Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1082 E. 2023/1046 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2023/1082
KARAR NO : 2023/1046
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/46 E.-2022/516 K.
DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili 20.01.2022 tarihli dava dilekçesinde; davalı tarafından dava dışı borçlu …. A.Ş. aleyhine Ankara 19. İcra Dairesinin 2017/15273 E. sayılı dosyasıyla yapılan icra takibinde müvekkiline haciz ihbarnameleri gönderildiğini, 89/3 haciz ihbarnamesinin 05.01.2022 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, müvekkilinin takip borçlusuna herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin takip borçlusu …. A.Ş.’ne borçlu olmadığının tespitine, haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde itiraz etmediğinden borç yedinde sayıldığını, İİK 89. madde gereğince açılmış olan menfi tespit davasında ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, tarafların banka kayıtları incelendiğinde aralarında borç alacak ilişkisi olduğunu, aksi kanaate varılması halinde 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine davacı tarafça usulüne uygun ve süresi içerisinde itiraz edilmediğinden ve bu nedenle davanın açılmasına davacı sebebiyet verdiğinden müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini talep ettiklerini savunarak, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini, aksi kanaate varılması halinde müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Dosyamız arasına icra dosyası ile davacının tacir olup olmadığına dair vergi dairesi ve esnaf ve ticaret oda kayıtları alınmıştır. Davacının şirket ortağı olduğu, kazancının esnaf işletmesinden fazla olduğu anlaşıldığından tacir hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakla mahkememiz görevli kabul edilmiştir.
Dava 3. Haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde açılmıştır.
Davalı yetki itirazında bulunmuşsa da yetkili mahkeme icra dairesinin yapıldığı yer veya 3. Şahsın yerleşim yeri mahkemesi (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku) olması nedeniyle yetki itirazının reddi gerekmiştir.
Davacının dava dışı icra borçlusu … A.Ş’ye borcu olup olmadığı yönünde bilirkişi marifetiyle … A.Ş. kayıtlarında inceleme yaptırılmış, davacının dava dışı …. A.Ş,’ye borcunun olmadığı, tam aksine dava dışı … A.Ş. Firmasından alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
03/06/2022 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Dava dışı … A.Ş.’ne ait ticari defterlerin usulüne uygun
tasdik ettirilip, işlendiği, birbiri ile uyumlu olduğu, HMK ve TTK’ya uygun olduğu,
yukarıda 6 ncı maddede ayrıntılı olarak arz ve izah edildiği üzere, 06.09.2017 –
31.12.2019 tarihleri arasında davacı ile dava dışı şirketin arasında yapılan ticarete bağlı olarak
alacak borç kaydının mevcut olduğunun yevmiye defteri kayıtları ile sabit olduğu,
” şeklinde kanaat bildirmiştir.

Davacının eldeki davayı süresi içerisinde açması, borçlu olmadığının açık ve ayrıntılı bilirkişi raporuyla ispatlanması nedeniyle davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptali gerekmiş, davacı haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmemesi nedeniyle işbu davayı açmak durumunda kalması nedeniyle herhangi bir tazminata hükmedilmemiştir.” denilerek, davanın kabulüne, davacının takip borçlusu …. …. A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2017/15273 esas sayılı dosyasından davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; iş bu davada, ispat yükü üzerinde bulunan davacının borçlu olmadığı yönünde hiçbir delil sunmadığını, bilirkişi incelemesinde “taraflar arasında ticari defterlerde kaydı olmayan harici alacak-borç işlemleri yapılmış olma ihtimali”nin değerlendirilmediğini, haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen davacının, davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle müvekkilinin yargılama giderlerine mahkum edilmemesi gerektiğini, davanın sadece borçlunun ticari defterlerinde kayıtlı alacaklarına indirgenerek incelenmesinin de hatalı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi, uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmelidir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre Dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, HMK’nin 114(1).c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden red kararı verilmesi ve HMK’nin 20. maddesinde belirtilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemlerin yerine getirilmesi için esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

2-Kararın kaldırılması nedenine göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nin 353/(1)-a.3 maddesi uyarınca, esası incelenmeden Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.06.2022 tarih ve 2022/46 E., 2022/516 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-Davalı vekilince istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesi tarafından esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
07.06.2023 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)1-g maddeleri gereğince KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07/06/2023
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza