Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/790 E. 2022/786 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19.02.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili; müvekkillerinin 1980’li yıllardan beri ulusal ve uluslararası alanda yürütülen ihale süreçlerinin tanıtılması, takibi, bu tür ihalelere girmek isteyen ulusal ve uluslararası muhataplara danışmanlık hizmetleri verdiklerini, ayrıca Türkiye’de ihale süreçlerine ilişkin ilk genel yayın niteliğindeki ….” gibi dergilerde istihbarat şefliği ve takip süreçlerini basın adına yürüterek iş hayatındaki profesyonellerle, çalışanlarla ve/veya potansiyel müşterilerle iş ve arkadaşlık ilişkilerini geliştirdiklerini, müvekkillerinin işletmelere proje ya da sözleşme süreci bazlı hizmet sözleşmesi, turizm organizasyonları, kamu kurumlarına; seminerler, hizmet içi eğitim toplantıları, uluslararası çalıştaylar ve nitelikli danışmanlık işleri yaptıklarını, müvekkillerinin dava dışı Sınırlı Sorumlu … Başkanlığı tarafından yaptırılacak … … Sulanması İçin Borulama Sistemi İşi’ni üstlenebilecek ve yerine getirebilecek bir firma arayışında olması sürecinde bu işin kapsamını, idari ve teknik şartlarını, benzer iş deneyimi şartlarını, sermaye ve mali güç kriterlerini ve bu işin yüklenicileri tarafından proje süreci ve inşa sürecinin ne şekilde ortaya konulması gerektiğine ilişkin belirlemeleri ve değerlendirmelerini yaptıklarını ve neticesinde … … Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin işbu süreci yerine getirebilecek iş gücü, benzer iş deneyimi, mali yapı ve yeteneğe sahip olduğu kanaatine ulaştıklarını, müvekkillerinin süreci yönetim danışmanlık hizmetleri neticesinde taraflar arasında sözleşme imzalandığını, sözleşmenin imzalanması sürecinde de Sınırlı Sorumlu … Başkanlığı’na taraflarca beraber gidilmiş ve aynı gün sözleşme imzalanarak işe başlandığını ancak müvekkillerinin edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen davalı tarafın müvekkillerine herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, öncelikle alacaklarının büyüklüğü ve mal kaçırma ihtimaline binaen davalının …. ve varsa başka taşınmazlarına ve banka hesaplarına ihtiyati tedbir uygulanmasını, akabinde bilirkişi marifetiyle alacaklı oldukları bedelin belirlenmesini ve şimdilik 1.000.000,00 TL alacaklarının sözleşme yapılması-hakkın doğumu- ya da ihtar tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
YARGILAMANIN SEYRİ VE SONUCU :
İlk derece Mahkemesi’nce “Dava, taraflar arasında tanzim edilen danışmanlık ve hizmet sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya verilen hizmet bedelinin ödenmediği iddiasıyla alacağın tahsili konularına ilişkindir.
19/12/2018 tarihinde … Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanunun 20 maddesi ile 6102 sayılı TTK’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere 5/A fıkrasının eklendiği, buna göre yapılan değişiklikle “bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (HUAK) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, HUAK yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. Bu doğrultuda, söz konusu maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi, arabuluculuk her türlü hukuk uyuşmazlıklarında değil, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri, bir başka ifadeyle “sulh” olmak suretiyle sona erdirebilecekleri hukuk uyuşmazlıkları bağlamında uygulanma alanı bulacaktır.
Dava 7155 sayılı yasanın 20.maddesi kapsamında kaldığından arabulucuya başvurup başvurmadığı, başvurmuş ise anlaşmazlık tutanağını dosyaya sunması için davacı vekiline kesin süre verilmiş, verilen süreye rağmen anlaşmazlık tutanağını dosyaya sunmayarak kararın gereğini yerine getirmemiştir.
Aynı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı Yasanın 18/A maddesi uyarınca davacı vekiline arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağı bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunması aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren ara kararın tebliğ edildiği, davacı yanca ihtarın gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Dava dilekçesi içeriğine göre, iş bu davada davacının danışmanlık hizmeti ücret alacağının tahsilini istendiği, eldeki davanın 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01/01/2019 tarihinden sonra açılmış olduğu, davacı yanca arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşıldığından HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince davanın usulden reddine…”şeklinde karar verilmiştir.
Davalı vekili 11.05.2021 tarihli dilekçesi ile HMK madde 305/A hükmü gereğince ek karar talep dilekçesinin kabulü ile davacıya yükletilmek üzere yargılama giderleri ve lehine vekalet ücretine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece Mahkemesi 09.02.2022 tarihli ek kararı ile “Talep dilekçesi ve dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında; Mahkememizin isteme konu kararında davanın dava şartı yokluğu sebebiyle ön inceleme duruşması icra edilmeden önce usulden reddine karar verilmesine rağmen sehven kendisini vekil ile temsil ettiren ve cevap dilekçesi sunan davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmediği anlaşılmakla; ön inceleme duruşmasının yapılmadığı dikkate alınarak talebin HMK 305. m. gereğince kabulüne, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte AAÜT 6. m. gereğince 1/2 oranında maktu vekalet ücretine hükmedilerek Mahkememiz hükmünün tamamlanmasına…” şeklinde karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, tavzih yolu ile hükümde unutulanlar hakkında yeniden karar verilemeyeceğini bildirerek, ek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık, HMK 305/A. maddesi kapsamında vekalet ücretine karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/155E., 2021/305K. sayılı dava dosyasında verdiği 19.04.2021 tarihli kararına yönelik davacılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken harç peşin olarak alındığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
11.05.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere,, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 12.05.2022