Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/818 E. 2022/1098 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : …

Bir kısım davalılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
Asıl ve birleşen davalar … … AŞ’nin eski yöneticileri olan davalıların 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 17’nci maddesi uyarınca yasaya aykırı karar ve işlemleri ile bankaya verdikleri zararlardan dolayı şahsi iflaslarına karar verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince “…Eldeki davada, Mahkememizin 2011/591 esas-2004/662 karar sayılı ilamı ile asıl dava olan 2001/591 esas sayılı dosyanın feragat nedeniyle reddine, birleşen 2002/80 esas ve 2002/639 esas sayılı dosyalarının işbu dosyadan tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kaydının yapılmasına, yine 2002/73, 2002/78, 2001/605, 2001/747, 2001/745, 2001/767, 2001/737, 2002/74 ve 2002/638 esas sayılı dosyalara ilişkin davaların ise durdurulmasına karar verildiği, bu kez de, davacı vekilinin mahkememize ibraz etmiş olduğu 25.11.2020 tarihli dilekçesi ile her bir dava için ayrı ayrı, davalılar hakkında açılan davanın 4389 sayılı kanunun 15/3 maddesi uyarınca durdurulmasına karar verildiğini, Fon Kurulunun 07.09.2020 tarih ve 2020/287 sayılı kararı ile … Grubunun … sürecinde herhangi bir ilerleme kaydetmemesi, ABK’ya yeni bir ödeme planı sunulmaması ve 02.05.2003 tarihli … ödeme planının birçok kez revize edilmesine rağmen sözleşmeye konu ödemelerin gerçekleştirilmemesi nedeniyle fon alacaklarının takip ve tahsilini teminen 02.05.2003 tarihli FYYS hükümleri çerçevesinde durdurulan iade ve tazmin, şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarına kaldığı yerden devam edilmesine karar verilmesini istediği, mahkememizin 10.12.2020 tarih ve 2001/591 esas sayılı ek kararı ile birleşen 2002/73, 2002/78, 2001/605, 2001/747, 2001/745, 2001/767, 2001/737, 2002/74 ve 2002/638, 2002/80 ve 2002/639 esas sayılı dosyaların işbu dosyadan tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kaydına karar verildiği ve tefrik edilen 11 adet dosyanın mahkememizin 2020/671 Esasına kaydının sağlandığı dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememizin 2020/671 Esas, 2020/784 Karar sayılı ilamı ile Mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi ile 5411 sayılı yasanın 142/2 maddesi ile 5411 sayılı yasanın 142/2 maddesi uyarınca tüm davalarda ayrı ayrı İstanbul (1), (2) Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesin yetkili olduğu gerekçesi ile her bir dava yönünden ayrı ayrı Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile HMK nun 114/1-ç ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, ilamın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2021/1209-1202 Esas-Karar sayılı ilamı ile davacı yanın uzun yıllar sonra sunduğu talep üzerine 10/12/2020 tarihinde dosyanın tekrar ele alındığı, davalı yanlara tebligat yapılmaksızın, duruşma açılmaksızın safahatı bulunan dosyada usulden red kararı verilmesinin davalıların savunma hakkını kısıtladığı gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına kesin olarak karar vermiş, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kesin kararı doğrultusunda mahkememizce taraflara tebligat yapılarak duruşma açılmıştır.
Öncelikle 5411 sayılı yasanın 01/11/2005 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında dava tarihi itibari ile somut olayda maddi hukuk açısından mülga 4389 sayılı yasanın uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
12/05/2001 tarihinde yürürlüğe giren 4672 sayılı yasa ile değişik 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesinde “Bankalar ile fon ve bankaların iflas daireleri tarafından açılacak hukuk davalarına Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla Asliye Ticaret Mahkemesi bulunması halinde bu davalar (1) numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülür. Bankalar ile fon ve bankaların iflas dairesi tarafından muamele merkezi veya ikametgahı İstanbul ili sınırları içinde olan kişiler aleyhine açılacak hukuk davaları ile borçlular hakkında açılacak iflas davaları İstanbul (1) numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılır. İflas davası açılması halinde bu mahkeme hakkında iflası istenilen borçlunun muamele merkezi bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nin borçlu aleyhine iflas davası açıldığını bildirir. ” amir düzenlemesi yer almakta olup, maddede 5020 sayılı yasa ile metinde yapılan değişiklik ile mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi aynen “Bankalar ile fon ve bankaların iflas daireleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması hâlinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür. Bankalar ile fon ve bankaların iflas daireleri tarafından muamele merkezi veya ikametgâhı İstanbul ili sınırları içinde olan kişiler aleyhine açılacak hukuk davaları ile borçlular hakkında açılacak iflas davalarına İstanbul (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. İflas davası açılması hâlinde, bu mahkeme, hakkında iflası istenen borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine borçlu aleyhine iflas davası açıldığını bildirir.” şeklini almıştır. 5411 sayılı yasanın 142 maddesi ile metindeki Bankalar ibaresi çıkartılarak görev ve yetkiye ilişkin düzenleme aynen korunmuştur.
Mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi 1 bendi, 5411 sayılı yasanın 142/1 maddesinde olduğu gibi, yargılamalarda görevli mahkemeyi düzenlerken gerek mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi 2. bendi, gerekse 5411 sayılı yasanın 142/2 maddesi İstanbul ili sınırları içerisinde muamele merkezi ve ikametgahları bulunanlar aleyhine açılacak hukuk davaları ile İstanbul ili içerisinde veyahut dışarısında muamele merkezi ve ikametgahları bulunanlar aleyhine açılacak iflas davalarında yetkili mahkemeyi düzenlemektedir.
Buna göre iflas davaları İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecektir. İkametgahın, yargılanan şahsın ve yetkiyi belirleyen diğer düzenlemelerin maddede belirtilen yetki kurallarına etkisi yoktur. Bu düzenleme aynı yöneticinin farklı yerlerde görev yapması ve zararın bu farklı görevlerden kaynaklanması, ya da farklı yerlerde görev yapan birden fazla şahsın aynı zarara sebebiyet vermesi sebebi ile iflaslarının talep edildiği hallerde doğabilecek tereddütü giderecek mahiyettedir (Yrd. Doç. Dr. Kürşat Göktürk, Banka Yönetici ve Ortaklarının Hukuki Sorumluluğu, Özellikle Şahsi İflas Kapsamında Sorumluluk, S.201). Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere, aleyhine iflas davası açılacak şahıs veyahut tacir İstanbul ili içerisinde otursun veya oturmasın davada İstanbul mahkemeleri kesin yetkilidir. Nitekim yasanın 2.cümlesinde yer alan “İflas davası açılması hâlinde, bu mahkeme, hakkında iflası istenen borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine borçlu aleyhine iflas davası açıldığını bildirir.” şeklindeki ibare mahkememizin kabulünü açıkça teyit etmektedir. Yetkiye ilişkin bu düzenlemede kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yetkisizlik itirazı iptidai itiraz süresi ile bağlı olmaksızın davanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece resen nazara alınmak zorundadır.
Açıklanan gerekçeler ışığında somut olay irdelendiğinde, 11 adet davada davalı sıfatına haiz …, ……. ikametgah adreslerinin İstanbul ili sınırları içerisinde olması, yine anılı davalılar ile birlikte diğer davalılar yönünden açılan iflas davasında Mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi ile 5411 sayılı yasanın 142/2 maddesi uyarınca İstanbul (1), (2) Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesin yetkili olduğu saptanmakla, tüm davaların mahkememizin yetkisizliği sebebiyle davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ
Davalı …, …, …, …, … ve … vekilleri istinaf dilekçesinde:
– Eldeki dosyaların daha önce ilk derece mahkemesince karara bağlandığı ve bunların kesinleştiği, mahkemenin de dosyadan el çektiği, buna rağmen yeniden esas açılmak suretiyle karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu;
– Yetkili mahkemenin Ankara mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilemeyeceğini,
– Davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekilleri istinaf dilekçesinde:
– Eldeki dosyaların daha önce ilk derece mahkemesince karara bağlandığı ve bunların kesinleştiği, mahkemenin de dosyadan el çektiği, buna rağmen yeniden esas açılmak suretiyle karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu;
– Yetkili mahkemenin Ankara mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilemeyeceğini,
– Uzun yıllar davanın askıda bırakılması suretiyle müvekkilinin dava tehdidi altında tutulduğu,
– Davacının hukuki yararının da kalmadığını,
– Davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle Yasa gereği özel bir usulle duran davada dava zamanaşımı süresinin dolduğundan söz edilmesine olanak bulunmaması ve verilen önceki kararın niteliği itibariyle kesin hüküm teşkil etmeyeceği karşısında kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davalılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/622E., 2021/707K. sayılı dava dosyasında verdiği 18/11/2021 tarihli kararına yönelik bir kısım davalılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
29/06/2022 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK’nin 362/1-c düzenlemesi uyarınca KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2022)