihli karar ile de “…Dosya incelendiğinde; davalı kooperatifin yargılama devam ederken terkin edildiği, bu hususta davacılar vekiline ihya davası açması için süre verildiği ve davacılar vekilinin açmış olduğu ihya davasında tasfiye memuru olarak …’nun atandığı görüldüğünden, gerekçeli kararın başlık kısmında kooperatif tasfiye memurları olarak belirtilen kişilerin ve vekilinin çıkartılarak, tasfiye memuru olarak … olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
Ayrıca, gerekçeli kararın içeriğinde birleşen davada talep edilen 11/02/2020 tarihli 1 numaralı ihraç kararının dayanağı olan kooperatif kararlarının iptalinden bahsedilmişi ise de; hükümde “davalı kooperatifin 25/09/2019 tarihli 8 sayılı ve 26/09/2019 tarihli 9 sayılı kararlarının İPTALİNE,” şeklinde hüküm kurulmuş, ortaya çıkan maddi hatanın HMK’nun 305. maddesi gereğince hükmün icrasında tereddüt uyandırması nedeniyle hükmün 1. bendinin aşağıdaki gibi tavzihine karar verilmiştir…” gerekçesi ile “…1-HMK 304. maddesi gereğince Mahkememizin 22/02/2023 tarih 2019/701 Esas 2023/228 Karar sayılı ilamının başlık kısmında belirtilen davalı kooperatif tasfiye memurları … çıkartılarak, tasfiye memuru olarak “…”nun eklenerek bu şekilde TASHİHİNE,
2-HMK 305/A maddesi gereğince Mahkememizin 22/02/2023 tarih 2019/701 Esas 2023/228 Karar sayılı ilamının 1. bendinin;
“Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile, davacıların davalı kooperatife 83.397,28TL borçlu olmadıklarının tespitine, birleşen davanın KABULÜ ile, davalı kooperatifin 25/09/2019 tarihli 8 sayılı ve 26/09/2019 tarihli 9 sayılı kararlarına dayanak yapılan 11/02/2020 tarihli ve 1 numaralı ihraç kararının İPTALİNE,” şeklinde TAVZİHİNE,
3-Ek kararın hükümle birlikte taraflara tebliğine,” hükmedilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemece asıl dava yönünden müvekkillerinin 45.675,52-TL faiz borcu ve 13.710,26-TL ana para borcu olduğuna karar verildiğini, 45.675,52-TL faizin yanlış yazıldığını, bilirkişi raporunda hesaplanan faiz tutarının 40.328,52-TL olarak hesaplandığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, kooperatifin haksız eylemi sonucunda borç oluştuğundan işlemiş faize hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğunu;
Somut olayda zamanaşımı süresinin dikkate alınmadığını, kooperatif ve ortakları arasındaki uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu;
Kooperatifin aidat alacağı iddiası ile ilgili bu zamana karşı herhangi bir talebi olmadığını, kooperatif üyesinin yıllarca aidat ödemeden kooperatifte üye olarak kalmasının ve kooperatifin bir işlem tesis etmemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu;
Müvekkillerinin murisine dava tarihine kadar gönderilmiş borç muhtırası bulunmadığını, anlaşılacağı üzere davalı kooperatifin kötü niyetli olduğunu;
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında asıl dava yönünden vekalet ücretini davacı tarafa yansıttığını, ancak ek kararda “…davalı kooperatif tasfiye memurları … çıkartılarak,…” dendiğini, görüleceği üzere kooperatifin vekilinin çıkartıldığını, tasfiye memurunun kooperatifi temsil ettiğini, tasfiye memurunun ücretinin de atandığı dosyada taraflarınca ödendiğini, davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Asıl davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın genel kurul kararlarına ve yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda yıllara göre uygulanan faiz oranlarının hatalı olduğunu, kaldı ki karar ile talep edilen arasındaki farkın faiz hesaplamasından kaynaklandığını;
Dosya içerisindeki mevcut bilirkişi raporlarında; davacılar ile ilgili olarak alınmış bulunan 25.09.2019 günlü 08 sayılı yönetim kurulu kararının, 02.06.2013 günlü genel kurulda alınan karar çerçevesinde değerlendirildiğinde benzer durumdaki ortaklar açısından eşit uygulama yapıldığının anlaşıldığını, bu yönüyle eşitlik ilkesine uygun düştüğünü, ancak iptalinin gerekip gerekmediğinin yerel mahkemenin takdirinde olduğunun belirtildiğini, bilirkişi tarafından ihraç kararının usule uygun olduğunun açıkça tespit edildiğini, ihraca ilişkin tebligatın asıla yapılarak muhtara bırakıldığını, bu sebeplerle davacıların ihtarnamelerin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin iddialarına itibar edilemeyeceğini;
Menfi tespit istemini içeren asıl davadaki hesaplama hatalarına ilişkin istinaf sebepleri nedeniyle birleşen davada borç miktarının farklı olduğu gerekçesi ile ihraç kararının iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl dava, aidat alınmasına dair yönetim kurulu kararlarının iptali-menfi tespit; birleşen dava ise ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.

1-6100 sayılı HMK’nın 297/(1)-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/(1)-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/(2). maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Somut olayda; asıl davanın konusu davalı kooperatif yönetim kurulunun 25/09/2019 günlü, 08 ve 26/09/2019 günlü, 09 sayılı kararlarının iptali ve menfi tespit; birleşen davanın konusu ise davalı kooperatif yönetim kurulunun 11.02.2020 tarih 01 sayılı kararının iptaline ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne, davacıların davalı kooperatife 83.397,28-TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesine rağmen kararın gerekçesinde davacıların borcunun 45.675,26-TL faiz ve 13.710,26-TL ana para kadar olduğu belirtilmiş; birleşen dava yönünden ise davalı kooperatifin 25.09.2019 tarihli ve 8 sayılı, 26.09.2019 tarihli ve 9 sayılı kararlarının iptaline karar verilmesine rağmen kararın gerekçesinde ihraç kararının verildiği 11.02.2020 tarihli ve 1 numaralı karardan sehven bahsedilmediği yazılmıştır. 18.04.2023 tarihli ek kararda ise bu kez kısa kararda bulunmayan 11.02.2020 tarihli ve 1 numaralı ihraç kararının iptaline karar verilerek çelişki yaratılmıştır.
Bu husus yukarıda açıklandığı üzere HMK’nın 297. maddesi hükmüne aykırı bulunduğundan, Dairemizce, resen 6100 sayılı HMK’nın 297, 355 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının ve ek kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, dosyanın, yukarıda açıklanan çerçevede yeniden görülmesi ve usulüne uygun hüküm kurulması bakımından ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre taraf vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK m. 297 ve 355 uyarınca Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/701 E., 2023/228 K. sayılı dava dosyasında verdiği 22.02.2023 tarihli kararın ve 18.04.2023 tarihli “TAVZİH VE TASHİH KARARI” başlıklı ek kararın ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesine şu aşamada yer olmadığına.
III-Peşin alınan istinaf karar harçlarının iadesine.
IV-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
V-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
18.10.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2023

Başkan Üye Üye Katip