Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/958 E. 2022/905 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2022/958
KARAR NO : 2022/905
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/922 E. 2019/11 K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili, müvekkillerinin kendilerine verilmeyen işyerlerinin bedeli ile ilgili ilamlı alacaklarını icra takibine konu ettiklerini, davalı kooperatifin hiç bir malvarlığının tespit edilemediğini, davalı kooperatifin iki tür üyesi olduğunu, bütün üyelerden toplanan aidatlarla konut sahibi üyelerin konutlarının yapılıp bitirildiğini ve teslim edildiğini, borçlu kooperatifin borcunu ödemediğini, genel kurulda üyelerden aidat talep etme girişiminde bulunmadığını, konut sahibi üyelerin de genel kurullarda aidat kararı verilmesini engellediklerini, müvekkillerinin işyerlerinin satış kararının 08.06.2013 tarihli genel kurul toplantısında verildiğini, bu sebeple bu genel kurul tarihinde kooperatif üyelerinden tespit edebildikleri aleyhine dava açtıklarını, kooperatifin üzerinde bina yaptığı … parseldeki taşınmazın üzerindeki bütün bağımsız bölümleri üyelerine vermek suretiyle ferdileştirdiği ve kooperatif adına taşınmaz bulunmadığının tespit edildiğini, Kooperatifler Kanununa göre kooperatif üyelerinin haklarda ve vecibelerde eşit olmak zorunda olduklarını, bütün üyelerin tüm üyeler haklarına kavuşana kadar her üye payı oranında bunu sağlamak ve ödeme yapmakla mükellef olduklarını ileri sürerek, İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca … parselde kayıtlı konut niteliğindeki bağımsız bölümlerin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davalı … Kooperatifi adına tespit ve tesciline, satılarak bedelinin icra dosyaları alacaklarının ödenmesinde kullanılmasına karar verilmesini veya müvekkillerinin alacağının, ödeme tarihindeki icra dosya hesabı yapılmak ve bu miktar ödetilmek suretiyle davalılara (her bir gerçek kişi davalı aldığı bağımsız bölümün bedeli ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini; İİK 227 madde kapsamında karar verilmesi mümkün olmazsa üyeler arasında eşitlik sağlanmadığından, bütün üyelere hak ettikleri oranda paylarının verilmesi için konut niteliğindeki bağımsız bölümlerin mevcut tapu kaydının, ferdileştirmenin yeniden yapılması amacıyla iptali ile davalı kooperatif adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YARGILAMANIN SEYRİ VE SONUCU :
İlk derece Mahkemesi’nce 24.12.2018 tarihli ara kararıyla; davacıların tasarrufun iptali yönünden açmış oldukları davanın HMK. 167. maddesi gereğince işbu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasında kaydına, tapu iptali ve tescil talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, tapu iptali ve tescile konu her bir bağımsız bölümün ayrı ayrı il, ilçe, ada, parsel ve bağımsız bölüm numarasını beyan etmek suretiyle ferdileştirmesi ve bu suretle talep sonucunu açık bir şekilde bildirmesi için HMK. 119/1-ğ maddesi gereğince 1 haftalık kesin süre verilmesine, 1 haftalık kesin süre içerisinde, tapu iptali ve tescile konu her bir bağımsız bölümün ayrı ayrı il, ilçe, ada, parsel ve bağımsız bölüm numarasını bildirmediği takdirde HMK. 119/2 maddesi gereğince tapu iptali ve tescil istemi yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına karar verilmiştir.
Tasarrufun iptali yönünden tefrik edilerek mahkemenin 2018/947 E. sayısına kaydedilen davada ise 24.12.2018 tarihli kararla; tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olduğu, somut olayda da davanın bu tarihten sonra 18.12.2018 tarihinde İİK.’nin 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince; “Somut olayda; mahkememizin 24.12.2018 tarih ve 2018/922 esas sayılı ara kararı ile dava dilekçesinde tapu iptali ve tescile konu taşınmaz-bağımsız bölümlerin il, ilçe, ada, parsel, bağımsız bölüm numarasının bildirilmediği gözetilerek; davacı vekiline tapu iptali ve tescile konu her bir bağımsız bölümün ayrı ayrı il, ilçe, ada, parsel ve bağımsız bölüm numarasını beyan etmek suretiyle ferdileştirmesi ve bu suretle talep sonucunu açık bir şekilde bildirmesi için HMK. 119/1-ğ maddesi gereğince 1 haftalık kesin süre verilmiş, 1 haftalık kesin süre içerisinde, tapu iptali ve tescile konu her bir bağımsız bölümün ayrı ayrı il, ilçe, ada, parsel ve bağımsız bölüm numarasını bildirmediği takdirde HMK. 119/2 maddesi gereğince tapu iptali ve tescil istemi yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ara kararın tebliği suretiyle ihtar edilmiş, ara kararın tebliği üzerine davacılar vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu 31.12.2018 tarihli dilekçesi ile, davayı davalı kooperatifin 2014 yılı genel kurul hazirun cetvelinde yer alan konut hak sahiplerine karşı iş bu davayı açtıklarını, ferdileştirmeye esas olan ‘noter kura çekim tutanağının’ kendilerine tapu sicil müdürlüğü tarafından verilmediğini, tapu sicil müdürlüğünün 3. kişilere ait tapu bilgilerini kendilerine veremeyeceklerini beyan ettiğini, gelişen aşamada hangi üyenin hangi bağımsız bölüme malik olduğunu tespit etme olanaklarının olmadığını, bu suretle gerekli kayıtların … Tapu Sicil Müdürlüğünden ve ticaret sicil müdürlüğünden celp edilmesine müteakip açıklama yapacaklarını beyan etmiştir.
Böylelikle, davacılar vekilin 1136 sayılı yasanın 2/3 maddesindeki yasal hakkını kullanarak davaya dayanak teşkil eden belgelerin toplayıp talep sonucu açık bir şekilde iş bu tapu iptal ve tescil davasının açması gerekir iken mahkememizin 25.12.2018 tarihli ara kararının kendisine tebliğine rağmen davacılar vekilinin tapu iptal ve tescile konu taşınmazların il, ilçe, ada, parsel ve bağımsız bölüm numarasını bildirmek suretiyle ferdileştirmediği ve bu suretle verilen kesin süreye rağmen dava dilekçesini açıklamadığı” gerekçesiyle, HMK. 119/1-ğ ve 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde: Mahkemece önce “İİK 277 maddesi uyarınca açılan davanın tefrikine” karar verildiğini, devamla hangi davalıdan hangi taşınmazın tapusunun iptalini talep ettiklerini tek tek açıklamalarını talep ettiğini ve 31.12.2018 tarihli dilekçeleri ile yaptıkları açıklamaları yeterli bulmayarak, davanın açılmamış sayılmasına karar verdiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların kooperatif genel kurul hazirun cetveline göre tespit edilmiş üyeleri olduklarını, tapu iptali ve tescili talep edilen taşınmazın Tapu Müdürlüğü ve ada ile parselinin belli olduğunu, … parselde bulunan ve davalı kooperatif tarafından ferdileştirilen taşınmazlar hakkında gerekli açıklamaların yapıldığını, sadece, her bir davalı adına kaç numaralı bağımsız bölümün tescilli olduğu hususunun açıklanmadığını, bu hususun tapu kaydı celbedildiğinde açıklığa kavuşacağını, hangi bağımsız bölümün hangi üye adına tescilli olduğu hususunun tespiti için İcra Müdürlüğünden talepte bulunularak kura çekim tutanağının tapu müdürlüğünden istenmesinin istendiğini ancak İcra Müdürlüğünün 3. kişilere ilişkin bilgileri talep edemeyeceğini gerekçe yaparak taleplerini reddettiğini, bu durumda bunu tapu müdürlüğünden isteyecek olan makamın Mahkeme olduğunu, … Tapu Sicil Müdürlüğü … ada … parsel üzerindeki bağımsız bölümlerin tapu kaydı celp edildiğinde zaten her biri davalı için bir tane bağımsız bölüm bilgisinin (tapu kaydı) geleceğini, talep sonucunun açık ve belli olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Yukarıda özetlendiği üzere davacılar vekilince; İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca … parselde kayıtlı konut niteliğindeki bağımsız bölümlerin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davalı … Kooperatifi adına tespit ve tesciline, satılarak bedelinin icra dosyaları alacaklarının ödenmesinde kullanılmasına karar verilmesi veya müvekkillerinin alacağının, ödeme tarihindeki icra dosya hesabı yapılmak ve bu miktar ödetilmek suretiyle davalılara (her bir gerçek kişi davalı aldığı bağımsız bölümün bedeli ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmesi; İİK 227 madde kapsamında karar verilmesi mümkün olmazsa üyeler arasında eşitliğin sağlanmasını teminen konut niteliğindeki bağımsız bölümlerin mevcut tapu kaydının, ferdileştirmenin yeniden yapılması amacıyla iptali ile davalı kooperatif adına tespit ve tesciline karar verilmesi istenmiş;
İlk derece Mahkemesince davacıların tasarrufun iptaline yönelik isteminin tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilen taleple ilgili davanın asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiş, iş bu tapu iptali tescile yönelik talep yönünden ise davacılar vekilince kesin sürede tapu iptali ve tescile konu her bir bağımsız bölümün ayrı ayrı il, ilçe, ada, parsel ve bağımsız bölüm numarasını beyan etmek suretiyle ferdileştirilmediği ve bu suretle talep sonucunun açık bir şekilde bildirilmediği gerekçesiyle HMK. 119/1-ğ ve 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilen ve sonra görev yönünden usulden reddine karar verilen talep asıl talep olup, iş bu tapu iptali ve tescil istemi terditli taleptir. İş bu davadaki talebin akıbeti, tefrik edilen davadaki talebin sonucuna bağlıdır. Asıl talebin reddine karar verilmesi halinde iş bu terditli talebin incelenme sırası gelecektir. Asıl talebin kabulü halinde ise terditli talebin değerlendirilmesine gerek kalmayacaktır.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, tefrik edilen ve ayrı bir esasa kaydedilen ve sonrasında görev yönünden usulden reddine karar verilen taleple ilgili ne karar verildiği araştırılıp, sonucuna göre iş bu terditli talebin incelenmesine geçilmesi gerekirken – asıl davada davalılar adına kayıtlı taşınmazların zaten belirleneceği ve davacılar vekilince üyelerine tapu devri yapılan ana taşınmazın tapu bilgilerinin bildirilmiş olmasına göre davalılar adına kayıtlı taşınmazların tapu bilgilerinin tespitinin mümkün olduğu hususları da gözden kaçırılarak- davacılar vekilinin “tapu iptal ve tescile konu taşınmazların il, ilçe, ada, parsel ve bağımsız bölüm numarasını bildirmek suretiyle ferdileştirmediği ve bu suretle verilen kesin süreye rağmen dava dilekçesini açıklamadığı” gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre Dairemizce, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.5. maddesi uyarınca, esası incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-a.5. maddesi uyarınca, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.01.2019 tarih ve 2018/922 E., 2019/11 K. sayılı kararının ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine,
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
27/05/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-2 maddeleri uyarınca, KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip