Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1155 E. 2023/1160 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1155 – 2023/1160
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2023/1155
KARAR NO : 2023/1160

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2019/700E., 2023/227K.
(BİRLEŞEN 2020/303 E sayılı dosya)
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVACILAR :
BİRLEŞEN DAVADA DAVACI :
VEKİLİ :

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVALI :
TASFİYE MEMURU :

Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacılar vekili, muris …’nın17/05/2004 tarihinde vefat ettiğini, daha sonra …’nın oğullarından …’nın da 16/01/2016 tarihinde vefat etmesi üzerine eşi …, kızları …, …, …’nın kaldığını, davalı kooperalif tarafından 06/11/1988 tarihinde yapılan kura çekiminde …’ya … ada, … parsel, eşi …’ya da … ad … parsel arsaların isabet etmesine rağmen müvekkillerine ortaklıktan kaynaklı haklarının verilmediğini, ortaklık tespiti davası açıldığını ve davanın kabul edilerek kesinleştiğini, kooperatifçe birikmiş aidat ve gecikme faizi borcu istendiğini, 1990 yılından başlayarak borç çıkarılmasının iyiniyet kurallarına uymadığını ileri sürerek, kooperatif yönetim kurulunun 25/09/2019 günlü 08 sayılı, 26/09/2019 günlü 09 sayılı aidat alınmasına dair kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, asıl davadaki açıklamalar ile davacılardan ödenti istenmesinin hukuka aykırı olması nedeniyle, ödeme ihtarları esas alınarak alınan ihraç kararının mevzuata, kooperatif kayıtlarına, yerleşik içtihatlara tamamen aykırı, haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek, kooperatif yönetim kurulunun 11.02.2020 tarih 01 karar sıra nolu, 1 nolu kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, istenen alacağın ve ihraç kararının hukuka uygun olduğunu, davacılarca açılan menfi tespit davalarının sonucu beklenilmeden ihraç kararı verilemeyeceğine ilişkin davacı iddialarına itibar edilemeyeceğini, davacı yanın hak etmiş olduğu bir tapu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Asıl Dava Yönünden; Mahkememizce davalı kooperatifin ilgili kayıtları getirtilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunda; davacıların kooperatife olan borcu belirlenmiş, bununla birlikte asıl davada konu edilen davacılara ayrılan payın hesabının doğru olarak yapıldığı belirtilmiştir. Dolayısıyla davalı kooperatif tarafından davacılara düşen pay ödedikleri katılma payı dikkate alındığında eşit olarak belirlendiğinden davacıların bu karara ilişkin itirazları yersiz olduğundan asıl davanın reddi gerekmiştir.
Birleşen Dava Yönünden; Birleşen davada ise davacı taraf müvekkillerinin kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptalini istemiştir. Kooperatiften gelen ilgili belgeler incelendiğinde; ihtarnamelerin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediği görülmektedir. Buna ilişkin olarak ihraca ilişkin ihtarnamelerin davacıların tamamına çıkartılmadığı, ayrıca ihtarnamelerdeki borcun mahkememizin 2019/701 esas sayılı dosyasındaki kabul dikkate alındığında (bu dosyada asıl borcun ihtarnamede gönderilen borçtan daha az olduğu belirlenmiştir) gerçek borcu yansıtmadığı, dolayısıyla söz konusu ihraç kararının iptal edilmesi gerektiği …” gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile davalı kooperatifin 25/09/2019 tarihli 8 sayılı ve 26/09/2019 tarihli 9 sayılı kararlarının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: asıl davanın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, kararın gerekçesinde asıl dava için ” bununla birlikte asıl davada konu edilen davacılara ayrılan payın hesabının doğru olarak yapıldığı belirtilmiştir.” denilerek davacılara düşen payın, ödenen katılma payı dikkate alındığında eşit olarak alındığı gerekçesinin doğru bir gerekçe olmadığını, zira; müvekkillerinin murisi …’ya … Ada … parsel (güncel … Ada … parsel) 16.11.1998 tarihinde yapılmış olan kura çekiminde 414 m² kooperatif arsasının düştüğünü, kooparatifçe … Tapu Müdürlüğüne gönderilen tapu alacak ortaklar listesinde murise yer verilmediğini, muristen kaynaklanan bir kusurun bulunmadığını, müvekkillerinin murisine düşen 414 m² arsanın davalı kooperatif tarafından yok edildiğini, kooperatif üyelerinin milyonluk daire ve villalarda yaşarken müvekkillerine 58 m²’lik bir arsanın ortak edildiğini, açık bir şekilde görüleceği üzere bu durumda ne eşitliğin ne de hakkaniyetin bulunmadığını, uzun süren yargılama neticesinde müvekkillerinin üyeliğinin tespitine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, daha sonrasında müvekkillerinin kooperatife başvuru yaptığında ise 58 m2 gibi bir arsaya ortak edildiklerini, dosyaya kazandırılan bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere murislere bağımsız bölüm teslim edilmesi gerektiğini, davalı kooperatifin mirasçı müvekkillerinden yıllar sonra aidat istemesinin haksız olduğunu, son 5 yıl öncesine ilişkin talebin zamanaşımına uğradığını, davacılara diğer arsa ortaklarına verilen konutlar gibi bir konut verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte konut verilemiyor dahi olsa en azından isabet eden arsaların rayiç bedelinin ödenmesi gerektiğini,ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında asıl dava yönünden ret kararı vermekle birlikte hükümde davalı yararına vekalet ücretine hükmettiğini, davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının asıl dosya yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı kooperatif tasfiye memuru istinaf dilekçesinde özetle: ihtarnamelerin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin iddialarına itibar edilemeyeceğini, ihtarnamelerin tebliğinin usulüne uygun olduğunu, yerel mahkemenin 2019/701 E. sayılı ve taraflarınca istinaf edilen dosyasındaki menfi tespit davasındaki karara atıf yapılarak ihraç kararlarının iptalinin hatalı olduğunu, ana para borcunun yerel mahkeme tarafından da tespit edildiğini, faize ilişkin hatalı bilirkişi incelemesi neticesinde ihraç kararının iptaline karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl dava, aidat alınmasına dair yönetim kurulu kararlarının iptali ; birleşen dava ise ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
I-6100 sayılı HMK’nın 297/(1)-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/(1)-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/(2). maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Somut olayda; asıl davanın konusu davalı kooperatif yönetim kurulunun 25/09/2019 günlü 08 ve 26/09/2019 günlü 09 sayılı kararlarının, birleşen davanın konusu ise davalı kooperatif yönetim kurulunun 11.02.2020 tarih 01 sayılı kararının iptaline ilişkindir. İlk derece mahkemesince, asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne ilişkin gerekçe yazılıp hüküm kurulmasına rağmen, asıl dava konusu yönetim kararlarının iptaline karar verilmiş, birleşen dava konusu yönetim kurulu kararı ile ilgili olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamıştır.
Bu husus yukarıda açıklandığı üzere HMK’nın 297. maddesi hükmüne aykırı bulunduğundan, Dairemizce, resen 6100 sayılı HMK’nın 297, 355 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, dosyanın, davanın yukarıda açıklanan çerçevede yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
II- Kararın kaldırılması nedenine göre taraf vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK’nın 297 ve 355. maddeleri uyarınca, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/700E., 2023/227K. sayılı dava dosyasında verdiği 22/02/2023 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
Yukarıda (II) nolu bentte belirtilen nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Peşin alınan istinaf karar harçlarının iadesine.
3-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
21/06/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2023

Başkan Üye Üye Katip