Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/944 E. 2022/1682 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/944 – 2022/1682
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2022/944
KARAR NO : 2022/1682

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/03/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2020/490E., 2022/155K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, taraflar arasında … A.Ş. (…) bünyesinde kullanılmak üzere 30 adet 2016 model … Kamyon ve 1 adet … olmak üzere toplam 31 aracın davalı şirkete kiralanması hakkında 2016 yılından itibaren hizmet verilmeye başlanıldığını ve akabinde 08.12.2016 tarihli araç kiralama sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme uyarınca her ay müvekkili şirket tarafından davalı şirkete kira bedelleri fatura düzenlendiğini, taraflar arasındaki araç kira sözleşmesinin müvekkili tarafından Ankara 62. Noterliği’nin 21.08.2020 tarihli ve… yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, araç kira sözleşmesinden kaynaklı borç ve yükümlüklerini yerine getirmemesi ve kötü niyetli tutumları nedeni ile İİK 155. maddesi uyarınca, 485.865,00 TL bedelli 30.04.2020 tarihli fatura alacağının tahsili amaçlı eldeki davaya konu Ankara 23. İcra Müdürlüğü 2020/5899 sayılı dosyası ile davalı ve şirket yetkilisi … aleyhine iflas yolu ile adi takip başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine anılan icra takibine davalı tarafından 22.07.2019 ve 29.07.2020 tarihli iki farklı dilekçe ile itirazda bulunulduğunu, itirazlarının yerinde olmadığını ileri sürerek, haksız ve mesnetsiz itirazının kaldırılmasına ve davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafından ibraz edilen 03/08/2016 tarihli sözleşmenin kira sözleşmesi değil, adi ortaklık sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin davacı iş bitirme belgesini almasını teminen gerçek iradeye uygun olmayarak yapıldığını, mahkemenin tarafların gerçek iradesinin araştırılması gerektiğini, dava dışı … A.Ş. Firmasından alınan ihale kapsamında tarafların iç ilişkide adi ortaklık kurduğunu, müvekkili ile … arasında imzalanan sözleşme kapsamında araç temini hususunda tarafların anlaştığını, davacı yanın zaman içerisinde araç ve makine sebebiyle sözleşmeye aykırı davrandığını, taraflar arasındaki amacın kira değil araçların ortaklık ilişkisi içerisinde …’a hizmet sunmaktan ibaret olduğunu, nitekim davaya konu faturanın açıklama kısmında açıkça taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi olduğunun yazılı bulunduğunu, sözleşmeye konu araçların bir kısmının müvekkili şirket tarafından satın alınmasından sonra dahi davacının fatura kesmeye devam ettiğini, müvekkiline ait araçlar için davacının fatura kesmesinin mantığa uygun olmadığını, yine sözleşme süresi 8 ay olup, sözleşmenin dolmasından sonra davacının sözleşmenin uzadığına dair herhangi bir iddia ve delilinin olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 31/12/2020 tarihinde sona ereceğini, adi ortaklığın da bu tarih itibariyle son bulacağını ve adi ortaklığın TTK 644 ve devamı maddeleri uyarınca tasfiye edileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen 21/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davalının 2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu 30/04/2020 tarihli, 485.865 TL bedelli faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalı şirket ticari defterlerine göre faturaya istinaden davacıya ödeme yapılmadığı, nitekim davalı şirket ticari defterlerine göre davacının davalıdan 4.378.210,17 TL alacaklı olduğu, yine davacı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen 03/08/2021 tarihli bilirkişi raporundan, davacının 2016-2020 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu 30/04/2020 tarihli, 485.865 TL bedelli faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirket ticari defterlerine göre faturaya istinaden davacıya ödeme yapılmadığı, nitekim davacı şirket ticari defterlerine göre davacının davalıdan 5.372.534,14 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki ticari defterlerdeki farkın davacı şirket kayıtlarında gözüken ancak davalı şirket ticari defterlerinde yer almayan 31/05/2020 ve 30/06/2020 tarihli ayrı ayrı 485.865,00 TL bedelli faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. İbraz edilen bilirkişi raporlarına göre davaya konu faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup faturaya istinaden ödeme kaydının bulunmaması karşısında HMK 222 maddesi uyarınca birbirini teyit eten taraf ticari defterleri uyarınca davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 485,865,00 TL tutarında alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Her ne kadar davalı şirket fatura tanzimine esas sözleşmenin tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu iddia etmiş ise de, davalının her iki iddiasını (taraf muvazaası ile adi ortaklık ilişkisinin varlığını) yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, ancak davaya konu faturanın tanzimine esas araç kira sözleşmesinde muvazaa olduğunu iddia eden davalının (taraf muvazaası) iddiasını yazılı delil ile ispata yönelik olarak davalının mahkememize yazılı delil ibraz etmediği gibi delil dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı, bu suretle davalının muvazaa iddiasını ispat edemediği, yine adi ortaklık ilişkisinin varlığı iddiasına yönelik olarak davacı tarafından tanzim edilen dava konu fatura ile birlikte aynı mahiyetteki 13 adet faturada yer alan “adi ortaklık”, iş ortaklığı” ibarelerinin davalının adi ortaklık ilişkinin varlığı iddiasını ispata yönelik yazılı delil olarak kabul edilemeyeceği, ancak HMK 202 md kapsamında delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği, davalının delil başlangıcı olarak kabul edilen faturalara istinaden tanık dinletebilecek ise de delil dilekçesinde tanık deliline dayanan davalının, tanık listesini mahkememize ibraz etmediği bu sebeple anılı iddiasını ispat edemediği kabul edilmiş ve bu kabulden hareketle mahkememizin 23/09/2021 tarihli celsesinde davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2020/5899 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce İİK. 156. maddesi gereğince davalının itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesi sonrası depo emrine esas olmak üzere asıl alacak, icra masrafı, vekalet ücreti ve tahsil harcı miktarı açıkça TL cinsinden 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporuyla tespit edilerek davalı şirket ve vekiline ayrı ayrı İİK. 158/2 maddesi gereğince mahkememizin 24/02/2022 tarihli celsesinde depo emrinin tebliğine karar verilmiştir. Davalı depo kararının gereğini yerine getirerek depo miktarını 02.03.2022 tarihinde mahkememiz veznesine yatırmakla davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davalı vekili cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek İİK156.ve 158 maddesi hükümleri uygulanmak suretiyle iflas davası açılması ve görülebilmesi için öncelikle kesinleşmiş bir borcun varlığının bulunması gerektiğini, davalı borçlunun faturaya dayalı icra takibine süresinde itiraz ettiğine göre öncelikle bu itirazın kaldırılması ve itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesi gerektiğini, yerel mahkemenin 23.09.2021 tarihli ara kararla iflas talepli takibin kaldırılmasına kanun yollarına imkan vermeyecek şekilde karar vermesinin, bu karar kesin olmamasına rağmen iflas takibi kesinleşmiş gibi iflas yönünde ilan yaptırmasınin açıkça hukuka aykırı olduğunu, temyize tabi bir kararı kesin olarak vermesinin, bu karara dayanarak İflas davası ilanı ve kesinleşmemiş bir borç için diğer alacaklıları davet etmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, itirazın kaldırılmasını kesin olarak anlamak için kararın kesinleşmesinin zorunlu olduğunu, taraflar arasındaki “Hizmet Alım sözleşmesi” kapsamında adi ortaklığın bulunduğunu, müvekkili tarafından Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2022/132 Esas sayılı davanın açıldığını, bu davanın önce bu dosya ile birleştirildiğini ancak hatalı olarak tefrik edilerek Mahkemenin 2022/ 161 Esasına kaydedildiğini, mahkemece eksik inceleme ile ve sadece iflas talebi hususunda adi takip kesinleşmeden hüküm tesis edildiğini beyan ederek, davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, iflas yoluyla adi takibe itirazın kaldırılması ve iflasa ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle davanın niteliği gereği menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmaması ile tefrikinde hata olmamasına göre (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2008/12842 E 2009/1956 K sayılı ilamı) , davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/490E., 2022/155K. sayılı dava dosyasında verdiği 03/03/2022 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
02/11/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK’nin 164 ncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır