Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/872 E. 2022/1035 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N E S A S H A K K I N D A K A R A R)
ESAS NO : 2022/872
KARAR NO : 2022/1035
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2020/814 E.-2021/900 K.
ASIL VE BİR.DAVADA
DAVACI :
VEKİLİ :
ASIL VE BİR.DAVADA
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

Asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 15.02.2022 tarih ve 2022/303 E., 2022/208 K. sayılı kararıyla uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince istinaf incelemesi yapılması gerektiği belirtilerek dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmiş, anılan Dairece de görevsizlik kararı verilmesi üzerine Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 11.04.2022 tarih ve 2022/131 sayılı kararıyla istinaf incelemesinin Dairemiz tarafından yapılması gerektiğine kesin olarak karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl ve birleşen davada davacı vekili; müvekkili ile davalının yüklenicisi olan dava dışı … Elek. Oto. A.Ş. arasında 08.12.2016 tarihli davalı …’ın işlerinde kullanılmak üzere 31 adet ticari araç için “uzun dönem ticari araç kiralama işi”ne ilişkin sözleşme imzalandığını, dava dışı …’nın müvekkiline aylık araç kira bedellerini ve sair borç bedellerini ihtarname tebliğine rağmen zamanında ödemediğini, Ankara 62. Noterliğinin 21.08.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kira sözleşmesinin feshedildiğini ve davalı …’ın bilgilendirildiğini, davalı … ile dava dışı … arasında yapılan Binek Araç Alım Ve İş Makinesi Hizmet Alım Sözleşmesinin 10. maddesinde belirtilen Ödeme Şartları başlığı altında yer alan 5. maddesinde ” Yüklenicinin ödeme güçlüğü içinde olması, belgeli olmak üzere tedarikçilere ödeme yapmadığının tespiti ve/veya mücbir sebeplerden dolayı 3. Taraf ödemelerini aksatması durumunda, görülen hizmetin aksamaması amacıyla … bahse konu ödemeleri YÜKLENİCİ nam ve hesabına yaparak takip eden dönem rücuan hakkedişinden keser” ibaresinin yer aldığını, müvekkilinin sözleşmedeki bu madde kapsamında işe başladığını, sözleşme konusu araçların halen … tarafından kullanıldığını, davalının …ndan … emrinde tedarikçi olarak çalıştırdıkları araç kiralama bedellerinden sorumlu olduğunu, asıl davada Ağustos ve Eylül 2020 aylarına ait kira bedeli için Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü 2020/5622 E. esas sayılı icra dosyası ile, birleşen davada Ekim 2020 ayına ait kira bedeli için Eskişehir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/5764 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takiplerine başladıklarını, davalının itirazı üzerine icra takiplerinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazlarının iptaline ve %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili; davacının eksik harç yatırarak dava açtığını, kötüniyetli olduğunu, davacı tarafın aynı alacakla ilgili olarak … yetkilisi …, … şirketi ve müvekkili aleyhine ayrı ayrı ayrı ayrı icra takipleri başlattığını, dava dışı … aleyhine Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/490 E. sayılı dosyası ile dava açtığını, bu nedenle derdestlik itirazları bulunduğunu, … ile müvekkili arasındaki Binek Araç ve İş Makinesi Hizmet Alım Sözleşmesi’nin 21.2. maddesinde, “Yüklenici’den kaynaklanan sebeplerle meydana gelebilecek her türlü zarar, ziyan ile … tarafından 3. Şahıslara karşı mahkeme gereğince ödenecek tazminatlar her şartla rucuan yükleniciden tahsil edilir.” denildiğini, bu nedenle davanın …’na ihbarını talep ettiklerini, sözleşmenin ancak tarafları arasında hüküm ve sonuç doğurduğunu, sözleşmelerin nispiliği ilkesine göre sözleşmede taraf olmayan biri hakkında bu sözleşmeden kaynaklanan hükümlere göre herhangi bir talep ileri sürülemeyeceğini, davacının müvekkili ile dava dışı … arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığını, davacı tarafça … ile 01.01.2017 tarihinde müvekkili şirkette kullanılmak üzere araç kiralama sözleşmesi imzalandığını ve taraflar arasında müvekkili şirkette kullanılmak üzere uzun dönem araç kiralama işinde mutabakat sağlandığı iddia edilmiş ise de, Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma ve Satış İşlemleri Uygulama Yönetmeliğinin 5. maddesinin 6. fıkrasında “Gayrimenkul kiralama ve kiraya verme işleri hariç olmak üzere, ihale sonucu imzalanan sözleşmeler ve çerçeve anlaşmaların süresi, yapım ve mal alımı işleri için iki yılı, varlık satışı ve hizmet alımı işleri için dört yılı aşamaz.” denildiğini, bu durumda taraflar arasında müvekkili şirkette kullanılmak üzere uzun dönem araç kiralama işinde mutabakat sağlanmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkili ile dava dışı … arasındaki İş Makineleri Hizmet Alım Sözleşmesine göre işe başlama tarihinin 01.01.2019, işi bitirme tarihinin ise 31.12.2020 olduğunu, davacının ise müvekkilinden 2020 Ağustos, Eylül ve Ekim ayları araç kullanım bedellerini talep ettiğini, bu talebini 01.01.2018 tarihinde sona ermiş olan Binek Araç Alım ve İş Makinesi Hizmet Alım Sözleşmesi’ne dayandırdığını, davacı ile dava dışı … arasında akdedildiği iddia edilen kira sözleşmesinde müvekkilinin taraf olmadığını, bu kapsamda tacir sıfatında olan davacı tarafın dava dışı 3. kişi ile yapmış olduğu sözleşmede müvekkil şirkete güvenerek bu sözleşmeyi yaptığını iddia etmesinin kabul edilemeyeceğini, müvekkili ile dava dışı … A.Ş arasında akdedilen Binek Araç ve İş Makinesi Hizmet Alım Sözleşmesinin 10. maddesi uyarınca fatura tanzim edebilecek olanın dava dışı yüklenici … olduğunu, davacının dava dışı …na tanzim etmiş olduğu fatura bedelini sözleşme kapsamında müvekkilinden talep edebilme imkânı bulunmadığını, bu sözleşmede müvekkili ile dava dışı … tarafından birlikte veya ayrı ayrı davacı lehine ödeme garantisi veren herhangi bir hüküm veya taahhüt bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte Sözleşmenin 10. maddesine göre yüklenicinin ödeme güçlüğünde olması ve yüklenicinin belgeli olmak üzere tedarikçilere ödeme yapmaması şartlarının gerçekleşmesi gerektiğini, davacı tarafın …nın ödeme güçlüğünde olduğuna ilişkin belge sunmadığını, 10. maddenin müvekkili şirketin yürütmekte olduğu kamu hizmetinin devamlılığını sağlamak amacı ile konulduğunu, dava dışı …’nın müvekkili şirketin yaptığı bir sonraki ihale sonucu 01.01.2021 tarihli sözleşmeyi akdettiğini ve mali yeterliliğini kanıtladığını, kabul anlamına gelmemek üzere davacının talep etmiş olduğu bedelin fahiş olduğunu, davacı ile dava dışı … arasındaki sözleşmede 30 adet sepetli platformun kira bedeli 162.000,00 TL iken davacının bir aylık araç kullanım bedeli olarak 450.000,00 TL bedel talep ettiğini, davacının Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/410 E sayılı dosyası ile konkordato talebinde bulunduğunu, HMK’nın 84. maddesi uyarınca iş bu davanın lehe sonuçlanması halinde yargılama giderlerinin karşılanma ihtimali tehlikeye düşeceğinden teminat talebinde bulunduklarını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddine ve kötüniyetli davacının tazminata mahkumiyetine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Her ne kadar davacı taraf, davalı iş veren ile dava dışı yüklenici şirket arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin 10.5. maddesi uyarınca davalı şirket hizmetinde kullanılan araçların kira bedelini davalıdan talep etmiş ise de, sözleşmeler, Asliye Ticaret Mahkemesi dosyaları, icra dosyaları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 08/12/2016 tarihinde ticari araç kiralama sözleşmesi imzalandığı, sözleşme içeriğine göre dava dışı kiracı şirket tarafından araçların … haricinde bir yerde çalıştırılmayacağının kararlaştırıldığı, davalı … ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında da davalı …’ın dağıtım bölgesi sınırları içerisindeki müşterilerine kesintisiz ve kaliteli hizmet verilmesinin temini için araç ve iş makinesi çalıştırılması konulu 31/12/2018 tarihli hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 10. maddesi ile ödeme şartlarının düzenlendiği, ayrıca 10.5. maddesi ile yüklenicinin ödeme güçlüğü içinde olması ve belgeli olması halinde tedarikçilere ödeme yapmadığının tespiti ve/veya mücbir sebeplerden dolayı 3. taraf ödemelerini aksatması durumunda görülen hizmetin aksamaması amacıyla …’ın bahse konu ödemeleri yüklenici nam ve hesabına yaparak takip eden dönem rücu ve hakedişlerinden keseceği hükmünün kararlaştırıldığı, bu hükmün sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca sözleşmenin tarafı olmayan davacıya, davalı …’tan araç kiralama bedelini talep hakkı tanımadığı, ayrıca sözleşmenin 10.5. maddesi uyarınca yüklenicinin ödeme güçlüğü içinde olması ve bu durumun belgelendirilmesi halinde …’a tedarikçilere ödeme yapma hususunda imkan tanıdığı, bu konuda insiyatifin …’a ait olduğu, ayrıca somut olayımızda da dava dışı yüklenici … Ltd. Şti. tarafından ödeme güçlüğü içinde olduğuna dair davalı …’a belgeli bir başvuruda bulunduğu hususunda da herhangi bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla, sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, her ne kadar davalı taraf kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de, davacı tarafın kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebi de kabul edilmemiştir.” denilerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, sözleşmenin feshinden itibaren araçları haksız bir şekilde kullanan, araçları teslim etmeyen ve kullanım bedellerini de ödemeyenin haksız ve kötü niyetli zilyet davalı olduğunu, öncelikle harcı tamamlatan mahkemece müddeabihin değeri 500.000,00 TL. üzerine ulaşmasına rağmen, basit yargılama usulüne göre yargılama yapılarak karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davanın esasına girmeden ilk celsede karar verilmesi, davanın husumetten reddedilmesi sonucu maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davanın esasına girilmiş gibi nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de usule aykırı olduğunu, mahkemenin sözleşmeyi eksik yorumlayarak tedarikçi sıfatını haiz müvekkilini sözleşmenin nispiliği ilkesini yanlış yorumlayarak sözleşme ile irtibatlandırmamasının kabul edilemeyeceğini, sözleşmenin 10.5. maddesinin yüklenicinin tedarikçinin alacaklarını ödememesi halinde işverenin (ihale makamı ) tedarikçiyi korumasını ve işin aksamamasını hedefleyerek konulduğunu, yüklenicinin düzenli olarak aldığı paradan tedarikçiye ödeme yapmamasının önünü alan ve yüklenicinin kötü niyetini de önleyen madde 10.5’in hükümlerinin uygulanması için ayrıca başvuruda bulunacak kişinin, parayı alıp da vermeyen yüklenici olmasının beklenemeyeceğini, dava dışı yüklenicinin müvekkiline ödeme yapmadığı için aleyhinde iflas yoluyla icra takibi başlatıldığını, itirazı üzerine Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/490 E. sayılı dosyası ile itirazın kaldırılması ve iflas davası açıldığını, mahkemece müvekkilinin alacaklı olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin 31 araçlık bir filoyla bu yerde tedarikçi olduğu göz önüne alındığında, hizmetin sürekliliği için müvekkilinin orada tutulmasının açık olduğunu, 10/5. maddenin üçüncü kişi yararına sözleşme olduğunu, bu düzenlemenin sözleşmenin nispiliği ilkesinin bir istisnası olduğunu, TBK’nın (?) maddesinin, “Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir. Üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve âdete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilirler.” hükmünü içerdiğini, Mahkemece dava dışı yüklenicinin aczi ya da ödeme güçlüğünün görüldüğünü belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini ya da kararın bozularak mahkemesine gönderilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dava ve birleşen dava, davalının yüklenicisi ile davacı arasındaki uzun dönem araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, 970.000,00 TL. alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin asıl davada harca esas değer 300.000,00 TL; 485.865,00 TL. alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin birleşen davada harca esas değer 150.000,00 TL. gösterilmiş; daha sonra mahkemece süre verilmesi üzerine asıl ve birleşen davaya ilişkin eksik harç tamamlanmıştır. Her iki takip yönünden itirazların tamamının iptali için dava açılmasına karşın, davacı tarafça harca esas değerin eksik gösterilmesi, asıl ve birleşen davanın TTK’nın 4/(2). maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tâbi olmasına neden olmuştur. Bu sonucun doğmasına neden olan davacı tarafça, asıl ve birleşen davanın yazılı yargılama usulüne tâbi olduğunun ileri sürülmesinin, TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük ilkesine uygun olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dosya kapsamından davacı ile dava dışı … Elek. Oto. A.Ş. arasında 08.12.2016 tarihli “Uzun Dönem Ticari Araç Kiralama İşi”ne ilişkin sözleşme imzalandığı, davacı tarafça dava dışı şirket tarafından ödenmediği iddia edilen kira bedellerinin, davalı … ile dava dışı … arasında yapılan Binek Araç Alım Ve İş Makinesi Hizmet Alım Sözleşmesinin 10/5. maddesindeki, “Yüklenicinin ödeme güçlüğü içinde olması, belgeli olmak üzere tedarikçilere ödeme yapmadığının tespiti ve/veya mücbir sebeplerden dolayı 3. Taraf ödemelerini aksatması durumunda, görülen hizmetin aksamaması amacıyla … bahse konu ödemeleri YÜKLENİCİ nam ve hesabına yaparak takip eden dönem rücuan hakkedişinden keser” hükmüne dayalı olarak davalıdan talep ettiği anlaşılmıştır.
İlk derece Mahkemesince isabetli olarak, “bu hükmün sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca sözleşmenin tarafı olmayan davacıya, davalı …’tan araç kiralama bedelini talep hakkı tanımadığı,…bu konuda insiyatifin …’a ait olduğu,” kabul edilmesine göre bu gerekçeyle karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, bu gerekçe ile çelişecek şekilde, bu hükmün davacıya talep hakkı tanıdığı kabul edilmiş gibi “ayrıca somut olayımızda da dava dışı yüklenici … Ltd. Şti. tarafından ödeme güçlüğü içinde olduğuna dair davalı …’a belgeli bir başvuruda bulunduğu hususunda da herhangi bir delil de bulunmadığı” gerekçesine de dayanılması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını gerekçesi yönünden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca asıl ve birleşen davada davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.10.2021 tarih ve 2020/814 E., 2021/900 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“A)ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 273,25 TL, tamamlama harcı olarak alınan 11.445,00 TL’den mahsubu ile Hazineye irad kaydına, fazla alınan 11.658,95 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1 maddesi gereğince 65.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk faaliyetinin sona erdiği tarihte geçerli olan arabuluculuk asgari ücret tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden sarf kararı ile ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde talep halinde dosyada kalan gider avansının yatırana iadesine,
B) Birleşen MAHKEMEMİZİN 2020/831 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 132,31 TL ve tamamlama harcı olarak alınan 5.736,00 TL’den mahsubu ile hazineye irad kaydına, fazla alınan 5.809,01 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1 maddesi gereğince 41.343,25 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk faaliyetinin sona erdiği tarihte geçerli olan arabuluculuk asgari ücret tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden sarf kararı ile ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde talep halinde dosyada kalan gider avansının yatırana iadesine,”
III-Harçlar Kanunu uyarınca asıl ve birleşen davada davacı taraftan alınması gereken (80,70×2=) 161,40 TL. istinaf karar harcından peşin alınan (59,30×2=) 118,60 TL.’nin düşümü ile kalan 42,80 TL.’nin asıl ve birleşen davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
IV-Asıl ve birleşen davada davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
V-Asıl ve birleşen davada davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
15.06.2022 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip