Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1063 E. 2023/1438 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1063 – 2023/1438
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2023/1063
KARAR NO : 2023/1438
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2023
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/715 E.-2023/138 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 14.11.2011 tarihinde, Vize-2 RES üretim tesisi ile ilgili Res Katkı Payı Anlaşması imzalandığını, sözleşmenin 3. maddesinde RES katkı payı tutarının nasıl hesaplanacağının düzenlendiğini, müvekkilinin ödeme yükümlülüğünün 2021 tarihinde başlandığını, davalının sözleşmeye aykırı olarak 21.01.2021 tarihli, toplam 2.415.110,78 TL bedelli fatura düzenlediğini, müvekkilinin fatura bedelini ihtirazı kayıtla ödediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.309.405,14 TL + %18 KDV toplamı 1.545.098.06 TL.’nın davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu RES Katkı Payı Anlaşması EPDK onayına tabi olan ve EPDK’nin ikincil düzenlemelerinde yer alan anlaşma olup 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 3. maddesinin (j) fıkrasında düzenlenen ticari anlaşma olmadığını, bu nedenle bu anlaşmadan kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda görülmesi gerektiğini, idari sözleşmelerin taraflardan en az birinin kamu tüzel kişisi olduğu, bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin veya özel hukuku aşan birtakım hükümler içeren sözleşmeler olduğunu, RES Katkı Payı Anlaşması metninin Yarışma Yönetmeliği ekinde basılı olarak yer aldığını ve davacının davaya konu faaliyeti yürütebilmesi açısından bu anlaşma metninin imzalanmasının zorunlu olduğunu, anlaşma hükümleri üzerinde tarafların müzakere etmesi ve değişiklikler yapmasının mümkün olmadığını, Yarışma Yönetmeliğinin 8. maddesinde dava konusu ödemeye esas faturanın ödenmesinde gecikilmesi halinde 6183 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiğini, EPDK’nın müvekkili idareye kamu hizmeti ruhsatı niteliğinde elektrik iletim ruhsatı verdiğini, bir kamu hizmeti olan elektrik iletim hizmetinin tüm yurtta tekel olarak müvekkili idare tarafından yerine getirildiğini, müvekkili Teşekkülce düzenlenen RES katkı payına ilişkin faturanın iptali ve ödenen meblağın iadesi istemiyle idari yargı mercilerinde açılan davalarda Mahkemelerin görevli olduklarını addederek davanın esasına ilişkin karar verdiklerini, anılan kararların Danıştay tarafından da onandığını, bu nedenle davanın yargı yolu dava şartı noksanlığı bakımından reddi gerektiğini, (Mülga) 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 3. maddesinin 5. fıkrası doğrultusunda, EPDK tarafından onaylanan, “Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği” kapsamında sisteme bağlanacak olanları belirlemek amacıyla yapılan RES kapasite tahsis yarışmaları sonucu davacının sunduğu teklifler doğrultusunda RES tesisi için sisteme bağlantı hakkı kazandığını, ayrıca taraflar arasında RES Katkı Payı Anlaşması akdedildiğini, RES katkı payı faturalarının RES katkı payı anlaşması gereğince Yönetmelik ve ekleri olan taahhütname, teklif mektubu formu ile anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi ile hesaplandığını, buna göre ödenecek bedelin değer kaybına uğramaması adına verilen teklif bedelinin teklif yılından itibaren her yıl TÜFE oranında (kümülatif) güncellenerek arttırılmasının öngörüldüğünü, hal böyle iken Yönetmelik, ekleri ve içeriği birbirinden ayrı değerlendirilerek, aralarında hiyerarşik bir ilişki kurmak suretiyle teklif mektubunun yok sayılmasının hukuka uygun olmadığını, davacı şirket tarafından taahhütname, teklif mektubu formu ve anlaşma içerikleri önceden bilinmekte olup, bu şartlarda yarışmaya katılım sağlanarak teklif verildiğini, daha sonra bu teklifte yer alan hesaplama şekli ile bağlı olmadığının öne sürülmesi dürüstlük kuralına uygun olmayacağı gibi, yarışma koşullarının (teklifin) da değiştirilmesi anlamına geldiğini, davacının iddia ettiği uygulama metodunun müvekkiline ödenecek RES katkı payı tutarının yıllar içerisinde değer kaybetmesine yol açacağını, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesinin 04.11.2021 tarih ve 2021/208 E., 2021/712 K. sayılı kararıyla; uyuşmazlığın Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliğinden kaynaklanması nedeniyle idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 12.10.2022 tarih ve 2022/1293 E., 2022/1536 K. sayılı kararıyla; davalı şirketin özel hukuk hükümlerine tabi bir İktisadi Devlet Teşekkülü olduğu, uyuşmazlık konusunun idari bir işlem veya eylem niteliğinde bulunmadığı, tacir olan taraflar arasındaki sözleşmenin idari bir sözleşme olamayacağı gözönünde bulundurularak, yargı yolu yönünden görevli olduğunun kabulü ile, uyuşmazlığın esası incelenip, taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davalı idare tarafından rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere yapılan başvurularına ilişkin Yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılan yarışma sonucunda davacı şirket tarafından davalıya sunulan bila tarihli teklif mektubu sonrasında 14/11/2011 tarihinde RES Katkı Payı Anlaşması imzalandığı, sözleşmede RES Katkı Payının hesabının teklif mektubundaki hesaplamadan farklı olarak düzenlendiği, tacir olan tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları anlaşma hükümleri ile bağlı oldukları, davaya konu Vize-2 RES Projesi 2020 yılında tamamlanarak işletmeye alındığı, sözleşmenin 1 ve 3.maddeleri uyarınca 2020 yılında üretilen enerji miktarına göre ilk yıl anlaşmadaki birim fiyatı üzerinden RES Katkı Payı ödeneceği, 2020 yılında 20.165.299 kWh elektrik üretildiği, aynı yıl DİE TÜFE oranını %14,60 olduğu, 0,041829 TL şirket tarafından …’a kWh başına ödenmesi taahhüt edilen RES Katkı Payının çarpımı sonucu KDV dahil fatura tutarının 995.323,26 TL olmakla 21/01/2021 tarih 2.415.110,78 TL bedelli dava konusu faturadan fazla ödendiği tespit edilen 1.419.787,52 TL’yi davacının talep hakkı olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.419.787,52 TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu RES katkı payı anlaşması gibi EPDK onayına tabi olan ve EPDK’nin ikincil düzenlemelerinde yer alan anlaşmaların ticari anlaşma olmadığını, bu anlaşmalardan kaynaklanan uyuşmazlıkların da idari yargıda görülmesi gerektiğini, RES katkı payı anlaşmalarının niteliği ve içerdiği düzenlemeler bakımından özel hukuku aşan bir rejime tabi olduğunu, nitekim huzurdaki dava ile aynı konuda olmak üzere, RES katkı payının hesaplanmasında hata yapıldığı, anlaşmanın ilgili maddelerinin yanlış uygulandığı öne sürülerek RES katkı payına ilişkin faturanın iptali ve ödenen meblağın iadesi istemiyle idari yargı mercilerinde açılan davalarda Mahkemelerin görevli olduklarını addederek davanın esasına ilişkin karar verdiklerini, dolayısıyla davanın (yargı yolu) dava şartı noksanlığı bakımından reddine karar verilmesi gerektiğini,
EPDK tarafından onaylanan, “Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği” kapsamında müvekkili Teşekkülce RES kapasite tahsis yarışmaları gerçekleştirildiğini, davacı şirketin gerçekleştirilen yarışmalar sırasında sunduğu teklifi doğrultusunda Vize-2 RES (dava konusu) tesisi için sisteme bağlantı hakkı kazandığını, anılan tesisler için lisans alarak faaliyetlerine başladığını, ayrıca davacı ile müvekkili kurum arasında, davacıya ait üretim tesislerinin ilk ünitesinin geçici kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere ve tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca, müvekkil …’a ödemeyi taahhüt ettiği Rüzgar Enerjisine Dayalı Elektrik Üretimi Santrali (RES) katkı payı bedelinin ödenmesini konu alan, “RES Katkı Payı Anlaşmaları” akdedildiğini,
Müvekkilince RES Katkı Payı Anlaşması gereğince Yönetmelik ve ekleri olan taahhütname, teklif mektubu formu ile anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere 20 yıl boyunca verilen teklif bedelinin, teklif yılından itibaren her yıl TÜFE oranında (kümülatif) güncellenerek arttırılması suretiyle RES katkı payı faturalarının hesaplandığını,
Davacı tarafından sunulan teklif mektubunda, teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) oranında güncelleştirilerek (kümülatif) olarak RES katkı payı ödeneceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, “Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına ilişkin Yarışma Yönetmeliği”nin 9. maddesinde müvekkiline 20 yıl boyunca ödenecek olan katkı payının tutarının yıllar içerisinde değer kaybını önlemek adına, fiyatların genel düzeyindeki değişim oranının ölçüsü olarak kullanılan ve perakende fiyat değişimleri gösteren, objektif bir veri niteliğindeki tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) formülasyonda yer aldığını,
Yine Yönetmeliğin ekinde yer alan RES Katkı Payı Anlaşmasının 3. maddesinin de aynı yönde düzenleme içerdiğini,
Yarışma Yönetmeliği uyarınca ekinde yer alan teklif mektubu söz konusu yarışmaların asıl unsuru olup, kapalı zarf ile teslim edildikten sonra, sunulan teklifte değişiklik yapılamayacağını, sunduğu teklifi doğrultusunda yarışmayı kazanan ve EPDK tarafından lisans verilmesi uygun bulunan davacı şirket ile müvekkili arasında Yönetmelik eki RES Katkı Payı Anlaşması imzalandığını,
Davacının diğer isteklilerle birlikte iştirak ettiği yarışmada, önceden bildiği şartlar altında oluşturduğu teklif üzerinden anlaşma imzalandığı dikkate alındığında, daha sonra bu teklifte yer alan hesaplama şekli ile bağlı olmadığının öne sürülmesi dürüstlük kuralına uygun olmadığı gibi, yarışma koşullarının (teklifin) da değiştirilmesi anlamına geldiğini, davacının teklifinde yer alan hesap şekli ile bağlı olmadığının kabulünün, diğer istekli firmalar bakımından haksız rekabet teşkil edeceğini,
Teklif mektubu ve RES katkı payı anlaşması hükümlerinin hesap şekli bakımından çeliştiğine yönelik iddianın RES kapasite tahsis yarışmalarına ilişkin tüm sürecin düzenlendiği yasal dayanak olan Yarışma Yönetmeliğini yok sayar nitelikte olduğunu,
Davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranarak, bu hesaplama yöntemi ile zarar edeceğini öngörerek dava konusu yarışmaya katılmamasının da mümkün olduğunu, müvekkilince yapılan tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki RES Katkı Payı anlaşması hükümlerine aykırı olarak fazla ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 96.985,69 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 24.247,00 TL’nin mahsubuyla kalan 72.738,69 TL.’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
4-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
27/09/2023 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza