Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/842 E. 2022/841 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2022/842
KARAR NO : 2022/841
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.01.2022 tarihli Ek karar.
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/411 E.-2018/717 K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.02.2018 tarih ve 2013/536 E., 2018/117 K. sayılı kararıyla 240.000,00 TL.’nin davalıdan tahsiline karar verildiğini, ilama dayalı alacağın ve fer’ilerin tahsili için Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2018/11361 E. sayılı dosyasıyla ilamlı icra takibine başlandığını, icra emrinin tebliğine rağmen davalının borcu ödemediğini, takip yolu değiştirilerek iflas yolu ile takibe çevrildiğini, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına ve davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline yapılmış olan tebligatın usule aykırı olduğunu, iflas takibine itiraz edildiğini, ortada kesinleşmiş bir icra takibi bulunmadığından müvekkili hakkında her hangi bir mal varlığı araştırmasının da söz konusu olmadığını, olmayan bir alacak için hem itirazın iptali davası açıldığını hem de iflas talep edildiğini, itirazın iptali davası için nispi harç yatırılması gerektiğini, iflas davası tefrik edilerek yetkisizlik kararı verilmesi itirazın iptali davası yönünden ise eksik harcın tamamlanması için süre verilmesi gerektiğini, icra takibi kesinleşmediğinden ödeme yapma zorunluluğu bulunmayan müvekkilinin iflasının istenemeyeceğini, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/536 E. 2018/117 K. sayılı ilamının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.11.2018 tarih ve 2018/411 E., 2018/717 K. sayılı kararıyla; HMK’nın 14. maddesi uyarınca kooperatif ile üyesi arasındaki davanın kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğu, davalı kooperatifin Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğünde kayıtlı adresinin “…” olduğunun anlaşıldığı, bu durumda somut uyuşmazlığa ilişkin davanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği belirtilerek, kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinafı kabil olmak üzere karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 21.03.2019 tarih ve 2019/600 E., 2019/435 K. sayılı kararıyla; İlk derece Mahkemesi kararının davalı vekiline 20.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve İİK’nun 164 maddesinde öngörülen on günlük istinaf süresinin HMK’nın 92/(1) ve 93. maddeleri uyarınca, resmi tatil olmayan 31.12.2018, pazartesi günü dolduğu, davalı vekilince 03.01.2019 tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulduğu, davanın niteliği ve buna göre ilgili yasa maddesinde istinaf yoluna başvuru süresinin 10 gün olarak belirtilmiş olması karşısında, mahkemece gerekçeli kararda istinaf süresinin iki hafta olarak yazılmış olmasının maddi hataya dayalı olduğunun açık olduğu, iflas davalarında istinaf süresi yönünden mevzuat ve uygulama yönünden bir belirsizliğin söz konusu olmadığı, davalı vekilince gerekçeli kararın tebliğinin usulsüz olduğunun iddia edilmediği gerekçesiyle, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-c. maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Dairemiz kararına karşı davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 08.04.2021 tarih ve 2021/769 E., 2021/1520 K. sayılı kararıyla; “Anayasa Mahkemesi emsallerinde ‘Mahkemeye erişim hakkı adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biridir. Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlâl edebilir.
Bununla birlikte, dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça, hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ne var ki, öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da yanlış hesaplanması nedeniyle kişiler dava açma ya da kanun yollarına başvuru hakkını kullanamamışsa mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiğinin kabulü gerekir.’ denmiştir.
Anayasa Mahkemesi bu tür başvurularda mahkemenin tarafı yanıltamayacağını, bu nedenle temyiz başvuru talebinin kabulünün gerektiğini belirtmiş, bu eksikliğin henüz giderilmesi mümkün bulunduğundan, tazminat talebinin incelenmemesine karar vererek temyiz incelemesi yapılmasının önünü açmıştır. Aynı hususun istinaf başvuruları içinde geçerli olacağı tartışmasızdır.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince gerekçeli kararda, istinaf yoluna başvurma süresi 10 gün olmasına rağmen, iki hafta olarak belirtilmiştir. Hakimin, mahkeme kararında kanun yoluna başvurma süresi konusunda tarafları yanıltması halinde bu durum taraflar aleyhine sonuç doğurmamalı ve hak kayıplarına neden olmamalıdır. Açıklanan nedenlerle, iki haftalık süre içinde istinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin başvurusu doğrultusunda, istinaf incelemesinin yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin davalının istinaf başvurusu hakkındaki usulden ret kararı yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek Dairemiz kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dairemizin 30.11.2021 tarihli kararıyla, önceki gerekçelerle, Dairemizin 21.03.2019 tarih ve 2019/600 E., 2019/435 K. sayılı kararında direnilmesine, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-c maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin istinafa konu 07.01.2022 tarihli ek kararıyla; “HMK’nun 20. maddesinde ‘Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde taraflardan birinin bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.’ hükmü bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; mahkememizden verilen işbu 14/11/2018 tarihli hükmün, taraf vekillerine tebliğ edildiği, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 22/03/2019 tarih ve 2019/600 Esas, 2019/435 Karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verildiği, davalı vekilinin süresi içindeki temyizi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 08/04/2021 tarih ve 2021/769 Esas, 2021/1520 Karar sayılı ilamı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozularak kaldırılmasına kararı verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesince 30/11/2021 tarih ve 2021/1082 Esas, 2021/1799 Karar sayılı ilamı ile dairenin 21/03/2019 tarih ve 2019/600 Esas, 2019/435 sayılı kararında direnilmesine kararı verdiği, verilen kararın 11/12/2021 tarihinde davacı vekiline, 10/11/2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, süresi içinde temyiz talebinde bulunmadıklarından hükmün, 21/12/2021 tarihinde kesinleştiği ve davacı vekilinin yasal süresi içerisinde gönderme talebinde bulunmadığı…” gerekçesiyle, davanın HMK’nun 20. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.11.2018 tarih ve E:2018/411 K:2018/717 sayılı yetkisizlik kararının kesinleştiğini, kararın kesinleşmesi üzerine süresi içerisinde Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine sundukları 14.11.2018 tarihli dilekçeleri ile dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi için talepte bulunduklarını, mahkemece bu talep üzerine kararı kesinleştirerek göndermek için işlem yaptığı halde dosyanın istinaf edilmesi üzerine bu işlemin devam etmediğini, mahkemenin görevsizlik veya yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine süresi içerisindeki taleplerini nazara almadan, muhtemelen bu taleplerini görmeden dosyanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesinin 07.01.2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına ve dosyanın görevli ve yetkili Nöbetçi Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler” başlıklı 20/(1). maddesi, “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, (…) süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir.” hükmünü içermektedir.
Dosya kapsamından; davacılar vekilince, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.11.2018 tarih ve 2018/411 E., 2018/717 K. sayılı, Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle, HMK 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair kararı ile aynı tarihte, dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair dilekçe sunulmuş olduğu görülmüştür.
Davacılarca yetkisizlik kararı henüz kesinleşmeden, yani iki haftalık başvurma süresi henüz işlemeye başlamadan önce de başvuruda bulunması mümkündür. Bunu engelleyen bir kanun hükmü bulunmamaktadır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, davacılar vekiline süresinde yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvuruda bulunmuş olduğu gözetilerek yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.5. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesinin 07.01.2022 tarihli Ek kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-a.5. maddesi uyarınca, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/411 E., 2018/717 K. sayılı 07.01.2022 tarihli Ek kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin yetkili mahkeme tarafından esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-Karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
18.05.2022 tarihinde, İİK’nın 164/2. maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2022


Başkan

Üye

Üye

Katip